Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Dersi Konuları-Etkinlikleri



Yüklə 1,33 Mb.
səhifə2/31
tarix31.10.2017
ölçüsü1,33 Mb.
#24528
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   31

1914 yılı


Almanya’nın savaş stratejisi, Schlieffen Planı’na dayanmaktadır. Bu plana göre; seferberliğini iki haftada tamamlayabilecek olan Fransa 39 günde savaş dışı bırakılacak ve müteakiben doğu cephesine dönülerek seferberliğini geniş coğrafyası içerisinde en az altı haftada ve güçlükle tamamlayacağı değerlendirilen Rusya'ya taarruz edilecekti. Batı Cephesi savaşları 4 Ağustos 1914 tarihinde Alman ordularının Belçika’ya saldırmasıyla başlamıştır. Ancak Belçika ordusu hiç umulmadık bir direnme gösterdi. Alman birlikleri Liege kentini, planlandığı gibi 24 saat sonunda değil, 13 günlük çatışmanın ardından ele geçirip Fransa içlerine ilerlemek zorunda kaldılar.Fransa topraklarında ilerleyen Alman orduları, Paris’e 70 km. kala, Marne nehri geçişlerinde sert bir Fransız direnişiyle karşılaştılar. 6-12 Eylül tarihlerindeki, I. Dünya Savaşı’nın en kanlı savaşlarından olan Marne Savaşı ardından Batı Cephesi’nde hatlar kilitlenmiştir. İki taraf da siperlere yerleştiler ve defalarca yenilenen karşılıklı taarruzlardan bir sonuç elde edemediler.

1915 yılı

Siperden sipere karşılıklı taarruzlar 1915 yılı boyunca da yenilenmiştir. Her iki taraf açısından da ağır kayıplara karşın cephe hattında sonuç alıcı bir değişme olmamıştır. 1915 yılı Batı Cephesi savaşlarının önemli bir yanı da ilk kez zehirli gaz kullanılmış olmasıdır. İtilaf Devletleri Mayıs 1915 ve Eylül 1915’te Alman cephesine yaptıkları saldırılarda başarısız olmuşlardır. 1916 yılına gelindiğinde Batı cephesinde önemli bir değişiklik olmadı.


1916 yılı


Rusya’nın askeri gücünün artık zayıflamış olduğunu düşünen Alman Genel Kurmay Başkanı Erich von Falkenhayn, önemli ölçüde takviye ettiği kuvvetlerle Verdun üzerinden genel bir taarruz başlattı. 21 Şubat 1916 tarihinde başlayan Verdun Savaşı 24 km.lik dar bir cephe hattından yoğun bombardımanla başlatılmıştır. Başlangıçta Fransız birliklerinde dağılma belirtileri ortaya çıkmışsa da Mareşal Petain yeni yollar açtırarak cepheyi sürekli olarak cephane yönünden desteklemiştir. Fransız topçu bataryalarının sürekli ve etkili ateşi, Alman ilerlemesini güçleştirmiş, sonunda ise durdurulmasında önemli unsur olmuştur. I. Dünya Savaşı'nın en kanlı savaşlarından olan Verdun Savaşı, taraflara toplam 650 binin üzerinde kayba malolmuştur.

Haziran ayı sonuna kadar Alman birlikleri yine de düzenli ama ağır da olsa ilerleme kaydetmişlerdi. Ancak Fransız ve İngiliz Yurtdışı Sefer kuvvetinin Somme ırmağı kıyılarında başlattıkları karşı taarruz, Alman ilerlemesini durdurmuştur. Dört ay süren Somme Savaşı’nda Alman birlikleri eski mevzilerine çekilmek zorunda kalmışlardır. Ağır kayıplarla sonuçlanan Somme Savaşları da Alman kuvvetlerini Fransız topraklarından çıkartmakta beklenen başarıya ulaşmamıştır.


1917 yılı


1916 yılında yaşanan başarısızlıklar üzerine R.G. Nivelle Fransız Orduları Başkomutanlığına atandı. Nivelle, Fransız ordularının baş rolü oynayacağı bir genel karşı saldırıyla Almanları Fransa topraklarından çıkartmayı öngören bir savaş planı önermiştir. İngiliz birliklerince cephenin kanatlarından yapılacak tespit taarruzlarının hemen ardından Fransız birliklerinin cephenin merkez bölümünde başlatacakları bir karşı taarruz planıdır bu. Plan konusunda İngiliz hükümetiyle mutabakat ancak Nisan ayı sonlarında sağlanabildi. Bu arada Almanlar ise merkez bölgeyi takviye ettiler ve bir miktar geri çekilerek boşalttıkları bölgeyi mayınladılar. Neticede Fransız saldırısı ağır kayıplara karşın başarısız olmuştur.

Temmuz ayında İngiliz birliklerinin başlattıkları saldırılar, cephe hattında kayda değer bir değişme yaratmadığı gibi 250 bin kayba yol açmıştır. Orduda, yer yer ayaklanmalara kadar varan huzursuzlukları bastıran General Petain’in yürüttüğü taarruzlar ise bazı stratejik noktaların ele geçirilmesiyle sonuçlanmıştır.



Amerika Birleşik Devletleri hangi nedenlerden dolayı savaşa girmiştir?

Savaş başladığı zaman İngiltere, donanmasına dayanarak Almanya’yı abluka altına aldı. Bu durum, Alman ticaretine büyük bir darbe vurdu. Bunun üzerine, Almanya Denizaltı Savaşını başlattı. İngiltere’ye mal götüren tüm gemilere ateş açtı. Bu arada birçok gemi battı ve birçok insan öldü. Ölenlerin arasında Amerikalıların da olması Amerikan halkının tepkilerine yol açtı. Alman denizaltılarının faaliyetleri Amerikan ticaretini de engelliyordu. Amerikan Başkanı Woodrow Wilson, Alman denizaltılarının Amerika’yı savaşa süreklemesinden korkuyordu. Bu nedenle, savaşı barışçı yollardan bitirmek amacıyla 1916 yılında bazı girişimlerde bulundu. Bu durum, Denizaltı Savaşı’nı bir süre engelledi. İki grubun birbirine kabul edemeyeceği barış önerileri sunması savaşın sürdürülmesineneden oldu. Wilson’un ortaya attığı “zararsız barış” görüşü İtilaf Devletleri’nce de olumlu bulundu. Avusturya-Macaristan da barış yapılmasını istiyordu. Fakat, Almanya’nın ara verdiği Denizaltı savaşını yeniden başlatması Amerika’yla Almanya’nın diplomatik ilişkilerinin kesilmesine neden oldu. Amerikan Kongresi, Amerikan ticaretinin korunabilmesi için ticaret gemilerinin top taşımasını kararlaştırdı. Bu sırada, Almanya’nın Meksika’yı Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı kışkırtması

Amerikan halkının tepkisine yol açtı. 6 Nisan 1917’de Amerika resmen savaşa girdi. Almanya, Amerikan orduları Avrupa’ya gelmeden Fransız ve İngiliz ordularını savaş dışı etmek için bazı planlar hazırladı. Fakat, yaz başında Almanya’nın yapacağı askeri harekatın savaşın kaderini değiştirici bir sonuç doğurmayacağı anlaşıldı. Temmuz 1918 ortalarında İtilâf Devletleri’nin saldırısı yorgun Alman askerleri üzerinde yıpratıcı etkiler yarattı. Lüdendorf’un “Alman ordusunun kara günü” olarak nitelendirdiği 18 Ağustos 1918 saldırısından sonra Almanya daha fazla yıpranmadan barış görüşmelerine başlanılmasının uygun olacağını kararlaştırdı. 30 Ağustos’ta Avusturya-Macaristan savaşa devam edemeyeceğini bildirdi. Avusturya-Macaristan’ın bu tavrı Almanlarca hoş karşılanmadı. Ancak, bundan çok kısa bir süre sonra 8 Eylül’de Alman askeri yetkilileri barış yapılması için gerekli işlemlere başlanmasını Başbakandan istediler. Avusturya-Macaristan, 15 Eylül’de bir konferans toplanarak barış görüşmelerine başlanmasını belirtti. Avusturya-Macaristan’ın bu girişimi Bulgaristan’ı korkuttu. Nitekim İtilâf Devletleri orduları, 15 Eylül 1918’de başlattıkları Makedonya saldırısına karşı koyamayan Bulgaristan barış istemek zorunda kaldı ve 29 Eylül 1918’te bir mütareke imzalayarak Birinci Dünya Savaşı’ndan ayrıldı. Almanya’yla bağlantısı kopan Osmanlı Devleti’nin durumu güçleşti. Güney cephesinde de başarısızlığa uğrayan Osmanlı Devleti de 30 Ekim 1918’de imzaladığı Mondros Mütarekesi’yle savaştan ayrıldı. Avusturya-Macaristan 3 Kasım 1918’de, Almanya ise 11 Kasım 1918’de birer mütareke imzalamak zorunda kaldılar. Böylece Birinci Dünya Savaşı da sona ermiş oldu. Birinci Dünya Savaşı’nı sona erdirmek için yapılan girişimlerde Amerikan Başkanı Wilson’un görüşlerinin etkili olduğu görülmektedir. Zira, Wilson’a göre, savaşın sonunda yenen ve yenilen devletler birbirinden toprak taleb etmez, savaş tazminatı ödenmez ise, gizli diplomasiye son verilirse,barışı korumak için uluslararası bir örgüt kurulursa, sınırlar milliyet ilkesine göre çizilirse, uluslararası ticarette herhangi bir kısıntıya gidilemezse, demokratik düzenler kurulursa, savaşın tahribatı giderilebilir ve yeni bir savaşın çıkması da önlenirdi. Wilson’un bu düşünceleri mütarekelere yansımıştır.


Yüklə 1,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin