CAHİT SITKI TARANCI (1910-1956)
*Necip Fazıl’ın şiirinden ve temalarından etkilenir. Ölüm onda bazen varmak istediği bir sonuç, bazense bir korku olarak belirir. Genel olarak ölümden korkar.
*Yaşama güzelliği içinde ölümlü olma bilincine varan, bunun acısını çekerek ölüm ve yalnızlık duygusunu dile getiren bir şairdir.
*Yurt sevgisi ve yaşama bağlılık konularını işlemiştir.
*Garip Akımının etkisinde kalıp yaşamın günlük akışını şiire getirir.
*Hatta Rıfat Ilgaz’dan etkilenip ironik şiirler bile yazar.
*Baudelaire’in etkisinde kalıp, sembolist şiirin seçkin örneklerini verir.
*Hececi şiir geleneğini sürdürür. Ayrıca serbest ölçü ile de şiirler yazar.
*Arı, duru bir dili ; akıcı bir söyleyişi vardır.
*Ziya Osman Saba ile lise-çocukluk arkadaşıdır.
*Toplumsal yaşantılarını şiirine öz olarak almış; şiirlerinde yaşamanın ve aşkın güzelliğini anlatmıştır. Mutluluk kokan duyguları arasında karamsarlığını, yaşama sevinci ile dolu olduğu anlarda yalnızlık ve ölüm korkusunu duymamak olanaksızdır.
*Yeni şiirimizi hazırlayan şairlerdendir.
Yapıtları:
Şiirler:
Ömrümde Sukut
Otuz Beş Yaş(1946 CHP 1.lik ödülü)
Düşten Güzel
Sonrası
Mektup:
Ziya’ya Mektuplar
Öykü: Gün Eksilmesin Penceremden(22 öykü-can yay.)
Alfred Louis Charles de Musset (11 Aralık 1810 – 2 Mayıs 1857) Fransız oyun yazarı ve edebiyatçı. Fransız edebiyatının romantik yazar ve şairlerindendir. Musset kısa ve uzun hikâyeler, komedyalar, atasözlerine uygulanmış oyunlar, manzum hikâyeler,taşlamalı diyaloglar, şiirler, soneler yazmıştır.
Eserleri :
Bir zamane çocuğun itirafları
Geceler
Şamdancı
Jean Cocteau (d. 5 Temmuz 1889 - ö. 11 Ekim 1963) Fransız film yönetmeni.
1889 yılında Paris'te doğan Cocteau gençlik yıllarında şiir ve yazıma ilgi duydu. Dönemin sürrealist, dadacı ve kübist öncü sanatçılarıyla arkadaşlıklar kurdu, şiirler, piyesler, romanlar ve şarkı sözleri yazdı. Cocteau'nun filmleri yoğun sanatsal ve fikri altyapıları ile fark yaratır. Cocteau modern sanat ve sinema dünyasına çok büyük katkılar da bulunmuştur. 1963 yılında, 74 yaşında öldü.
William Shakespeare: (d.1564 – ö. 1616), İngiliz şair ve tiyatro oyun yazarıdır.
Komedi: Bir Yaz Gecesi Rüyası, On İkinci Gece, Venedik Taciri
Trajedileri: Romeo ve Juliet, Kral Lear, Hamlet, Othello, Antonious ve Kleopatra, Julius Caesar ..
Rainer Maria Rilke: (1875-1926): Avusturyalı şair, yazar. Türkçeye çevrilen başlıca eserleri: Genç Bir Şaire Mektuplar, Malte Laurids Briggen'in Notları - Duino Ağıtları, Rodin
William Butler Yeats (1865 – 1939) İrlandalı şair ve oyun yazarı.
Ömer Hayyam (1048 -1131) Fars, şair, filozof, matematikçi ve astronom.
Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin,
Tekkede manastırda eremezsin.
Bir kez gerçekten sevdin mi bu dünyada,
Cennetin, Cehennemin üstündesin.
SERBEST NAZIM VE TOPLUMCU ŞİİR
TOPLUMCU GERÇEKÇİLİK(SOSYAL REALİZM): Materyalist ve Marksist bir dünya görüşü üzerine temellendirilen, insanı toplum ilişkileri içinde ele alan, toplumsal gerçekleri yansıtmayı amaçlayan bir sanat akımıdır.
*Sanat, halkın sorunlarını dile getirmede bir araç olarak görülür.
*Sanat, toplumsal gerçekliği yansıtmalıdır. Bunun için sanatçının, toplum tarihinin akışını doğru algılaması, toplumun feodalizmden sosyalizme doğru nasıl geliştiğini kavraması gerekir. Toplumdaki çarpılıkları saptamanın ve sergilemenin yanında bunlara çözüm arayışlarının da bulunması gerekir. Toplumcu gerçekçilik, sanatın ne olduğu sorusundan çok, nasıl olması gerektiği sorusuna cevap bulmaya çalışır.
*Toplumcu gerçekçilik, Cumhuriyet Döneminde Aydınlık dergisinde yayınlanan felsefi, sosyal, ekonomik ve tarihi yazılarda varlığını göstermeye başlamıştır.
*Türk Edebiyatında toplumsal sorunlara Marksist çizgide yorumlar getiren, biçim ve özde yenilik yapan ilk kişi Nazım Hikmet’tir.
*Toplumcu gerçekçi şairler arasında, Rıfat Ilgaz, Hasan İzzetin Dinamo, Suat Taşer, A. Kadir, Orhan Kemal, Saffet Irgat …sayılır.
*1960 sonrasında İsmet Özel ve Ataol Behramoğlu çıkardıkları “Halkın Dostları” adlı
Dergide düşüncelerini dile getirmişlerdir.
*Günümüzde toplumcu gerçekçilik daha çok “kent, birey ve kapitalizm” ilişkilerini anlatan bir şiir olmuş, köy ve kasaba şiir alanı olmaktan çıkmıştır.
FÜTÜRİZM (GELECEKÇİLİK)
Makineyi ve hızı sanata sokan bu akım 20. yy.da ortaya çıkmıştır.
Hayatta her şey hareketlidir. Sanatçı da kendinde bir hız bulmuş ve eserini bu hıza uydurmuştur.
yapmıştır (1933).
Kara Harp Okulu öğrencileri arasında propaganda yaptığı iddiasıyla yargılanmış, Harp Okulu Askeri Mahkemesi'nce 15 yıl, ardından Donanma içinde faaliyette bulunduğu iddiasıyla da Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce 20 yıl olmak üzere toplam 35 yıl hapis cezasına çarptırılmış, cezası Türk Ceza Kanunu'nun 68 ve 77 maddeleri uyarınca 28 yıl dört aya indirilmiştir (1938)
Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinden sonra çıkarılan af yasası (1950) kapsamına alınması için aydınlar tarafından açılan büyük bir kampanyanın ardından, hukukçular yasal yollara başvurmuş, bu arada Nâzım Hikmet de hapishanede açlık grevine başlamıştır. Sonunda Nâzım Hikmet'in geri kalan cezası affedilmiş ve şair 13 yıl hapislikten sonra özgürlüğüne kavuşmuştur.
Serbest bırakıldıktan sonra iş bulamayan, kitap çıkaramayan şair için bu kez askerlik kararı alınmış, 50 yaşında ve hasta olan Nâzım Hikmet çok zor durumda kalmıştır. Öldürülmekten korkan şair, kendisine hayran olan Refik Erduran (sonranın ünlü oyun yazarı ve gazetecisi)'ın önerisini kabul etmiş, onun yardımıyla bir motorla Karadeniz'de seyreden Romanya bandıralı bir gemiye binerek Türkiye'den ayrılmıştır.
Nâzım Hikmet, Moskova'da ölmüştür. (3 Haziran 1963).
Nâzım Hikmet, hece vezniyle yazdığı ilk şiirlerini Yeni Mecmua, İnci, Ümit ve Celal Sahir (Erozan)'ın çıkardığı Birinci Kitap, İkinci Kitap vb. dergilerinde yayımlamıştır. "Bir Dakika" adlı şiiriyle Alemdar gazetesinin açtığı yarışmada birincilik kazanmıştır (1920). Daha sonra Aydınlık, Resimli Ay, Hareket, Resimli Her şey, Her Ay gibi dergilerde yazan Nâzım Hikmet cezaevine girdikten sonra yıllarca yayın yapamamıştır. Ancak, 1940'lı yıllarda, Yeni Edebiyat, Ses, Gün, Yürüyüş, Yığın, Baştan, Barış gibi toplumcu dergilerde İbrahim Sabri, Mazhar Lütfi takma adlarıyla ya da imzasız olarak bazı şiirleri çıkmıştır. Kuvâyı Milliye Destanı İzmir'de Havadis gazetesinde tefrika edilmiştir (1949). Destanı Yön dergisi yayınlayarak (1965) Nâzım Hikmet'i yeniden okurlara ulaştırmış, şairin yapıtına konan çemberi kırmıştır.
YAPITLARI
ŞİİR:
835 Satır (1929), Jokond ile Si-Ya-U (1929), Varan 3 (1930), 1+1=1 (1930-Nail V. ile), Sesini Kaybeden Şehir (1931), Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932), Gece Gelen Telgraf (1932), Taranta Babu'ya Mektuplar (1935), Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı (1936), Kurtuluş Savaşı Destanı (1965), Saat 21-22 Şiirleri (1965-Bas. Haz. M.Fuat), Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-1967-Bas. Haz. M.Fuat, 5 Cilt), Rubailer (1966-Bas. Haz. M. Fuat), Dört Hapishaneden (1966-Bas. Haz. M.Fuat), Yeni Şiirler (1966-Bas. Haz. Dost Yayınevi), Son Şiirleri (Bas. Haz. Habora Kitabevi), Tüm Eserleri (1980-Bas. Haz. A. Bezirci, 8 Cilt).
OYUN:
Kafatası (1943), Bir Ölü Evi Yahut Merhumun Hanesi (1932), Unutulan Adam (1935), İnek (1965), Ferhat ile Şirin (1965), Enayi (1965), Sabahat (1966), Yusuf ile Menofis (1967), İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu (1985).
MEHMET RIFAT ILGAZ (1911 -1993): Türk şiir, roman ve öykü yazarı. Özellikle Hababam Sınıfı romanıyla tanındı. Hem yazılarında hem de kişisel hayatında toplumcu bir çizgi devam ettirdi. Oldukça üretken olan yazın hayatına şiirden mizah öykülerine, romandan çocuk kitaplarına birçok farklı alanda eser sığdırdı. Bir zamanlar toplatılan Karartma Geceleri eseri 100 Temel Eser listesindedir.
* Rıfat Ilgaz, edebiyat hayatına 1926 yılında Kastamonu Nazikter gazetesinde yayınlanan "Sevgilimin Mezarında" şiiriyle başladı. Bu şiiri yazdığında henüz on beş yaşında olan şair, o dönemlerde Mehmet Rıfat imzası ile yazıyordu.
* Bir süre şiir tekniğine yeni bir soluk getirdiğine inandığı Nazım Hikmet ile çalıştı. Onun Bursa Hapishanesinden gönderdiği şiirleri İbrahim Sabri mahlasıyla yayınlıyordu.
* Sabahattin Ali ve Aziz Nesin'le birlikte çıkardıkları Markopaşa, Türk siyasi edebiyat tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Mizah yoluyla ülkedeki gidişatı eleştiren yazılara yer veren yayın kısa sürede büyük ilgi topladı ve iyi bir satış seviyesine ulaştı. Kapatıldıkça Hür MarkoPaşa, Yedi-Sekiz Paşa gibi başka isimlerle tekrar çıkan derginin benzer isimlerle sahteleri dahi türedi.
* 1956 yılında İlhan Selçuk'un çıkardığı Dolmuş dergisinde bir hikâye serisi yayınlamaya başladı. Daha sonra bu yazılar Hababam Sınıfı romanı oldu. Çizimlerini Turhan Selçuk'un yaptığı bu dizi çok tuttu. Yazar Stepne takma adıyla yazdığı için bu hikâyelerin kime ait olduğu da ilginç tartışmalar yaratıyordu.
* Yazarın öykücülüğü özellikle mizah alanında gelişti.
*Edebiyat(yazın) dünyasında “Koca Çınar”, “Edebiyatın Koca Çınarı” olarak anılır.
*Çınar Yayınlarını kurdu.
Şiir kitapları Yarenlik (1943), Sınıf (1944), Yaşadıkça (1947), Devam (1953), Üsküdar’da Sabah Oldu (1954), Soluk Soluğa(1962), Karakılçık (1969), Uzak Değil (1971), Güvercinim Uyur mu (1974), Kulağımız Kirişte(1983), Ocak Katırı Alagöz (1987), Çocuk Bahçesi (1995) Romanları : -
Hababam Sınıfı (1957): Önce dizi hikâye olarak Dolmuş dergisinde yayınlandı. Sonradan roman olarak toplandı. Film uyarlamalarına esin kaynağı oldu. Ayrıca tiyatroda da sahnelendi.
-
Pijamalılar (Bizim Koğuş) (1959):
-
Karadenizin Kıyıcığında (1969)
-
Halime Kaptan (1972)
-
Meşrutiyet Kırathanesi(1974)
-
Karartma Geceleri (1974): Yusuf Kurçenli tarafından filmi çekildi. Başrolünü Tarık Akan oynadı.
-
Sarı Yazma (1976)
-
Yıldız Karayel (1981)
-
Apartıman Çocukları (1984)
-
Hoca Nasrettin ve Çömezleri (1984)
-
Hababam Sınıfı İcraatın İçinde (1987)
Anı kitapları -
Yokuş Yukarı (1982)
-
Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra (1986)
|
AHMET MUHİP DIRANAS (1909-1980)
*Sinop’ta doğmuştur.
*Sembolizm etkisinde kalmıştır.
*Şiirlerinde biçim ve uyum önemli iki ilkedir. Bu nedenle ölçüye ve uyağa önem vermiştir.
*Şiirlerinde anlam yoğunluğu vardır. Bu yoğunluğu ilginç imgelerle sağlar.
*Oyunlarında düşle gerçeği, bugünle geçmişi birlikte almıştır.
*Toplumsal konulardan, günün sorunlarından çok, duyguların sonsuzluğuna yönelmiştir.
İnsanın iç dünyasını, tarih, metafizik, doğa temalarını; güzelliğe olan aşkını, yaşama sevincini mecazlı, sembollü, çoğu kez destansı bir söyleyişle şiirleştirir.
*Fahriye Abla, Seranad, Olvido, Ağrı en ünlü şiirleridir.
* Tevfik Fikret'in 'Rübab-ı Şikeste' adlı eserini “Kırık Saz' adıyla Türkçeleştirmiştir.
* Hece şiirinin son kuşağı denilebilecek şairler arasında Ahmet Muhip Dıranas, çağcıl Batı şiirine (Baudelaire, Verlaine) en yakın, kendinden bir iki kuşak sonrası şairler üzerinde, az sayıda şiirle bile olsa, uzun süre etkili olan bir şairdir. O da hocası Tanpınar gibi az yazmış, seyrek yayımlamış, şiirlerini şiire başladıktan nerdeyse elli yıl sonra (1974) kitaplaştırmıştır. Gerek Fransız şiiri, gerekse kendinden önceki kuşaktan ustaları Ahmet Haşim ve Ahmet Hamdi Tanpınar'dan aldığı etkileri sanatına yedirerek özgün bir şiire ulaşmıştır. Hece ölçüsü sınırlarında kalarak ama durak ve vurgu yerlerini değiştirerek gelenekselde çağdaşlığı yakalayan, çağrışım gücü yüksek, yurdu, insanı ve doğası ile barışık, alışılmadık deyiş örgüsüyle unutulmaz şiirler yazmıştır. Şiirlerinde aşk, tabiat, ölüm, hatıralar, sığ olmayan bir anlatımla ve düşündürücü boyutlar içinde verilmiştir...
Yapıtları:
Şiir: Şiirler
Oyunları: Gölgeler
O Böyle İstemezdi.
AHMET HAMDİ TANPINAR(1901-1962) Tanpınar
*Gençlik yıllarında Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'in talebesi ve dostu olmuş, Batı edebiyatından Paul Valery ile Marcel Proust'u kendisine üstad olarak seçmiştir.
*Tanpınar şiiri hayatının en büyük ihtirası haline getirmiş, fakat asıl kabiliyetini şiir estetiğine göre yazdığı mensur eserlerde göstermiştir.
* "Bursa'da Zaman" şiiri ile tanır. Altmış kadar şiirinden ancak otuz yedisi ile, tek şiir kitabını ölümüne yakın çıkardı: Şiirler (1961)
*Şiirlerinde bir imaj ve müzik kaygısı taşıdığı, hikaye ve romanlarında da, başta zaten tema’sı olmak üzere, psikolojik anları, bilinçaltını aradığı, yansıttığı görülür.
*Zaman, rüya, ahenk, bilinçaltı, doğu-batı sentezi, eserlerindeki motiflerdir.
Roman: Huzur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Sahnenin Dışındakiler, Mahur Beste, Aynadaki Kadın
Öykü: Abdullah Efendi’nin Rüyaları, Yaz yağmuru
Deneme-İnceleme: Beş Şehir, Edebiyat Üzerine makaleler, Yaşadığım Gibi, Yahya Kemal, XIX.
Asır Türk Edebiyatı Tarihi
Geçmişe ve durgun davranışa düşmandır. İçinde bulunulan zamanın ve geleceğin dinamizmine yönelmiş, bu hareketliliğin sesini şiirleriyle duyurmuşlardır. Mısralarda makine ve çark sesleri duyurulmaya çalışılmıştır.
Geleneklere karşı çıkıldığı için müzelerin, akademilerin, kütüphanelerin yıkılması önerilmiş, noktalama işaretlerine karşı çıkılmış, hayatın sürekliliğini verebilmek için fiiller “mastar” halinde kullanılmıştır.
Serbest nazım kullanılmış, geleneksel ölçü, uyak ve nazım biçimleri kaldırılmıştır.
Fütürizmin kurucu ve teorisyeni Tomasso Marinetti'nin 1909 yılında Figaro gazetesinde yayınlanan manifestosu ÖZETLE:
* Şiirde temel öğeler cesaret, cüret ve isyandır,
* Edebiyat durgunluktan ve uyuşukluktan sıyrılmalıdır. Edebiyatta işlenecek konular saldırgan hareketler, kavga ve dövüştür.
* Dünya yeni bir güzellikle zenginleşmiştir. Yeni güzellik sürattir, hızdır, Motoru güçle sarsılan, homurdanan bir yarış arabası Victoire de Samotrace'dan daha güzeldir.
* Ancak kavga güzeldir. Saldırgan niteliksiz bir şaheser olamaz. Şiir tanınmayan ve bilinmeyen güçlere karşı saldırgan olmalıdır.
* Yüzyılların en yüksek noktasında bulunuluyor. Olanaksızların kapısını açmak dururken geride kalınmamalıdır. Zaman ve mekan artık ölmüştür. Sınırsız ebedi sürat elde edildiğine göre, mutlakta yaşanıyor demektir.
* Dünyanın tek sağlık ilacı savaştır, feminizm, fırsat kollayıcılık, çıkarcılık lanetlenmelidir, denmektedir.
Temsilcileri: Marinetti, Mayakovski, Nazım Hikmet
Mayakovski(1894-1930): Fütürist Rus şairi. Eserleri: Pantolonlu Bulut, Yüz Elli Milyon…
NAZIM HİKMET RAN(1902- 3 Haziran 1963)
* Selanik'te doğmuştur. İlköğrenimini İstanbul'da Göztepe Taşmektep, Galatasaray Lisesi ilk bölümü (1914), Nişantaşı Numune Mektebi'nde tamamlamış, orta öğrenimi ise, daha 12 yaşında iken yazdığı "Bir Bahriyelinin Ağzından" adlı bir şiirini dinleyip çok beğenen Bahriye Nazırı Cemal Paşa'nın öğüdü üzerine geçtiği Heybeliada Bahriye Mektebi'nde yapmıştır (1918).
Nazım Hikmet Bahriye'yi bitirdikten sonra Hamidiye Kruvazörü'ne stajyer güverte subayı olarak verilmiş, bir gece nöbetinde üşütüp zatülcenp olmuş (1919), sağlığını kazanamayınca askerlikten çürüğe çıkarılmıştır (1920).
Askerlikten ayrıldıktan sonra, İstanbul'un işgaline çok üzülen Nâzım Hikmet Millî Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçmiş, Bolu Lisesi'nde kısa bir süre öğretmenlik yapmıştır (1921). Rus devrimiyle ilgilenen şair, bir süre sonra Batum'dan Moskova'ya gitmiş ve Doğu Üniversitesi'nde ekonomi ve toplumbilim okumuştur (1922-1924). Yurda dönüşünden sonra Aydınlık dergisine katılmış, burada çıkan şiirlerinden ötürü hakkında "gıyaben" mahkumiyet kararı verildiğine öğrenince yeniden Rusya'ya geçmiş, af çıkması üzerine Türkiye'ye dönmüş ve bir süre Hopa cezaevinde tutuklu kalmıştır (1928).
Nâzım Hikmet daha sonra İstanbul'a yerleşmiş, çeşitli gazete ve dergilerle film stüdyolarında çalışmış, ilk şiir kitaplarını çıkarmış ve oyunlarını yazmıştır (1928-1932). Bir ara yine tutuklanmış, Cumhuriyet'in 10. yılı dolayısıyla çıkarılan af yasası ile özgürlüğüne kavuşmuştur. Akşam, Son Posta, Tan gazetelerinde Orhan Selim takma adıyla fıkra yazarlığı ve başyazarlık
ROMAN:
Kan Konuşmaz (1965), Yeşil Elmalar (1965), Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (1966).
YAZILAR:
İt Ürür Kervan Yürür (1936-Orhan Selim takma adıyla), Alman Faşizmi ve Irkçılığı (1936), Milli Gurur (1936), Sovyet Demokrasisi (1936). Yazılar 1, 2, 3
MEKTUPLAR:
Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar (1968), Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar (1968), Bursa Cezaevinden Vâ-Nû'lara Mektuplar (1970), Nâzım'ın Bilinmeyen Mektupları (1986-Adalet Cimcoz'la Mektuplar, Haz. Ş. Kurdakul), Piraye'ye Mektuplar (1988).
MASAL:
La Fontaine'den Masallar (1949-Ahmet Oğuz Saruhan adıyla), Sevdalı Bulut (1967
-İlk şiirlerini hece ölçüsüyle , uyaklı yazmış, sonradan serbest nazım ile toplum sorunlarını konu edinen şiirin öncüsü olmuştur.
-835 satır adlı ilk kitabı Ahmet Haşim, Yakup kadri gibi sanatçılar tarafından övgüyle karşılanmıştır.
-Divan ve Halk şiiri söyleyişlerini çağdaş bir anlayış içinde eritmiştir.
Düzyazı, şiir, senaryo tekniklerinin iç içe kullanıldığı “memleketimden İnsan Manzaraları”; bütünüyle şiir, roman,öykü, oyun, senaryo, destan denemeyen yeni bir türün habercisidir.
-Toplumsal gerçekçi oyun yazarlığının kurumsal sorunlarına çözümler getirmek amacındaki oyunlarından film, bale, opera uygulamaları yapılmıştır.
-Şiirlerinde, Halk şiirimizle Divan şiirimizin imbiğinden süsülen Türkçeyi, İstanbul ağzını kullanır.
-Sıcak, duygulu, sarsıcı, canlı bir dili vardır.
-sanat ve insanı yüceltirken kendini sadece Türk kültürünün değil, insanlığın tüm kültürünün mirasçısı sayar.
-Şiirinde ölçüsüz, yerine göre sık veya seyrek uyaklar, uzun dizelerin ardında gittikçe kısalan kırık dize kümeleri vardır.
-Kimi zaman sözcükleri bölerek uyak oluşturur.
-Şiirlerinin çoğu Zülfü Livaneli vb. tarafından bestelenmiştir.
-Fütürizmden ve Mayakovski’den etkilenmiştir.
-1951’de yurttaşlıktan çıkarılmış, 2009’da yurttaşlığı iade edilmiştir.
-“Putları Yıkıyoruz” başlıklı yazılarında, Abdülhak Hamit’i(şair-i azam) ve Mehmet Emin’i(milli şair) eleştirmiştir.
Köşe Yazarlığı:Nerde Kalmıştık, Cart Curt Öykü kitapları: Radarın Anahtarı (1957), Don Kişot İstanbul'da (1957), Kesmeli Bunları (1962), Nerde O Eski Usturalar(1962), Saksağanın Kuyruğu (1962), Şevket Ustanın Kedisi(1965)
Garibin Horozu (1969), Altın Ekicisi(1972), Palavra (1972), Tuh Sana (1972), Çatal Matal Kaç Çatal (1972), Bunadı Bu Adam (1972), Keş (1972), Al Atını (1972), Hababam Sınıfı Uyanıyor (1972), Hababam Sınıfı Baskında (1972), Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1972), Rüşvetin Alamancası (1982), Sosyal Kadınlar Partisi (1983), Çalış Osman Çiftlik Senin (1983)Şeker Kutusu (1990)
Çocuk edebiyatı: Bacaksız Kamyon Sürücüsü, Bacaksız Okulda, Bacaksız Paralı Atlet, Bacaksız Tatil Köyünde, Bacaksız Sigara Kaçakcısı, Öksüz Civciv, Küçük Çekmece Okyanusu, Cankurtaran Yılmaz, Kumdan Betona, Çocuk Bahçesi(Şiir)
Tiyatro Oyunları: Hababam Sınıfı , Hababam Sınıfı Uyanıyor, Hababam Sınıfı Baskında, Hababam Sınıfı Sınıfta kaldı, Türk Çocukları Türk Çocukları, Çatal Matal Kaç Çatal , Abbas Yola Giden
|