Caiz: 6 Câlut: 7



Yüklə 0,66 Mb.
səhifə5/21
tarix12.01.2019
ölçüsü0,66 Mb.
#95639
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   21

Cehmiye:

Cebriyye mezhebinin en meşhur kolu. Kurucusu Cehm b. Safvan'dan dolayı bu ismi almıştır. Cehm b. Safvan miladi 745 yılında aşın fi­kirleri ve müslümanlar arasında fitne çıkardığı gerekçesiyle zamanın Hora­san hükümdarı tarafından Merv'de öl­dürülmüştür. Temel düşünceleri; tüm fiil ve davranışların Allah tarafından işlendiği ve kulun bu fiillerde hiçbir iradesi olmadığıdır. Allah'a ait ezeli sıfatları inkar, Kur'an'ın mahluk ol­duğu, Allah'ın ilim ve kelam sıfatla­rının ezeli olmadığı, insanın bir fiili yapma kudreti olmayıp Allah tarafın­dan kendisine takdir edileni uygula­makla görevli olduğu, cennet ve ce­hennemin sonsuz olmadığı, dil ile in­kar neticesinde müslümanın kafir olmayacağını, Allah'ın ahirette görülmeşinin mümkün olmadığı gibi temel görüşleri olan bu mezhep ehli sünnet alimlerince batıl kabul edilmektedir.



Cehr :

Yüksek sesle konuşma, sesli okuma. Fıkıhta namaz sırasında Fatiha ve zammı sureyi sesli okumaya "cehri" içinden okumaya ise "hafi" denir. İma­mın cemaat namazlarında akşam ve yatsının ilk iki; sabah, vitr, cuma ve bay­ram namazlarının her rekâtında Fatiha vezammı sureyi cehri okuması vaciptir. Cemaat haricinde namaz kılan kişi diler­se cehri, dilerse hafi olarak okuyabilir. Ayrıca Kur'an-ı Kerim'i cehri veya hafi okumak Resûlullah (a.s)'ın sünnetidir.



Celâl :

Sözlükte" son derece yüce, kadir ve şanı sonsuz" demektir. Allah Teâlâ'nın sıfatlarından biridir. "Allah celle celâlüh, Allah zü'l-Celâl olarak kullanılır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de "O, celal ve ikram sahibidir" 17 buyurulmuştur. Allah'ı bu sı­fatla niteleme, ya zat ve birliğine delalet edecek yüce ve azametli şeyleri ya­rattığı içindir, ya da insanların O'nu ve ilmini kavrayamadıkları içindir. Kur’an-ı Kerim'de :



"İnsanlar Allah'ın ilminden bir şey ihata edemezler" 18 buyurulur. Allah Teâlâ'nın lütfu ile teceli etmesin Cemal; kahrı ile tecelli etmesine "Celâl" denilmekte­dir.

Bakara Sûresinin 255. âyetinin tam anlamı şöyledir:



"Allah; O'ndan başka ilâh yoktur; kendi zatıyla kaimdir. O'nu ne bir uyuklama ve ne de bir uyku tutar. Göklerde ve yerde nevarsa hepsi O'nundur O'nun izni olmadan, O’nun yanında kim şefaat edebilir? On­ların önünde ve arkasında olan herşeyİ bilir. O'nun ilminden, kendi­sinin dilediği dışında hiçbir şeyi kavrayamazlar. O'nun Kürsî si gökleri ve yeri kaplamıştır; onların gözetimi O'na asla ağır gelmez. O, çok yüce ve çok büyüktür."

Celâleddin-Rûmi: 19




Celde:

Cild, "deri", arapça Cild kö­künden gelmektedir. Celde ise "deriye vurmak "demektir.

Nur suresinin ikinci âyetinde, zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz celde (sopa) vurulması, dördüncü âyetinde de iffetli kadına zina suçu isnad edip de onu ispatlayamayan kimseye seksen celde vurulması emredilmiştir. Bu vu­ruşlardan herbirîneceldedenir.

Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:



"Zina eden kadın ve erkekten her bîrine yüzer değnek vurun. Eğer Al­lah'a ve ahiret gününe iman ediyor­sanız; Allah'ın dini hususunda onla­ra karşı acıma duygusu sizi engel­lemesin. Onların cezalarının infazına müminlerden bu topluluk da şahit olsun."

"Zina eden bir erkek, zina eden ve­ya müşrik olan bir kadından başka­sıyla, zina eden bir kadında zina eden veya müşrik olan bir erkekten başka­sıyla evlenemez. Bu, bütün mümin­lere haram kılınmıştır." "İffetli ka­dınlara zina isnad eden, sonra da dört şahid getirmeyen kimselere seksen değnek vurun ve bir daha onların sahiciliklerini kabul etmeyin. İşte onlarfasıkolan kimselerdir. Ancak bunda sonra tevbe edenler ve hallerini düzeltenler, bunun dışındadır. Şüphe yoktur ki, Allah, çok bağışlayıcıdır; Çok merhamdir.” 20

Celse :

Namazda iki secde arasında bir defa "sübhane Rabbiyel-Azîm" di­yecek kadar oturmaya denir. Bu oturuş, namazın tadîl erkanındandır.21



Celvetiye:

Bayramilik'in bir kolu olan tarikatın adı Bu tarikatın kurucusu ve ilk mürşidi Aziz Mahmud Hüdai ola­rak bilinir. Kelime anlamıyla bulun­duğu yeri terketmek anlamına gelen celvet, bu tarikatta halvetten çıkıp hakikat elbisesini giymek anlamına gelir. Aziz Mahmud Hüdayi 1552-1628 yıllan ara­sında yaşamış, Seferhisar'da doğmuş, iyi bir medrese tahsili gördükten sonra tasavvufa yönelmiştir. Muhiddin Üftade Hz'ine mürid olmuş, İstanbul'da tah­sil görmüş, Edirne Selim Medresesinde asistanlık yapmış ayrıca Şam ve Mısır Medreselerinde de hocalık yapmıştır. Ömrünün geri kalan kısmını Bursa'da Üftade Hz.'lerinin yanında geçirmiştir. Hoş sohbeti ve güler yüzüyle tanınan Hüdayi üç kez hacca gitmiştir. Tari­katında cehri zikir ve nefsin terbiyesi esastır. Dört mertebesi tabiat, nefs, ruh ve sır olarak bilinir. Zikirlerinde farklı olarak diz üzerinde kalkarak yapılan ve "hızır kıyamı" olarak bilinin zikirleri vardır. Aziz Mahmud Hüdai'nin mezarı Üsküdar'da tekkesinin bulunduğu yerdedir.22



Cem:

Kelime anlamı toplamak, bir araya getirmek demek olan cem terimi, tasavvufta, Hakk'ı halksız temaşa etme, halkı (yaratılanlan) değil yalnızca Hakk'ı görme, bütün varlıkların Allah sayesinde var olduklarını anlama, her şeyi Allah'tan bilme anlamlarında kul­lanılmıştır. Cem'ul-cem (cemin cemi) tamlaması ise, dervişin hem kendi ben­liğini, hem de diğer yaratılmışları gör­memesi, sadece Hakk'ı görmesidir. Kı­saca tasavvufta tefrika masivayı (Al­lah'tan başka her şeyi) görmek, cem ma­sivayı Allah'a bağlı olarak var görme, cemul-cem ise, Hak'tan başka hiç bir şeyi görmeme makamıdır.



Cem Âyini:

Cem veya Cemşid isimli şarabınmucidi olduğu rivayet edilen es­ki bir İran hükümdan adına yapılan tören. Bektaşi ve Alevi zümrelerin dü­zenledikleri müzikli ve içkili toplantı.



Cem-i Takdim/Cem-i Tahir:

Namazları erteleyerek ve birleştirerek kılmak. Birleştirilerek kılınan namaz­lar öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı namazlarıdır. Bunları birinci namazın vakti içinde kılmak cem-i takdim, ikinci namazın vaktinde birleştirip kılmak ise cem-i tehirdir. Bu konuda mezhepler arasında ihtilaf vardır. Hanefilere göre sadece arefe günü ve yalnızca hacılar için öğle ile ikindi na­mazlarını cem-i takdim tarzında bir­leştirerek tek ezan ve iki kametle kıl­mak caizdir. Diğer mezheplere göre ise, namazları birleştirip kılmanın ca­iz olması için yolculuk, hastalık veya yağmur sebeplerinin bulunması gere­kir.




Yüklə 0,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   21




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin