Cin Ve Şeytanlar İle İlgili Kur’an Nasları 3 Konu İle İlgili Rivayetler 5


Cin Ve Şeytanlar İle İlgili Kur’an Nasları



Yüklə 473,09 Kb.
səhifə2/15
tarix12.01.2019
ölçüsü473,09 Kb.
#95567
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15

Cin Ve Şeytanlar İle İlgili Kur’an Nasları

Kur'an-ı Kerim cinlerin ateşten yaratıldıklarını açıklamıştır. Allah Teala şöy­le buyuruyor:

"O (Allah) cinleri de halis ateşten yarartı."7

Ayette geçen "Maric" kelime­si dumansız mavi alev demektir.

"Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık."8

Ayetteki "Nari's Semum - zehirli ateş" tabiri, ısısı cisimlere nüfuz eden harareti yüksek ateş demek­tir.

Ve Kur'an-ı Kerim, İblis'in cinlerden olduğunu açıklıyor. Öyle ise İblis, ba­bamız Hz. Adem (a.s)'dan önce yaratılmıştır. Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:

"Hani biz meleklere: "Adem'e secde edin," demiştik; İblis hariç olmak üzere onlar hemen secde ettiler, İblis cinlerdendi; o yüzden Rabbinin emrinden dışarı çıktı..."9

Kur'an-ı Kerim, babamız Hz. Adem (a.s) ile İblis'in kıssasını ve bunun neti­cesi olarak da hepsinin; İblis'in, Hz. Adem (a.s)'in ve Havva'nın yere indirilişini ve İblis'i bu duruma yönelten sebepleri zikrediyor. Kibir ve hased bu sebeplerin başıdır. Bunun için Aziz ve Celil olan Allah, bizi, İblis'in ve askerlerinin vesve­selerine cevap vermekten ve onun peşine düşmekten sakındırıyor. Kur'an, şey­tanın insan için kurduğu tuzaklarını ve onu saptırma çeşitlerini bize öğretiyor. Bu konu, Kur'an-ı Kerim'de büyük bir yer tutar. Bu ayetlerden bazıları şöyledir:

"İblis: "Öyle ise beni azdırmana karşılık and içerim ki, ben de onları (insan­ları) saptırmak için senin doğru yolunun üstünde tuzak kuracağım. Sonra elbet­te onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoğunu şükredenlerden bulamıyacaksın!" dedi"10

"Ey Adem oğulları! Şeytan ana-babanızı (Adem ile Havva'yı), çirkin yerleri­ni kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de şaşırtıp bir belaya düşürmesin. Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremiyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları inanmayanların dostları kıl­dık."11

"Onlardan, gücünün yettiği kimseleri davetinle şaşırt; süvarilerinle, yaya­larınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlatlarına ortak ol; kendilerine va'dlerde bulun. Şeytan insanlara, aldatmadan başka bir şey vadetmez."12



"Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğaca­ğım, kesin olarak onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın ya­ratıklarını değiştirecekler (dedi).

Kim Allah'ı bırakır da şeytanı dost edinirse, elbette apaçık bir ziyana düş­müştür. (Şeytan) onlara söz verir, onları ümitlendirir; halbuki şeytanın onlara söz vermesi, aldatmacadan başka bir şey değildir."13

Sünnet-i Nebeviyye her insanın şeytanlardan bir arkadaşı bulunduğunu açıklıyor. Kur'an-ı Kerim de bir çok yerde bu arkadaş konusunu zikrediyor:



"Müşriklerin arkadaşı şeytan der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içerisindeydi."14

"Allah'a ve ahiret gününe inanmadıkları halde mallarını, insanlara gösteriş için sarfedenler de (ahirette azaba düçar olurlar). Şeyet şeytan bir kimseye ar­kadaş olursa, ne kötü bir arkadaştır o!"15

"Kim Rahmanın Kur'an'ın'dan yüz çevirirse, ona bir şeytanı arkadaş veririz ve o şeytan artık onun ayrılmaz dostudur." 16

"(Ey Muhammed!) Biz, senden önce hiç bir resul ve nebi göndermedik ki, o, bir temennide bulunduğunda, şeytan onun dileğine ille de (beşeri arzular) kat­maya kalkışmasın..." 17 Onun dileğinin mahalli, ümmetinin fertleridir...

"Münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana: "inkar et," der. İnsan inkar edince de: "Ben senden uzağım, çünkü ben alemle­rin Rabbi olan Allah'tan korkarım." der." 18

"İnsanlardan, bilgisi olmaksızın Allah hakkında tartışmaya giren ve her inatçı şeytana uyan bir takım kimseler vardır." 19

"Gerçekten şeytanlar dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkin ederler..."20

"Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları şey­tan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki, kurtuluşa eresiniz." 21

"Şeytan içkide ve kumarda, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Al­lah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz de­ğil mi?"22

"Kullarıma söyle: Sözün en güzelini konuşsunlar. Sonra şeytan aralarını bo­zar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır." 23

"(Yusuf) dedi ki; "Ey babacağım! İşte bu, daha önce (gördüğüm) rüyanın yo­rumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Beni zindandan çıkarıp şeytan benimle kardeşimin arasını bozduktan sonra, sizi çölden getirdiği için Rabbim bana ih­sanda bulundu..." 24

"İşte o şeytan ancak kendi dostlarını korkutur, inanmışsanız onlardan kork­mayın, benden korkun."25

"Ey Muhammed! De ki: "İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin (şeytanın) şerrinden, insanların Tanrısı, in­sanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım."26

"Ey inananlar! Şeytana ayak uydurmayın. Kim şeytanın ardına takılırsa, bil­sin ki, o hayasızlığı ve fenalığı emreder.."27

"Şeytan sizi fakirlikle korkutarak cimriliği ve hayasızlığı emreder."28

"Ad ve Semud milletlerini de yok ettik. Bunu oturdukları yerler göstermekte­dir. Şeytan kendilerine, işlediklerini güzel gösterdi, onları doğru yoldan alıkoy­du..."29

"Hiç değilse, onlara şiddetimiz geldiği zaman yalvarıp yakarmak değil miydiler? Lakin kalbleri katılaştı, şeytan da yaptıklarını onlara güzel gösterdi."30

"Şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra artık zulmedenlerle beraber oturma." 31

"Şeytan onların başlarına dikilip Allah'ı anmayı unutturmuştur, işte onlar şeytanın taraftarlarıdır. İyi bilin, şeytanın taraftarları elbette hüsrandadırlar."32

Kur'an-ı Kerim, şeytanın insanı çarpmasının mümkün olduğunu ve bunun neticesi olarak da ona sar'a isabet ettirdiğini açıklıyor.

"Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kal­karlar..." 33

Yine Kur'an-ı Kerim şeytanın zürriyeti bulunduğunu açıklıyor. Bu da, şey­tanlar dünyasında evliliğin ve üremenin bulunduğunu gerektirir. Buna göre de onlarda erkeklik ve dişilik vardır. Ayeti kerimeler şöyledir:



"Ey insanoğulları! Siz beni bırakıp onu ve zürriyetini (soyunu) dost mu edi­niyorsunuz? Halbuki onlar size düşmandır..."34

"Oralarda bakışlarını yalnız erkeklerine çevirmiş, daha önce ne insan ve ne de cinlerin dokunmuş olduğu eşler vardır." 35

Tercih edilen görüşe göre şeytanlar alemi, cinler aleminin bir kısmıdır. Cin­lerin hepsi mükelleftirler, hesaba çekileceklerdir ve cennet-cehennem ile ödül­lendirileceklerdir:



"Allah: "Sizden önce geçmiş cin ve insan ümmetleriyle beraber ateşe girin," der.."36

"Ey Muhammed! De ki: "Cinlerden bir topluluğun Kur'an'ı dinlediği bana vahyolundu; onlar şöyle demişlerdir: "Doğrusu biz, doğru yola götüren, hay­rete düşeren bir Kur'an dinledik de, ona inandık: biz Rabbimize hiç bir şeyi or­tak koşmayacağız."37

"Doğrusu aramızda iyiler de vardır, bundan aşağı bulunanlar da."

"Doğrusu aramızda iyiler de vardır, bundan aşağı da vardır. Biz türlü türlü yolda olan topluluklardık." 38

"Şüphesiz, doğruluk rehberi olan Kur'anı dinlediğimizde ona inandık..."39

"Ey Muhammed! Kur'an'ı dinleyecek cinlerden bir takımını sana yöneltmiş­tik. Onlar Kur'an'ı dinlemeye hazır olunca birbirlerine: "Susun" dediler. Kur'an'ın okunması bitince herbiri birer uyarıcı olarak milletlerine döndüler."40

"İçimizde kendini Allah'a vermiş olanlar (müslümanlar) da var, zalimler de var..."41

"Cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım."42

Bu ayeti kerimelere göre cinler mükelleftirler. Hz. Muhammed (a.s) de icma ile, insanlara ve cinlere peygamber olarak gönderilmiştir.

Hz. Muhammed (a.s)'den önce, kendi türlerinden cinlere peygamberler mi gönderildi, yoksa insanlara gönderilen peygamberler aynı zamanda cinler için de mi gönderildi? soruları akla gelmektedir. Bu konuda ulemanın iki ayrı görüşü vardır. Tercih edilen görüşe göre cinlerde nübüvvet ve risalet yoktur. Şu ayeti kerime bu konuda hüccet oluşturmaktadır:

"Ey cin ve insan topluluğu! Size ayetlerimi anlatan, bu günle karşılaşmanız konusunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?"43

Genel olarak cinlerin kendilerine ait güçleri vardır. Bu husus şu ayetlerden anlaşılmaktadır:

"Süleyman'ın cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan ordusu toplandı. Hepsi toplu olarak gidiyorlardı."44

"Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresini aşıp geçmeye gücünüz yetiyorsa geçin! Ama Allah'ın verdiği bir güç olmaksızın geçemezsiniz ki!"45

Allah Teala cinin dilinden şöyle buyurmuştur:

"Doğrusu biz göğü yokladık, onu sert bekçiler ve kayan ateşlerle doldurul­muş bulduk. Doğrusu biz, göğün dinleyebileceğimiz bir yerinde oturduk; ama şimdi kim dinleyecek olsa, kendisini gözleyen bir ateş buluyor."46

Kur'an'ın şu ayetle zikrettiği şey de onların güçleri olduğunu göstermektedir:



"Süleyman: "Ey cemaat! Bana teslim olmalarından önce, hanginiz o kra­liçenin tahtını yanıma getirebilir?" dedi. Cinlerden bir ifrit: "Sen yerinden kalk­madan önce sana onu getiririm; buna karşı güvenilir bir güce sahibim." dedi."47

"Onlar, ona (Süleyman'a) dilediği şeyleri; mabedleri, heykelleri, havuz gibi büyük leğenleri ve büyük ağırlıkta kazanları yapıyorlardı..."48

"Şeytanlardan da onun için dalgıçlık yapan ve daha başka işler gören kimi­lerini emrine verdik..."49

Kur'an-ı Kerim cinlerin gaybı bildikleri konusunu reddeder:

"Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, ancak değneğini yiyen kurt onun ölümünü cinlere farkettirdi. O, ölü olarak yere düşünce, ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı, alçak düşüren bir azab içinde kalmazlardı."


Yüklə 473,09 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin