Düzenli Fiiller Ders Notu
İngilizcede Düzenli fiiller her zaman sonlarına ..ed eki almakla geçmiş zaman olurlar.
Ask
|
Asked
|
Sormak
|
Clean
|
Cleaned
|
Temizlemek
|
Cook
|
Cooked
|
Yemek pişirmek
|
Fill
|
Filled
|
Doldurmak
|
Help
|
Helped
|
Yardım etmek
|
Laugh
|
Laughed
|
Gülmek
|
Learn
|
Learned
|
Öğrenmek
|
Like
|
Liked
|
Beğenmek
|
Live
|
Lived
|
Yaşamak
|
Look
|
Looked
|
Bakmak
|
Open
|
Opened
|
Açmak
|
Owe
|
Owed
|
Borçlu olmak
|
Play
|
Played
|
Oynamak
|
Show
|
Showed
|
Göstermek
|
Smoke
|
Smoked
|
İçmek (sigara vb.)
|
stay
|
stayed
|
Kalmak
|
Talk
|
Talked
|
Konuşmak
|
Translate
|
Translated
|
Tercüme etmek
|
Use
|
Used
|
Kullanmak
|
Walk
|
Walked
|
Yürümek
|
Wash
|
Washed
|
Yıkamak
|
Düzensiz Fiiller ve Anlamları
FİİL 1. Hali
|
Geçmiş Hali
2. Hali
|
Bitmiş Şimdiki Zaman 3. Hali
|
Anlamı
|
begin
|
began
|
begun
|
başlamak
|
bite
|
bit
|
bitten
|
ısırmak
|
break
|
broke
|
broken
|
kırmak
|
bring
|
brought
|
brought
|
getirmek
|
build
|
built
|
built
|
inşa etmek
|
|
burn
|
burnt
|
burnt
|
yakmak, yanmak
|
buy
|
bought
|
bought
|
satın almak
|
catch
|
caught
|
caught
|
yakalamak
|
choose
|
chose
|
chosen
|
seçmek
|
come
|
came
|
come
|
gelmek
|
cut
|
cut
|
cut
|
kesmek
|
do
|
did
|
done
|
yapmak
|
drink
|
drank
|
drunk
|
içmek
|
drive
|
drove
|
driven
|
oto vs. kullanmak
|
eat
|
ate
|
eaten
|
yemek
|
fall
|
fell
|
fallen
|
düşmek
|
fight
|
fought
|
fought
|
dövüşmek
|
find
|
found
|
found
|
bulmak
|
forget
|
forgot
|
forgotten
|
unutmak
|
get
|
got
|
got
|
elde etmek
|
give
|
gave
|
given
|
vermek
|
go
|
went
|
gone
|
gitmek
|
hear
|
heard
|
heard
|
işitmek
|
hit
|
hit
|
hit
|
vurmak
|
keep
|
kept
|
kept
|
muhafaza etmek
|
know
|
knew
|
known
|
bilmek
|
learn
|
learnt
|
learnt
|
öğrenmek
|
leave
|
left
|
left
|
terketmek
|
make
|
made
|
made
|
yapmak
|
meet
|
met
|
met
|
buluşmak
|
pay
|
paid
|
paid
|
ödemek
|
put
|
put
|
put
|
koymak
|
read
|
read
|
read
|
okumak
|
run
|
ran
|
run
|
koşmak
|
say
|
said
|
said
|
söylemek
|
see
|
saw
|
seen
|
görmek
|
sell
|
sold
|
sold
|
satmak
|
send
|
sent
|
sent
|
göndermek
|
shake
|
shook
|
shaken
|
sarsmak
|
shut
|
shut
|
shut
|
kapamak
|
sit
|
sat
|
sat
|
oturmak
|
sleep
|
slept
|
slept
|
uyumak
|
speak
|
spoke
|
spoken
|
konuşmak
|
spend
|
spent
|
spent
|
sarfetmek
|
stand
|
stood
|
stood
|
(ayakta) durmak
|
steal
|
stole
|
stolen
|
çalmak
|
swim
|
swam
|
swum
|
yüzmek
|
take
|
took
|
taken
|
almak
|
teach
|
taught
|
taught
|
öğrenmek
|
tell
|
told
|
told
|
anlatmak
|
think
|
thought
|
thought
|
düşünme
|
throw
|
threw
|
thrown
|
atmak
|
understand
|
understood
|
understood
|
anlamak
|
write
|
wrote
|
written
|
yazmak
|
BELİRSİZ TANIMLAYICILAR (A, AN, SOME, ANY)
A / AN
Sayılabilen cins isimlerden biri hiçbir özelliği tanıtılmamış durumda kullanılırsa, o isimden önce belirsiz tanımlayıcılardan a ya da an kullanılır. Sözcüğün ilk harfi ya da hecesi sesli ise ankullanılır. (an apple, an orange, an hour) Sessiz harfle başlıyorsa a kullanılır. (a book, a chair)
Bunların dışında, a / an belirsiz tanımlayıcı aşağıdaki durumlarda kullanılır.
1. Bir meslek gösteren isimlerden önce gelir. Bu durumda a / an Türkçe’ye çevrilmez. My brotheris a lawyer. (Erkek kardeşim avukattır.)
2. İnsan isimlerinden önce kullanılır. Bu durumda konuşan kişi sözü edilen insanı adı dışında tanımamaktadır.
A Ahmet Erdem called you this morning. (Bu sabah seni Ahmet Erdem diye biri aradı.)
3. Sayılamayan bir isimden önce kullanılırsa o ismin bir çeşidi anlatılır. This is a music you willenjoy. (Bu senin hoşlanacağın türden bir müziktir.)
4. Zaman ve ölçüm ifadelerinde kullanılır. Bu durumda da Türkçe’ye çevrilmez. Three times aweek. (Haftada üç kez.)
2000 TL a kilo. (Kilosu 2000 lira) 90 km. an hour. (Saatte 90 km.)
5. Beğeni, şaşkınlık, hayal kırıklığı vb. duygulan vurgulayan ünlemlerde kullanılır. What a beautifulsong! (Ne güzel bir şarkı)
6. A / AN sıfatla kullanılan bir ismin önündeyse, o sıfatın ilk harfi ya da hecesine göre a ya da anolur. (an easy question)
Sıfat-İsim yapısından önce very, pretty rather gibi niteleyiciler varsa, a/an niteleyiciden önce gelir.(a very tall man)
SOME
A / An tanımlayıcısının çoğul biçimidir.
SOME İLE KULLANILAN SAYILABİLEN İSİM MUTLAKA ÇOĞUL OLMALIDIR.
Sayılamayan isimlerden önce kullanıldığında belirsiz bir miktar anlamını verir.
Are here some students in the room? (Odada öğrenciler var mı?)
I have some money in the bank. (Bankada biraz param var.)
Do you have some time for me? (Bana ayıracak biraz zamanın var mı?)
Some ile kullanılan bazı isimler:
Something: Bir şey (TEKİLDİR ve bitişik yazılır)
Someone/somebody: Birisi (insan) (TEKİLDİR ve bitişik yazılır)
Somevvhere/someplace: Bir yer
Some time: Belirsiz bir zamanda... (Ayrı yazılır)
ANY
Olumsuz ve soru cümlelerinde some yerine kullanılır. Some çoğu kez Türkçe’ye çevrilmezse de,any hiç ya da herhangi gibi ifadelerle çevrilebilir, bazen de çevrilmez.
SAYILAN BİR İSİMLE KULLANILIYORSA MUTLAKA ÇOĞUL İSİM OLUR. Sayılamayan isimlerle de kullanılabilir.
There aren't any apples on the table. (Masada hiç elma yok.)
There isn't any time left. (Hiç zaman kalmadı.)
Do you see any clouds? (Hiç bulut görüyor musun?)
Any'nin bazı farklı kullanılışları:
Anything: Hiçbir şey, herhangi bir şey (TEKİLDİR ve bitişik yazılır)
Anyone/Anybody: Hiç kimse, herhangi bir kimse (TEKİLDİR ve bitişik yazılır)
Anywhere/anyplace: Herhangi bir yer, hiçbir yer (Bitişik yazılır)
Any time: Ne zaman olursa, herhangi bir zamanda
Any more: (Soruda) Biraz daha?/(Olumsuz) Daha olmasın...
I don't want anymore. (Daha fazla istemiyorum.)
DİKKAT : Some özne olarak kullanılabilir:
Some people are tvaiting for you. (Birkaç kişi seni bekliyor.)
Something is bothering me. (Bir şey beni rahatsız ediyor.)
Someone/somebody is calling you. (Birisi seni arıyor.)
Fakat olumsuz bir cümlede any ve any ile kullanılan ifadeler ÖZNE olamaz.
ANY eğer sıfat olarak isim önüne gelir ve anlamı "her kim, her ne" vb. olursa, o zaman özne olabilir, ama cümle OLUMLUDUR.
Anybody/anyone can do this. (Bunu kim olsa yapabilir.)
BELİRLİ TANIMLAYICI
THE
Daha önce adı geçen bir cins isimden ikinci kez söz edildiğinde the belirli tanımlayıcı kullanılır. Bir isim the ile kullanıldığında neden söz ettiğimizin bilinmesi gerekir. Tekil ya da çoğul, sayılabilen ya da sayılamayan isimlerle kullanılır.
Bazı isimler daha önce sözü edilmemiş olsa bile, bu dünyada tektir (güneş, hava, deniz vb.) yada söz konusu yerde başka bir örneği yoktur; bu gibi isimlerden önce de yine the kullanılır.
Sahip olduğumuz tek otomobilden söz ederken, the car
Bulunduğumuz odanın tavanından söz ederken, the ceiling denir.
the air, the weather, the sun, the sky, the wind, the rain, the Bible, the sea, the moon, the earth,the world, the universe, the past, the present, the future
THE KULLANILMAYAN DURUMLAR:
The ÖZEL İSİMLERDEN önce KULLANILMAZ. (istisnalar vardır.)
1. İsimler genel anlamda kullanıldığında; Bu durumda sayılabilen isimler ya a/an ile tekil ya da çoğul olarak kullanılır ve the almazlar.
A book is useful: Books are useful. (Kitap yararlıdır.)
A doğ is an animal: Dogs are animals. (Köpek bir hayvandır.)
Genel anlamda kullanılan sayılamayan isimler de the almazlar.
Cheese is made from milk. (Peynir sütten yapılır.)
We need oxygen and water. (Oksijen ve suya ihtiyacımız vardır.)
2. Genel olarak, insan(lar) ya da insanoğlu anlamlarında kullanıldığında man ve mankindsözcükleri the almaz. Man sözcüğü tekildir ve erildir (erkek zamiriyle kullanılır), mankind tekildir ama nötrdür (it zamiriyle kullanılır).
Man has his problems. (İnsanların kendi sorunları vardır.)
Mankind has its problems. (İnsanoğlunun kendi sorunları vardır.)
Civilized man can not live vvithout electricity. (Uygar insan elektrik olmadan yaşayamaz.)
Society ve humanity (toplum) (insanlık) sözcükleri de the almadan kullanılır.
3. Bilim dalı olan isimler the almadan kullanılırlar. chemistry, economics, engineering,geography, law, linguistics, rnathematics, philosophy psychology
4. Aşağıdaki isimler T0 - FROM - OF - AT - İN - ON edatları ile kullanıldığında the almazlar.
Bed
|
college
|
lunch
|
town
|
breakfast
|
court
|
prison
|
trouble
|
church
|
diner
|
school
|
vacation
|
class
|
jail
|
supper
|
work
|
Children should go to bed early. (Çocuklar erken yatmalıdır.)
We were at breakfast at 8 o'clock. (Saat sekizde kahvaltıdaydık.)
They go to church every Sunday. (Her Pazar kiliseye giderler.)
She was in class yesterday. (Dün dersteydi.)
He is at school today. (Bugün okuldadır.)
They just came to town. (Kente daha yeni geldiler.)
We'll be on vacation next vveek. (Gelecek hafta tatil olacağız.)
He goes to vvork on Saturdays. (Cumartesi günleri işe gider.)
5. Hell (cehennem), heaven (cennet) ve paradise (cennet) isimleri hiçbir zaman the almazlar.
6. North (kuzey), south (güney), east (doğu) ve west (batı) sözcükleri tek sözcükle zarf olarak kullanmıyorlarsa, the almazlar.
He is going north, I'm going south. (O kuzeye, ben güneye gidiyorum.)
7. Oyunlar ve spor dallarından önce the kullanılmaz. We play football or basketball on Sundays. (Pazar günleri futbol veya basketbol oynarız.)
GENEL TANIM DIŞINDA THE KULLANILMASI GEREKEN DURUMLAR:
1. Sıra sayıları : the first (birinci), the tenth (onuncu), the Second World War (İkinci Dünya Savaşı)
2. Bir ismin önünde sıfat olarak kullanılan FIRST, NEXT ve LAST sözcüklerinden önce, ister sıfat ister zamir olarak kullanılan SAME sözcüğünden önce the gelir.
The flrst guestion was easier than the last one.({ilk .soru, sonuncudan daha kolaydı.)
Please call the next student. (Lütfen bir sonraki öğrenciyi çağırın.)
They asked me the same guestion. (Bana aynı soruyu sordular.)
They asked me the same. (Bana aynısını sordular).
3. Sıfat ve zarfların en üstünlük derecesi : Bu durumda her zaman the kullanmak gereklidir.
He is the tallest boy in our class. (Sınıfımızın en uzun boylu çocuğudur.)
She is the most beautiful girl I have ever seen. (Ömrümde gördüğüm en güzel kızdır.)
4. Müzik aletleri the ile kullanılır. Bunun için belirli bir müzik aletinden söz etmek gerekli değildir.
| you play the piano? (Piyano çalabilir misin?)
5. Radio, telephone/phone sözcükleri the ile kullanılırlar.
I heard the news on the radio. (Haberi radyoda işittim.)
I often talk, with her over the telephone. (Onunla sık sık telefonda konuşurum.)
DİKKAT : Belirli bir aygıttan söz edilmiyorsa, television ya da TV the almaz.
l ilke watching television. (Televizyon izlemekten hoşlanırım.)
There is a good film on TV tonight. (Bu gece TV'de iyi bir film var.)
6. Nehir adlarından önce the kullanılır. The Amazon, The Mississipi, The Thames vb.
PAST CONTINUOUS TENSE
[WAS / WERE] + [VERB+ing]
Auxiliary verbs: was - were
EXAMPLES (ÖRNEKLER):
I was studying lesson.(Ders çalışıyordum.)
She was smoking when I saw her.(Onu gördüğümde sigara içiyordu.)
They were drinking tea when I arrived. (Ben vardığımda çay içiyorlardı.)
Dostları ilə paylaş: |