Ceza hukuku üNİte-3 suç ve genel teoriSİ



Yüklə 88,88 Kb.
tarix24.12.2017
ölçüsü88,88 Kb.
#35912


CEZA HUKUKU ÜNİTE-3

SUÇ ve GENEL TEORİSİ

1. Genel Olarak

Hukukun inceleme alanını insan davranışları oluşturur. Bir insan davranışı (fiil) ise ya hukuka uygun ya da aykırı davranıştır. Fiil, hukuka aykırı değilse o fiil hukukun ilgi alanına girmez. Fiil hukuka aykırı ise iki ihtimal söz konusu olur:



  1. Fiil suç teşkil ediyordur.

B)Fiil suç teşkil etmiyordur.

Bir hukuka aykırı fiilin suç teşkil edip etmediğine ilişkin inceleme suç genel teorisi olarak adlandırılan kurallara göre yapılır. Dolayısıyla suç genel teorisi, suç teşkil eden fiillere ilişkin genel kuralları ifade eder.



2. Suçun Diğer Hukuka Aykırı Fiillerden Ayrılması

2.1. Genel Olarak Suç Kavramı

Ceza hukukunda failin hukuksal sorumluluğunun dayanağını kendi iradi fiili oluşturur. Bu nedenle ceza hukuku suçun oluşumu açısından faili değil fiilli esas alır. Ceza hukukunu ilgilendiren fiiller; tipe uygun, hukuka aykırı iradi insan fiilleridir. Ceza hukuku suç teşkil eden bir fiilden dolayı failin sorumluluğunu iki aşamada inceler.

Bu aşamalardan ilk aşama fiilin haksızlık incelemesini oluşturur. Bu aşamada bir suçun işlenip işlenmediği tespit edilmeye çalışılır. Bu aşamada;


  • Failin iradi birfiilinin bulunup bulunmadığı

  • Kanunda öngörülen sübjektif unsurların gerçekleşip gerçekleşmediği

  • Bu fiilinin tipe uygun ve hukuka aykırı olup olmadığı incelenir.

Bu incelemenin sonucunda bir suçun işlendiği sonucuna varılırsa ikinci aşamaya geçilir.

Kusur incelemesi olarak da adlandırılan ikinci aşamada failin işlediği suçtan dolayı sorumlu tutulup tutulamayacağı, yani cezalandırılıp cezalandırılmayacağı belirlenmeye çalışılır.



2.2. Kriminal Suç - Haksız Fiil Ayrımı

  1. Genel Olarak Haksız Fiil

Bir kimsenin neticesinde bir zarara sebebiyet veren hukuka aykırı ve kusurlu davranışına/fiiline haksız fiil denir. Haksız fiilin şartlan şunlardır;

  1. Zarar

  2. Failin kusurlu olması

  3. Failin fiilinin hukuka aykırı olması

  4. Zarar ile hukuka aykırı fiil arasında illiyet bağının bulunması

  1. Suçlar ile Haksız Fiillerin Farkları



  1. Haksız fiiller açısından "tipiklik" şartı bulunmamaktadır. Yani bir haksız fiilin önceden kanuni tanımının yapılmış olması gerekmez.

  2. Bir fiilin haksız fiil sayılması için suçların aksine kast veya taksir ile gerçekleştirilmesi gerekmez. Zira Borçlar Kanunu kimi durumlarda haksız fiillerden sorumluluğa ilişkin olarak objektif/kusursuz sorumluluğu da yeterli görmüştür. Dolayısıyla suçların aksine haksız fiillerden kusursuz sorumlulukta mümkündür.

  3. Haksız bir fiilin varlığı için zararın varlığı şarttır ancak suçlar içinde zararın oluşmasını gerektirmeyen tehlike suçlan da vardır.

  4. Suçun yaptırımı cezadır, haksız fiilin yaptırımı tazminattır.

  5. Haksız fiil bir özel hukuk terimidir, suç bir ceza hukuku terimidir.

  6. Haksız fiillerde kanunilik ilkesi ve kıyas yasağı geçerli değildir.

2.3. Kriminal Suç - Disiplin Suçu Ayrımı
2.3.1. Genel Olarak Disiplin Suçu

Hukuka aykırı fiillerin bir diğer bölümünü disiplin suçlan oluşturur. Disiplin hukuku, kanunen hak ve yetkileri belirlenen kısmi bir sosyal gruba (örneğin avukatlar, öğrenciler, memurlar vs.) üye olmanın sonucudur. Kişi bu topluluklara büyük ölçüde rızası ile üye olmaktadır. Disiplin hukuku söz konusu grupların iç düzenlerini korumak, bu gruplara üye olan kimselerin yetki ve sorumluluklarını belirlemek için konulmuş kurallar bütünüdür.



2.3.2. Kriminal Suç ile Disiplin Suçları Arasındaki Farklar

  1. Fail Açısından:

Kriminal suçlar herkes tarafından işlenebilirken disiplin suçlan ancak belli bir gruba üye kimseler tarafından işlenebilmektedir.

  1. Kanunilik İlkesi Açısından:

Kriminal suçlar açısından kanunilik ilkesi geçerliyken; disiplin suçlan açısından kural olarak "kanunilik ilkesi (belirlilik koşulu)" geçerli değildir. Ancak geçmişte Anayasa Mahkemesi, disiplin suç ve cezalan bakımından da kanunilik ilkesinin uygulanması gerektiğini, yürütme organının yasal dayanağı olmadan disiplin suç ve cezalan koyamayacağını, çok muğlâk ve belirsiz ifadelerle düzenlenmiş disiplin suç ve cezalarının uygulamaya konamayacağı yönünde kararlar vermiştir.

  1. Yaptırımı Uygulayan Organ Bakımından:

Kriminal suçlarda yargılama ve cezaya karar verme mahkemelerin yetkisindeyken, disiplin suçlarının soruşturulması ve neticesinde ceza uygulanması idari nitelikteki disiplin kurullarının yetkisindedir.

  1. Yaptırım Bakımından:

Kriminal suçun müeyyidesi hapis veya para cezasıyken; disiplin suçlarının müeyyidesi okuldan uzaklaştırma, kınama, derece ilerlemesini durdurma, maaştan kesme ve ihraçtır.

  1. Adli Sicil Kaydı Bakımından:

Kriminal cezalar adli sicile kaydolunurken; disiplin cezalan adli sicile kaydolunmazlar.

  1. Yargılama Bakımından:

Disiplin yargılaması disiplin mevzuatına, ceza yargılaması ceza muhakemesi kanuna göre yapılır.

Disiplin ve ceza hukuku kural olarak birbirinden bağımsızdır. Ancak ceza mahkemesinin fiilin işlenip işlenmediğine ilişkin maddi tespitleri disiplin kurullarını da bağlar.



2.4. Kriminal Suç - Kabahat Ayrımı

  1. Genel Olarak Kabahat Kavramı

Kabahatler Kanunu ve diğer kanunlarda düzenmiş bulunan, diğer kanunlardan farklı olarak idari para cezası ve diğer idari yaptırımlar ile cezalandırılan hukuka aykırı eylemlere "kabahat" denir. Dolayısıyla suçlar ile kabahatler arasında temel fark temsil ettikleri haksızlığın ağırlığı ile ilgilidir. Örneğin uyuşturucu madde kullanımı bir suçken, kapalı mekânda sigara içmek bir kabahattir. Buna bağlı olarak da suçlar yaptırım olarak hapis ve adli para cezası ile cezalandırılırken; kabahatler karşılığında idari para cezası ve kanunda belirtilen diğer yaptırımlar uygulanır. Ancak hapis cezası veya adli para cezası uygulanamaz. Suçlar ve kabahatler arasındaki ağırlık değerlendirmesini yapmak, yani bir eylemin suç ya da kabahat olarak belirlenmesi konusunda takdir yetkisi yasama organına aittir.

  1. Kriminal Suç - Kabahat Ayrımının Sonuçları

1) Suçlar açısından kanunilik ilkesi geçerliyken; kabahatler açısından belirlenen çerçeve hükmün içeriğinin idari nitelikteki genel düzenleyici işlemlerle doldurulması kabul edilmiştir.

2) Suçlar kural olarak kasten kabahatler ise hem kasten hem de taksirle işlenebilir.

3) Suçlar açısından cezai sorumluluk yaşı 12, kabahatler açısından 15'tir.

4) Suça teşebbüs cezalandırılmaktayken; kabahatlere teşebbüs cezalandırılmaz.

5)Kabahatler bakımından müeyyideyi uygulamaya idari makamlar yetkilidir. Suçlar açısından ise cezaya hükmetmeye mahkemeler yetkilidir.

6)İşlenen bir kabahat nedeniyle idari makamların verdiği yaptırım kararlarına karşı Sulh Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir. Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararı kesindir.

7)Kabahatlere uygulanan yaptırım idari nitelikte olduğundan suçlar ve kabahatler arasında tekerrür hükümleri uygulanmayacağı gibi kabahatler arasında da tekerrür hükümleri uygulanmaz.

8) Kabahat nedeniyle verilen yaptırım kararlan adli sicile kaydedilmez.


3. SUÇ VE UNSURLARI

Suç, bir hukuksal değeri kural olarak kasten (bilerek ve isteyerek) istisnai hâllerde ise taksirle (dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak) ihlal eden icrai ya da ihmali hareketle gerçekleştirilen karşılığında kanun koyucunun bir ceza yaptırımı belirlediği tipe uygun, hukuka aykırı iradi insan fiilidir.

Ceza hukuku literatüründe her suç açısından varlığı aranan genel unsurların sınıflandırılması konusunda farklı ayrımlar varsa da, suçun unsurları çoğunlukla dörtlü bir ayrıma göre incelenir: 1) Tipiklik - Kanuni unsur, 2) Maddi (Objektif) unsurlar, 3) Manevi (Sübjektif) unsurlar, 4) Hukuka Aykırılık unsuru


  1. Tipiklik-Suçun Kanuni Tanımı

Suç sayılan fiilin ceza normundaki soyut tanımına tipiklik denir. Suçun tipiklik unsuru kanunsuz suç ve ceza olmaz prensibinin bir gereğidir.

İradi bir insan davranışı kanunda tarifi yapılan suç kalıbını ihlal ettiğinde tipik eylem gerçekleştirilmiş olur. Eğer fiil kanundaki tipe uygun değilse, yani o fiile ilişkin olarak kanunda bir tanım yapılmamışsa suçun tipiklik unsuru gerçekleşmemiş olur.



  1. Suçun Maddi Unsurları

Suçun unsurlarından bir diğeri maddi (objektif) unsurlarıdır. Suçun maddi unsurları deyiminden a) Fail b) Mağdur c) Hareket d) Netice e) Nedensellik bağı f) Nitelikli hâller g) Maddi konu anlaşılır.

3.2.1. Fail

Fail kavramı maddi ceza hukukuna ait bir kavramdır. TCK 37.maddesine göre suçun kanuni tanımında belirtilen fiili icra eden kişiye fail denir. Bir kimsenin fail olması için a) İnsan olması ve b) Yasayan kişi olması yeterlidir. TCK, tüzel kişilerin suç faili olmalarını ise kabul etmemiştir.

Suçlar failinin önceden belirlenmiş bir özelliğe, vasfa sahip olmasının gerekip gerekmemesine göre kendi içlerinde a)herkes tarafından işlenebilen suçlar ve b)özgü suçlar diye ikiye ayrılır.

3.2.1.1. Herkes Tarafından İşlenebilen Suçlar

Herkes tarafından işlenebilen suçlar, hareket yeteneğine sahip her gerçek kişi/herkes (kimse/bir kimse) tarafından işlenebilen suçlardır. Bu suçlarda suçun işlenmesi açısından failin herhangi bir sıfat ve nitelik taşıması önem taşımaz.



3.2.1.2. Özgü Suçlar

Özgü suçlar ise, herkes tarafından işlenemeyen ancak ve ancak kanunda belirtilen sıfat ve niteliklere, özelliklere sahip kimselerin fail olabildiği suçlardır.

MADDE 234 - "Velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya babanın ya da üçüncü derece dâhil kan hısımının, on altı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından cebir veya tehdit kullanmaksızın kaçırması veya alıkoyması hâlinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur."

3.2.2. Mağdur

Suçun işlenmesi ile birlikte hukuki menfaatleri ihlal edilen kişilere mağdur denir. Bir suçun mağduru gerçek ya da tüzel kişiler ya da bütün toplum olabilir. Örneğin, insan öldürme suçu (TCK m. 81) ile korunan hukuksal değer bireylerin yaşama hakkıdır. Bu nedenle söz konusu suçun mağduru öldürülerek yaşama hakkına son verilen kişidir.



3.2.3. Hareket/Fiil

3.2.3.1.Genel Olarak

Ceza hukuku fail değil fiil ceza hukukudur. Dolayısıyla suç işleyen bir insanın cezai sorumluluğunun temelini gerçekleştirdiği iradi hareketi oluşturmaktadır. Bir hareketin ceza hukuku açısından önem taşıması için şu şartları taşıması gerekir.

1) Hareket insandan kaynaklanacak.


  1. ) İhmali de olsa bir vücut hareketi olacak (Sözde bir harekettir).

  2. ) Hareket insanın iradesinin eseri olacak. Kişi iradesinden kaynaklanmayan bir

hareketten dolayı cezalandırılamaz.
Ceza sorumluluğu doğurmayan hareketler:

İnsanlar tarafından gerçekleştirilmeyen hareketler ceza hukuku anlamında hareket sayılmazlar. İnsanlardan tarafından gerçekleştirilen hareketlerden ise, iradi olmayan yani insan bedeninin sinir sisteminin bir etkinliği olarak ortaya çıkmayan hareketler ceza hukuku anlamında hareket sayılmazlar.



İradi Sayılmayan İnsan Hareketleri Şunlardır:

  1. Şuurunu kaybetmiş insanların hareketleri: Dolayısıyla uyku - şuur/bilinç kaybı, sara nöbeti, hipnoz sırasında yapılan hareketlerden dolayı sorumluluk doğmaz.

  2. Karşı konulamayan bir kuvvet (vis absoluta) etkisinde yapılan hareketler. Buna karşılık iradeye yönelik zorlayıcı maddi (vis compulsiva/cebir) veya manevi kuvvet (tehdit, korkutma) etkisinde gerçekleştirilen hareketler iradi insan hareketi olarak kabul edilirler.

  3. Mücbir sebep/Zorlayıcı neden etkisinde yapılan hareketlerde iradi kabul edilmezler. Bu hareketler failden kaynaklanmayan ve onu karşı konulmaz bir biçimde belli şekilde davranmaya zorlayan doğa hareketleridir. Bu nedenle bu şekilde gerçekleştirilen hareketler ceza sorumluluğu doğurmaz.

  4. Refleks hareketleri olarak kabul edilen kişinin sinir sisteminin iradi bir etkinliği ile ortaya çıkmayan hareketlerde cezai sorumluluk doğurmaz.


3.2.3.2. Suçların Harekete/Fiile Göre Tasnifi

3.2.3.2.1. Hareketin Sayısına Göre Suçların Ayrılması
1-) Tek hareketli Suçlar:

Suçun meydana gelmesi için tek bir hareketin icrasının yeterli sayıldığı suçlara tek hareketli suçlar denir. Örneğin insan öldürme, hırsızlık vb. suçlar tek hareketli suçlardır. Belirtelim ki; failin suçun işlenmesi sırasında icra ettiği davranışların birden fazla olması, örneğin birkaç el ateş etmesi ya da birden çok kez yumruk atması hukuksal anlamda hareketin birden fazla olduğu anlamına gelmez.



  1. Çok Hareketli Suçlar:

Suçun oluşması için kanuni tipte birden fazla hareketin icrasının öngörüldüğü suçlardır. Örneğin TCK m.207'de düzenlenen özel evrakta sahtecilik suçunun meydana gelebilmesi için özel evrakın sahte olarak düzenlenmesi ve kullanılması gerekir.

  1. Seçimlik Hareketli Suçlar:

Kanuni tipte suça vücut verecek birden fazla alternatif hareketin sayıldığı ve bu hareketlerden birisinin icrasının suçun oluşması için yeterli olduğu suçlara seçimlik hareketli suçlar denir.

3.2.3.2.2. Hareketin Önemine Göre Suçların Ayrılması

Suçlar hareketin önemine yani suça vücut verecek hareketin kanuni tipte açıkça tanımlanmış olup olmamasına göre serbest hareketli ve bağlı hareketli suç diye ikiye ayrılır.


1) Serbest Hareketli Suç:

Suça vücut veren hareketin kanuni tipte açıkça tanımlanmadığı suçlara serbest hareketli suç denir. Kanun koyucu serbest hareketli suçların kanuni tipinde hareketi değil, neticeyi gösterir.



2) Bağlı Hareketli Suçlar:

Kanun koyucunun suça vücut verecek hareketleri suç tipinde açıkça belirttiği suçlara bağlı hareketli suçlar denir.



3.2.3.2.3. Hareketin İcrasının Sürekliliğine Göre Suçların Ayrılması
Suçlar, hareketin icrasının devam edip etmemesine göre ani ve mütemadi suç olarak ikiye ayrılır.

  1. Ani Suç:

Hareketin icrası veya neticenin meydana gelmesi ile birlikte hem tamamlanan hem de biten suçlara ani suç denir.



  1. Mütemadi Suç:

Hareketin icrası ile birlikte suçun tamamlandığı ancak bitmediği, suçun icrasının belirsiz bir süre devam ettiği suçlara mütemadi suç denir. Bu suçlarda suç, hareketin icrası ile birlikte tamamlansa da bitmez. Suçun icrası temadinin sona ereceği ana kadar belirsiz bir süre boyunca devam eder.

3.2.3.2.4. Hareketin Şekline Göre Ayrım: İcrai ve İhmali Suçlar

Suçlar hareketin şekline göre de icrai ve ihmali suçlar diye ikiye ayrılır. Bu ayrımın temelinde hukuk normlarının emir ve yasak normları olarak düzenlenmesi yatmaktadır. Buna göre "yapma, etme" şeklinde bir yasak normunun ihlali hâlinde icrai suça, "yap, et" şeklindeki bir emir normunun ihlali ise ihmali suça vücut verir.

İhmali suçlar ise kendi içerisinde ikiye ayrılır: Gerçek ihmali suçlar ve gerçek olmayan ihmali suçlar. Gerçek ihmali suçlar, bir yasağın çiğnenmesi değil, bir emre aykırı davranılmasıyla işlenen suçlardır.

Gerçek olmayan ihmali suçlar ise, kural olarak icrai bir hareketle ihlal edilen bir yasak normun ihmali bir hareketle yani hareketsiz kalarak ihlal edilmesi ile meydana gelen suçlardır.

Bir kişinin icrai bir suçu ihmal suretiyle işlenebilmesi için, neticeyi önlemeye yönelik olarak a) Kanundan b) Sözleşmeden ya da c) Ön gelen tehlikeli bir eylemden kaynaklanan hareket yükümlülüğünün bulunması gerekir. Kişinin anılan kaynaklardan doğan bir hareket yükümlülüğü yoksa söz konusu suçtan sorumlu tutulamaz.


  1. NETİCE

Netice, hareketin icrasının dış dünyada meydana getirdiği değişikliktir.

Suçlar neticesi açısından 1) Sırf hareket suçları ya da 2)Neticeli suçlar olarak ikiye ayrılır. Bunlardan sırf hareket suçları, suçun oluşumu açısından kanuni tanımda bir neticenin meydana gelmesinin aranmadığı suçlardır.



  1. NEDENSELLİK BAĞI

3.2.5.1. Genel Olarak

Neticeli suçlarda kişiler ancak iradi hareketlerinin dış dünyada ortaya çıkardığı değişiklikten dolayı sorumlu tutulabilirler. Failin yaptığı iradi hareket ile ortaya çıkan netice arasında sebep - sonuç ilişkisi (nedensellik bağı) bulunmaması durumunda netice faile isnat edilemeyeceğinden, fail ortaya çıkan neticeden dolayı sorumlu tutulamaz. Nedensellik Bağı, neticeli suçlarda netice ile failin hareketi arasındaki neden sonuç ilişkisini göstererek kişinin neticeden sorumluluğunun belirlenmesine yarayan doğal bağdır.

Nedensellik bağının hukuki-normatif değil maddi hayat bilgisi ile alakalı doğal bir olgu olması nedeniyle birçok ülke ceza kanununda olduğu gibi TCK'da da konuya ilişkin olarak normatif bir düzenleme yapılmamıştır. Türk hukukunda bu şekilde ortaya çıkan nedensellik bağı problemlerinin çözümünde en çok tercih edilen teori "şart teorisi"dir. Ancak şart teorisi sadece nedensellik bağının tespitinde kullanılır
Nedensellik Bağına İlişkin Doğal Değerlendirme ) Şart Teorisi

Neticeden Sorumluluğa İlişkin Hukuki Değerlendirme ) Objektif İsnadiyet


3.2.5.2. Şart Teorisi

Şart teorisi, hareket ile netice arasındaki nedensellik bağının hukuki değil, tamamen doğal bir olgu olduğunu kabul eder ancak sorumluluğun tespitini nedensellik bağı üzerinden yapma Şart teorisine göre, nedensellik zincirini oluşturan her bir hareket bir diğerinin sebebini oluşturduğu için nedensellik bağı/zinciri asla kesilmez. Ancak neticeyi meydana getiren sebepler serisine yeni olayların eklenmesi söz konusu olabilir.



3.2.5.3. Objektif İsnadiyet

Şart teorisinde nedensellik bağı doğal bir olgu olarak kabul edildiği için, fail/lerin neticeden doğan hukuki sorumluluğu nedensellik bağı üzerinden tespit edilmez. Nedensellik bağı incelemesi, sorumluluk incelemesine esas oluşturmak üzere neticenin meydana gelmesine sebep olmuş hareketlerin ve bu hareketleri icra edenlerin tespitine yarar.

Bu teori içerisinde neticenin faile hangi hâllerde yüklenebileceğinin tespitine yönelik olarak farklı kriterler ileri sürülmüştür. Ancak konuya ilişkin olarak bugün genel olarak kabul edilen kriterler:

=> Hareket ile netice arasında nedensellik bağı (neden sonuç ilişkisidir) olmalıdır. => Neticenin faile isnat edilebilmesi için o kişinin hareketinden sonra ve netice

meydana gelmeden önce atipik bir nedensel gelişme meydana gelmemiş

olmalıdır.

=> Meydana gelen neticenin faile isnat edilebilmesi için olayın gelişimine hükmedebilecek konumda olmalı diğer bir söyleyişle neticenin meydana gelmesine engel olabilme imkân ve iktidarına sahip olmalıdır.

=> Netice normun koruma alanı içerisinde olmalıdır.


Dolayısıyla teori bir kişinin sadece bizzat yarattığı riskler, zarar veya tehlikeden meydana gelen neticelerden sorumlu olduğunu kabul etmektedir.

3.2.6. Maddi Konu

Her suçun maddi bir konusu vardır. Suçu oluşturan hareketin yöneldiği, kişi veya şey maddi konuyu oluşturur. Dolayısıyla maddi konu, suça vücut veren hareketten etkilenen maddi bir şey ya da insana ait maddi veya manevi bir değerdir.

Zarar suçları, kanun koyucunun suçun oluşması için suçun maddi konusu üzerinde bir zarar meydana gelmesini arandığı suçlara denir. Tehlike suçları ise hareketin icrasının maddi konu üzerinde bir zarar doğurmasının gerekmediği, kamu düzeninin korunması amacıyla düzenlenmiş suçlardır.

3.2.7. Nitelikli Hâller

Bir suçun nitelikli hâlleri, suçun temel şekline eklenerek suçun temsil ettiği haksızlığın ağırlığında artma ya da azalmaya neden olan ve bu nedenle suçtan dolayı hükmedilecek cezanın artmasına veya azalmasına neden olan hâllerdir.




  1. Aşağıdaki suçlardan hangisi failine göre herkes tarafından işlenebilen bir suçtur?



  1. İnsan öldürme (TCK md.81)

  2. Zimmet (TCK md.247)

  3. Rüşvet (TCK md.252)

  4. Çocuğun kaçırılması (TCK md.234)

  5. İşkence (TCK md.94)



  1. Aşağıdaki suçlardan hangisi failine göre özgü bir suçtur?



  1. İnsan ticareti

  2. Göçmen kaçakçılığı

  3. Uyuşturucu madde kullanma

  4. Zimmet

  5. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

3) Aşağıdakilerden hangisi gerçek ihmali bir suçtur?

A)İnsan ticareti

b)Hileli iflas

c)Yardım ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeme

d)Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

e)Zimmet
4) Suçun maddi konusunun tanımı hangisinde doğru olarak verilmiştir?

a)Suçla korunan soyut manevi değer

b)İcra hareketlerinin yöneldiği kişi veya şey

c)Neticeyi korumaya yönelik yükümlülük ihmali

d)Suçun işlenmesinden dolayı hakları ihlal edilen kimse

e)Suçun kanuni tanımı

5) Aşağıdaki suçlardan hangisi salt mütemadi (kesintisiz) suçtur?

a)Hırsızlık

b)İşkence

c)Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

d)İnsan öldürme

e)İrtikap

6)Hâkim (H) önüne gelen bir olayda, yirmi yaşındaki şahsın işlediği fiilin hırsızlık suçuna benzediğini görmüş ve TCK'nın hırsızlığa ilişkin hükümleri re'sen uygulamıştır.

Yukarıdaki olayda hâkimin kararına yönelik aşağıda verilenlerden hangisi doğrudur?



  1. Karar hukuka uygundur.

  2. Karar hukuka aykırıdır. Çünkü neticeye göre ceza verilemez.

  3. Karar hukuka aykırıdır. Çünkü hâkim hukuku re'sen uygulayamaz.

  4. Karar hukuka aykırıdır. Çünkü kıyas yasağı gereği fiillerin tipik olması gerekir.

  5. Karar hukuka aykırıdır. Çünkü yirmi beş yaşın altındakilere ceza verilemez.

  1. I) Hareket insandan kaynaklanacak.



  1. İhmali de olsa bir vücut hareketi olacak (Sözde bir harekettir).

  2. Hareket insanın iradesinin eseri olacak.

Ceza hukuku bağlamında fiilden bahsedebilmek için yukarıdaki şartlardan hangisi ya da hangilerinin bir arada bulunması gerekir?



  1. Yalnız I b) Yalnız II c) İve II

d)II ve III e)İve II ve III




  1. I) Kabahat nedeniyle verilen yaptırım kararları adli sicile kaydedilmez. Suçlara karşılık verilen cezalar ise adli sicile işlenir.



  1. Kabahate teşebbüs cezalandıramazken, suça teşebbüs cezalandırılır.

  1. Hem kabahatler hem de suçlar kural olarak kasten işlenir kanunda açıkça yazan hâllerde ise taksirle işlenebilir.

Kabahat ve suçla ilgili olarak yukarıdaki verilerden hangisi ya da hangileri doğrudur?



  1. Yalnız I

  2. Yalnız II

  3. İve II

  4. II ve III

  5. İve II ve III

  1. Aşağıdakilerden hangisi suçun maddi unsurları arasında yer almaz?



  1. Fail

  2. Mağdur

  3. Hareket

  4. Amaç

  5. Netice

  1. I) Cezayı yalnızca artıran sebeplerdir.



  1. Fiilin işleniş şeklinden, suçun işlendiği yer veya zamandan, failin veya mağdurun sıfatından kaynaklanabilir.

  1. Suçun manevi unsurunu oluşturur.

Nitelikli hâl ile ilgili olarak yukarıda verilenlerden hangisi ya da hangileri doğrudur?



  1. Yalnız I

  2. Yalnız II

  3. İve II

  4. II ve III

  5. I, II ve III

l.A, 2.D, 3.C, 4.B, 5.C, 6.D, 7.E, 8. C, 9. D, 10. B


REYHAN TUNA



Yüklə 88,88 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin