Çaliştay risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar


Çocuklarda psiko-sosyal risk etkenleri



Yüklə 142,83 Kb.
səhifə2/3
tarix18.04.2018
ölçüsü142,83 Kb.
#48748
1   2   3

Çocuklarda psiko-sosyal risk etkenleri

Uzm. Sç. Kemal Südek

Fonksiyonel psikoterapi kısa sürede soruna çözüm bulma amacı taşıyor. Hekimle beraber çocuğun ve ailenin izlenmesi gerektiği anlayışı

Çocuğun kendinden kaynaklanan risk faktörleri

Benlik, nefis, öfke kontrolü, fobi, dikkat eksikliği, bağımlıklar, motivasyon, bilinçsiz internet kullanımı, tıbbi sorunlar vs..

Aile ile ilgili risk etmenleri

Ailedeki olumsuz ortam çocuğu etkiler. Her çocuk farklı düzeyde etkilenir. Hastalık, ölüm, aldatma, boşanma, intihar, göç, zihinsel özürlülük vs…

Okul ve içinde bulunduğu toplum ile ilgili risk etmenleri
Aile kendi sorunlarını çocuğun üzerinden çocuk diliyle anlatmaya çalışmakta ıslak semeri kimse sırtına almak istememektedir. Okul ile ilgili eğitim sistemindeki aksaklıklar eğitimcilerin sık değiştiği okullarda iyi gözlem yapılamamasından dolayı çocuklar daha korumasızdır.Büyük kentlerde kent sorunları da risk faktörü oluşturmaktadır. Sosyal çalışmacılar Klinik öncesi, klinik dönem, klinik sonrası dönem olarak 3 önemli müdahale yapmaktadır.

Vaka sunumu 15 yaşında bir intihar girişimi yaşayan çocuk ruh sağlığı hastanesine sevk edilmiş, çocukla ilk görüşmede karşılıklı bilgi alış verişi yapılmış, babasının kredi kartı borcu olduğu öğrenilmiş, babasının çok para harcaması intihara neden olabilir mi? Çocuğun babasının eşini aldatmasına karşılık annesinin de babasını aldatması ve annesinin aldattığı kişinin çocuğa ahlaksız teklifte bulunması çocuğu intihara sürüklemiş. Bu vakada Kök neden analizi ile aile içi ilişkiler birinci intihar nedenini oluşturmaktadır. Aile terapisi, psiko sosyal terapi ile bu vaka aile bireylerinden ayrılmış ve çocuk üniversite eğitimini tamamlayarak öğretmen olmuştur. Bizim sosyal hizmet uzmanlarımız kurumlarda vaka beklemektedir. Oysa Almanya gibi ülkelerde uzmanlar mobil olarak gençlerin bulunduğu yerde onları gözlemlemekte ve soruna müdahale etmektedir.

Ülkemizde asosyal , internet oyunları ile gününü geçiren zengin ailelerin çocukları bulunmaktadır. Sosyal sorunlara sanılanın aksine sadece fakir ailelerin çocukları değil zengin ailelerin çocuklarda sahiptir. Geldiği evdekilere “selamın aleyküm” demeden wifi şifresi soranlar vardır.

Değerler üzerinden sosyal politikalar üretmek durumundayız. Refahla birlikte özgürlük artmaktadır. Sistem, değerler, siyaset nedeni ile Türkiye’de bilim üretmek oldukça zor.




  1. OTURUM

GÜN SONU GENEL DEĞERLENDİRME

Oturum Başkanı PROF. DR. ALİ RIZA ABAY

Nu oturumda bundan önceki 2 oturumun değerlendirmesi yapılacaktır. Kimsesiz ve risk altındaki çocuklar meselesi kadim bir meseledir. Tarihsel süreçte toplumdan topluma meseleler azalır veya çoğalır. Biz kendi toplumumuz ve çağdaş dünya açısından meselelere bakacak olursak kendi toplumsal hafızamızdan yararlanabiliriz. Yalova Üniversitesi SHB. Olarak daha çok kendi sosyal ve kurumsal hafızamıza yönelerek risk altındaki çocuklar için ne gibi öneriler getirebiliriz?

Apaçi gençlik alan araştırması

Yaşlılık üzerine İsveç modeli çalışması

Risk toplumu ve risklerin ortadan kaldırılması

1940’larda kimsesiz çocuklar görülmeye başlamasına dair necip Fazıl Büyük doğu dergisinde “eskiden kimsesiz çocukların kendi mahallesine bir aile tarafından himaye edilirdi” der. 18. yy’da ebeveyni ölen çocuğa en yakın aile bireyi vasi tayin edilirdi. Eğer bir mahallede bir kimsesiz çocuk kalmışsa bütün mahalle o çocuktan sorumludur. Farz-ı kifayye gibi. Bizim millet olarak çok önemli bir tarihsel birikimimiz ve bilincimiz var. Ülkemizde Evlat edinme ile koruyucu aile arasında problem yaşanmaktadır. Temelinde kültürel kodlarla uygulama arasında problemler yaşanmaktadır. Bir çocuk evlatlık ya da koruyucu aileye verilecekse akrabalar üzerinden kendi kültürel kodlarımıza dönmeliyiz. Bizim toplumsal hafızamızın silindiği arşivle yer alan bilgilerin yeni nesillere aktarılamaması gibi ikilemler yaşıyoruz.

19. yy’ın başında Sokakta yaşayan serseri çocuklar için Galatada bir yurt kuran şahsın 2 şartı var bir yalan söylememek ikincisi temizliğine dikkat etmek. Çocuklar o gün ne yaptıklarını bir uzmana anlatıyor ve bir süre sonra o çocuklar yaptıkları kötülüklerden utanmaya başlıyor. Bizim kültürümüz bu gibi örneklerle doludur.

Danimarka’da doğan her çocuğa bir kart açılır.200 bin nüfuslu bir ülkede 300 sosyal çalışmacı düştüğü ifade edilir. Bugünkü modern yaklaşımları ve tarihsel hafızamızdan gelen tecrübeleri süzerek bu sorunları aşabiliriz. Kaybettiklerimizi kaybettiğimiz yerde ararsak büyük ölçüde sorunların üstesinden geliriz.



Aile ve sosyal politikalar Bakanlığı Müşaviri Yusuf GENÇ değerlendirmede bulundu.

Bakanlığımız kurulana kadar uygulanan SHÇEK mantığından bakanlığımız kurulduktan sonra önleyici hizmetler anlayışına geçilmiştir. Çalıştayın temel felsefesinden hareketle risk altında olan engelliler, yaşlılar, kadınlar, çocuklar için her türlü tedbiri almak zorundayız. Tüm çocuklar risk altındadır. Korunması gereken çocuklar için risk haritası oluşturarak önleyici faaliyetler geliştirmek amacındayız. Ana amacımız çocuğu kendi ailesinin yanına yerleştirmek, ailesini güçlendirmek, eğer mümkün değilse başka bir ailenin yanına yerleştirilmesi . bir diğer amacımız Evlat edindirme hizmetinden yararlanmasını sağlamak,eğer protokole uymuyorsa koruyucu aile yanına yerleştirmek. Bu sene koruyucu aile sayısı 2300’e çıkmıştır. Avrupa ülkelerinde koruyucu aile sayısı daha fazladır. Koruyucu aileye muhtaç çocuk sayısı daha azdır. Bizde ise koruyucu aile başvurusu yapan aile sayısıaz, muhtaç çocuk sayısı fazladır.

Ülkemizdeki bütün çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarını kapatmayı planlıyoruz.Yeni geliştirmiş olduğumuz çocuk evleri projemiz 77 ilimizde 888 çocuk evimizde 4888 çocuğumuz kalmaktadır. Azami 6 çocuktan oluşan çocuklar, apartman yaşamında komşuluk ilişkileri içinde yaşamaya başlamışlardır.

Bir diğer çalışmamız Sevgi Eleri’dir.

Aile sosyal destek programı çerçevesinde tüm aileler taranarak sosyal sorun yaşayan aileleri belirleyerek çözüm odaklı çalışmalar yapıyoruz. 416 ilçemizde sosyal hizmet merkezleri açmayı planlıyoruz. Bu güne kadar 118 sosyal hizmet merkezi açılmıştır.

