Cevap: Karalardan dış güçler tarafından taşınan materyaller, deniz ve okyanus tabanlarında birikir. Bu birikme (tortulanma) alanlarına jeosenklinal denir.
Cevap: Karalardan dış güçler tarafından taşınan materyaller, deniz ve okyanus tabanlarında birikir. Bu birikme (tortulanma) alanlarına jeosenklinal denir.
Cevap: Deniz diplerinde yığılan ve kalın katmanlar oluşturan jeosenklinaller (tortul tabakalar), birbirine doğru hareket eden kıtalar arasında sıkışarak kıvrılır ya da kırılır. Bu olaya orojenez denir.
Cevap: Deniz diplerinde yığılan ve kalın katmanlar oluşturan jeosenklinaller (tortul tabakalar), birbirine doğru hareket eden kıtalar arasında sıkışarak kıvrılır ya da kırılır. Bu olaya orojenez denir.
Cevap: Orojenik hareketler, kıvrım ve kırık dağlarını oluşturur.
Cevap: Orojenik hareketler, kıvrım ve kırık dağlarını oluşturur.
Cevap: Birbirine doğru hareket eden kara parçaları arasındaki tabakalar, esnek bir yapıdaysa kıvrılır ve kıvrım dağların oluşturur. Ülkemizdeki Toros dağları ile Kuzey Anadolu dağları kıvrım dağlarına birer örnek oluşturur.
Cevap: Birbirine doğru hareket eden kara parçaları arasındaki tabakalar, esnek bir yapıdaysa kıvrılır ve kıvrım dağların oluşturur. Ülkemizdeki Toros dağları ile Kuzey Anadolu dağları kıvrım dağlarına birer örnek oluşturur.
Cevap: Kıvrım dağlarının oluşması sırasında kıvrılan tabakaların, kubbeleşen yüksek kısımlarına antiklinal, çanaklaşan alçak kısımlarına da senklinal denir.
Cevap: Kıvrım dağlarının oluşması sırasında kıvrılan tabakaların, kubbeleşen yüksek kısımlarına antiklinal, çanaklaşan alçak kısımlarına da senklinal denir.
Cevap: Büyük kara parçalarının birbirine doğru hareketiyle yanlardan sıkıştırılan tortul tabakalar, esnek bir yapıda değil de sert bir yapıdaysa kırılır ve kırık dağları oluşturur. Ege Bölgesi’ndeki dağları örnek olarak gösterebiliriz.
Cevap: Büyük kara parçalarının birbirine doğru hareketiyle yanlardan sıkıştırılan tortul tabakalar, esnek bir yapıda değil de sert bir yapıdaysa kırılır ve kırık dağları oluşturur. Ege Bölgesi’ndeki dağları örnek olarak gösterebiliriz.
Cevap: Tortul tabakaların kırılmasıyla, tabakalar halinde yükselme ve çökmeler gerçekleşir. Kırılma doğrultusuna fay, kırılma hattı boyunca yükselen kısımlara horst, çöken kısımlara da graben denir.
Cevap: Tortul tabakaların kırılmasıyla, tabakalar halinde yükselme ve çökmeler gerçekleşir. Kırılma doğrultusuna fay, kırılma hattı boyunca yükselen kısımlara horst, çöken kısımlara da graben denir.
Cevap: Yeryüzündeki fay alanları, yer kabuğunun zayıf dirençli alanlarını ve hareketli bölgelerini oluşturmaktadır. Bu nedenle başlıca deprem alanları, volkanik alanlar ve sıcak su kaynakları, yeryüzündeki fay hatları boyunca sıralanmıştır.
Cevap: Yeryüzündeki fay alanları, yer kabuğunun zayıf dirençli alanlarını ve hareketli bölgelerini oluşturmaktadır. Bu nedenle başlıca deprem alanları, volkanik alanlar ve sıcak su kaynakları, yeryüzündeki fay hatları boyunca sıralanmıştır.
Cevap: Tabakaların karşılıklı durumları bozulmadan, yer kabuğunun geniş alanlarının, yavaş bir tempoyla yükselmesi veya alçalmasına epirojenez denir.
Cevap: Tabakaların karşılıklı durumları bozulmadan, yer kabuğunun geniş alanlarının, yavaş bir tempoyla yükselmesi veya alçalmasına epirojenez denir.
Cevap:
Cevap:
a) Kara kütlesinin yanlardan sıkıştırılmasıyla
b) Kıta yükünün artması ya da azalmasıyla
Cevap: Dış güçler tarafından karalardan taşınan milyonlarca tonluk çakıl, toprak ve çeşitli materyaller, okyanus diplerinde toplanarak kara yükünün azalmasına neden olur. İklim olaylarının büyük ölçüde değişikliğe uğraması sonucu buzullar eriyerek karalar üzerindeki ağırlığı azaltır. Böylece hafifleyen kara, mantonun kaldırma kuvvetinin etkisiyle yükselmeye başlar. Kara yükselince, deniz seviyesi geriler, deniz altındaki bazı yerler kara haline gelir. Bu olay sonucu eski kumsallar, yükseklerde kalarak kıyı taraçalarını oluşturur.
Cevap: Dış güçler tarafından karalardan taşınan milyonlarca tonluk çakıl, toprak ve çeşitli materyaller, okyanus diplerinde toplanarak kara yükünün azalmasına neden olur. İklim olaylarının büyük ölçüde değişikliğe uğraması sonucu buzullar eriyerek karalar üzerindeki ağırlığı azaltır. Böylece hafifleyen kara, mantonun kaldırma kuvvetinin etkisiyle yükselmeye başlar. Kara yükselince, deniz seviyesi geriler, deniz altındaki bazı yerler kara haline gelir. Bu olay sonucu eski kumsallar, yükseklerde kalarak kıyı taraçalarını oluşturur.
Cevap: Karaların yükünün azalması ve yükselmesine bağlı olarak deniz seviyesinin gerilemesine regresyon denir.
Cevap: Karaların yükünün azalması ve yükselmesine bağlı olarak deniz seviyesinin gerilemesine regresyon denir.
Cevap: Volkanik olaylar sonucu çıkan milyonlarca tonluk materyaller, buzul oluğumu, dış güçler tarafından taşınan materyallerin belirli bölgelerde birikmesi, kara yükünü artırır. Ağırlaşan kara, mantoya daha fazla batar ve kara kütlesinde genel bir çökme meydana gelir. Kara çökünce deniz, karaya doğru ilerler ve kıyının bir kısmı deniz altında kalır. Denizin karaya doğru ilerlemesine transgresyon denir.
Cevap: Volkanik olaylar sonucu çıkan milyonlarca tonluk materyaller, buzul oluğumu, dış güçler tarafından taşınan materyallerin belirli bölgelerde birikmesi, kara yükünü artırır. Ağırlaşan kara, mantoya daha fazla batar ve kara kütlesinde genel bir çökme meydana gelir. Kara çökünce deniz, karaya doğru ilerler ve kıyının bir kısmı deniz altında kalır. Denizin karaya doğru ilerlemesine transgresyon denir.
Cevap: *Anadolu yarımadası, özellikle batı ve orta kısmı tektonik hareketlere bağlı olarak 10-15 milyon yıldır sürekli yükselmektedir.
Cevap: *Anadolu yarımadası, özellikle batı ve orta kısmı tektonik hareketlere bağlı olarak 10-15 milyon yıldır sürekli yükselmektedir.
* Karadeniz ve Doğu Akdeniz havzaları sürekli çökmektedir.
* Çukurova ve Ergene havzalarında da çökmeler gerçekleşmektedir.
VOLKANİZMA
TÜRKİYE’DE VOLKANİK DAĞLAR
Cevap: Magmanın yeryüzüne çıkmasıyla ya da yeryüzüne yakın yerlere kadar sokulmasıyla meydana gelen olaylara volkanizma denir.
Cevap: Magmanın yeryüzüne çıkmasıyla ya da yeryüzüne yakın yerlere kadar sokulmasıyla meydana gelen olaylara volkanizma denir.
Cevap: Volkan Konisi: Volkanik faaliyette çıkan malzemenin üst üste birikmesiyle oluşan koni şeklinde kabartılardır. Ağrı, Tendürek, Süphan gibi tek dağlar birer volkan konisidir
Cevap: Volkan Konisi: Volkanik faaliyette çıkan malzemenin üst üste birikmesiyle oluşan koni şeklinde kabartılardır. Ağrı, Tendürek, Süphan gibi tek dağlar birer volkan konisidir
Lav Platoları: Volkanik patlamayla çıkan lavlar akıcı ise bazen çok geniş bir alana yayılır. Lavlar, çukurlukları doldurarak geniş düzlükler oluşturur. Bu düzlükler, akarsular tarafından parçalanınca platolar oluşur. Doğu Anadolu’da lav platoları geniş yer kaplar
Lav Platoları: Volkanik patlamayla çıkan lavlar akıcı ise bazen çok geniş bir alana yayılır. Lavlar, çukurlukları doldurarak geniş düzlükler oluşturur. Bu düzlükler, akarsular tarafından parçalanınca platolar oluşur. Doğu Anadolu’da lav platoları geniş yer kaplar
Krater: Volkan konilerinin üst kısmında bulunan ve volkanik patlamayla oluşan huni biçimindeki çukurluklardır. Bazı kraterlerin diplerinde sular birikerek göller oluşmaktadır. Bu tür göllere krater gölü denir. Nemrut dağının tepesindeki göl, bu türdendir
Krater: Volkan konilerinin üst kısmında bulunan ve volkanik patlamayla oluşan huni biçimindeki çukurluklardır. Bazı kraterlerin diplerinde sular birikerek göller oluşmaktadır. Bu tür göllere krater gölü denir. Nemrut dağının tepesindeki göl, bu türdendir
Kaldera: Volkanik dağlarda yeni ve şiddetli bir patlama olursa, krater genişler ve daha geniş çukurluğa dönüşür. Bu tür çanaklara kaldera denir. Bazı kalderalar, kraterlerin çökmesiyle oluşur
Kaldera: Volkanik dağlarda yeni ve şiddetli bir patlama olursa, krater genişler ve daha geniş çukurluğa dönüşür. Bu tür çanaklara kaldera denir. Bazı kalderalar, kraterlerin çökmesiyle oluşur
Maar: Çapları birkaç yüz metre ile birkaç kilometre arasında değişen, daire veya oval şekilli patlama çukurlarıdır. Maarlar gaz patlamasıyla oluşur. Konya Karapınar’daki Acıgöl ve Meke Tuzlası birer maar çukurunda oluşmuştur.
Maar: Çapları birkaç yüz metre ile birkaç kilometre arasında değişen, daire veya oval şekilli patlama çukurlarıdır. Maarlar gaz patlamasıyla oluşur. Konya Karapınar’daki Acıgöl ve Meke Tuzlası birer maar çukurunda oluşmuştur.
Cevap: * Doğu Anadolu’da; Büyük Ağrı, Küçük Ağrı, Tendürek, Süphan ve Nemrut dağları
Cevap: * Doğu Anadolu’da; Büyük Ağrı, Küçük Ağrı, Tendürek, Süphan ve Nemrut dağları
* Güneydoğu Anadolu’da: Karacadağ
* İç Anadolu’da: Erciyes, Hasan Dağı, Melendiz, Karadağ ve Karacadağ
Cevap: Yer kabuğunda görülen doğal oluşumlu sarsıntılara deprem denir.
Cevap: Yer kabuğunda görülen doğal oluşumlu sarsıntılara deprem denir.
Cevap: Oluşumlarına göre depremler üçe ayrılır. Bunlar:
Cevap: Oluşumlarına göre depremler üçe ayrılır. Bunlar:
Çöküntü depremler
Volkanik depremler
Tektonik depremler
Cevap: Bu depremler yer altındaki doğal mağara, tünel gibi boşlukların, tavanlarının çökmesiyle gerçekleşir. Bu tür depremlerin etki alanı dardır ve genellikle çözünebilen kayaçların bulunduğu (karstik) alanlar ile maden ocaklarının bulunduğu yerlerde meydana gelir.
Cevap: Bu depremler yer altındaki doğal mağara, tünel gibi boşlukların, tavanlarının çökmesiyle gerçekleşir. Bu tür depremlerin etki alanı dardır ve genellikle çözünebilen kayaçların bulunduğu (karstik) alanlar ile maden ocaklarının bulunduğu yerlerde meydana gelir.
Cevap: Volkanik patlamayla meydana gelen sarsıntılardır. Etki alanları dar olan depremlerdendir. Şiddeti ise volkanik faaliyetin özelliğine bağlıdır. Bu tür depremler daha çok aktif volkanların çevresinde görülür. Türkiye’de aktif volkan olmadığından bu tür depremlere rastlanmaz.
Cevap: Volkanik patlamayla meydana gelen sarsıntılardır. Etki alanları dar olan depremlerdendir. Şiddeti ise volkanik faaliyetin özelliğine bağlıdır. Bu tür depremler daha çok aktif volkanların çevresinde görülür. Türkiye’de aktif volkan olmadığından bu tür depremlere rastlanmaz.
Cevap: Genellikle yer kabuğu hareketleriyle gerçekleşen depremlerdir. Yeryüzündeki kırık hatları (fay) boyunca meydana gelen geniş alanlı titreşim hareketleriyle oluşur. Şiddetli ve etkileri en fazla olan depremlerdir.
Cevap: Genellikle yer kabuğu hareketleriyle gerçekleşen depremlerdir. Yeryüzündeki kırık hatları (fay) boyunca meydana gelen geniş alanlı titreşim hareketleriyle oluşur. Şiddetli ve etkileri en fazla olan depremlerdir.
Cevap: Deprem merkezi: Depremin oluştuğu yerdir.
Cevap: Deprem merkezi: Depremin oluştuğu yerdir.
İç merkez (Hiposantr): Depremin oluştuğu çöküntü alanıdır. Yerin 20-30 km. derinliğindeki boşluklarda görülür.
Dış merkez (Episantr): İç merkeze en yakın olan yeryüzündeki yere denir.
Odak derinliği: İç merkezle dış merkez arasındaki uzaklığa odak derinliği denir.
Sismograf: Deprem şiddetini ölçen alete sismograf denir.
Cevap: Üçe ayrılır. Bunlar: a) Sığ depremler: 0 ile 60 km arasında görülür. Yıkıcı etkisi diğerlerinden fazladır. Türkiye’de görülen depremler genellikle bu tiptedir.
Cevap: Üçe ayrılır. Bunlar: a) Sığ depremler: 0 ile 60 km arasında görülür. Yıkıcı etkisi diğerlerinden fazladır. Türkiye’de görülen depremler genellikle bu tiptedir.
b) Orta derinlikteki depremler: 60 ile 300 km arasında görülür.
c) Derin depremler: 300 ile 700 km derinlikleri arasında görülür.
Cevap: Richter (Rihter) ölçeği
Cevap: Richter (Rihter) ölçeği
Cevap: *Büyük Okyanus kıyıları
Cevap: *Büyük Okyanus kıyıları
*Alp-Himalaya kıvrım kuşağı
*Yakın zamanda tektonik hareketlere uğramış yerler.
Cevap: Avustralya, Kanada, İskandinav yarımadası ve Doğu Avrupa
Cevap: Avustralya, Kanada, İskandinav yarımadası ve Doğu Avrupa
Cevap: Türkiye, kuzeyde Avrasya, güneyde Arabistan levhası arasında yer almaktadır. Arabistan kara kütlesi, kuzeye doğru yaklaşmakta ve Anadolu yarımadasını da kaydırmaktadır. Avrasya ile Arabistan arasında sıkışan Anadolu kara kütlesinde gerilme ve sıkışmaya bağlı olarak yoğun bir enerji birikmektedir. Bu enerjinin açığa çıkmasıyla depremler gerçekleşir. Ayrıca, Türkiye bugünkü jeomorfolojik görünümünü Üçüncü Jeolojik Dönem’in sonu ile Dördüncü Jeolojik Dönem’in başlarında almıştır. Buna göre Türkiye, genç bir arazi yapısına sahiptir. Bu özelliğiyle önemli bir deprem alanıdır.
Cevap: Türkiye, kuzeyde Avrasya, güneyde Arabistan levhası arasında yer almaktadır. Arabistan kara kütlesi, kuzeye doğru yaklaşmakta ve Anadolu yarımadasını da kaydırmaktadır. Avrasya ile Arabistan arasında sıkışan Anadolu kara kütlesinde gerilme ve sıkışmaya bağlı olarak yoğun bir enerji birikmektedir. Bu enerjinin açığa çıkmasıyla depremler gerçekleşir. Ayrıca, Türkiye bugünkü jeomorfolojik görünümünü Üçüncü Jeolojik Dönem’in sonu ile Dördüncü Jeolojik Dönem’in başlarında almıştır. Buna göre Türkiye, genç bir arazi yapısına sahiptir. Bu özelliğiyle önemli bir deprem alanıdır.
Cevap: Türkiye’de beşinci deprem bölgesi diye tabir edilen bölgede deprem olma olasılığı en azdır. Bu bölge, Tuz Gölü’nün güneyinden başlar, Taşeli Platosu’nun bir kısmını da içine alarak Akdeniz’e ulaşır.
Cevap: Türkiye’de beşinci deprem bölgesi diye tabir edilen bölgede deprem olma olasılığı en azdır. Bu bölge, Tuz Gölü’nün güneyinden başlar, Taşeli Platosu’nun bir kısmını da içine alarak Akdeniz’e ulaşır.
Cevap: Bunları üç grupta değerlendirebiliriz.
Cevap: Bunları üç grupta değerlendirebiliriz.
Kuzey Anadolu Deprem Bölgesi: Saroz Körfezi’nden Marmara Denizi’ne oradan İzmit Körfezi, Adapazarı, Düzce, Hendek, Bolu, Çankırı, Amasya, Tokat, Erzincan ve Erzurum’dan Van Gölü’nün kuzeyine kadar uzan bölgedir. Bu alan Kuzey Anadolu Fay hattını oluşturur.
Batı Anadolu Deprem Bölgesi: Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz, Bakırçay ovaları, Güney Marmara ve İç Batı Anadolu’yu içerisine alan kuşaktır.
Güneydoğu Anadolu Deprem Bölgesi: Samandağ, Antakya, Kırıkhan, Hassa, İslâhiye, K.Maraş, Malatya, Elazığ, Bingöl oluğundan Van Gölü’nün güneyine kadar uzanan hattır.
Burada belirtilen alanlar 1. dereceden deprem tehdidi altında olan yerlerdir