Cumhuriyet asil şİMDİ kuruluyor


Yürütme Yasamadan Bağımsızlığını Kazanabilecek mi?



Yüklə 278,75 Kb.
səhifə8/10
tarix09.02.2018
ölçüsü278,75 Kb.
#42497
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

Yürütme Yasamadan Bağımsızlığını Kazanabilecek mi?

Memuriyet:


1926 yılında, memuriyete ilişkin düzenlemelerde, memurların maaşlarının düşüklüğü, bazı bölgelerde memur yetersizliği ve Kurtuluş Savaşı’na katılmayan veya Kuvayı İnzibatiye ile hareket eden memurların tasfiyesi en önemli konu başlıklarını oluşturmuştur. Ne var ki, en yoğun tartışmalar, memuriyet ile mebusluğun bir arada olamayacağına ilişkindir.

Teşkilatı Esasiye Kanunun "mebusluk ile hükümet memuriyeti bir zat uhdesinde içtima edemez" şeklindeki 23. maddesi üzerine birçok tartışma yaşanmaktadır. Tartışma, müderris olan mebuslara maaş verilip verilmeyeceği noktasında yoğunlaşmıştır. 15 Şubat tarihinde Meclis’de kabul edilen Kanuni Esasi mazbatası ile Ankara Hukuk Fakültesinde ders veren vekillere ödeme yapılıp yapılmayacağı tartışılmıştır. Encümen, Hukuk Fakültesinde ders veren vekillerin memur olarak maaş almadığı sadece ders karşılığı ücret alacak olmaları nedeniyle memurluk sayılamayacağı, bu nedenle de durumun Anayasanın ilgili maddesine dahil edilemeyeceğini belirtmiştir (ZC C.22 İ.56).

Kararı desteklemek üzere söz alan Mazhar Müfit Bey de ders vermek için ödenen ücret ile memuriyet maaşının karıştırılmaması gerektiğini vurgular:

"Memuriyet, bendenizin bildiğim, Muvazenei Umumiyeden kadroya dahil, maaşı olan zavatın vaziyetidir… Herhangi ilminden, fazlından istifade etmek mecburiyetinde kalınmış olan bir arkadaşımız meslek mektebine gönderiyorlar. Ve ücreti takrir olarak, vermiş olduğu dersin saatine göre, bir ücret veriyorlar. Maaş vermiyorlar." (13 Şubat 1926, Cilt: 22, s. 172).

18 Mart 1926’da kabul edilen 788 sayılı “Memurin Kanunu” ile memurların siyasetle uğraşmaları yasaktır.

Bu doğrultuda, 1 Aralık’da alınan Heyeti Umumiye Kararı’na (Karar no: 286) göre Memurin Kanununda memurların meclis ve komisyonlara seçilmiş üye olarak katılamayacakları belirtilmiş olduğundan Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren memurların tâbi üye olarak bulunmadıkları meclis ve komisyonlardaki üyelikleri Memurin Kanunun hüküm doğurduğu tarihe kadar geçerlidir, ondan sonra ise üyelikleri geçersizdir (Düstur III. Tertip C.8).

Memuriyet ile ilgili 1926 yılı içerisinde en çok ele alınan konu, Milli Mücadele karşıtlarının memuriyetten tasfiyesidir. 1924 yılında askeriyede başlayan temizlik, 1926’da memuriyette devam etmektedir.

26 Mayıs’da kabul edilen 854 Sayılı “Mücadelei Milliye İştirak Etmeyen Memurin Hakkında Kanun” ile amaçlanan, Milli Mücadele sırasında düşman ile birlikte hareket eden, meşrutiyet ilanından sonra yurtdışına giden ve dönmeyen ya da izinsiz yurtdışına çıkan ve ilhak edilen yerlerde memuriyet icra eden ya da hizmeti kabul eden memurların memuriyetten uzaklaştırılmasıdır. Bu doğrultuda, bir özel heyet kurulacak ve memuriyetten uzaklaştırılacakları tayin edecektir (ZC C.25 İ.108).

Söz konusu Kanun ile başlayan temizlikte, net olmayan ve tartışma yaratan konular daha sonra madde tefsirleri olarak aydınlatılmıştır. 854 numaralı Kanun gereğince istilâya maruz kalan bölgelerde işgal kuvvetlerince verilen vali, kaymakam ve mutasarrıflık gibi görevleri kabul edenlerin devlet hizmetinde bulunması yasaklanmıştır. Ne var ki, verilen görevi reddetmemekle, Kuvayi Milliye için çalışanların bu yasaktan istisna edilmesi gerekmektedir. Bu görüş de Mücadelei Milliye iştirak etmeyen memurin hakkındaki 26 Mayıs 1926 tarihli Kanunun dördüncü maddesi’nin tefsiri ile yerleşmiştir (Tefsir no: 105).

Ek olarak, “Müdafaai Memleket Uğrunda İka Edilmiş Olan Efal ve Harekâtın Cürüm Addolunmayacağı Hakkındaki Kanun”un dördüncü maddesinin tefsiri ile (Tefsir no: 90), 19 Kasım 1339 (1919) tarihli Kanun ile memleketin müdafaasına yönelik hareketlerin suç teşkil etmeyeceği kabul edilmiştir. Söz konusu tefsir Kanunun dördüncü maddesine dairdir. Tefsire göre, Kuvayı Milliye'ye katılan kişiler ile memurların 1918 ile 1922 yılları arasındaki kişisel suçları istisnasız af kapsamındadır. Diğer taraftan, Kuvayı Milliye'ye katılan memurların vatan savunması amacıyla memuriyetlerini kötüye kullanmaları da af kapsamındadır.

Diğer taraftan, 25 Eylül 1339 tarih ve 347 numaralı kanunun birinci maddesinin tefsiri ile (Tefsir no: 81) girmemiş olsa bile Kuvayı İnzibatiye’ye başvuru yapmış kişilerin vatan aleyhine çalışmış gibi sayılmasına karar verilmiştir (ZC C.21 İ.42).

***


18 Mart 1926’da kabul edilen 788 sayılı “Memurin Kanunu” ile askerler hariç tüm memurların işe alınması, tayini, becayişi, emekliliği, ceza ve takdiri gibi konular düzenlenmektedir.

***


1926 yılında, memurların maaşlarının çok düşük seviyelerde olduğu belirtilmektedir. Kaymakam, 70 lira maaşa ek olarak 5 lira makam tazminatı, Vali ise 110 lira maaş almaktadır. Bunun yanında, tophanede işleyen bir hamal ya da şoförün 80 lira aldığı belirtilmektedir (159). Daha da kötüsü, Posta ve Telgraf Müdüriyeti Umumisi ve Dâhiliye’de 5-6 lira maaşlı memurların da var olduğu bilinmektedir (161-162).

***


Okunacak: Memurin Kanunu

Kaç memur var?

Askeri Personel


31 Mart 1926 tarihinde kabul edilen Memurin Kanunu mülkiye memurlarını kapsamaktadır. Askeri personel ile ilgili düzenlemenin yapılması da gerekli görülmüştür. Bu doğrultuda, 912 sayılı “Ordu, Bahriye ve Jandarma Zabitan ve Memurini Hakkında Kanun” kabul edilmiştir (ZC C.26 İ.115).

Birinci madde ile 31 Mart 1926 tarihli Memurin Kanununun 68, 73, 75, 86, 88nci maddelerinin ordu ve bahriye ve jandarma ve zabitan ve memurini hakkında dahi aynen tatbik olunacağına karar verilmiştir. Diğer maddelerde kıdem tazminatı, özel görevliler, seferberlik emri, emeklilik maaşı ve vefat eden zabitan ve memurların ailelerine verilecek maaşlar hakkında düzenlemeler yapılmaktadır.

Kanunun dördüncü maddesi ile askerlerin yabancılarla evlenmesi yasaklanmakta, evlenenlerin emekliye sevk edileceği belirtilmektedir: “Ecnebilerle evlenen askerler zorunlu işten el çektirilir ya da emekliye sevk edilir.” ( ZC C.26 İ.115 s. 151-154).

***


Askeri personel eksikliği yıl içerisinde dile getirilen sorunlardan bir tanesidir. Bu doğrultuda kabul edilen 722 sayılı “Bazı Kolordular Menatıkındaki Erkân, Ümera ve Zabitanın Tebdiline Dair Kanun” ile doğu illerindeki askeri personel açığını kapatmak üzere bölge personeline özgü düzenleme yapılmaktadır (ZC C.21 İ.45).

Yine askeri personel açığını artırmamak üzere 908 sayılı “Silah Altında Bulunan Efradı Askeriye ile Küçük Zabitanın Hizmeti Askeriyeye Duhullerinden Evvel İka Etmiş Oldukları Fiillerin Muhakemeleri ve Merkumun Aleyhine İkame Olunacak Hukuk Davaları Hakkında Kanun” ile asker ve zabitanlar hakkında göreve başlamalarından evvel mahkemeye sevk edilmemiş 1 yıla kadar hapis cezasını gerektiren ve kabahat niteliğindeki suçların görev süresi bitene kadar ertelenmesi ve mahkemeye sevk etmiş bir dava varsa komutanın onayladığı vekalet belgesi ile bir akrabasının asker ve zabitana vekillik yapabilmesi sağlanmaktadır (ZC C.26 İ.115).



Yüklə 278,75 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin