1. ETKİNLİK
a)
Şiirdeki boşlukların doldurulması:
Bazen anlıyorum
Bazen anlamıyorum
Babamı
Ninemi
Annem şöyle der
Göstererek beni
–Cin gibi maşallah
Cin ne demek
Gibi ne demek
Babam diyor ki
Bana bakarak
–Altını üstüne getirmiş evin
Hiç yapabilir miyim
Dediklerini
Tek başıma
Ninemse der bana
–Topaç gibi
Bir dedem
Açık insan
Pek de zeki
Dilinden bal akar
Attaya gidelim der
Al sana şeker der
Göz kırpar
Okşar
Sever
Bir de gıdıklar
Dedemi çok anlıyorum
Cahit ZARİFOĞLU
b)
Şiirde aile bireylerinin çocuğun özelliklerini anlatırken kullandığı deyimler:
Deyim: Cin gibi olmak
Anlamı: Çok zeki, çok akıllı, çok becerikli kimse
Deyim: Altını üstüne getirmek
Anlamı: Bir yeri karmakarışık etmek, dağıtmak
Deyim: Topaç gibi olmak
Anlamı: Vücutça toplu ve sağlıklı (çocuk).
Deyim: Dilinden bal akmak (ağzından bal damlamak)
Anlamı: Çok tatlı, hoşa gider biçimde konuşmak
Deyim: Göz kırpmak
Anlamı: Göz kapaklarını kapayıp açmak.
2. ETKİNLİK
Şiirden hareketle soruların cevapları:
1. Şiire göre çocuk dedesi hariç ailesini anlamıyor.
2. Şiirde hayranlık, merak, kızgınlık, alay ve sevgi duyguları dile getirilmektedir.
3. Aile bireyleri çocuğu cine ve topaça benzetiyor. Çocuk zeki olduğu için cine, vücutça toplu ve sağlıklı olduğu için topaça benzetilmektedir.
4. Çocuğu en iyi anlayan dedesidir. Dedesi çocuğa anlamadığı şeyler söylemediğini için, onunla açıkça konuştuğu için, ona şakalar yaptığı için çocuk dedesini kendine daha yakın hissetmektedir.
5. Siz duygularınızı yazarak mı, konuşarak mı, dans ederek mi, resim çizerek mi, şarkı söyleyerek mi, el hareketleriyle mi anlatırsınız? Buna göre bu soruyu cevaplayabilirsiniz.
3. ETKİNLİK
Soruların cevapları:
1. Yukarıdaki işaretlere televizyon programlarında rastlayabiliriz.
3. Medya araçlarında ya da internet sitelerinde sunulan bilgilerin bize uygun olup olmadığını, bu araçlarda bulunan simgeler ile belirleyebiliriz. Eğer simge yok ise, büyüklerimizden bu araçların bize uygun olup olmadığını sorabiliriz.
4. ETKİNLİK
b)
Nasreddin Hoca “Bırakın münakaşayı. Çabuk bana daha önce damdan düşmüş birini bulun.” cümlesiyle, daha önce başına böyle bir olay gelmiş birinin kendisini daha iyi anlayacağını ve ne yapılması gerektiğini daha iyi bileceğini anlatmak istiyor. Nasrettin Hoca burada tecrübenin, doğru yolu bulma konusundaki önemini dile getirmektedir.
c)
Giyilen ayakkabıya göre Nasrettin Hoca’ya söylenen cümleler:
Kırmızı ayakkabıyı giydiğimde:
— Nasrettin Hoca, sizi çok seviyorum. Düşmeniz beni çok üzdü. Lütfen hemen bir doktora gidelim, beni kırmayın lütfen…
Beyaz ayakkabıyı giydiğimde:
— Nasrettin Hoca. Kimisi doktor çağıralım diyor, kimisi de kırıkçı bulalım diyor. Ben bu konuda tarafsızım. Sen ne dersin?
Siyah ayakkabıyı giydiğimde:
— Nasrettin Hoca, bak kesin belin kırılmıştır. O bel iyileşmez. Ne doktor ne de kırıkçı çare bulur. En iyisi ben sana baston vereyim. Ama yürüyebileceğini sanmıyorum.
Mavi ayakkabıyı giydiğimde:
— Nasrettin Hoca, panik yapmana gerek yok. Şimdi bir doktor çağırıp ayağına baktırırız.
Sarı ayakkabıyı giydiğimde:
— Nasrettin Hoca, o kadar kuvvetli düşmedin. Büyük ihtimal hiçbir şeyin yoktur. Biz yine de bir doktora görünelim. Bir kaç güne eskisinden daha sağlıklı olursun.
Yeşil ayakkabıyı giydiğimde:
— Nasrettin Hoca, en iyisi bir ambulans çağıralım. Onlar gelene kadar kımıldama. Ambulansta sana iyi gelecek teknolojik aletler vardır. Hastaneye kadar güvenle gidebiliriz.
5. ETKİNLİK
a)
Noktanın kullanımıyla ilgili cümlelerim:
1. Tamamlanmış cümlelerin sonuna nokta konur.
2. Bazı kısaltmalarda kısaltmanın sonuna nokta konur.
3. Rakamla yazılan sıra sayılarında -ıncı, -inci, -uncu, -üncü eklerinin yerine rakamın yanına nokta konur.
4. Tarih yazılırken gün, ay ve yıl arasına nokta konur.
5. Saatlerin yazımında saat ile dakikanın arasına nokta konur.
b)
1. etkinlikteki şiirde nokta konulması gereken yerler.
(Nokta kırmızı renkle gösterilmiştir)
Bazen anlıyorum,
Bazen anlamıyorum.
Annemi,
Babamı,
Ninemi.
Annem şöyle der,
Göstererek beni:
— Cin gibi maşallah.
Cin ne demek?
Gibi ne demek?
Babam diyor ki
Bana bakarak:
— Altını üstüne getirmiş evin.
Hiç yapabilir miyim
Dediklerini
Tek başıma?
Ninemse der bana:
— Topaç gibi.
Bir dedem…
Açık insan.
Pek de zeki.
Dilinden bal akar;
Attaya gidelim der.
Al sana şeker der.
Göz kırpar.
Okşar.
Sever.
Bir de gıdıklar.
Dedemi çok anlıyorum.
6. ETKİNLİK
a)
Küçük Prens adlı kitaptan verilen bölümün sorularının cevapları:
1. Küçük Prens büyüklerin küçükleri anlamadıklarından yakınmaktadır.
2. ‘‘Anlamak’’ şiirindeki anlatıcının yetişkinlere bakışı ile Küçük Prens metnindeki kahramanın görüşleri arasında benzerlik vardır. Anlamak şiirinde de büyüklerin küçüklerin anlamadığı şeyler söylediklerini, bunun da çocukların büyükleri anlamasını zorlaştırdığını belirtmektedir. Küçük Prens metninde de aynı sorun dile getirilmektedir.
3. Küçük Prens kitabının 210 dile ve lehçeye çevrilmesinin nedeni, kitabın bütün insanlar için faydalı bilgiler içermesidir. Bu bilgilere tüm insanların ulaşabilmesi için kitap 210 dile ve lehçeye çevrilmiştir.
b)
Küçük Prens’e mektup:
(Örnektir)
20.10.2017
Sevgili Küçük Prens,
Ben Ahmet, 12 yaşındayım. Tanıştığımıza memnun oldum.
Kitabında yetişkinlerin çocukları anlamadığından yakınmışsın. Bence yanılıyorsun. Bence yetişkinler de çocukları anlayabilirler. Çünkü onlar da bir zamanlar çocuktu. Bizleri gayet iyi anlıyorlar fakat anlamıyormuş gibi yapıyorlar.
Neden diye soracak olursan açıklayayım. Bizleri yetiştiren büyüklerimiz, bizlere yeni şeyler öğretmek istiyorlar. Bunun en kolay yolu da bize bilmediğimiz şeyleri anlatmaktır. Anlamadığımız kelimelerle, cümlelerle konuşmaktır. Böylece biz de anlamadıklarımızı merak ederiz. Araştırıp öğreniriz ya da büyüklerimiz bize öğretir. Biz de bu şekilde zaman içinde birer bilgili yetişkinler oluruz.
Ben böyle düşünüyorum. Umarım bir gün yüzyüze konuşarak bu konuyu tartışabiliriz.
Kendine iyi bak Küçük Prens, görüşmek üzere. Sevgiler…
İmza
Dostları ilə paylaş: |