Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Dersi Konuları-Etkinlikleri


Muhalefet Dönemi (1946-1950)



Yüklə 1,33 Mb.
səhifə19/31
tarix31.10.2017
ölçüsü1,33 Mb.
#24528
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   31

Muhalefet Dönemi (1946-1950)


Demokrat Parti programını iki esas etrafında şekillendirmişti: Liberalizm ve Demokrasi.CHP'nin ekonomi politikası olan devletçiliğin aksadığı yönler vurgulanarak CHP'ye karşı çıkılmaktaydı. Demokrat Parti üzerinde daha önceki acı tecrübelerin yarattığı ilk kuşkular dağıldığında büyük kitlelerin DP'yi desteklediği görüldü. Bunu şüphesiz iktidardaki CHP de görmekteydi. Meclis tek dereceli seçim kanununu ve 21 Temmuz 1946'da seçimlerin yapılmasını kabul ederek dağıldı. DP başta seçime katılıp katılmama konusunda kararsız kalsa bile katılmaya karar verdi. Hiçbir demokraside uygulanmayan "açık oy ve gizli tasnif" sistemi ile yapılan 21 Temmuz 1946 seçimlerini CHP kazandığını iddia etti.[6] (CHP:395,DP:66,Bğm:4) Seçimlerdeki hilelere DP büyük tepki gösterdi ve toplumu ve de ayrıca basını yanında buldu.Bunun üzerine iktidar basın kanununda değişikliğe gitmeye karar verdi.İktidarın basın üzerindeki baskısı daha da arttı.Bozuk olan ekonomi de dış ödeme dengesinin bozulması sonucu 7 Eylül 1946'da Türk Lirası'nın değeri düşürüldü.Bu olay DP'ye daha çok prim kazandırdı ve iktidarın güç yitirmesine neden oldu.1947 bütçe görüşmeleri sırasında Başbakan Recep Peker ile DP'liler arasında sert tartışmalar yaşandı.DP,TBMM'yi terk etti.Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün araya girmesi ile sorun aşıldı..[7] 7 Ocak 1947'de DP ilk kurultayını yaptı.Bu toplantıda özgürlük ve demokrasi arzuları bir defa daha vurgulanırken bunları içeren Hürriyet Misakı kabul edildi...[8] Bunun üzerine iktidar tarafından DP'ye sert hücumlar başladı.Haziran ayında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile Demokrat Parti Genel Başkanı Celâl Bayar arasında bir dizi görüşmeler yapıldı ve sonunda İnönü 12 Temmuz 1947'de "12 Temmuz Beyannamesi" ni yayınladı.Beyannamede İnönü,siyasal partilerin Türk demokrasisinin vazgeçilmez unsurları olduğunu vurguladı.Başbakan Recep Peker ayrıldı yerine Hasan Saka getirildi. DP içersinde bu yumuşama ve iktidarla düzeltilen ilişkiler tepki çekti ve bunun güdümlü demokrasi olduğunu öne süren bir grup partiden ayrıldı. Bu grubu oluşturan, Fevzi Çakmak, Yusuf Hikmet Bayur, Kenan Öner, Osman Bölükbaşı, Sadık Aldoğan ve Yusuf Kemal Tengirşek ,20 Temmuz 1948'de Millet Partisi'ni (MP) kurdu. Böylece 12 Temmuz Beyannamesi ile hem CHP hem de DP sertlik yanlısı gruplardan kurtulmuş bulunuyordu.DP, 17 Ekim 1948'de ara seçimlere, seçime güven duymadığı için MP ile birlikte katılmadı. 16 Ekim 1949 ara seçimlerinde de bu tavrını sürdürdü...[9] DP ikinci büyük kurultayını 20 Haziran 1949'da yaptı. Seçimlerde milletvekili adaylarının %80'ini örgütün saptaması kabul edildi.Bu kurultayda seçimlerde alınan oylara sahip çıkılmasını içeren "Milli Teminat Andı" kabul edildi.Ancak iktidar bu anda " Milli Husumet Andı" adını taktı.16 Şubat 1950'de gizli oy, açık tasnif ve yargı denetimini kabul eden, Yargıtay ve Danıştay üyelerinden oluşan bir Yüksek Seçim Kurulu'nu öngeren seçim yasası kabul edildi.DP bu kanuna çok çabalamasına rağmen nispi temsil ilkesini koyduramadı...[10] Bu şartlar altında Türkiye,14 Mayıs 1950 seçimlerine gitti.

İktidar Dönemi (1950-1960)

14 Mayıs 1950 Seçimleri


14 Mayıs 1950 günü yapılan seçimler Türkiye'de 27 yıllık tek parti devrini sona erdirdi.1923'ten beridir tek başına ülkeyi idare eden Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı halk oyu ile Demokrat Parti'ye devredecekti.Seçim sonuçlarına göre DP %52.7 oy alarak 408 milletvekilliği kazanmıştı.CHP %39.4 ile 69 milletvekili ile temsil edilme hakkı kazandı.Millet Partisi 1,bağımsızlar 9 milletvekiline sahip oldular.Atatürk'ten sonra 11,5 yıldır cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan İsmet İnönü artık anamuhalefet lideriydi.22 Mayıs 1950 günü TBMM açıldı.Refik Koraltan başkanlığa seçildi.Ardından yapılan cumhurbaşkanlığı oylamasında DP Genel Başkanı,İzmir milletvekili Celâl Bayar 453 milletvekilinin katıldığı oylamada 387 oy alarak Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü cumhurbaşkanı seçildi.Hükümeti kurmakla DP Aydın Milletvekili Adnan Menderes görevlendirildi.Aynı gün Menderes kendisinin ilk cumhuriyet'in 19.hükümetini kurdu.2 Haziran'da güvenoyu aldı.9 Haziran 1950'de DP Genel İdare Kurulu Adnan Menderes'i genel başkanlığa seçti.Dünyada belki çok nadir görülen bir olay gerçekleşmişti.uzun yıllar boyu ülkeyi kendi otoritesi ile yöneten iktidar,tamamen serbest,hür,kansız ve hilesiz bir seçim ile yerini bir başka partiye bırakmıştı.Bu yüzden 1950 seçimleri tarihimizde "Beyaz Devrim" olarak adlandırılmıştır.

Hükümet programında "devri sabık" yapılmayacağı belirtilerek,27 yıllık dönemin hesabını sormaya kalkmayacağı açıklandı. Ancak DP'nin yasal anlamda ilk çalışması Arapça ezan yasağını kaldırmak oldu.(16 Haziran 1950).Radyoda dini yayınlar yapılması ve mevlit yayınlanması üzerindeki yasaklar kaldırıldı.



II. Dünya Savaşı boyunca başarılı bir biçimde yürütülen tarafsızlık politikası,uygun dış ticaret ilişkileri geliştirmişti.Bu yüzden DP iktidarı ilk yıllarında dış kredi kaynakları bulmada başarılı oldu ve bunlardan yararlandı.Ayrıca savaş boyunca Merkez Bankası rezervleri de altın ve döviz bakımından iyi bir seviyeye ulaşmıştı.Kore'ye asker gönderilmesi ve böylece NATO'ya giriş vizesinin alınması uluslararası koşulları Türkiye'nin lehine çeviriyordu.Tarım ürünlerinin dış pazarda uygun fiyatlardan müşteri bulması ve Marshall Planı çerçevesinde dışarıdan gelen para bu ilk dönemde ciddi bir iktisadi ferahlama getirdi.Tarımda makineleşme sağlandı.Karayolları politikasına hız verildi,köyler kasabalara kasabalar da kentlere hızlı bir biçimde bağlanmaktaydı.

Kitlelerin II. Dünya Savaşı yıllarında yaşanan yoksulluğu henüz unutmamış olması DP'ye olan sempatiyi daha da arttırdı. ABD ve Dünya Bankası raporları çerçevesinde hazırlanan iktisadi programlar ile liberal bir ekonomik anlayışın tüm alanlarda hakimiyetine çalışıldı. Ancak KİT'lerin de büyümesi sağlandı.DP özel girişimciliği KİT'ler kanalı ile desteklemiştir.Hammadde ve aramalı transferinin KİT eli ile yapılması sağlandı.Tarım kalkınmanın en önemli aracı olarak görüldü ve bir taraftan uygun fiyatta pazar politikası bir taraftan da çağdaş girdiler kullanılması yoluna gidildi.Bunda başarılı da olundu.



Kore Savaşı'na bir tugay gönderilmesi kararı sonrası 1952'de Türkiye NATO'ya girdi.Ekonomik alanda bir rahatlama devresi yaşanırken ve DP'nin halkla ilişkileri de yolundayken anamuhalefet CHP'nin üzerine gidildi.1953 yılında CHP malları hazineye devredildi.Halkevleri kapatıldı.28 Ocak 1954'te Köy Enstitüleri kapatıldı. 1954'te laiklikten uzaklaştığı gerekçesiyle MP kapatıldı.

2 Mayıs 1954 Seçimleri


1950 seçimleri sonrasında ülkede yaşanan ekonomik ferahlama,II. Dünya Savaşı yıllarının üzerinden pek az bir süre geçmesi nedeniyle büyük önem kazanmaktaydı.Muhalefetteki CHP,1950-1954 yılları arasında özellikle ekonomik anlamda DP icraatlarına eleştiriler getirdi ancak ortaya çözüm olarak kabul edilebilecek bir öneri sunamadı.Bu koşullar altında gidilen 2 Mayıs 1954 seçimlerinde Demokrat Parti gücünü iyice arttırdı.DP 5.1 milyon oy alarak,Türkiye Cumhuriyeti Genel Seçimleri tarihinde (bugüne kadar) kırılamamış bir oy rekoru kırdı.Bu oy miktarı toplam oyların %57,5'luk kısmı demekti.DP 502 milletvekilliği kazandı.3.1 milyon (%35,2) oy alan CHP sadece 31 milletvekili kazanabildi.Arada sadece 2 milyon oy fark olmasına rağmen milletvekili sayıları arasında bu kadar fark olmasının sebebi,1950 seçim kanunu değişikliğinde CHP'nin değişmesini istemediği "çoğunluk sistemi"dir.(CMP:5,Bğm:3 milletvekili çıkardı)Seçimlerde bu sonuçların ortaya çıkmasının ardından TBMM,17 Mayıs

1954'te açıldı.Celâl Bayar 513 milletvekilinin katıldığı oylamada 486 oy alarak bir defa daha cumhurbaşkanlığına seçti.Adnan Menderes üçüncü kabinesini kurdu.Bu kabine cumhuriyet tarihinde günümüze kadar en yüksek güvenoyunu almış kabinedir.(491 lehte oy)

İkinci iktidar döneminde (1954-57), iktidar ile muhalefet arası gerginleşti. Ekonomide olumsuz gelişmeler görüldü. İktidar baskılarını daha da arttırdı. Parti içindeki anlaşmazlıklar partinin bölünmesine ve 20 Aralık 1955'te Hürriyet Partisi'nin kurulmasına yol açtı.


27 Ekim 1957 Seçimleri


Ekonomide yaşanan darboğaz ve siyasi çalkantılar nedeniyle DP seçimleri bir yıl önceye aldı.27 Ekim 1957 günü yapılan seçimler öncesinde kampanya oldukça sert geçti.Seçimler iktidarı zayıflattı,muhalefetin elini güçlendirdi.Seçimler öncesinde muhalefetin seçimlere bir cephe halinde girmesini engelleyen DP,yine de oy kaybından kurtulamadı.Sonuçlara göre DP %47.9 oyla 424 milletvekili çıkardı.Bu milletvekili sayısında çoğunluk sisteminin etkisi büyüktür.Muhalefetteki CHP ise oyların %41.1'ini alarak 178 milletvekili aldı. Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Hürriyet Partisi dörder milletvekilliği aldılar. Rivayete göre Adnan Menderes, dakika dakika değişen seçim sonuçları nedeniyle bir ara "Allah'ım bir daha bana böyle bir seçim gecesi yaşatma" demiştir. 1950 ve 1954 seçimlerinden sonra ilk defa muhalefetin oyu iktidarın üzerine çıkmıştı.Muhalefete göre DP artık azınlığın iktidarydı.Seçimler sonrasında da gerginlikler sürdü.TBMM Kasım ayında açıldı.Celâl Bayar 610 milletvekilinden 413 DP milletvekilinin katıldığı oylamada 413 oy alarak üçüncü defa cumhurbaşkanlığına seçildi.Adnan Menderes beşinci hükümetini kurdu ve güvenoyu aldı. 1957 seçimlerinden sonra siyasi ortamda sertlik günden güne daha da artmaya başladı.1958 yılında,dış ödemeler dengesindeki bozukluk alınan dış borçları ödenemez hale getirmişti.Türkiye'nin borçlandığı ülkeler arasında kurulan bir konsorsiyum ile varılan mutabakat ile 4 Ağustos 1958'de ekonomik istikrar tedbirleri yürürlüğe girdi.Yapılan devaülasyon ile Türk Lirası'nın değeri yeniden belirlendi.Doların fiyatı 2.80 liradan 9.02 liraya çıktı.Bu tedbir dış ödeme dengesini biraz olsun sağladı ise bile yaşanan ekonomik durgunluk, zamları,işsizliği ve iflasları da beraberinde getirmişti.Ağustos 1958,DP ve CHP gruplarının karşılıklı bildirileri ile geçti.İhtilal sözleri dolaşmaya başladı.Demokrat Parti lideri ve Başbakan Adnan Menderes 12 Ekim 1958'de Manisa'da yaptığı konuşmada ,muhalefetin yarattığı kin ve husumet cephesine karşı bir Vatan Cephesi kurulması gerektiğini vurguladı.Radyolardan Vatan Cephesi'ne katılanların adları okunmaya başladı.Bu arada 1955 yılından beridir ağır ağır ilerleyen bir sorun daha ortaya çıktı:Kıbrıs.Kıbrıs'ta EOKA örgütü Türkler üzerinde baskı yapmaya başlamıştı.Türkiye adanın bölünmesinden yani o günlerin deyimi ile "taksim"den yanaydı.1958 başlarında adada bulunan İngiliz askerler Türklere ateş açınca büyük bir tepki ortaya çıktı.Türkiye ayağa kalktı.Haziran ayında İstanbul'da 300 bin kişilik bir miting yapıldı ve Türkiye'nin isteği güçlü bir biçimde vurgulandı:"Ya taksim,ya ölüm".Ankara'da da benzer gösteriler yapıldı.Nihayet 19 Şubat 1959'da Londra Antlaşması ile sorun bir süreliğine aşılmış oldı.Başbakan Menderes bu antlaşma için Londra'ya giderken uçağı düştü.14 kişinin öldüğü kazada başbakana herhangi bir şey olmadı. Ekonomide ve dış politikada bunlar yaşanırken iç politikada muhalefete yönelik baskılarda artıyordu.CHP'nin yayın organı Ulus Gazetesi başta olmak üzere muhalefete destek veren birçok gazete aralıklarla kapatılıyordu.Mayıs 1959'da CHP lideri İsmet İnönü Uşak'ta saldırıya uğradı.İzmir'de,İstanbul'da ve Ankara'da CHP liderine saldırılar oldu. Türkiye bu kargaşa ortamı içersinde 1960 yılına doğru ilerlerken 31 Temmuz 1959'ta Avrupa Ekonomik Topluluğu'na (sonradan "Avrupa Birliği" adını alan uluslararası örgüt) üye olmak için başvurdu.



Yüklə 1,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin