Kralın biri halkından, sarayın bahçesindeki havuzun süt İle doldurulmasını istemişti. "Herkes yarım kova süt getirse, havuz dolar" diyordu. "Fazla bir şey istemiyorum. Yeter ki iş yarın sabaha kadar bitmiş olsun."
Kralın biri halkından, sarayın bahçesindeki havuzun süt İle doldurulmasını istemişti. "Herkes yarım kova süt getirse, havuz dolar" diyordu. "Fazla bir şey istemiyorum. Yeter ki iş yarın sabaha kadar bitmiş olsun."
Bu emir üzerine süt doldurmaya giden yaşlı adam:
"Hava nasıl olsa karanlık" diye düşündü. "Süt yerine su koysam, kim fark eder ki?"
Sabahleyin bahçeye çıkan kral, havuzu süt yerine su ile doldurmuş vaziyette buldu.
Çünkü herkes, o yaslı adam gibi düşünmüştü...
Doğu Klâsiklerinden
Maddeyi kullanma isteği güçlüyse,
Maddeyi kullanma isteği güçlüyse,
Davranışları denetlemede zorluk çekiyorsa
Almayınca eksiklik hissi varsa,
Maddeye karşı iradesizlik varsa,
Madde kullanımı sosyal,ruhsal,fiziksel sorunlara yol açsa da devam etme varsa,
Maddeyi elde etmek,kullanmak ve belirtileri gizlemek için aşırı zaman ve çaba harcama varsa SEN BAĞIMLISIN Arkadaş!
Madde alındığında davranış,duygu ve düşüncede değişiklik hali,
Madde alındığında davranış,duygu ve düşüncede değişiklik hali,
Alan kişi kısa sürede gerçeklerden kopar
Kişi karşı koyulması çok zor bir istekle madde arar,maddenin miktarının arttırır
Sonuç BAĞIMLILIKTIR.
9-10 yaş sigaraya başlama yaşı.Anadolu köylerimizde de var olmasına rağmen bunda yaygın olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerinde dini bayramlarda çocuklara şeker yerine sigara verilmesi bu oranı düşürmektedir.
9-10 yaş sigaraya başlama yaşı.Anadolu köylerimizde de var olmasına rağmen bunda yaygın olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerinde dini bayramlarda çocuklara şeker yerine sigara verilmesi bu oranı düşürmektedir.
Maddeler hakkında bilgi edinin ve doğru bilgi verin
Bilgisizlik:Tehlikeden habersiz ve bu sebepten konuyu hafife almak
Bilgisizlik:Tehlikeden habersiz ve bu sebepten konuyu hafife almak
Özenti:Özenti sergilemede en önemli payın medyaya ait olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Merak:Denerim,bakarım,bırakırım düşüncesi;fakat bir veya iki deneme genci belki de dönüşü olmayan yola sokmaya yeterli gelmektedir.
Moda:Çevreye uyma havası…Bozuk çevre ve hasta toplum
Daha önce bizlerle olmaktan zevk alan programlar yapan evladımız bizden uzaklaşmışsa
Daha önce bizlerle olmaktan zevk alan programlar yapan evladımız bizden uzaklaşmışsa
Ruhsal yönden içine kapandığını,aşırı sinirli olduğunu,alınganlaştığını,sonra tekrar normale döndüğünü fark ediyorsak
Başarı oranı düştüyse ve arkadaşlarının değiştirdi veya çok sık değiştiriyorsa eski arkadaşlarına sırt çevirdiyse
Hiçbirşeye ilgi duymuyor ve herkesten uzak kalıyorsa,geleceğe dair hiçbir adım atmıyorsa
Ani ve çabuk duygu değişimleri varsa,yemek ye düzeninde değişiklik oluyorsa
Yalan söylüyor ve evden ufak tefek şeyler kayboluyorsa
Elbisesinde,yatağında ufak yanıklar ve yırtıklar oluşmuşsa,farklı yerlere gittiğine dair ip uçları varsa
Tuvalette uzun süre kalıp oradan rahatlamış olarak çıkıyorsa
BUNLAR BİZE BİR PROBLEM OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜRMELİDİR.
Bizlere düşen görevler
Bizlere düşen görevler
Aileye düşen görevler
Devlete düşen görevler
Medyaya düşen görevler
ZARARLI ALIŞKANLIKLAR KARŞISINDA GENÇLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ:
ZARARLI ALIŞKANLIKLAR KARŞISINDA GENÇLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ:
İlgileri (politika,spor gb.sosyal ve enerjik konulara)
Tepkileri serttir.
Çabuk sevinir,çabuk üzülürler.
Gel geç hevesleri vardır.
Başarılı olma istekleri güçlüdür.
Karşılaştırmadan hoşlanmazlar.,
Dış görünüşe önem verirler.
Arkadaşlarının sözüne ve davranışlarına önem verirler.
MERHABA BİRTANEM
MERHABA BİRTANEM
Bak sana en sevdiğin çiçeklerden getirdim. Bir demek kırmızı gül. En sevdiğin kokumdan da süründüm. Sırf senin için. Biliyorsun sen gittiğinden beri ev sensiz ve sessiz. Biliyorum, seni seviyorum desem de, seni çok özledim desem de dönmeyeceksin ama yine de söyleyeceğim işte: SENİ SEVİYORUM ve SENİ ÇOK ÖZLEDİM.
"Bugün yine erkeden kalktım. Balkonda, beraberken yaptığımız gibi, dağların ardından güneşin doğuşunu izledim. Gözlerim yine yaşardı. Her zaman oturduğun o çok sevdiğin sallanan koltuğuna oturdum. "Keşke" dedim, "Keşke yanımda olsaydın. Yine sana sımsıkı sarılsaydım. Yine başını omzuma koyup seni seviyorum dîye fısıldasaydın. Ben de "ben daha çok seviyorum" deseydim ve didişseydık seninle "sana çok sevmek" üzerine."
Dön birtanem ne olur. İnan her istediğini yapacağım. Bak sigarayı bile bıraktım. Vallahi içmiyorum. Seni çok üzdüm bu konuda biliyorum. Nefret edersin ondan. Zaten gideceğini öğrendiğimde içmeye başlamıştım. Artık hiç içmiyorum.
Çalışma odan olduğu gibi duruyor. Hiç dokunmadım. Hiçbirşeyin yerini değiştirmedim. Sevmediğim ayıcığın da hala orada duruyor. İnan dokunmadım, inanmayacaksın ama çöpe attığın karalama kağıtlarına bile dokunmadım ve dokunmayacağım da.
Bugün dolapta kalan eşyalarını çıkarttım. Hepsini tek tek kokladım. Hepsi sen kokuyordu. Hepsini yeniden katlayıp yerine koydum. Gözlerim yîne seni aradı. Yoktun. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Oturma odasında otururken radyoda bizim parçamız çaldı. Celine Dion'dan "Because you loved me". Hatırlarsın, birbirimizin gözlerinin içine bakar ve karşılıklı bu şarkıyı söyleyerek dans ederdik. Sence de acıklı değil mi hayatım bu durum? Biz birbirimizle anlamlıydık. Ne kadar anlamsız kaldık böyle. Ben sensiz ne kadar anlamsızım ve sen de bensiz ne kadar yalnızsındır. Hayatım ne olur ya dön ya beni de al yanına.
Biliyorum dönmeyeceksin. Hiç olmazsa izin ver geldiğimde yanında kalayım. Zaten şimdiye kadar neden düşünemedim bunu. Bugün kararlıyım. Gitmeyeceğim. Bak bir tanem yanındayım. Sarıldım mezarına. Isıtacağını onu. Sen de ısınacaksın. Zaten yüreğim öyle sıcak ki. Seni Öyle seviyor ve senin için öyle çarpıyor ki.
Ah bi tanem seni öyle seviyorum ki. Geliyorum bir tanem. Geliyorum, geliyorum..."
ve... Ertesi sabaha doğru, mezarlığın bekçisi, bir mezara sarılmış ve elinde bir demet kırmızı gül olan bir idam gördü. Mezara sanlmış adamı uyandırmaya çalıştı, sarstı, tekrar tekrar seslendi. Ne tepki ne de ce-vap verdi mezara sarılmış olan adam. Veremezdi de.
1.AİLE DUYGUSAL DESTEK
1.AİLE DUYGUSAL DESTEK
İ L E T İ Ş İ M
2.OKUL ETKİNLİKLERE KATILIM
3.EĞİTİM ÖNEMLİ OLMALI
4. SEMİNERLERE KATILMA
5. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDA YER ALMA
Birkaç bardak alkol kişiyi RAHATLATMAZ.
Birkaç bardak alkol kişiyi RAHATLATMAZ.
Çekingenliğini azaltmaz. Atılganlık ve saldırganlığını artırabilir.
Alkol ruhsal durumunu etkiler; kişiyi nedensiz neşelendirebilir veya üzebilir.
Alkol kişinin reaksiyonunu yavaşlatır.
Alkol tüketiminde ölçü olamaz.
Bir kaç yıl haftada 25 bardak alınan alkol beyin hücrelerini yok edebilir ve bunun sonucunda erken yaşta hafıza gerilemesi yaşanabilir.
Bir kaç yıl haftada 25 bardak alınan alkol beyin hücrelerini yok edebilir ve bunun sonucunda erken yaşta hafıza gerilemesi yaşanabilir.
2 bardak içtikten sonra
2 bardak içtikten sonra
TRAFİĞE ÇIKMAK YASAKTIR!
Diğer uyuşturucular ile birlikte alkol kullanırsan, risk daha büyüktür.
Diğer uyuşturucular ile birlikte alkol kullanırsan, risk daha büyüktür.
Alkol bedensel ve ruhsal bağımlılık yaratır.
Vücudun, fazla tüketilen alkole alışır; aynı etkiyi hissedebilmen için giderek daha fazla alkole ihtiyaç duyarsın.
Vücudun, fazla tüketilen alkole alışır; aynı etkiyi hissedebilmen için giderek daha fazla alkole ihtiyaç duyarsın.
Kendini iyi hissedebilmek veya problemlerini unutmak için alkol kullanırsan, BAĞIMLI OLURSUN
Kendini iyi hissedebilmek veya problemlerini unutmak için alkol kullanırsan, BAĞIMLI OLURSUN
Bugün Türkiye’de binlerce genç uyuşturucu batağında. Onları kurtarmak ve yeni gençlerin de bu tuzağa düşmemeleri için alınması gereken tedbirler olmalı.
Bugün Türkiye’de binlerce genç uyuşturucu batağında. Onları kurtarmak ve yeni gençlerin de bu tuzağa düşmemeleri için alınması gereken tedbirler olmalı.
Kırmızı ışıkta beklerken kağıt mendil uzatan bir çocuğa kayıtsız kalamıyoruz. Sokakta çalıştırılan çocuklar için üzülüyor, ailelerine kızıyoruz. Tinerci, balici diye etiketleyip kendimizden uzaklaştırdığımız uyuşturucu ve uçucu madde bağımlısı gençlerden sadece kaçıyoruz. Aslında onları görmezden gelip unutmaya çalışırken kendi çocuklarımızın da geleceğini ihmal ediyoruz. Çocukları sokağa düşmekten ve madde bağımlılığından koruma sorumluluğu sadece anne babalara değil birey olarak toplumdaki herkese ait. Bir kişi tek başına ne yapabilir diyenlere, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Fatih Kılıçarslan’ın cevabı hazır: “Göreve çocuklardan mendil almayarak başlayabilirsiniz.”
ÇOCUK VE GENÇLERİN UYUŞTURUCU VE UÇUCU MADDE KULLANMAYA BAŞLAMASININ SEBEPLERİ NELERDİR?
ÇOCUK VE GENÇLERİN UYUŞTURUCU VE UÇUCU MADDE KULLANMAYA BAŞLAMASININ SEBEPLERİ NELERDİR?
Madde bağımlılığına başlamanın,
Merak,
Arkadaş grubunun yönlendirmesi,
Çocukların arkadaşlarına hayır diyememesi birçok nedeni var. Çocuğun arkadaşları tarafından sürekli kullanılması ya da çocuğun örtülü bir depresyon geçirmesi, aile içi sorunlar, aile içerisinde anne ya da babadan birinin madde bağımlısı olması, alkol bağımlısı olması çocuğun madde bağımlılığında bir etkendir. Bu nedenlerin hepsi ya da sadece biri bile çocuğun yönlenmesinde etkilidir. Madde kullanmayı özellikle çocuğun modelleme ile ilişkisine bağlayabiliriz.
Çocuk ya arkadaşından birini ya da anne babasından birisini model alır. Çocuğun çevresinde ve ailesinde böyle modeller varsa, maddeye yönelme riski çok daha yüksektir. Ailede sigara içen ebeveynin olması, çocuğu sigara bağımlılığına yatkın hale getiren en etkin sebeplerden birisidir.
Madde ve uyuşturucu kullanan bir çocuğun her şeyden önce tutum, davranış ve psikolojisinde belirgin değişikler yaşanır. İçine kapanabileceği gibi aşırı hareketlilik gözlenebilir. Öfke, kızgınlık patlamalarının yanı sıra yalan söyleme gibi uyum ve davranış sorunları baş gösterebilir. Çocuğun ders kalitesinde düşme, sınıfta kalma ya da okulda öğretmenleri tarafından sürekli uyarı cezaları aldığı gözlenir. Bedeninde belirgin değişiklikler ortaya çıkar. Aşırı kilo kaybı, kollarında iğne izleri, sürekli öksürmesi, gözlerinde kızarıklık, uyku düzeninde bozukluk oluşur. Arkadaş grubu değişir, giyim tarzı değişir, kollarında dövme ya da kesikler görülür.
Madde ve uyuşturucu kullanan bir çocuğun her şeyden önce tutum, davranış ve psikolojisinde belirgin değişikler yaşanır. İçine kapanabileceği gibi aşırı hareketlilik gözlenebilir. Öfke, kızgınlık patlamalarının yanı sıra yalan söyleme gibi uyum ve davranış sorunları baş gösterebilir. Çocuğun ders kalitesinde düşme, sınıfta kalma ya da okulda öğretmenleri tarafından sürekli uyarı cezaları aldığı gözlenir. Bedeninde belirgin değişiklikler ortaya çıkar. Aşırı kilo kaybı, kollarında iğne izleri, sürekli öksürmesi, gözlerinde kızarıklık, uyku düzeninde bozukluk oluşur. Arkadaş grubu değişir, giyim tarzı değişir, kollarında dövme ya da kesikler görülür.
Çocuk ailede bulamadığı ilgiyi, desteği, sokakta arkadaş grupları içerisinde sağlamaya çalışır, arkadaş grupları içinde onay görür, takdir görür. Dolayısıyla çocuk sokakta yaşamayı alışkanlık haline getirir. Sokak onun bir parçası olur. Sokakta bir kimlik, güç kazanır. Bu durum, özellikle ergenlik döneminde bağımsızlaşma, gelişim sürecinde çok iyi gelir çocuğa. Aile içinde onay görmeyen, takdir görmeyen, bağımsızlaşma süreci desteklenmeyen çocuk, yani otoriteyle, baskıyla ya da koruyucu anne-baba tutumları ile bastırılan çocuk, sokakta arkadaş grubu içerisinde güçlenir, kişilik ve kimlik kazanır, bağımsızlık kazanır ve bu çocuğun sokakta yaşama, sokağa bağımlı olma sürecini artırır. Çocuk artık aileden koparak sokak kültürünün bir parçası haline gelir. Burada her türlü manipülatif etkiler, arkadaş etkisi, çıkar gruplarının etkisi, merak ve ilgi çocuğu madde kullanmaya yöneltir ve çocuk madde bağımlısı haline gelir. Madde kullanan çocuklar arasında tiner, bali, esrar, kokain, ecstasy, karışık maddeler hatta eroine kadar kullananlar var. Gençleri ve çocuklarımızı tehdit eden bir unsur. Bunun tabii sonucu olarak, kapkaç olayları, çocukların hırsızlık olaylarında kullanılması, çocuklara tecavüz, fiziksel şiddet, duygusal şiddet gibi arka planları da ortaya çıkıyor.
Çocuk ailede bulamadığı ilgiyi, desteği, sokakta arkadaş grupları içerisinde sağlamaya çalışır, arkadaş grupları içinde onay görür, takdir görür. Dolayısıyla çocuk sokakta yaşamayı alışkanlık haline getirir. Sokak onun bir parçası olur. Sokakta bir kimlik, güç kazanır. Bu durum, özellikle ergenlik döneminde bağımsızlaşma, gelişim sürecinde çok iyi gelir çocuğa. Aile içinde onay görmeyen, takdir görmeyen, bağımsızlaşma süreci desteklenmeyen çocuk, yani otoriteyle, baskıyla ya da koruyucu anne-baba tutumları ile bastırılan çocuk, sokakta arkadaş grubu içerisinde güçlenir, kişilik ve kimlik kazanır, bağımsızlık kazanır ve bu çocuğun sokakta yaşama, sokağa bağımlı olma sürecini artırır. Çocuk artık aileden koparak sokak kültürünün bir parçası haline gelir. Burada her türlü manipülatif etkiler, arkadaş etkisi, çıkar gruplarının etkisi, merak ve ilgi çocuğu madde kullanmaya yöneltir ve çocuk madde bağımlısı haline gelir. Madde kullanan çocuklar arasında tiner, bali, esrar, kokain, ecstasy, karışık maddeler hatta eroine kadar kullananlar var. Gençleri ve çocuklarımızı tehdit eden bir unsur. Bunun tabii sonucu olarak, kapkaç olayları, çocukların hırsızlık olaylarında kullanılması, çocuklara tecavüz, fiziksel şiddet, duygusal şiddet gibi arka planları da ortaya çıkıyor.
Çocukları eğitirken bilgiyi yüklemek yerine, bilgiyi nasıl kullanacağını öğretmemiz lazım. Çocuğumuzu geleceğe ve hayata hazırlayabilmeliyiz. Dolayısıyla burada bilgiyi kullanabilme becerisi, sosyal beceri, davranışsal beceri çok daha önem kazanıyor. Çocuklara oyun alanları, spor, sanat, kültür, edebiyat alanları oluşturmalıyız. İlköğretimden itibaren sanat ve kültür alanlarında etkin bir yer edinmelerini sağlamalıyız. Enerjisini harcayacak bilinçli, sağlıklı alanlar bulamayan çocuk, bilinçsiz ya da sağlıksız alanlara yönelir. Çocukluk ve ergenlik çağı potansiyel ve güçlü bir enerjiyi temsil eder. Dolayısıyla çocuğun sağlıklı bir şekilde bu enerjisini harcayacak alanlar oluşturmak bizim görevimizdir.
Çocukları eğitirken bilgiyi yüklemek yerine, bilgiyi nasıl kullanacağını öğretmemiz lazım. Çocuğumuzu geleceğe ve hayata hazırlayabilmeliyiz. Dolayısıyla burada bilgiyi kullanabilme becerisi, sosyal beceri, davranışsal beceri çok daha önem kazanıyor. Çocuklara oyun alanları, spor, sanat, kültür, edebiyat alanları oluşturmalıyız. İlköğretimden itibaren sanat ve kültür alanlarında etkin bir yer edinmelerini sağlamalıyız. Enerjisini harcayacak bilinçli, sağlıklı alanlar bulamayan çocuk, bilinçsiz ya da sağlıksız alanlara yönelir. Çocukluk ve ergenlik çağı potansiyel ve güçlü bir enerjiyi temsil eder. Dolayısıyla çocuğun sağlıklı bir şekilde bu enerjisini harcayacak alanlar oluşturmak bizim görevimizdir.
Ülkemizde madde bağımlılığı sürekli artan bir eğilim içinde. Ülkemizin genel nüfusuna göre oran düşük; ama her geçen yıl madde kullanımı artıyor.
Ülkemizde madde bağımlılığı sürekli artan bir eğilim içinde. Ülkemizin genel nüfusuna göre oran düşük; ama her geçen yıl madde kullanımı artıyor.
Toplumumuz, bu alanda hizmet veren kuruluşları bilmeli:
Sosyal Hizmetler il müdürlükleri,
Emniyet’teki Küçükleri Koruma şube müdürlükleri’ni bilmeli. O çocuklara yardım etmek isteyen herkes bu kuruluşları harekete geçirmek ve işbirliği yapmalarını sağlamak zorunda.
Kendi başına çözüm üretemiyorsak, gece saat 11’de mendil satan bir çocuğu görünce Küçükleri Koruma Şube Müdürlüğü’ne bildirmeli. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nde Korunmaya Muhtaç Çocuklar Şube Müdürlüğü’ne bildirmeli. Belediyede zabıtaya haber vermeli. Bağımlı çocukları balici, tinerci vs. kavramlarla etiketleyici ve dışlayıcı yaklaşarak suçlamak doğru değil. Madde bağımlısı çocuklar da Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bünyesinde çalışan Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi (ÇEMATEM)’ne yönlendirilmeli.
Anne-babalar, madde kullanan çocuklarda meydana gelen davranış ve fizikî değişiklikler konusunda bilgi sahibi değil. Birçok aile çocuğunun madde bağımlılığını geç fark ediyor. Bir, hatta iki yıl sonra çocuğunun madde kullandığını fark eden anne ve babalar var. Dolayısıyla bu geç kalış, tedavi sürecini de olumsuz etkileyerek, güçleştiriyor. Tedaviyi öncelikle çocuğun istemesi, tedavi sürecine anne ve babanın da katılması gerekiyor. Madde bağımlılığı tedavisi bir ekip işidir. Psikiyatr, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, hemşire ve aile birlikte çalışır. Tedavide koruyucu ve önleyici aile ruh sağlığı yaklaşımlarını önemsiyorum. Madde bağımlılığı tedavisinde sürece aileyi katmadan, ailenin tedavide etkin rol oynamasını desteklemeden kalıcı bir tedavi olması mümkün değil. Öncelikle aileyi tedavi sürecine katılmaya inandırmak lazım. Aile buna inanırsa çocuğuna sonuna kadar yardımcı olur. Madde kullanan çocuklar kendilerini sorunlu hissediyor, problemin kendilerinde olduğunu sanıyorlar. Burada sorunu dışsallaştırmak gerekiyor. Çocuğu soruna madde kullanmanın ittiğini kabul ettirmek gerekiyor. ‘Ben sorunlu değilim, madde beni sorunlu hale getirdi, ailemle ilişkilerimi bozdu’ diye düşünmesini sağlamak lazım.
Anne-babalar, madde kullanan çocuklarda meydana gelen davranış ve fizikî değişiklikler konusunda bilgi sahibi değil. Birçok aile çocuğunun madde bağımlılığını geç fark ediyor. Bir, hatta iki yıl sonra çocuğunun madde kullandığını fark eden anne ve babalar var. Dolayısıyla bu geç kalış, tedavi sürecini de olumsuz etkileyerek, güçleştiriyor. Tedaviyi öncelikle çocuğun istemesi, tedavi sürecine anne ve babanın da katılması gerekiyor. Madde bağımlılığı tedavisi bir ekip işidir. Psikiyatr, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, hemşire ve aile birlikte çalışır. Tedavide koruyucu ve önleyici aile ruh sağlığı yaklaşımlarını önemsiyorum. Madde bağımlılığı tedavisinde sürece aileyi katmadan, ailenin tedavide etkin rol oynamasını desteklemeden kalıcı bir tedavi olması mümkün değil. Öncelikle aileyi tedavi sürecine katılmaya inandırmak lazım. Aile buna inanırsa çocuğuna sonuna kadar yardımcı olur. Madde kullanan çocuklar kendilerini sorunlu hissediyor, problemin kendilerinde olduğunu sanıyorlar. Burada sorunu dışsallaştırmak gerekiyor. Çocuğu soruna madde kullanmanın ittiğini kabul ettirmek gerekiyor. ‘Ben sorunlu değilim, madde beni sorunlu hale getirdi, ailemle ilişkilerimi bozdu’ diye düşünmesini sağlamak lazım.
Bağımlı ve sokakta çalıştırılan çocuklara acımak ve üzülmek çare değil. Bireysel çabalar yerine, sivil toplum gücü halinde organizeli bir şekilde çalışılması gerekiyor. Özellikle kadınlar, anne olma vasfından dolayı daha duyarlı olmalı. Kadınların hizmet ettiği dernek ve vakıfların yardım yöntemlerini değiştirmesi gerekiyor. Kermes düzenleyip yoksul ailelere ayni ve nakdi yardımlar yapılıyor. Oysa bu tür yardımlar kriz müdahaleleridir. Kermes dışında ne yapacaklarını bilmiyorlar. Toplumu bilinçlendirme yardımı en önemli faaliyettir. Topluma sokakta mendil satan çocuktan mendil almamayı öğretecek bir eğitim bile çok önemlidir. Herkes kendi çözümünü kendi üretmeli. Yanlışlar karşısında organize olup bilinçli hareket edilmeli. Bir kişi tek başına sorunu çözemez ama sivil toplum kuruluşları ile ortaklaşa çalışılırsa güçlü adımlar atılabilir.
Bağımlı ve sokakta çalıştırılan çocuklara acımak ve üzülmek çare değil. Bireysel çabalar yerine, sivil toplum gücü halinde organizeli bir şekilde çalışılması gerekiyor. Özellikle kadınlar, anne olma vasfından dolayı daha duyarlı olmalı. Kadınların hizmet ettiği dernek ve vakıfların yardım yöntemlerini değiştirmesi gerekiyor. Kermes düzenleyip yoksul ailelere ayni ve nakdi yardımlar yapılıyor. Oysa bu tür yardımlar kriz müdahaleleridir. Kermes dışında ne yapacaklarını bilmiyorlar. Toplumu bilinçlendirme yardımı en önemli faaliyettir. Topluma sokakta mendil satan çocuktan mendil almamayı öğretecek bir eğitim bile çok önemlidir. Herkes kendi çözümünü kendi üretmeli. Yanlışlar karşısında organize olup bilinçli hareket edilmeli. Bir kişi tek başına sorunu çözemez ama sivil toplum kuruluşları ile ortaklaşa çalışılırsa güçlü adımlar atılabilir.
Çeşitli nedenlerle ortaya çıkan mutsuzluk, yalnızlık, öfke, engellenme ve sinirlilik gibi olumsuz duyguların neden olduğu alışveriş hastalığı aile huzurunu da bozuyor.
Çeşitli nedenlerle ortaya çıkan mutsuzluk, yalnızlık, öfke, engellenme ve sinirlilik gibi olumsuz duyguların neden olduğu alışveriş hastalığı aile huzurunu da bozuyor.
Hastalığın en büyük özelliğinin bir anda kriz gibi alışveriş tutkusunun başlaması olduğunu vurgulayan Psikiyatr Dr. Sabri Yurdakul, “Hastalar, ‘param var mı? yok mu?’ diye düşünmeden önüne gelen her şeyi satın alır, alışveriş yapamadığı zaman da çok büyük sıkıntı duyar, kendisini kötü hisseder” dedi.
Kişi bir anda karar verip önceden hiç aklında olmayan eşyaları ALMAYA BAŞLAR:
Kişi bir anda karar verip önceden hiç aklında olmayan eşyaları ALMAYA BAŞLAR:
“Örneğin, evden çıkarken mağazaya gidip bir bluz almayı planlayan bir kadın mağazaya girdiğinde 3 etek, 2 kazak, 4 çorap, bir palto ve iki de gömlek alıyor ama asıl almak için gittiği bluzu almadan çıkabiliyor ve hesabı gördüğünde bir anda ‘ben ne yaptım’ diye düşünüyorsa bu alışveriş hastalığının bir belirtisi olabilir. Kredi kartı gibi sanal ortamda para harcanması da bu hastalığın varlığını sürdürmesine yol açan bir durumdur. Cebinde para olmadığında alışverişi sonlandırabilecek bir insan o anda yanında para olmadığı ve borçlanarak para harcayabildiğinde hesapsızca satın alabilmektedir. Kredi ekstreleri geldiğinde sorunlar başlamakta ve kimi zaman kredi kartı mağdurları dediğimiz kişiler ortaya çıkabilmektedir.”
Tedavi için alışveriş çılgınlığının mutlaka kişi tarafından bir hastalık olarak kabul edilmesi gerekir.
Tedavi için alışveriş çılgınlığının mutlaka kişi tarafından bir hastalık olarak kabul edilmesi gerekir.
“Bu hastalığın gerek terapi gerekse düşük dozda ilaçlarla tedavisi mümkündür” Hastalık düzeyinde olmadığı halde satın alma güdüsüne engel olamayanlara çarşıya çıkarken kredi kartını evde bırakmaları, almayı planladıklarını alabilecek kadar bir miktar parayı yanlarına almaları önerilir.
Hastalığın 17-35 yaş arasında daha yoğun görülmektedir. Çocuklarıyla sağlıklı ve doyurucu ilişki kuramayan sosyoekonomik düzeyi yüksek anne babaların da bu eksikliği, onlara bir şeyler satın alarak tamamlamaya çalışmaları, bunun da çocuklarda gelecekte alışveriş hastalığının ortaya çıkmasına neden olacağı unutulmamalıdır.
İyi beslenme sizinle başlar.Evde, kafeteryada yada işte iyi beslenme sağlıklı yaşam şeklinin bir parçasıdır.
İyi beslenme sizinle başlar.Evde, kafeteryada yada işte iyi beslenme sağlıklı yaşam şeklinin bir parçasıdır.
Aşamalı değişiklikler yapın. Beslenme alışkanlıklarınızı bir gecede değiştiremeyeceğinizi unutmayın.
Tüketimde aşırıya kaçmayın. Porsiyon ölçülerinizi küçük tutun.
Yemek yaparken ızgara, buğulama, haşlama gibi yöntemleri tercih edin.
Daha az yağ tüketin.
Omega 3 yağ asitleri ve DHA (doksa hegzanoik asit) yönünden zengin besinler tüketin. (Ceviz, keten tohumu, badem, fındık, fındık yağı, semiz otu, zeytinyağı, balık ve balık yağı) Katı yağlardan, etlerin görünen yağlarını yemekten kaçının.
Sebze ve meyveleri kabukları ile çiğ tüketmeye özen gösterin.
Diyetinizdeki tuz tüketimini azaltın.
Şeker ve kafein tüketimini azaltın. (Şeker boş kaloridir. Kafein ise bir iki fincan üzerinde içildiğinde sinir sistemini uyararak uyku problemi yapabilir ve kalp atımlarının hızlanmasına sebep olabilmektedir.)
Bol bol sıvı tüketin. (Günde 8 – 10 bardak arası su ve bitkisel çay)
Fiziksel aktivitenizi arttırın..
Bir diyetisyene başvurup; kişisel özellikleriniz, beslenme alışkanlıklarınıza göre sizin için en uygun beslenme programını öğrenin.
Kahvaltı: · 1- 2 bardak açık çay veya bir bardak greyfurt suyu, taze sıkılmış portakal suyu yada bitkisel çay. · Yarım yağlı beyaz peynir (bir kibrit kutusu kadar) veya yumurta (haftada iki, üç defa) · Domates, yeşil biber, maydanoz, tere. · Zeytin (5 Adet) · Tam buğday unu veya kepek, yulaf, çavdar unundan yapılmış ekmek. (bir, iki dilim)
Kahvaltı: · 1- 2 bardak açık çay veya bir bardak greyfurt suyu, taze sıkılmış portakal suyu yada bitkisel çay. · Yarım yağlı beyaz peynir (bir kibrit kutusu kadar) veya yumurta (haftada iki, üç defa) · Domates, yeşil biber, maydanoz, tere. · Zeytin (5 Adet) · Tam buğday unu veya kepek, yulaf, çavdar unundan yapılmış ekmek. (bir, iki dilim)
Ara Öğün:
· Meyve (bir porsiyon) veya kuru meyve( bir adet incir, dört beş adet kuru erik veya üç dört adet kuru kayısı)
Öğlen : · Bir kase çorba. (Sebze, mercimek, tarhana) · Ton balıklı yeşillikli cevizli salata veya tavuk etli haşlanmış sebze. · Tam buğday unu veya kepek, yulaf, çavdar unundan yapılmış ekmek. (bir iki dilim)
Ara öğün:
· Bir iki bardak bitkisel çay · Üç dört adet badem, fındık, ceviz vs.
Akşam :
· Zeytin yağlı sebze yemeği · Salata ( İçerisine dört beş kaşık haşlanmış kuru fasulye, nohut ve mercimek ile marul, salatalık, turp, limon, sıvı yağ konulmalıdır.) · Bir kase yoğurt · Bir iki dilim Kepekli ekmek.
Ara öğün:
Bir porsiyon sütlü tatlı yada meyve salatası.
''internet bağımlılığı'' yalnızlık hissi ve depresyona, toplum, yakın akraba ve arkadaş ilişkilerinde de zayıflamaya sebep olmaktadır.
''internet bağımlılığı'' yalnızlık hissi ve depresyona, toplum, yakın akraba ve arkadaş ilişkilerinde de zayıflamaya sebep olmaktadır.
''Çocuğunuz her gün internete bağlanıyor, bağlıyken zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmıyor, sorulduğunda inkar ediyor ya da yalan söylüyorsa internet bağımlısıdır.'‘
''Çocuğunuz her gün internete bağlanıyor, bağlıyken zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmıyor, sorulduğunda inkar ediyor ya da yalan söylüyorsa internet bağımlısıdır.'‘
''Herkese mail adresi, ICQ numarası, sohbet odası adları vermek veya dağıtmaya çalışmak, internet dışı uğraşlarda ilginin kaybolması, bilgisayardan uzak kalındığında sinirlilik hallerinin gözlenmesi, e-postalara bakmak için aşırı istek duymak, sosyal faaliyetlerde azalma, dostları tarafından anlaşılmama duygusu, spor faaliyetlerinden uzaklaşma ve kondisyon kaybı.'' BELİRTİLERİ ARASINDA YER ALMAKTADIR.
''İnternette harcadığınız zaman haftada 18 saati geçiyorsa 'internet bağımlılığı' riski taşıyan insanlar grubundansınız
''İnternette harcadığınız zaman haftada 18 saati geçiyorsa 'internet bağımlılığı' riski taşıyan insanlar grubundansınız
İNTERNETTEKİ TEHLİKE-
Ailelerin çocuklarına iyi bir eğitim sağlamak ve onları modern bir topluma hazırlamak amacıyla evlerine bilgisayar aldığını, internet bağlatırız.
İnternet üzerinden pornografik materyallere sınırsız ve denetimsiz ulaşmanın mümkün olmakta, erken yaşlarda bu tür görüntülere maruz kalan çocukların duygusal ve cinsel gelişiminin olumsuz etkilenmektedir.Bunun özellikle internet kullanımı ve güvenliği konusunda bilgili olmayan ailelerin çocukları için bir risk faktörüdür.
Çocuk ve geçlerin internetteki radikal nefret gruplarına rahatça ulaşmaktan, satın almaya kadar her türlü işlemi internet üzerinden yapabilmelerinin de önemli bir risk olduğunu bilmekteyiz.
Bu nedenle ailenin internet kullanımında çocukla işbirliği yapması ve yararlı kullanımı teşvik ederek bir denetim sistemi oluşturmasının gereklidir
Çocukların da katkısıyla internet ev kuralları listesi oluşturmak, internete bağlı olan bilgisayarları, açık bir alanda ve çocukların yatak odası dışında tutmak, anne babanın çocuklarıyla çevrim içi arkadaşları ve etkinlikleri hakkında konuşmak, yabancılarla konuşmalarını engellemek için anlık ileti listeleri hakkında onları bilgilendirmenin sanal ortamdaki tehlikelere karşı önlem olabilecektir.
Çocukların da katkısıyla internet ev kuralları listesi oluşturmak, internete bağlı olan bilgisayarları, açık bir alanda ve çocukların yatak odası dışında tutmak, anne babanın çocuklarıyla çevrim içi arkadaşları ve etkinlikleri hakkında konuşmak, yabancılarla konuşmalarını engellemek için anlık ileti listeleri hakkında onları bilgilendirmenin sanal ortamdaki tehlikelere karşı önlem olabilecektir.
İnternet fitreleme araçlarını kullanmak, çocukların hangi sohbet odalarını ya da ileti programlarını ziyaret ettiğini ve çevirim içi ortamda kimlerle konuştuğunu öğrenmek, onları izlenen sohbet odalarını kullanmaya teşvik etmek ve genel sohbet odalarında kalmaları, çevirim içi ortamda edindikleri arkadaşlarla asla gerçek yaşamda buluşmayı kabul etmemeleri yönünde teşvik etmek ve çocukları detaylı kişisel bilgileri paylaşmamak konusunda uyarmanın da alınacak önlemler arasındadır.
Okulda öğretmeniyle temasa geçmeli ve bilgilerinde mutlaka faydanılmalıdır.
Dinleyin,konuşun
Dinleyin,konuşun
Yargılamayın
Tehdit etmeyin
Sorgulamayın
Öğüt ve emir vermeyin
Örnek olun
Arkadaşlarının tanıyın
Açık olun
Öğrenmesine yardım edin
Hayır demesini öğretin
Sevin ve sayın
Sevgi gösterin
Saygı duyun
Sabırlı olun
Maddeler hakkında bilgi edinin ve çocuğunuza doğru bilgi verin
Bilgi toplumunun hoşgörülü, adil, demokrasi kültürünü benimsemiş, mesleki duyarlılığa sahip, bilim ve teknolojinin farkında olan, farklıklıları zenginlik kabul eden, mili ve manevi değerlerini yaşayan ve yaşatan AİLELERLE HER ZAMAN BULUŞMAK DİLEĞİYLE
Bilgi toplumunun hoşgörülü, adil, demokrasi kültürünü benimsemiş, mesleki duyarlılığa sahip, bilim ve teknolojinin farkında olan, farklıklıları zenginlik kabul eden, mili ve manevi değerlerini yaşayan ve yaşatan AİLELERLE HER ZAMAN BULUŞMAK DİLEĞİYLE