Bütün ailelerin taranması risk altında olan bireyleri sorunlarla karşılaşmadan tespit etmek mümkün olacaktır. Türk kültürüne, benliğine, inancına, örfüne uygun Geliştirilen yeni bir yazılımla elde edilecek verilerle tüm dünyaya örnek olacağımızı düşünüyoruz. Her çalışma hizmet protokolünün sonucunda risk haritalarının oluşturulacağı bir model oluşturuyoruz.


Özellikle genç çocuk annelerimiz sorunu var. Anadolumuzda 2000 doğumlu annelerimiz bulunmaktadır. Kendi kültürel yapısında bunu sorun olarak algılamayan bir yapı bulunmaktadır.

Doç. Dr. İsmet Galip Yolcuoğlu söz aldı.

Çocukları yuvaya alarak onun iyilik halini sağlamış olmuyoruz. Jack London’un uçurumdaki insanlar kitabı açlıkla mücadele eden İngilizlerin sorununu anlatır. 1911 yılında İngilizler sosyal yardımlarla bu problemleri çözmüştür. Bakanlığın bütçesi 14 milyar tl’dir. Bu bütçenin aç ve sorunlu bir aile ve çocuk bırakmaması gerekmektedir. Çocuklar retorik söylemlerle kurtulmaz. 1909 yılında ABD’de beyaz saray’da çocuk sorunları görüşülmüş her on yılda bir bu toplantılar sürdürülmüş, önleyici önlemler alınmıştır.

Sosyal hizmetler bilimin bilginin önünde eğilerek öğretmenler, psikologlar, sosyologlarla birlikte inançla birlikte bilgiye ulaşmak gerekir. Müslüman bir topumda bilginin izdüşümü önemlidir.

İstismar ile ilgili çözüm önerileri

Aileye yönelik neler yapılabilir? Başakşehir’de bir aile danışma merkezimiz yok. Aile sağlığı merkezlerinde doğum sürecinde psikolog ve aile danışmanı ile hamileler grup terapileri yapılabilir.

Avusturalyada 3-3.5 yaşından itibaren istismar konusunda çocuklar eğitilmeye başlıyor. Bu konu bizim toplumuzda bir tabu.ve ülkemizde İstismar rakamları artıyor. Gelişimsel ve doğru bilgilerle öğretmenler ve ailelerle birlikte çocuklara gerekli eğitimler verilerek çocuklara hakları öğretilebilir, öz saygıları artırılabilir.

Psiko sosyal sorunları olan çocukların tespiti için doktorlarla birlikte sosyal hizmet uzmanlarının çalışması gerekliliğini belirtti.

Aile ve sosyal politikalar Bakanlığı Müşaviri Yusuf GENÇ söz aldı.

Bakanlığın bütçesi 18 milyar tl’dir. Sadece çocuklara değil engelli, yaşlı ve ailelilere yardımlar aktarılmaktadır. Aile danışmanlığı merkezi ilçelerimizde açılacak ve istihdamlar yapılacaktır.



Sosyal Hizmet Uzmanı Sedar Arslan söz aldı.

Ülkemizde esas sıkıntı üretilen çalışmaları bir hedefe kanalize edecek bir sistemin olmaması sorununu yaşıyoruz. Gelecekte nasıl bir ülke hedefliyoruz? Stratejimiz bulunmamaktadır. Bizim ülke olarak unutulmuş pek çok deneyimimiz bulunmaktadır, yararlanmamız gerekiyor. Sosyal bilimlerde kişinin sorununun çözümüne ait olduğu yerde başlanmalıdır. Bilimin temel gerçekliklerini ve toplumun temel dinamiklerini dikkate almalıyız.



Çağrı Zihinsel ve Bedensel Engelliler Derneği Başkanı Ali Yeniyurt söz aldı.

Fikirlerin çarpışmasından hakikat gerçeği doğar diyor şair, sivil toplum olarak üzerimize çok fazla iş düştüğünün farkındayız. Ülkemizde projelerin hayata geçme olgusu sıkıntılı bir şekilde sürmektedir. Sosyal sorunların çözümleri sıkıntılı insanlara el uzatarak olacaktır. Hep birlikte yoğun bir şekilde gayretle çalışarak çözümlere ulaşabiliriz. Ailenin özellikle kadınların ve kız çocuklarının eğitilmesinin önemi vurgulandı. Eğitimin İslami değerlere uygun olması gerekliliği vurgulandı. Yurtdışındaki örnekler bizim toplumuza uygun değildir, kuran-ı kerim, sünnet, hadis gibi kaynaklar varken başka yerlere bakmamak kuran kursundan başlayarak eğitime önem vermek gerekir. Evlilik kurumu öncesinde sertifikasyon programı uygulanmalı. aile danışma merkezlerinin açılması haberi bir müjdedir. Kendi değerlerimize uygun çalışmalar yapılmalıdır. Cinsel istismardan çocuğu korumak için çocuklara 3 yaştan itibaren yuvalarda cinsel eğitim verilmelidir. Özellikle kız çocuğu bakıcı ve verici davranışlar arasındaki farkı fark ederse ileride cinsel istismara uğrama oranı azalmaktadır. Sevgi ile yaklaşılması durumunda kalpler gönül’e dönüşecektir.



İstanbul Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Yrd. Doç.Dr. Abdülhekim BEKİ szö aldı.

Sosyal sorunların tek bir sebebi olmadığı gibi tek bir çözümü de olmayacaktır. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının işbirliğinin önemini vurguladı.



Aileder Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kılıçarslan söz aldı.

20 yıllık kamu hizmetimde bu sorunların kamu eliyle çözülemeyeceğini gördüğümden sivil topluma yöneldim ve AİLEDER’ kurdum. Sivil topluma ve sivil girişime olan inancım arttı. Bir ülkenin değişimi dönüşümü yukarıdan aşağıya değil aşağıdan yukarıya olur. Kamu Yönetiminde İl yönetim idaresi bile sağlanamamaktadır. Dernekler, platformlar sivil toplum kuruluşları bu çalışmaları dönüşüm için sürdürmelidir. Bu inancımla hepinize katılımlarınız için teşekkür ederim.



Türkiye Aile platformu Onursal Başkanı Uzm. Dr. Gülsen Ataseven söz aldı.

İstişareyi öne alarak 16 yıldır her ay toplanan bir platformdur. 2 yıllık bir birikimin sonucunda bir eylem planı oluşturulması istendi. Türkiye çocuk ve genç platformu’nun iletişim numarası verildi.

8 yıl önce Başakşehir’de bir çocukla beraber çalışmaya başladık. Yıllar içinde 2000’e yakın çocuğa ulaştık. Dil ile konuşmak yerine davranışlarımızla konuşmayı tercih ettik. Çalışmamızın tabanı sevgiydi. Yaptıkların o kadar ses çıkarıyor ki ne söylediğini duymuyorum sözü bize ışık oldu. Bu çalışma istenirse Türkiye’de de yapılabilir. Bilgi ve tecrübeler model alınarak paylaşılabilir.

Öğretmen Hüseyin Güleradım söz aldı.

24 yıl önce göreve başladığım günden son iş günüme kadar verilen örneklerin hepsini yaşadım. Sınıf öğretmeni olarak birçok gözlemde bulundum. Yıllar önceki gibi baba duymasın, anne duymasın diyen çocuklar aileler var. Aile sorunu kendisinden uzak gördükçe asla çözemez. Veli toplantılarına genel katılım çok azken özellikle baba sayısı çok azdır. Babalar çocuklarından uzaktır. Okul ile babaların barıştırabileceği bir proje isteği oldu. Babanın çalıştığı yerden izinli sayılarak veli toplantısına katılabileceği bir sistem önerildi.



Doç. Dr. İsmet Galip Yolcuoğlu söz aldı.

Vatandaşın nesne olmaktan çıkarılıp özne halinde getirildiği bir modele ihtiyaç vardır. Ülkemizin bir göç politikasına ihtiyaç vardır. Sorunlu çocuklara ağabeylik ablalık modelleri uygulanmalıdır.

29.12.2013 PAZAR

IV. OTURUM

Oturum Başkanı Yard. Doç. Dr Abdulhakim Beki

Din Görevlisi Ömer Faruk YAZAR

Esenler örnekleminde bağımlı gençlerle çalışma; 6 yıldır madde bağımlısı gençlerle irtibat halindeyim. Esenlerde fahri imamlık yapıyorum. Bu gençler din görevlisi olduğum için adım atmakta korkuyorlar ama ilk adımı siz attığınız zaman yaklaşım gösteriyorlar. Bu gençlerle istişare yaparak sohbet ederek sorunlarını çözerek onların dertlerine ortak olmaya başladım. Bu gençlerin içinde uyuşturucu kullandıktan sonra hırsızlık yapan gasp yapan gençler var. İlk önce maddenin dünyevi zararlarından bahsettik. İlk önce madde kullandıklarında görebilecekleri idrak edebilecekleri zararlardan bahsetmeye başladık. Benim din görevlisi ve eğitimci arkadaşlara bir tavsiyem olacak Bizim o çocuklara yaklaşmamız gerekiyor. Sokaklara çıkmak gençlerle irtibata geçmek gerekiyor. Bu güne kadar 6 yılda 200 kişiyi telkinlerle madde bağımlılığından kurtardım. Bu yaptığım çalışmalar içinde sadece uyuşturucu kullanan gençler değil okul yaşamında başarısız olan gençlerde var. Bugün faal olduğum 500’e yakın genç var. Bu çalışmalarda izlediğim yöntem telkin yöntemiydi. Bu çocukların başarılı olabilecekleri kendilerine telkin edilirse başarılı olunabilir. Bu gençlerin AMATEM deneyimleri de sadece denetimli serbestlik yasasından yararlanmak için imza atmaktan ibaret oluyor. İyi niyetli çalışmalar var ama yeterli olmuyor. Vicdanımızın sesini dinlemeliyiz. İmam hatip arkadaşlarımızın ve öğretmenlerimizin bu konuda son derece duyarlı olması gerekiyor. Ülkemizde ailelerimizin bilinçsizliği var. Bu çocukların aileleri ile muhakkak tanışılması ve irtibata geçilmesi gerekiyor. Bu çocuklarla bir kardeş bir arkadaş gibi konuşmak gerekir, hoca talebe ilişkisine girmemek gerekir diye düşünüyorum. Sonucunda o çocuğu maddeden uzaklaştırdığımızda parayla pulla ölçülemeyecek bir haz yaşıyorsunuz. Allah bütün insanlara bu konuda yardımcı olsun, karşılarına bu konuda duyarlı insanlar çıkarsın. Bu sorun sadece istanbul’un değil anadolunun sorunu da olmaya başlamıştır. Muhakkak eserlerden hayata pratiğe geçmek gerekiyor. Zaman pratiğe dökme zamanıdır.



Bağımsız Yaşam Derneği (Bayder) Halil Ülger – Hakan SUĞUR

Büyükçekmece örnekleminde bağımlı gençlerle çalışma; İnsan yüz kapılı bir saraya benzer tüm kapıları kapalı da olsa muhakkak onun içine giren bir kapı vardır düşüncesinden hareketle bu gençlerin dünyasına girmek rehabilite edilmeleri, ıslah edilmeleri konusunda Büyükçekmece’de 200 m2’lik bir yer açtık. Onların içinden gelmiş ağabeyleri istihdam ederek çalışmalar yaptık. Bu kişilerden birisi Sayın Hakan SUĞUR sözü ona bırakıyorum



Hakan SUĞUR

Biz önce semtimizi kurtarmaya çalıştık. Biz bize yapılan iyilikleri başkasına yapmaya çalıştık. Nasreddin hoca’nın bana damdan düşeni getirin sözünden hareket ettik. Bu çocukların içinden lider vasfı taşıyan çocukları seçtik. Yaklaşık 6 ay gibi bir sürede hiç beklemediğimiz bir şekilde olumlu geri dönüşler aldık. Bu amatörce çalışmaları kamu kurumlarına sunduk, neler yaptığımızı görmelerini istedik. Büyükçekmece’de tuttuğumuz dükkânda haftanın 3 günü ders ve sohbetler düzenlemeye başladık ve o çocukları kavga madde ortamından kurtardık, ama yaşanan maddi sıkıntılardan dolayı o dükkânı kaybettik. Kesinlikle bireysel değil ekip çalışmasına ihtiyaç var. Bir çocuğun yavaş yavaş sistemden kopması suçlu bir çocuğa dönüşmesi sürecinde her şeyi devletten beklememek STK’ların pratikte neler yapabileceğine yönelik sizlere söz vermek istiyorum.

O çocuklara yaklaşabilmek içi neler yapılabilir?

Sokak çok genel bir kavram, sokakta annesi babası olan yetim çocuklar da var. Problemli ailelerin çocukları var. Sokağın kendi içinde bir hiyerarşisi var. Biz bu hiyerarşinin en tepesindeki kişiye ulaştık iyi niyetimizi bildirdik. Devletimizin iyi çalışmaları oldu. Ama devletimizin yapamadığı şeylerde var. Otopark gibi yerlerde çalışan insanlar çalıştıkları yerler kapatılınca işsiz kaldılar, otoriteyle hiç ilişki kurmamışlar. Bu gençlerin ağabeyleriyle görüştük. Bir çağrıda 500 genç çağrımıza cevap verdi. Telkinler, bilgilendirmeler sonucunda ayrı ayrı bireysel görüşmeler yaptığımızda daha da derine indik. Bu güne kadar onların dine karşı yanlış yaklaşımları, müspet insanlarında onlara karşı yanlış yaklaşımları vardı. Birinci olarak emniyet müdürleri ile irtibata geçilmeli onların abi dedikleri kişilere ulaşılması gerekiyor. İkinci olarak bir dernek merkezi oluşturulmalı. O gençlerin aralarından birini bulup eğitirsek çok yararlı olur düşüncesindeyim.

Çözüm olarak insanlara spor ve sosyal aktiviteler sunmanız gerekiyor. Esenler gençlik merkezi bu gençlerin aktivitelerle buluşmasında bize yardımcı olmaya başladı. Bütün bölgeler için kurum desteği şart. Doğru bildiklerimizi bu gençlere aktarmamız gerekiyor. Bu gençlerin istifade edebilmesi için çalışmalar yapmak gerekir.

Yard. Doç Dr Ömer Miraç YAMAN söz aldı.

İsmailağa cemaati ve Menzir tarikatı bu alanda çok önemli çalışmalar yapıyor. Devletle bu çocukların diyalog yolu kapalıdır. Bu çocuklar kimden sağaltım görüyorlarsa onlardan yarar görmelidir. Bugün ismailağa cemaati sorunlu bölgelerde 40 dergahta 4000’eyakın çocuğa ulaşmıştır. Sahada aktif çalışmalar yapan değerli çalışanların gizli kahramanlar olduğunu düşünüyorum. Bu kişilerin devlet kurumlarında istihdam edilmesi ve akışın tersine çevrilmesi gerekiyor. Bu sorunların çözümünde dinin fonksiyonunun dışlanmaması gerekiyor. Avrupa’da amerika’da incil’den bölümlerle telkinler yapılmaktadır. Mazhar Osman Bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesini kurarken Meczuplar, bi mekânları, akıl hastalarını Bakırköy’e getirmiş, bu durumda manevi yardım alabilmek için cumhurbaşkanına bu durumu iletmiş ve olumsuz yanıt almış. Ben devletten bir şey beklemiyorum. Ama yürütülen çalışmalara gölge etmesinler.



Aanadolu Gençlik Derneği Başakşehir Şubesi Başkanı Yavuz Macit söz aldı.

Çocukları uyuşturucu kullanmaya iten sebepleri konuşmak gerekiyor. Bataklığı kurutmak gerekiyor. Kapitalist dünya bütün enstrümanlarıyla karşımızda duruyor, hocalarımızın elinde birer mantar tabancası bulunuyor ve savaşılmaya çalışılıyor. Moda ve medya ile savaşmak güçtür.



V.OTURUM

Aybuder Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Tufan KOÇAK

Bağımlılık utanılmaması gereken önemli bir hastalıktır. Aybuder ayık yaşamda buluşalım derneği’dir. Uyuşturucu deyince insanlar iki adım geri kaçarlar. Artık yılan bize dokunacak kadar büyüktür. Bir bağımlı merkezi sinir sistemini uyuşturacak hiçbir ilaç kullanmayacak. Reseptörler açık olacak. Sıfır ilaçla bağımlılıktan kurtulan insanlar var. Bizim toplumumuzda inanılmaz duygusal bir taraf var. Anne babalar çocukların tanrısı olmuş durumda. Geçmişte beni yargılamadan anlayan kişilerle iletişim kurdum. Sefaköy’de 70 m2 kullanımı olan alanda çalışmalar yapıyoruz. Sosyal faaliyetler, grup toplantıları, bire bir görüşmeler yapıyoruz.



Eski Bir madde bağımlısı:

Tekirdağ’da bir gelenek vardır çocuk doğar doğmaz ağzına rakı damlatırlar. Doğuştan bağımlı sayılırım. Anne babam altı yaşımdayken ayrıldılar. Dışarıya yönelen çocuklar kumar, uyuşturucu, alkole başvurabilirler. Okul yaşamım erken bitti. Çalışmaya başladığım yerde insanlar esrar içiyordu ve 14 yaşımda madde kullanmaya başladım. 19’unda babamı alkol mamasında ölü buldum. Askerde de çok temiz kalamadım. Şehir değiştirmek, askerde temiz kalmak bana göre hikâye. Abimin edindiği arkadaşlar vasıtasıyla eroinle tanıştım. Cebimizde ne kadar para varsa eroine yatırmaya başladık. Kirayı ödeyemediğimiz için hırsızlık yaptım, cezaevine girdim ve çıktıktan sonra tekrar kullanmaya başladım. Çalıştığımız günlük işlerin parası eroine gidiyordu. Abimle beraber sokak hayatımız başladı, akrabalarımız bizi kabul etmediler, biz çok kötü bir haldeydik. Bir sene kadar sokaklarda yaşadık. Sonrasında hırsızlık yapmaya devam ettim. Marketler soydum. Girdiğim marketlerde dayaklar yedim, artık kendimden utanmaya başlamıştım. Yaşadığımız o kötü dönemlerde AMATEM’e gittim. Bana 6 ay sonrasına gün verdiler. Benim yarınımın bile garantisi yoktu. Sokaklara parklara döndüm. Sokakta gördüğüm bir afişte gördüğüm adrese gittiğimde yavuz hocamla karşılaştım. Benim dönüm noktamı AYBÜDER sağladı. Oradaki toplantılar ve bireysel görüşmelerle sıfır ilaçla temiz bir şekilde bir senem doldu. Hepinize teşekkür ederim.



Eski Bir madde bağımlısı:

8 yıl madde bağımlılığım oldu. Ben muhafazakâr kökenli bir ailenin kızıyım. Evimde hiç alkol görmedim. Nasıl odluda uyuşturucuya bulaştım? Bunun bir karakteri olduğunu düşünmüyorum. Ben sadece arıyordum. Bir dönem muhafazakâr bir hayatım oldu. Uyuşturucu benim hayatıma üniversite dönemimde girdi. Sorunlu bir ergenliğim oldu. Antidepresanlarla yaşadığım bir dönemde uyuşturucu hayatıma girdi. Çocuklara göz hizasından yaklaşmak ve diyalog kurmak gerekiyor. Bu hastalığı derinden tanıdım. Biz yavuz hocayla Eskişehir’de tanıştık. Ben o zaman dışarıdan çok özgüvenli biri olarak görünmeme rağmen içimde bir enkaz vardı. Bağımlılar duygusal ve hassas kişilerdir. Madde kullanımı bir sonuçtur.

Bilinçli olmayan bir anne baba kendi eliyle çocuğu çok daha kötü bir duruma getirebilir. Onun için anne babalara, eğitimcilere büyük rol düşüyor. Sokaklardan izmarit topladığım, yağmurda karda sokaklarda kaldığım dönemler oldu. Bağımlılık ömür boyu süren bir rahatsızlıktır. Sihirli çubuk tedavisi beklenmesin, şeker hastalığı için diyet yapılması gibi bağımlılık için de ayıklık gerekiyor. Dünyada bağımlılar köyü örnekleri var. Bizim ülkemizde de olmalı. AMATEM’ler tedavi etmemektedir. Bağımlılar, alkolikler, eş cinseller bir arada olmalıdır. Biz cezaevine rehabilitasyon amaçlı gidiyor, onlarla konuşuyoruz. Bu işin raconu ex user (eski kullanıcı)’ların rehberliğinde ilaçsız, aile toplantıları yapmaktır.

Bir Bağımlı Annesi:

Bataklık sanırım evlerimizde. Bizler değişmedikçe sorun çözülmeyecektir. Çocuklar bağımlılık merkezlerinde iyileştikten sonra yine bizim yanımıza dönecekler. Bizim sevgi adına yaptıklarımız çok eksikti, çocuğumun birey olmasına izin vermemişim. İlk çocuğum olması sebebiyle hayatımda edinemediğim misyonları ona yüklemiştim. Onun adına bir çok kararı ben verdim, onun talebi olmadığı halde. Sistem bana bunları dayattı. Kendi hayatında başarı yakalayamamış anne babalar çocuklarımıza misyonlar yüklemiştik. Farklılıklarımıza değil benzerliklerimize bakmak lazım. İyileşmenin ancak ve ancak bizden geçtiğini düşünüyorum. Çocuklarımıza kıyamamak düşüncesi var bizlerde. Sürecimi başarıyla tamamlayıp yeni annelere yardımcı olmak yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum. Bu merkezde kaldığım sürede kendimi çok iyi hissediyorum.



İkadder Yönetim Kurulu Başkanı Funda Ozan Akyol

Risk altındaki çocuklara yönelik çalışmaları planlarken kimlerle nasıl yürümeliyiz. Sivil toplum ruhunu yaşatan ve onları buluşturan birlikte hareket etmeleri gerçeğini bize gösteren hocamıza teşekkür ediyorum. Biz sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelmesinin gerekliliğini savunuyoruz. Ancak böyle sosyal problemlere çözüm bulabiliriz. STK Türkiye aile platformumuzun amacı Türkiye genelinde modellenebilir projeleri hayata geçirmektir. Başakşehir çok büyük bir platform ama bunun başakşehir’le sınırlı kalmaması gerekir.

Eşcinsel onur yürüyüşüne karşı bir söz söylenmesi gerekiyordu. Oradaki çocuklara nasıl zarar verildiğini belirtmemiz gerekiyordu. 80 sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek bir bildiri hazırladık. Risk altındaki çocuklar konusunda eşcinsel evliliği ve eşcinsellerin evlat edinmesi durumu gündeme gelecek. Avrupa birliğinin bize dayattığı modelleri kâğıt üzerinde uygulamak yerinde, hizmet eden görevlileri bir araya getiren bir mekanizma kurmalıyız. Medyayla bir arayla gelmek zorundayız. Aile değerlerini zedeleyen medyaya karşı çalışmalar yapıyoruz. Platformların, zeminlerin artması durumunda bağımlılar köyü de kurulabilecektir. AB istedi diye Türkiye’de zina suç olmaktan çıktı artık, ama zinanın çocuk ve kadın olmak üzere mağdurları var. Eşcinsel evliliklerin yalsallaşmasını engellemek için geç olmadan bir şeyler yapalım. Lütfen büyük fotoğrafı hep beraber görebileceğimiz platformları destekleyelim diyorum. Bu platformların oluşması için öncü STK’lara destek verilmesi gerekir. Bu platformların kısa vadede çözüm oluşturamaması bir motivasyon düşüklüğüne yol açıyor ama çözümler uzun vadede olabilir.




Yüklə 142,83 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin