CEM’İN MÜHÜRLENMESİ
Dede “Cem birleniyor, sağa sola bakmak yoktur…” der ve cemde bulunanlar edeb-erkân ile dedenin nutkunu dinlerler.
Cemin asıl ibadet bölümünü oluşturan “CEM’İN MÜHÜRLENMESİ” şu sıraya göre yapılır:
Dede(ya da Gözcü):
“Edeb, erkân!”der. Herkes dizde edeb-erkân oturur. Cem başlamıştır. Dede artık yüksek sesle SALEVAT’tan başlayarak MÜHÜRLEME’yi, NADİ ALİ’yi, BAĞIŞLAMA’yı, İSTİĞFAR’I, TEVBE DÜVAZİMAMI’nı okur. En sonunda bir dua eder.
SALEVAT: Dede “Evvel baştan Muhammed Mustafa’ya candan salevat…” deyince tüm cemaatle birlikte: “Allahümme salli alâ seyyidina Muhammed ve Al-i Muhammed…” der ardından yüksek sesle “Gerçeğe hü, mümin müslim, bacı kardeş. Oniki Hizmet sahipleri ve bütün canlar yerini alsın. Birliğe varacağız, ikilik kalkacak. Burası Hak meydanıdır. Muhammed-Ali divanıdır. Herkes hesabını burada görsün. Allah kimseyi kul hakkı ile huzurunda sorgulamasın. Bu cemde herkes ana, baba, kardeştir. Dileğimiz, gönül birliği ile Hakka yalvarmaktır. Bu cemler eline, diline, beline sahip olanların yeridir. Yolumuz kıldan ince, kılıçtan keskindir. Allah kimseyi pîr nefesine uğratmasın. Döktüğünüz varsa doldurun, ağlattığınız varsa güldürün, yıktığınız varsa kaldırın. Söylediğiniz bizde, sakladığınız sizde kalır. Hak vebali boynunuza. Bu ibadetimizin kabulünü Hak-Muhammed-Ali’den niyaz ediyoruz. Edeb erkân, mümine nişan. Müminin nişanı görüşmekle olur. Herkes birbiriyle görüşsün…” der, MÜHÜRLEME’ye geçer.
MÜHÜRLEME: ( üç kez tekrarlanır)
“Cemimizi mühürledik. Allah’ın emriyle bir hisar yaptım. Cebrailin mührü ile mühürledim. Hasan, Hüseyin’in kilidi ile kilitledim. Ya Ali, bu cemaati sana ısmarladım. Verelim Muhammed Mustafa’ya candan salevat…” der, SALEVAT’dan sonra Nâdİ Alî’yi okur:
48 49
NAdİ ALİ :
“Nâdi Aliyyen mazhar-ül-acâib
Tecidühü avnen leke fin-nevâib
Li ilallahi haceten külli hemmin ve gammin seyenceli
Bi-nuri azametike Yâ Allah, Yâ Allah, Yâ Allah
Ve bi-nuri nübüvvetike Ya Muhammed, Ya Muhammed, Ya Muhammed
Ve bi-nuri sırr-ı Velayetike Ya Ali, Ya Ali, Ya Ali
Edriknî, edriknî, edriknî
Ve aleyhâ muhavvelî
Yetiş Ya Ali
La feta illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar
Her bir kazayı, belayı defeder perverdigar
La feta illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar
Yezid’in boynundan gitmesin tığ ile teber
La feta illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar
Müminin gönlünden gitmesin leyl-ü ve’nnehar
La feta illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar
İmam Câfer Buyruğu’nda budur muteber
La feta illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar
Nasrun minallahi ve fethün karîb ve beşşir-il-mü’minine6 Ya Muhammed, Ya Ali…Ber cemali Muhammed kemâl-i İmam Hasan Şah Hüseyin Ali’yi pir bilene verelim candan salevat…” der, salevat getirilir, sonra BAĞIŞLAMA’yı okur.
BAĞIŞLAMA.
“Allahümme salli alâ seyyidina Muhammed Mustafa yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina Aliyyel Mürteza yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina Hasan-ül-Mücteba yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina Hüseyn-i Kerbela yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina Zeynel-Abâ yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina Bâkır Bahâ yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina Câfer Rehnümâ yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina Mûsa Kâzım yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina İmam Rıza yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina Muhammed Takî yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina Ali Nakî yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina Hasan-ül-Askeri yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina Muhammed Mehdi yüzüsuyu hürmetine bağışla
Allahümme salli alâ seyyidina Erenler, evliyalar yüzüsuyu hürmetine bağışla..” der, TEVBE İSTİĞFAR’ı okur.
TEVBE-İSTİĞFAR
“Tevbe günahlarımıza estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah! Elimizle, dilimizle, belimizle işlediğimiz bütün günahlarımız için, bilerek ya da bilmeyerek, açık ya da gizli olarak işlediğimiz bütün hatalarımız için tevbeler olsun.
E
50 51
y evrenin sahibi Ulu Tanrı!
Doğduğumuz günden bu âna gelinceye kadar eğer bilerek bilmeyerek işlediğimiz kov, gıybet, hata isyan, küçük ve büyük günahların hepsine can-ü gönülden tevbe ettik, pişman olduk. Bir daha işlemeyeceğimize tevbe estağfirullah. Kul kusur işler, sultan bağışlar. Tevbe estağfirullah. Evvelimiz Adem atamızdır, sonumuz bizim peygamberimiz iki cihan serveri Muhammed Mustafa’dır. Bu ikisi arasında her ne kadar peygamberler, veliler, nebiler, gerçek erenler geldi geçti ise hepsi haktır, hepsine inandık iman getirdik. Hak-Muhammed-Ali yoluna, ilkelerine bağlandık. Ey Ulu Tanrımız! Günahlarımızı yarlığa, tevbelerimizi kabul eyle!” der, ardından TEVBE DÜVAZI’nı okur.
TEVBE DÜVAZI (Dede ya da zakir isterse sazla da çalıp söyleyebilir):
Hatalar etmişim noksandır işim
Tevbe günahlarımıza estağfirullah
Muhammed-Ali’ye bağlıdır başım
Tevbe günahlarımıza estağfirullah
Hasan, Hüseyin balkıyan nur ise
İmam Zeynel sır içinde sır ise
Özümüzde kibir, benlik var ise
Tevbe günahlarımıza estağfirullah
Muhammed Bâkır’ın izinden çıkma
Yükün Câfer’den tut, gayriye bakma
Hatıra dokunup gönüller yıkma
Tevbe günahlarımıza estağfirullah
Mûsa-i Kâzım’a daim niyazım
İmam-ı Rıza’ya bağlıdır özüm
Eksiklik, noksanlık, hep kusur bizim
Tevbe günahlarımıza estağfirullah
Takî ile Nakî benziyor aya
Ali emeklerimizi vermeye zaya
Ettiğimiz kem işlere kötü bed-huya
Tevbe günahlarımıza estağfirullah
Hasan-Askeri’nin gülleri bite
Mehdi gönlümüzün gamını ata
Ettiğimiz yalan, koğu gıybete
Tevbe günahlarımıza estağfirullah
CAN HATAYİ’m eder Bağdat, Basıra
Böyle güne kaldık, böyle asıra
Ya Ali cömertsin kalma kusura
Tevbe günahlarımıza estağfirullah
Düvazimam bitince Dede ardından şu duayı okur:
DUA(Dede dua okurken bütün canlar secdeye varır.)
“ Cân-ı dilden, cân-ı gönülden diyelim bir Allah Allah…
Allah… Allah…
Allah, Muhammed, Ali, Hünkâr Hacı Bektaş Veli. Yetişe ulaşa, dilde dilekleri, gönülde muratları vere. Kazalara, belalara kalkan ola. Oniki İmamlar cemalinden, nurundan ayırmaya. Her gönülde bir murat vardır : Murat isteyenin muratlarını, dilek isteyenin dileklerini ihsan eyleye. Cümlemizi sancağının altında saklaya, bekleye. Hastalarımıza şifâ, dertlerimize deva, borçlarımıza eda nasip eyleye. Destimiz deman, küfrümüz iman, yardımcımız Oniki İmam ola. Ali’den bakım, Hak’dan nazar ola.
Seksen bin Urum Erleri, doksan bin Horasan Pirleri, yüz bin Gayb Erenleri yetişe, ulaşa, dilde dilekleri, gönülde muratları vere. Vakitler hayr ola, hayırlar feth-ola, şerler def-ola.
N
52 53
iyazlarımız Hak Dergahı’nda kabul ola. Gözümüzden yaş, duvarımızdan taş düşürmeye. Ocaklar başı aydın ola. Oniki İmamlar cümlemize yardım eyleye. Akşamlar kutlu ağızlar tatlı ola. Ceddi cemalim yolumuzu yolsuza, uğursuza, pirsize uğratmaya. Şeytanın şerrinden, görünür görünmez kazadan, beladan saklaya, bekleye. İki cihanda korktuğumuzdan emin, umduğumuza nail eyleye. Dil bizden nefes Hazret-i Pir’den ola.
Dem Ali, sırr-ı Nebi, Pirimiz Hünkâr Bektaş Veli, kerem-i evliya, gerçekler demine hü…” der. Mühürleme böylece bitince sıra üç düvazimam okumaya gelir.(Zakir isterse kendi bildiği düvazimamları okur.)
Gözcü ortadan çıkar, meydanın dışından bütün cemaate göz, kulak olur. Cem’de oturan duran taliplerin birinde bir yanlışlık olursa gözcü bunu Dede’ye haber verir. Göz yumarsa onun günahı gözcü’nün boynunda kalır, hizmetinde eksiklik yapmış olur. Ayrıca canları incitmemeye çalışır. Gözcü, cem ibadeti bitinceye kadar ortaya giremez. Bir can esrediği zaman “Hü! Himmet Pîrdedir.” diyerek izin alır öyle girer. Şimdi sıra üç (ya da cemin fazla uzun olmaması için bir düvazimam) okumaya gelmiştir. Oniki İmam’ın ve diğer ulularımızın adı geçtikçe, canlar saygı-sevgi ile niyaz eder, yani sağ ellerini göğüslerine kor ya da kendi ellerine niyaz ederler.
DÜVAZİMAM I
Medet, mürvet dedim kapına geldim
Muhammed Mustafa, Ali gel yetiş
İsyan deryasına gark olup kaldım
Hünkâr Hacı Bektaş Veli gel yetiş
Şu benim halimi Pirime bildir
Gönlümün evini nur ile doldur
Cesedim ölmeden nefsimi öldür
Hadice, Fatıma, ulu gel yetiş
Bir yanımda nefs-i emmârem azar
Bir yanda vesvese çok hile düzer
Melek günahımı yazmada bezer
Şah Hasan, Hüseyin,dolu gel yetiş
Yezid’in elinden müşkül halimiz
Münafıklar faş eyledi yolumuz
El-aman Yâ Zeynel sen tut elimiz
Muhammed Bâkır’ın dili gel yetiş
Tamaha aldanma geziyor her bar
Hırsa, nefse fırsat verme ya Cebbâr
Sana sığınmışız Vahid-ül-Kahhar
Car günümdür Câfer eli gel yetiş
Dağlarca günahım gel vurma yüze
Tamu’nun odunu gösterme bize
Mûsâ Kâzım ile Şah İmam Rıza
İmam Takî, Nakî Ali gel yetiş
Tevbekârım muhabbetim bu yolda
Mürüvvet dilerim kusurum elde
Göster cemâlini eyleme dalda
Askerî gönlümün gülü gel yetiş
NOKSANİ arzeder dîdar-ı cennet
Masûm-i Pâkler’den erişe himmet
Sana sığınmışım Mehdi Muhammed
Sarı Saltık Kızıl Deli gel yetiş
* * * *
DÜVAZİMAM II
Allah medet Ya Muhammed Ya Ali
Bizi dergâhından mahrum eyleme
Pirim Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli
B
54 55
izi dergâhından mahrum eyleme
Âdem safiyullah atam hakkı-çün
Eyyub’a sürülen sitem hakkı-çün
Muhammed Mustafa hatem hakkı-çün
Bizi dergâhından mahrum eyleme
Hasan’ın aşkına kılalım zârı
Hüseyin’dir dinimizin serveri
Alemler Cebbârı Cenâb-ı Bâri
Bizi dergâhından mahrum eyleme
Zeynel’in canına kıldılar eza
Ol İmam Bâkır’dır sırr-ı Mürteza
İmam Câfer, Kâzım Mûsa-yı Rıza
Bizi dergâhından mahrum eyleme
MUHAMMED’im eder ey Gani Kadir
Takî, Nakî, Asker, er-Rahmanımdır
Muhammed Mehdi’ye niyazım vardır
Bizi dergâhından mahrum eyleme
* * * *
DÜVAZİMAM III
İnâyettir bize Fazl-ı Hudâ’dan
Umarım kurtara cümle belâdan
Her dem ki şefâat eyle Muhammed
Evvel himmet Aliyyel-Mürtezâ’dan
Şah Hasan’dan bulduk meyl-i muhabbet
Şah Hüseyn şehid-i deşt-i Kerbela’dan
İmam Zeynel, İmam Bâkır-u Câfer
Delil bize Kâzım Mûsa Rızâ’dan
Şah Takî bâ Nakî, Askerî billah
Gelecektir Mehdi şah evliyadan
Dediler HATAYİ’m ne meşrebdensin
Aşk-ı muhabbetten sıdk-ı safâdan
(Yetiş cârımıza Muhammed, Ali…)
Düvazimamlar okunup bitince Dede duâ eder, canlar secde’ye varır, ardından TEVHÎD’ler başlar. Bilenler meydanın ortasında (üçü bacı oniki kişilik) TEVHİD HALKASI oluşturur, cemaati coştururlar. Tüm cem erenleri de toğluca ve candan, gönülden Tevhid çekerler. Hakkın ve halkın birliğini simgeleyen bu bölümde canlar coşku içinde “Allah…Allah…” diye yakarırlar. Zakirler tevhid ritmini hızlandırır, Tevhid çeken canlar da ellerini önce ağır ağır dizlerine vurarak, sonra dedenin işaretiyle el tutturularak(Halka’daki 12 can el tutuşarak, bir sağa bir sola olmak üzere dizlerine vurarak-ki bunun şeklini Dedeler öğretecektir-) Halka Tevhid’i hızlanır, halkadakilere üç kez de el çırptırılır. Tevhid hızlanır, yavaşlayarak son bulur. Görevli bir bacı kalkar, halkadaki canların terlerini alır, onlara havlu verir, geçer yerine oturur.
TEVHİD I
Medet hey Allahım Medet
Gel dertlere derman eyle
Yetiş Ya Ali, Muhammed
Gel dertlere derman eyle
Allah, Allah, Allah, Allah
Allah, Allah, Allah, Allah
Hasan, Hüseyin aşkına
Yardım edesin düşküne
İmam Zeynel’in aşkına
Gel dertlere derman eyle
Allah, Allah, Allah, Allah
56 57
Allah, Allah, Allah, Allah
İmam Bâkır’ın katına
Câfer’in ilm-i zatına
Mûsa Rıza hürmetine
Gel dertlere derman eyle
Allah, Allah, Allah, Allah
Allah, Allah, Allah, Allah
Şah Takî’nin ve Nakî’nin
Askerî’nin ve Kemterî’nin
Yarlığamak senin şanın
Gel dertlere derman eyle
Allah, Allah, Allah, Allah
Allah, Allah, Allah, Allah
Var Allah’tan dilek dile
Mehdi sahip zaman gele
DEDEM-OĞLU secde kıla
Gel dertlere derman eyle
Allah, Allah, Allah, Allah
Allah, Allah, Allah, Allah
TEVHİD II
Çağıralım Muhammed’e
Ali deyi Ali deyi
Ağlar gezerim dünyada
Ali deyi Ali deyi
Ali…Ali…Ali…
Bektaş-ı Veli’de hal var
Fatmanada bir hayal var
Sabah sabah Hakka yalvar
Ali deyi Ali deyi
Ali…Ali…Ali…
Hasan, Hüseyin uğruşur
Melekler çırpar seyrişir
Sinem bülbülü çığrışır
Ali deyi Ali deyi
Ali…Ali…Ali…
İmam Zeynel semah tutar
Bâkır’a Câfer’e yeter
Kumru dost dost deyi öter
Ali deyi Ali deyi
Ali…Ali…Ali…
Mûsayı Kâzım’dan içtik
Ali Rızâ’ya tez ulaştık
Şah’ın sevdasına düştük
Ali deyi Ali deyi
Ali…Ali…Ali…
Takî, Nakî bu dediler
Askerî’ye hü dediler
Mehdi’dir Kırklar, Yediler
Ali deyi Ali deyi
Ali…Ali…Ali…
KUL HİMMET ÜSTADIM yeter
Güher almış güher satar
Arşullah’da bir kuş öter
A
58 59
li deyi Ali deyi
Tevhid’in son halkasında “Ali…Ali…Ali…”den sonra Güzel Allah, Bir Allah Lâ ilâhe illallah…” denir. “Lâ ilâhe illallah…” sözü 5-10 kez söylenince arada bir de “Aşk gele diyelim Allah, coş gele diyelim Allah…” ve arada bir coşkulu sesle “Allah, Allah, illallah…” cümleleri söylenir, tekrar tevhid kelimesine devam edilir ve üçüncü tevhide makam değiştirilerek geçilir. Nitekim her üç tevhidin de makamı ve nakaratları ayrı ayrı çalınıp söylenecektir. Fakat zorunluluk da yoktur, Zakir bildiği makamlarla da söyleyebilir.
TEVHİD III
Ol Kırkların ceminde
La ilâhe illallâh
Erenler meydanında
La ilâhe illallâh
Hak leylâhe illallah
La ilâhe illallâh
Ali mürşid güzel Şah
Şahım eyvallah eyvallah
El çaldılar dest-i kefe
Dediler ki cana sefa
Yetiş Muhammed Mustafa
La ilâhe illallâh
Hak leylâhe illallah
La ilâhe illallâh
Ali mürşid güzel Şah
Şahım eyvallah eyvallah
İmam Hasan meydanda
Şah Hüseyin irfanda
İmam Zeynel zindanda
La ilâhe illallâh
Hak leylâhe illallah
La ilâhe illallâh
Ali mürşid güzel Şah
Şahım eyvallah eyvallah
İmam Bâkır sultanı
İmam Câfer erkânı
Yetiş keremler kânı
La ilâhe illallâh
Hak leylâhe illallah
La ilâhe illallâh
Ali mürşid güzel Şah
Şahım eyvallah eyvallah
Mûsa-i Kâzım Şah’tır
Daim der Hakka şükür
İmam Rıza bin okur
La ilâhe illallâh
Hak leylâhe illallah
La ilâhe illallâh
Ali mürşid güzel Şah
Şahım eyvallah eyvallah
Takî, Nakî engine
Al’Asker’in dengine
Mehdi resul cengine
La ilâhe illallâh
Hak leylâhe illallah
La ilâhe illallâh
Ali mürşid güzel Şah
60 61
Şahım eyvallah eyvallah
Kalmadı imamlar derdi
Aşkı muhabbet verdi
DERVİŞ VELİ’nin virdi
La ilâhe illallâh
Hak leylâhe illallah
La ilâhe illallâh
Ali mürşid güzel Şah
Şahım eyvallah eyvallah
Bu son nakarat ikinci kez ve ağırlanarak söylenir, tevhid son bulur. Tevhidlerin sonunda cem erenleri secdeye varır. Dede dua eder, “Dâr çeken bacılar didar göre, erenler sefaya ere” deyip kısa bir dinlenme arası verilir, ardından MİRACLAMA ve SEMAH hizmeti başlar.
MİRACLAMA
Geldi Cebrâil çağırdı
Hak Muhammed Mustafa
Hak seni Mirâc’a okur
Davetine kadir Hüdâ
Evvel emanetim budur
Bir pîr-ü rehber tutasın
Daimî erkâna yatıp
Tarîk ile müstakîme
Muhammed sükuta vardı
Yoktur senden bir aziz
Şimdi senden el tutalım
Hak buyurdu vedduhuna
Muhammed belin bağladı
Anda hazır Cebrâil
İki gönül bir ettiler
Yürüdüler Dergâha
Vardı Dergâh kapısına
Gördü aslan yatar orda
Aslan anda hamle kıldı
Başa da koptu bir fen
Buyurdu sırr-ı kâinat
Korkmasın Habibim dedi
Hatemi ağzına versin
Aslan istiyor nişane
Hatemi ağzına verdi
Aslan oldu anda sakin
Muhammed’e yol verildi
Aslan da gitti nihane
Vardı Hakk’ı tavaf etti
Evvela bunu söyledi
Ne çetin şîrin var imiş
Hayli cevreyledi bize
Gördü bir biçare derviş
Hemendem yutmak diledi
Ali bile olayıdı
Dayanırdı bu cevre
Ey benim sırr-ı devletim
Sana tâbidir Habîbim
Eğiliben secde kıldı
E
62 63
şiğine kıblegâh’a
Doksan bin kelam danıştı
İki gönül dost dostuna
Tevhid’i armağan verdi
Yeryüzünde insana
Kudretten üç hon geldi
Sütü elma baldan aldı
Muhammed destini sundu
Nuş eyledi emrullaha
Muhammed ayağa durdu
Ümmetini diledi
Cümlesine rahmet olsun
Dedi ağladı Kibriya
Eğiliben secde kıldı
Hoşca kal sultanım dedi
Kalkıp evine giderken
Yolun uğrattı Kırklara
Vardı Kırklar makamına
Oturuben oldu sâkin
Eğiliben secde kıldı
Eşiğine kıblegâha
Secdeye indirdi özün
Türaplara sürdü yüzün
Cebrâil getirdi üzüm
Hasan ile Hüseyine
Anda Selman hazır idi
Şeydullahını diledi
Bir üzüm tanesi koydu
Selmanın da keşkülüne
Kuduretten bir el geldi
Ezdi engür eylediler
Hatemi ol elde gördü
Uğradı bir müşkül hale
Canım size kimler derler
Şahım bize Kırklar derler
Cümleden ulu yolumuz
Eldedir küllü varımız
Birimize neşter vursan
Bir yere akar kanımız
Cümleden ulu yolumuz
Eldedir küllü varımız
Madem size Kırklar derler
Nedendir eksik biriniz
Selman Şeydullah’a gitti
Ondandır eksik birimiz
Selman şeydullah’tan geldi
Hü deyip içeri girdi
Muhammed esredi coştu
Tacı başından da düştü
Ol şerbetten biri içti
Cümlesi oldu hayran
Mümin müslim üryan büryan
Hep girdiler semaha
Cümlesi de el çırpuben
Dediler Allah Allah
Muhammed de bile girdi
K
64 65
ırklar ile semaha
Muhammed de coşa geldi
Tacı başından attı
Çevresin kırk pare bölüp
Sarıldılar Kırklara
Muhabbet de galip oldu
Yol-erkân yerin aldı
Muhammedi gönderdiler
Hatırlar oldu sefa
Muhammed evine gitti
Ali Hakk’ı tavaf etti
Hatemi önüne koydu
Dedi saddaksın Mürteza
Evveli sen âhiri sen
Bâtını sen zâhiri sen
Cümle işler sana bağlı
Dedi Şâh-ı Evliya
ŞAH HATAYİ’m vâkıf oldu
Bu sırrın ötesine
Hakk’ı inandıramadı
Özü çürük ervaha
Miraclama’da “Ol şerbetten biri içti” dizesi gelince KIRKLAR SEMAHI başlar. Kırklar Semahı’nın sonunda semah edenler yanyana dâr’a dururlar, Dede dualarını verir:
“Allah Allah…Semahlar saf ola, günahlar affola. Çarh-ı pervazlar kabul ola. Yardımcımız Oniki İmam ola. İsteğinizi, dileğinizi Hak-Muhammed-Ali vere. Semahlarımız Kırklar Semahı ola. Hizmetinizden şefaat bulasınız. Ebu Zer-i Gıffari’nin, Hazret-i Fâtıma’nın himmetleri üzerinizde ola. Gerçeğe hü…”
Dede duasını bitirdikten sonra zakir(ler) ayrıca bir müsaade beklemeden(eğer yapılacaksa) istek semahlarını çalmaya başlarlar.Miraclama sırasında semah edenler saftakî yerlerine geçip otururlar. Meydanın genişliği oranındaki semahcı (varsa semah ekibi) semah yapmak üzere meydana gelip, yere niyaz ederek ayağa kalkar ve semah dönmeye başlarlar. Her semahın sonunda dualarını alıp, yerlerine geçip otururlar. Duruma göre bir, üç ya da beş semah dönülebilir.
Dede’nin, semah dönülürken “Aşk ile Allah, şevk ile Allah, Şah aşkına Allah, öz gönül birliğiyle Allah. Hak için ola, seyr için olmaya, Allah..Semahlarımız Kırklar semahına yazıla Allah…” diye aralıklarla ve kısa sözlerle dua etmesi cem erenlerini coşturur, hep bir ağızdan “Allah… Allah” diye çığrışırlar. Bu Tanrısal coşkuyu kalemle anlatma olanağı yoktur. Tüm canlar dış alemden çıkmış, iç aleme geçmiş, Hak ile birlik olmuşlardır. Buraya örnek olarak iki semah alıyoruz:
ERZİNCAN SEMAHI
Gitme turnam gitme nerden gelirsin
Sen nazlı cânana benzersin turnam
Her bakışta beni mecnun edersin
Gönülde mihmana benzersin turnam
(Has nenni nenni, dost nenni nenni…)
Kaşlarında mim duası yazılı/Haydar yazılı
Cemâline türlü benler dizili
Seni sevmeyenler Hak’dan üzülü
Pîr Balım Sultan’a benzersin turnam
(Has nenni nenni, dost nenni nenni…)
66 67
Pîr Balım Sultan’a benzersin turnam
Yürü de dilber yürü, canana yürü
Turnam gökyüzünde pervane döner
Dertli aşıklara badeler sunar
Aşıkların senden inayet umar
Tabibe, Lokman’a benzersin turnam
Pîr Balım Sultan’a benzersin turnam
HIZLANMA
Allah, Allah, Allah, Allah
Hüdey, Hüdey, Hüdey, Hüdey
Bugün ben pirimi gördüm
Gelir salını salını
Selamına karşı durdum
Bağrım delini delini
Hüdey, Hüdey, Hüdey, Hüdey
Bağrım delini delini
Gel dedim yanıma geldi
Gamzesi sinemi deldi
Bir izzetli selam verdi
Aldım sevini sevini
Hüdey, Hüdey, Hüdey, Hüdey
Aldım sevini sevini
Kaynadı karıştı kanım
Ezelden severdi canım
Sen benimsin, ben de senin
Dedim sevini sevini
Allah, Allah, Allah, Allah Dedim sevini sevini
Hüdey, Hüdey, Hüdey, Hüdey, Dedim sevini sevini
Heybeten baha biçilmez
Cemalin nurdan seçilmiş
Vakitsiz güller açmaz
Derdim gülünü gülünü
Hüdey, hüdey, hüdey, hüdey
Derdim gülünü gülünü
Hüdey, hüdey, hüdey, hüdey
D
68 69
erdim gülünü gülünü
DEDEMOĞLU der ağlatma
Yüreğim aşka dağlatma
Varıp yadları bağlatma
Zülfün telini telini
Allah, Allah, Allah, Allah
Zülfün telini telini
Hüdey, hüdey, hüdey, hüdey
Zülfün telini telini
KIRAT SEMAHI
Yine kırcılandı dağların başı
Durmayıp akıyor gözümün yaşı
Ne yaman firkatli kıratın başı
Kırat bu dağları aşmalı bugün
(Nakarat)
Bağdat’tan Mısır’a da göçmeli bugün
Yârin yaylasına düşmeli bugün
Has nenni nenni de dost nenni nenni
Kırat kalk gidelim şirin ovadan
Kısmetimiz gelir Bâri Hudâ’dan
Kestiren yemini, binem Zeyve’den
Kıymetin cihanı taşmalı bugün
Kırat da gidiyor koştuğu zaman
Dizgini boynundan aştığı zaman
Deli poyraz gibi coştuğu zaman
Köpüğü sağrıdan seçmeli bugün
Kırat da gidiyor başı dumanlı
Kırat kaldır gönlündeki gümanı
Seherden sonrası kuşluk zamanı
Dostun ellerini aşmalı bugün
Dostları ilə paylaş: |