Jung, Psikanalitik Kuram Nedir
Jung, insanları sınıflandırmaya çalışır:İçedönük Tip: Dış dünyanın uyaranlarını reddeden kendi içine dönmüş tiptir
Dışadönük Tip: Gereksinim duyduğu dış dünyaya yönelmiş ve uyaranlarını çevresinden alan tiptirJung, kişiliğin dört ana fonksiyonunu tanımlamıştır:Duyuş: Duyu organıyla algılamadırHissetme: Kendini ve başkalarını değerlendirebilme yeteneğidir
Düşünme: Düşünme işlevi ve kavrayışıdırSezgi: Bilinçli olarak kavramanın dışında gerçeğin fark edilmesidir
Jung bunlara dayanarak sekiz tür içe ve dışa dönük tip tanımlar:
Dışadönük Düşünen Tip: Nesnel düşünceler ön plandadır Enerjisini öğrenmeye ve dış dünyayla ilgili bilgi toplamaya harcar Duygusal yönleri baskın değildir (Bilim adamları) İçedönük Düşünen Tip: Aşırı durumlarda kişinin kendine yönelik araştırmaları sırasında gerçeklik hissi kopabilir Kendini duygularından korumak için onları bilinçaltına itmiştir İnsanlar onu pek ilgilendirmez İnatçı ve gururludurlarDışadönük Duygusal Tip: Duygular düşüncelere egemendir
Duygusal tepkileri oynak ve değişkendir Düşünce işlevleri iyi gelişmemiştir Sevgileri kolayca nefrete dönüşebilirİçedönük Duygusal Tip: Duygularını dış dünyadan saklayan, ilişki kurması güç insanlardır Melankolik olmalarına karşın dışarıdan kendine yeten kişi izlenimi de verebilirler Derin ve yoğun duyguları nedeniyle zaman zaman patlamalar yaşayabilirlerDışadönük Duyusal Tip: Gerçekçi, pratik, aklına koyduğunu yapan kişidir Zevk ve heyecan verici şeyleri severler ama duyguları yüzeyseldir Dış dünyadan gelen uyarımlara dönük yaşarlar Buna bağlı olarak ilaç bağımlılığı ve cinsel sapmalar sıkça görülürİçedönük Duyusal Tip: Dış dünyadan uzak durmayı tercih ederler Kendi duyularına yönelirler, sakin, edilgin, davranışlarını denetim altında tutan biri izlenimi verirler Duygu ve düşüncelerindeki kısırlık nedeniyle insanların ilgisini
çekmezlerDışadönük Sezgili Tip: Oynak ve tutarsız bir yapıya sahiptir Yenilikleri izlemeye çalışırlar ancak uzun süre konsantre olamazlar Bunun nedeni düşüncedeki kısırlıktan ötürü sezgilerine göre davranmalarıdırİçedönük Sezgili Tip: Genellikle çözülmesi güç bir tip gibi algılanır Kendisine göreyse değeri anlaşılmamış bir dahidir Dış gerçeklikle ilişkisi olmadığından insanlarla iletişim kuramaz Anlamını bilmediği imgeler dünyasında yaşar ancak imgelere ilgisi de sürekli olmadığından bir sonuca ulaşamazJung, bu karakter tiplerinin fazla gelişmiş bilinçli tutumları ve bastırılmış bilinçdışı tutumları içerdikleri, dolayısıyla uç örnekler olduklarını işaret eder Gerçekte insan ya içe ya da dışa dönüktür Dört işlevden biri diğer üçüne göre bilinçli dünyasına egemendir Jung bunu birincil işlev olarak adlandırır Bunun yanı sıra bir de yardımcı işlev vardır Y İşlev birinci işleve hizmet eder ve bağımsız değildir Bu nedenle B İşleve karşıt çalışmaz Jung’un tipolojisi, insanların sınıflandırılamayacağını savunanlarca ağır şekilde eleştirilmiştir Oysa Jung da temel olarak insanın kendine özgülüğüne inanır Onun anlatmak istediği her insanın bu sekiz kategoriden birine ait olduğu değil; bilinç ve bilinçdışı düzeylerdeki tutum ve davranışların farklı bir dağılım gösterdiğidir
JUNG PSİKOLOJİSİNE AİT BAZI KAVRAMLAR
Ego: Kişiliğin bilinçli tarafıdır Kişiliğin en üst düzeyde yer alan bileşimidir Görevi gerçekle ilişkiyi ve uyumu sağlamaktır (algılama,hatırlama,düşünme,duyumsama) Ego, kişiliğin bütünlüğünü sağlar Ego, birçok duyu-algılamayı bastırır Kişisel bilinçaltı: Egoya komşudur Önceden bilinçli olan ancak sonra görmezlikten gelinmiş ya da bastırılmış düş ve arzulardan, deneyimlerden oluşur Sadece bireyin kendine aittir Ego ile kişisel bilinçaltı arasında iki yönlü etkileşim vardır Kişisel bilinçaltına ait anılar kontrol zayıfladığında(uyku) hatırlanabilirler Bazen de zaman ve mekan ya da rastlantısal bir ilişki anıları ortaya çıkarırKollektif Bilinçaltı ve Arketipler: K Bilinçaltı, kişisel bilinçaltından daha derinlerde bulunur, kalıtımsaldır ve insanlığın evrimsel gelişiminin izdüşümüdür Arketip, duygusal yönlü, güçlü, kalıtımla gelen evrensel bir düşünme biçimidir Bu sembollerle anlama ve bu algılamaya uygun şekilde davranmadır Bazı arketipler önemli oranda geliştiğinden ayrı birer kişilik olarak incelenmektedirler
Kollektif Bilinçaltında bulunan belli başlı arketipler:
Persona: Kişiye ait olan pek çok şeyin bastırıldığı durumdur Kendinden beklenene uyma, kabul edilen davranışları yapma vs Kişi persona ile toplumdaki diğer kişiler üzerinde olumlu etki yaratmaya çalışır Kişinin birden fazla personası olabileceği gibi evde ve işte farklı personalarını da kullanabilir Personanın bir başka fonksiyonu da kişisel çıkar sağlamaktır Örneğin yapmakta olduğu şeyden hoşlanmayan birey, ilerde gelebilecek yararı düşünerek yapmakta olduğu şeye devam eder ) Personanın aşırı kullanımı psikopatalojiye neden olabilir(not çıkarmak Personasıyla özdeşleşen kişi kendine yabancılaşır Buna şişme denir Buna engel olmak için kişi personasına aktarmadığı yönlerini (öznel tarafını) tanımalı, barışık olmalı ve kınamamalıdır
Gölge: Kişinin kendi cinsiyetini temsil eden ve hemcinsleriyle ilişkisini düzenleyen arketipine gölge denir İçgüdüsel ve ilkel taraftadır, güçlü ve tehlikelidir Toplumsal yönün sürdürülebilmesi için gölge persona tarafından bastırılmalıdır Gölge ısrarcıdır Ego ve gölge işbirliği yaptıklarında kişi kendini yaşam dolu hisseder, zihinsel işlevleri canlanır, bedensel etkinlik artar Kişi bunalıma girdiğinde ise gölge ego üzerinde denetim kurmaya çalışır Ani kararlarda ve kararsızlık durumlarında gölge iş başındadır Gölgenin reddedildiği bir kişilik sönük kalır
Anima ve Animus: Erkeğin dişi arketipi animadır Kadının erkek arketipi animustur Aşırı erkeksi özellik gösteren erkeklerde anima bilinçdışı kalır ve gelişemez Bu da bilinçdışını zayıf ve etkisiz kılar Böyle tipler çoğu kez zayıf ve bağımlıdır Her erkek doğuştan sahip olduğu kadın imgesine göre kendine eş seçer Erkekte anima ilk annede, kızlarda animus ilk babada yansır Animanın aydınlık (saf,asil,temiz) ve karanlık (baştan çıkarıcı, cadı) iki yönü vardır Ben: Bilinçdışındaki diğer arketipleri ve onların bilinç düzeyindeki ortaya çıkışlarını düzenler ve örgütler Kişiliği bütünleştirir Orta yaşlara gelindiğinde ortaya çıkar Çünkü ancak bu yaşlarda kişilik tam olarak gelişmiş ve bireyselleşmiştir Bu da ancak insanın kendisine ilişkin her şeyi bilinçlendirmesi ile gerçekleşir Eğer ego ben arketipinin çağlarına uymaz ve bilinçdışı içeriğin ben’e ulaşmasına izin vermezse kişi kendini tanıyamaz Kendini tanımadan kendini gerçekleştirme meydana gelemez
Simgeler: Binlerce yıldan beridir değişmeden gelmiştir Simgenin üç yönü vardır:
Soyut ya da o anda bulunmayan bir şeyi açıklamak için kullanılır
Bir parça ile bütünü ifade eder
Elinde gerçek bir güç bulunduran yaşayan gerçekliğe dönüşür(kara kedi)
Atalarımıza ait korkuların geçerliliği halen devam edebilmektedir
Cinsellik açısından iki tür ilke vardır:
Erkeğe özgü ilkeler: etkin, parıltı, dölleyici, içe giden
Kadına özgü ilkeler: edilgen, silik, döllenen, içine gidilen
Erkeğe ait büyük simgeler :
Güneş: Parıltı,
Baba: Aydınlatan,
Ateş: Güneşe bağlı,
Falüs: Erkeklik organı
Kadına ait büyük simgeler:
Toprak: Döllenen,
Su: Doğurgan,
Kişilik bölümleri birbiriyle sürekli etkileşim halindedir Bunlar üç ayrı biçimde ortaya çıkar:
Bir bölüm diğer bölümün güçsüzlüğünü ödünleyebilir,
Bir bölüm diğerine karşı çıkar,
İki ya da daha çok bölüm birleşerek bütün durumuna gelir
Ödünleme: Bilinçdışı, kişilik sistemindeki zayıflıkları sürekli ödünlemeye çalışır Dışadönük bir insanın rüyaları içedönüktür
Karşı çıkma Etkileşimi: Duygular düşüncelere karşı çıkarlar Çatışma sürekli var olandır ve bu çatışmalara dayanma gücü gösteremeyen insan nevroz ya da psikoz yaşar
Psike: Kişiliğin tümüdür Bilinç, kişisel ve ortak bilinçdışı tümüyle psikeyi oluşturur Bireyin fizik ve toplumsal çevresiyle uyumunu sağlarPsikenin Dinamiği: Kapalı bir sistemdir Kendi içeriği ile çalışır ve yüzeyi yalnızca dıştan içe bir geçirgenlik gösterir Psike sürekli uyarılma ve değişme durumundadır Dış kaynaklı enerjisini dokunduğumuz, hissettiğimiz vs şeylerden alır Dış çevre ve bedenden gelen uyaranlar enerjinin dağıtılması ve yer değiştirmesini gerektirir Kişiliğin çalışmasını sağlayan enerjiye ruhsal enerji denir Psikeye sürekli olarak dolan yeni yaşantılar onun dengesini bozar Psike sürekli çalışır, uykuda da rüya üretirEş Değerlilik ve Entropi İlkeleri: Enerjinin psikenin çeşitli bölümlerine aktarımı iki fizik ilkesine göre olur: Eşdeğerlik ilkesine göre, kişiliğin bir bölümündeki enerji azalır ya da yok olursa aynı miktar enerji başka bir ruhsal alanda ortaya çıkar Enerji yok olmaz Enerji bir bölümden diğerine geçerken birincinin bazı özelliklerini diğerine taşırEntropi ilkesi, enerjinin psikenin çeşitli bölümleri arasında denge kurma çabasını tanımlar
Enerji alış-verişi süreklidir ve asla dengeye ulaşamaz Gerilim ve çatışma vardırRuhsal Enerjinin Gelişmesi ve Gerilemesi: İnsan doğuştan itibaren zihinsel fonksiyonlarını kullanır Gelişen fonksiyon enerjiyi kendine çeker Ruhsal enerjinin gelişmesi için birbirlerinin karşıtları olan işlevlerin (duygu,düşünce) birleşip uyuşması gerekir Gerilemede ise enerji çıkarılır Egemen işlevin işine yaramayan enerji fazlası çıkarılır
KİŞİLİĞİN GELİŞİMİ
Jung’un gelişim psikolojisine yaklaşımı dönemindekilerden oldukça farklıdır İnsanın karmaşık bir organizma olduğunu ve insan davranışlarında doğal, içsel ve sosyal mekanizmanın karmaşık bir bütününün etkili olduğunu savunur Kişi bir yaşam evresinden diğerine geçerken kendiliğin yeni yönleri ortaya çıkar ve etkinlik kazanırlar Jung insan hayatını iki temel bölüme ayırmıştır:
İlk yarıda insan daha çok biyolojik yönüne ve toplumsal boyuta önem verir
İkinci yarıda kültürel ve ruhsal taraf önem kazanır
Toplumlar bilimsel bilgi ve teknik beceriler üzerine kurulduğu zamandan beri insanlar kaçınılmaz olarak tek yönlü gelişmeyle karşı karşıya kalmışlardır Bu yönelim nedeniyle sezgici özellikler bastırılmıştır Yaşamın ikinci yarısında insanlar için varoluş mücadelesi anlamını değiştirir Değer yargılarının değiştiği bu dönemde (kırklı yaşlar) depresyonlar ve sinir hastalıklarında artış görülür
Bireyleşme: Yaşamına ayrımlaşmamış bir bütün olarak başlayan bireyin kişiliğinin her bir sisteminin faklılaşması ve kendi içinde alt sistemlere ayrılmasıdır Buna bireyleşim de denir
Bütünleşme: Bireyleşme ile iç içedir İlk aşamada kişiliğin tüm yönleri bireyleşir İkinci aşamada kişiliğin birbirine karşıt eğilimleri birleşir Bu sürecin sonunda ben arketipi oluşur
Toplumsal Etmenlerin Rolü: Yaşamın ilk yıllarında çocuğun psikesi ebeveynlerininkinin bir yansımasıdır Bu durumda ebeveynlerin ruhsal sorunları da çocuğa yansır Okula başlayan çocuğun özdeşiminde çözülme başlar Bu noktada ebeveynin koruyucu ya da baskıcı tutumu çocuğun bireyleşimini zedeler Anne babanın rolü cinsiyete göre farklılık gösterir Ebeveynler birlikte personanın gelişiminde etkilidirler Toplum ve toplumun kültürü ve toplumun onayladıkları da etkilidir
YAŞAM DÖNEMLERİ
Dostları ilə paylaş: |