Cumhuriyet başsavciliği soruşturma No : 2010/23967



Yüklə 465,71 Kb.
səhifə9/12
tarix16.08.2018
ölçüsü465,71 Kb.
#71126
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12

b) Özgürlük ve güvenlik hakkı ve tutuklulara yapılan muameleler – işkenceler ve diğer insanlık dışı, zalimane ve onur kırıcı muamele yada cezalandırmalar

174. Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 9. maddesinin 1.paragrafında şöyle denmektedir: "Herkes kişi özgürlüğü ve kişi güvenliği hakkına sahiptir. Hiç kimse keyfî olarak gözaltına alınamaz veya tutulamaz. Hiç kimse hukukun öngördüğü sebepler ve usuller dışında özgürlüğünden yoksun bırakılamaz. ”Heyet filoya İsrail tarafından yapılan müdahaleyi kanunsuz gördüğünden, gemideki yolcuların alıkonulması da hâliyle kanunsuzdur.

175.Yolcuların hürriyetlerinden mahrum edilmeleri, BM’nin Keyfî Gözaltılar Çalışma Grubu tarafından yapılan tanımlamalarda ifade edildiği şekliyle keyfî gözaltı kriterlerine uymaktadır.“Hürriyetten mahrum bırakma,bu muameleyi meşrulaştıracak herhangi bir hukuki zemin […]olmadığında”keyfî gözaltının birinci kategorisi olarak görülmektedir.

176. Altı gemideki 700’den fazla gemi mürettebatı ve yolcunun kitlesel olarak alıkonulmasının herhangi bir hukuki zemini yoktur, bu uygulama doğası itibarıyla keyfîdir ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 9.maddesini de ihlal etmektedir.

177. Ayrıca, filoda yer alan hiç kimseye alıkonulma sebepleri hakkında bilgi verilmemiştir. Siyasi ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 9.Maddesinin 2.paragrafındaşöyle denilmektedir “Gözaltına alınan bir kimse, gözaltına alınma sebepleri hakkında gözaltına alındığı sırada ve kendisine isnat edilen suçlar konusunda derhâl bilgilendirilir. ”Filoda yer alan gemilerdeki yolcular gemilerde alıkonulmuşlardır ve bu alıkonulma süresi 12 saati bulmuştur. Bu süre zarfında bütün yolcuların niçin alıkonuldukları hakkında ve kendilerine yöneltilen suçlamalarla ilgili olarak bilgilendirilmeleri gerekirdi. Bu yapılmadığı gibi, bazı durumlarda yolcularınbu yöndeki bilgilenme taleplerine sözlü suistimal ya da fiziki şiddet kullanımıyla karşılık verilmiştir. Burada İsrail silahlı kuvvetleri Uluslararası Medenive Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 9. maddesini ihlal etmiştir.

178. Mavi Marmara’daki alıkonulma süresi boyunca yolcuların maruz kaldığımu amele tabiatı itibarıyla zalimane ve insanlık dışı olup hürriyetinden mahrum bırakılan insanların doğuştan sahip oldukları insanlık onurlarına saygı gösterilmemiştir: Birçok kişi açık güvertelerde, zor şartlar altında saatler boyunca diz çökmeye zorlanmış; alıkonulan insanların birçoğu kötü fiziki muamele ya da sözlü tacize maruz kalmış, kelepçeler gereksiz şekilde sıkılmış ve tuvalet ya da yiyecek gibi temel insani ihtiyaçlar dahi sağlanmamıştır. Ayrıca, ortamda var olan şiddet havasının da gemilerdeki insanlar için onurkırıcı bir etkisi olduğu anlaşılmaktadır. Filoda yer alan diğer gemilerde de insanlar benzer ciddi ve azap verici muamelelere maruz kalmıştır -mesela pasaportunu kendisine bir belge verilmeden teslim etmeyi reddeden bir kişi ciddi şekilde fiziki şiddete maruz kalmıştır. Herhangi Bir Biçimde tutuklanan yada hapsedilen kişilerin Korunmasıyla İlgili Prensipler Bütünü’nün 1. prensibinde şöyle denilmektedir: “Herhangi bir biçimde tutulan veya hapsedilen bir kimse, insaniyetin ve insanın doğuştan sahip olduğu insanlık onuruna saygının gerektirdiği bir biçimde muamele görür.” Ayrıca 6. prensipte de şöyledenilmektedir: “Herhangi bir biçimde tutulan veya hapsedilen bir kimse,işkenceye veya zalimane, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.”

179. Heyet, özellikle Mavi Marmara’daki yolcuların, bir ölçüye kadar da Challenger I, Sfendoni ve Eleftheri Mesogios’taki yolcuların kelepçelerinin sıkılması uygulamasının yaygınlığı hususuyla da bilhassa ilgilenmiştir. Pekçok yolcu plastik kelepçelerin kasıtlı olarak çok sıkılmasının yol açtığı acıve ızdırabı anlatmış; çoğunlukla da ellerin arkadan birleştirilerek kelepçelenmesinin fazlasıyla azap verici olduğunu belirtmiştir. Bu kişilerin çoğunda filodaki olayların üç ay sonrasına kadar nörolojik hasarlar söz konusu olmuştur. Daha önce vurgulandığı üzere, filodaki yolcuların kelepçelenme biçimi, İsrail kuvvetlerinin kelepçeyi sistematik biçimde acıtıcı ve yaralayıcı kullanımı tanımına uymaktadır. Heyet,kelepçeleme biçiminin açıkça gereksiz olduğundan ve bu uygulamanın yolcuların acı ve ızdırap çekmesini kasten amaçladığından şüphe duymamaktadır.

180. İşkence, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 7. maddesiyle istisnasız olarak yasaklanmıştır. Ayrıca İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme’nin 1. maddesinde şöyle bir hüküm yer almaktadır:“Sözleşme amaçlarına göre; ‘işkence’ terimi, bir şahsa veya bir üçüncü şahsa, bu şahsın veya üçüncü şahsın işlediği veya işlediğinden şüpheedilen bir fiil sebebiyle, cezalandırmak amacıyla, bilgi veya itirafelde etmek için veya ayrım gözeten herhangi bir sebep dolayısıyla birkamu görevlisinin veya bu sıfatla hareket eden bir başka şahsın teşviki veya rızası veya muvafakatiyle uygulanan fiziki veya manevi ağır acıveya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir.”Aynı Sözleşme’nin 2(2) numaralı maddesinde, işkencenin mutlak olarak yasaklandığı vurgulanır:“Hiçbir istisnai durum, ne harp hâli ne de bir harp tehdidi, dâhili siyasi istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hâl, işkencenin uygulanması için gerekçe gösterilemez.”Yolculara yönelik istismarlar, yolcuları cezalandırma amaçlı kasti eylemler olduğundan veya bir ya da daha çok yolcuyu korkutarak veya yıldırarak filoya katılımdan ve/veya filoya yapılan müdahaleyi engelleyici faaliyetlere katılımdan uzak tutmayı amaçlar nitelikte bulunduğundan, yolculara yönelik muamele işkence özelliğindedir.

181.Dolayısıyla Heyet, Mavi Marmara’daki yolculara (ve belli durumlarda Challenger I, Sfendoni ve Eleftheri Mesogios’taki yolculara da) İsrail silahlıkuvvetleri tarafından uygulanan muameleyi zalimane, insanlık dışı, onur kırıcı ve -ayrıca bu muamele cezalandırma formunda da olduğundan- işkence olarak görmektedir. Bu durum, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışıya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme ile UluslararasıMedeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 7 ve 10(1) sayılı maddelerinin ihlali anlamına gelmektedir.

c)Dördüncü Cenevre Sözleşmesi yle ve geleneksel uluslararası insancıl hukukla ilgili muhtemel ihlaller

182. Yukarıda izah edilen uluslararası insan hakları ihlallerine ek olarak Heyet,aynı vaka ve bilgilere dayalı olarak koruma altındaki kişilere karşı İsrail silahlı kuvvetlerinin söz konusu müdahale sırasında uyguladığı -DördüncüCenevre Sözleşmesi’nin 147. maddesindeki terimlerle ifade edilirse- kastenadam öldürme, işkence, insanlık dışı muamele ve kasten büyük acılar ve ızdıraplar veya ciddi yaralanmalar doğuracak ya da insan sağlığını tehlikeye sokacak türden eylemlerinin uluslararası insancıl hukuk ihlallerine bariz deliller oluşturduğu değerlendirmesini yapmaktadır.

C)Filo yolcularının İsrailde alıkonulmaları ve sınırdışı edilmeleri

1.Vaziyetin Tasviri

183. Heyet, olayların gelişme şekliyle ilgili olarak aşağıdaki tespitlerde bulunmuştur:

a) Yolcular hakkında Aşdod Limanında yapılan işlemler

184. Müdahaleye maruz kalan filo mensubu gemilerin hepsi, İsrail’in Aşdod Limanı’na çekilmiştir. Aşdod’da bu konuyla ilgili olarak önceden hazırlıklar yapılmış ve rıhtımda yolcuların alınacağı çadırlar kurulmuştur. Filodaki ensüratli gemi olan Challenger I, 31 Mayıs günü saat 11.00 sularında Aşdod Limanı’na varmıştır. Son gelen gemi, aynı gün saat 18.00 sularında limana gelen Mavi Marmara gemisi olmuştur. İşlem yapılacak çok sayıda yolcu olduğundan, yolcuların gemiden indirilmesi çok uzun sürmüştür. Mavi Marmara’daki yolcuların bazıları gemi limana vardıktan sonra dahi gemide silahlı muhafızlar gözetiminde beklemek zorunda kaldıklarını söylemiştir. 12 saat bekletilen yolcular olmuş ve yolcuların bazıları ertesi sabaha kadar gemiden indirilmemiştir.

185. Gemiler limanda, rıhtımda toplanan asker ve aralarında okul çocuklarınında bulunduğu sivil kalabalıklar tarafından karşılanmıştır. Bu kitle bayraklar sallayıp tezahüratlar yaparak İsrail silahlı kuvvetlerinin dönüşünü kutlamıştır. Bazı yolcular, rıhtımdaki kalabalığın yuhalamalarına veya sataşmalarına maruz kaldıklarını söylemiştir. Yolcuların gemilerden boşaltılmasını kayıt ve takip etmek için televizyon ekipleri ve gazeteciler de limana gelmiştir. Pek çok yolcu, medyanın ve düşman kalabalıkların önünde “merasimle yürütülmelerinin” huzursuz edici ve aşağılayıcı bir tecrübe olduğunu söylemiştir.

186. Daha önce hava yoluyla tahliye edilenler haricindeki yaralı yolcular tespit edilerek tedavi için yakınlardaki hastanelere sevk edilmiştir. Ciddi yaraları bulunan bazı yolcular, herhangi bir yardım söz konusu olmaksızın MaviMarmara’dan yürütülerek çıkartılmıştır. Yolcularla ilgili tahliyelerin ve diğer işlemlerin gecikmesi sebebiyle bazı yaralı yolcular teşhis ve hastaneye sevk için bir hayli beklemek zorunda kalmıştır. Bazı yaralılarla ilgili teşhisler ise ancak daha sonra, hapishanede yapılabilmiştir.

187. İşlemler sırasında bütün yolculara imzalamaları için resmî evraklar verilmiştir. Bu evrakların İngilizce, Türkçe ve Arapça gibi muhtelif dillere yapılmış tercümeleri bulunmasına rağmen yolcuların çoğu kendilerine İbranice bir nüsha verildiğini ve söz konusu metnin içeriğiyle ilgili bir açıklama yapılmadığını söylemiştir. Bu evrakları anlayabilenlerin aktardığına göre, evrakları imzalayan kişiler İsrail’e illegal bir şekilde girmiş olduklarını kabul ile sınır dışı edilmeye ve 10 yıl boyunca İsrail’e girme yasağına muvafakat gösterdiklerini kabul ve beyan etmekteydiler. Bazı yolculara bu evrakları imzalamaları hâlinde erken salıverilecekleri ve ülkelerine geri dönüş süreçlerinin hızlandırılacağı, aksi takdirde dava süreçlerine bağlı olarak tutukluluk sürelerinin uzayacağı söylenmiştir.

188.Uluslararası sulardan İsrail’e rızaları olmaksızın getirilmiş oldukları yada anlamadıkları bir metni imzalamak istemedikleri gibi gerekçelerle yolcuların hemen hemen tamamı bu dokümanı imzalamayı reddetmiştir. Bazı İsrailli yetkililer yolculara karşı, söz konusu metni imzalamaları için baskı yapma yönünde ortak bir gayret içerisine girmiştir. Baskı altında kalarak bu belgeyi imzalayan yolculardan bir kısmı, metne, İsrail’e girişlerini açıklayan dipnotlar eklemiş, bazıları da ihtirazi kayıtları olduğunu belirtmiştir. İmzalamayı reddeden bazı yolcular fiziki şiddet ile tehdit edilmiş bazıları da imzalamadıkları ve diğerlerine de imzalamamaları yönünde tavsiyede bulundukları için dövülmüş veya fiziki tacize maruz kalmıştır. Söz konusu metni imzalamaları için yolcuları ikna çabaları neredeyse havaalanında uçağın kalkış anına kadar devam etmiştir.

189. Yolcular, kıyafetleri çıkarılarak aranma da dâhil olmak üzere bir dizi çok ayrıntılı aranmaya tabi tutulmuştur. Kadın yolcuları çoğunlukla kadın görevliler aramışsa da bazı kadın yolcular aranmaları sırasında erkek görevlilertarafından kısmen ya da tamamen görünür bir hâlde oldukları yolundaşikâyetlerde bulunmuştur. Bazı erkek yolcular ise, anal kontrole ya da bu türbir kontrol tehdidine maruz kaldıklarını belirtmiştir. Bir grup yolcu sataşmaların,provokasyonların, hakaretamiz ve onur kırıcı bir dilin ve fiziki tacizlerin olduğu bu arama sürecini “kasten aşağılayıcı ve küçük düşürücü” olaraktanımlamıştır. İsrail’deki hapis süreci boyunca pek çok yolcu defalarca aranmıştır;her türlü güvenliğin sağlandığı ve bu aramaların güvenlik maksatlarınaartık hizmet edemeyeceği anlarda dahi aramalar devam etmiştir.

190. İşlemler sırasında yolcuların -ya resmî dokümantasyon için ya da bazı durumlarda “zafer hatırası” olsun diye- fotoğrafları çekilmiştir. Bazı yolcularla ilgili işlemler görüntülü olarak da kaydedilmiştir. Yolcuların parmak izlerive kimi durumlarda DNA örnekleri de alınmıştır. Bazı yolcular parmak izi vermemeyi başarabilmişken bazılarının parmak izleri zor kullanılarakalınmıştır. Bir mağdurun ve görgü şahitlerinin anlattıkları, söz konusu ortamı canlı bir şekilde tasvir etmektedir: Parmak izini vermeyi reddeden Yunanvatandaşı bir yolcu, İsrailli yetkililer tarafından ciddi şekilde dövülmüştür. Söz konusu yolcu bir müddet yerde sürüklendikten sonra etrafını çeviren kalabalık bir grup İsrailli görevli tarafından dövülmeye devam edilmiş, buarada bacağı da kasıtlı olarak kırılmıştır. Ağlayarak yardım isteyen Yunanlı yolcu ile ilgilenilmemiş ve bir görgü tanığının ifadesine göre hem erkek hemde kadın üniformalı askerler bu kişiye gülmüştür. Söz konusu yolcunun kırık bacağıyla İsrail’den ayrılana kadar ilgilenilmemiştir.

191. Yolcular tıbbi kontrolden geçirilmiştir; ancak bazıları bu kontrolden geçmek istememiş ve bunu reddetmiştir. Pek çok yolcuya göre tıbbi kontroller üstünkörü ve alelusul bir şekilde yapılmıştır. Rahatsızlıkları sebebiyle düzenli olarak ilaç kullanan yolculara ait ilaçlar ya askerlerce alınmış veya gemilerde bırakılmıştır. Bu ilaçların getirilmesi yolundaki taleplere hemen cevap verilmemiş, bazıları ilaçlarını müteaddit ricalar üzerine daha sonra alabilmiştir.

192. Yukarıda izah edilen örneklere ilaveten, iş birliğine yanaşmadığı gerekçesiyle bazı yolculara karşı yaralanmalara ve travmalara yol açacak şekilde fiziki şiddet uygulanan başka örnekler de mevcuttur. Yolcuların maruz kaldıkları muameleyi genel olarak protesto eden bir yolcuya İsrailli bir yetkili şöyle demiştir: "Şu an İsrail’desiniz, burada herhangi bir hakka sahip değilsiniz.”

193. Limandaki işlemler sırasında yolculara ülkelerinin konsolosluklarına yada avukatlarına ulaşma imkânı tanınmamıştır. Kimi yolcular, işlemler sırasında bazı dilleri konuşan tercümanların mevcut olduğunu ve burada görev alan bazı yetkililerin İbranice'den başka diller konuştuklarını söylemiştir. Yine de pek çok yolcu kendilerine anlatılanları anlama imkânından mahrum kalmıştır.

194. Eşini kaybeden bir yolcuya, içinde bulunduğu kederli hâlin hassasiyetiyle kesinlikle bağdaşmayacak şekilde davranılmıştır. Eşinin ölümüyle ilgili olarak ailesini telefonla bilgilendirmesine izin verilmemiştir. Buna benzer başka örnekler de mevcuttur; aynı aileye mensup yolcular ayrı ayrı tutulmuş ve bu kişiler serbest kalana kadar yakınlarının akıbetleri ve sıhhatleri konusunda hiçbir bilgi alamamıştır. Bu ayrı kalma durumu, yolcuların yaşamış olduğu endişe ve sıkıntı hâlini arttırmıştır.

b) Yolcuların ve mürettebatın Berşeva yakınlarındaki Ella Hapisanesinde alıkonulması

195.Yolcuların çoğunluğu Aşdod’daki işlemler sonrasında gruplar hâlinde karayoluyla bir iki saat mesafedeki Berşeva yakınlarında bulunan Ella Hapishanesi’ne sevk edilmiştir. Yolcular, parmaklıklı pencereleri olan standart hapishane araçlarıyla taşınmıştır. Bazı yolcular bu araçlar içinde birkaç saat beklemek zorunda kalmıştır. Bir yolcu, hapishane aracı içinde bekleyişinin (hem Aşdod’da hem de hapishanede) 20 saati bulduğunu ifade etmiştir. Pek çok yolcu, bindirildikleri araçların klimalarla aşırı derecede soğutulmasından şikâyetçi olmuştur. Bazı yolcular da kapalı minibüsler içinde, güneş altında uzun süre bekletildikleri için çok boğucu bir ortamda kalmaktan şikâyet etmiştir. Klimanın derecesini ayarlama ya da tuvalete gitme gibi taleplerya dikkate alınmamış veya bazı durumlarda şiddet uygulaması ya da tehdidiyle mukabele edilmiştir.

196. Hapishaneye getirildikten sonra yolcuların çoğu en fazla dört kişilik gruplar hâlinde hücrelere yerleştirilmiştir. Bir grup yolcu hapishanede tecrit edildiklerini ve buradan ayrılıncaya kadar diğer yolcularla temas kuramadıklarını rapor etmiştir.

197. Bazı yolcular, hapishanede hücreleri ve müşterek alanları temizlemek zorunda kaldıkları şikâyetinde bulunmuşlarsa da yolcuların pek çoğu hapishanedeki şartların kabul edilebilir düzeyde olduğunu belirtmiştir. Bazıları tuvaletlerle ilgili problemlerin varlığını belirtmişler, aralarında kadınların da bulunduğu bir başka grup yolcu da duşlardaki güvenlik kameraları sebebiyle rahatsız ve huzursuz olduklarını ifade etmiştir. Yolculara genel olarak yiyecek ve su temin edilmiştir. Pek çok yolcu düzenli yoklamalar, hapishane gardiyanlarının bağırışları ve diğer kasti rahatsızlıklar sebebiyle uyumalarının engellendiğini söylemiştir.

198. Pek çok yolcu, tutukluluk hâlindeyken de sorgulamalara muhatap olmuş ve bazıları aynı şeyin tekrar tekrar yapıldığını belirtmiştir. Bu sorgulamalar sırasında bir dizi darp ve dövülme olduğu iddiaları mevcuttur.

199. Görgü tanıklarının çoğu avukatlarıyla ve kendi elçilikleriyle temas imkânından mahrum bırakıldıkları yönünde ifade vermiştir. Hukuki yardım sağlayan İsrailli bir sivil toplum kuruluşundan avukatlar, gözaltındaki kişileri ziyaret etmek için müteaddit teşebbüslerde bulunmuşlar ancak girişlerine bir süre izin verilmemiştir. Görüşmelerine izin verildiğinde de avukatlara çok sınırlı vakit tanınmış, bu sebeple tutuklularla yeterli bir görüşme yapmaları mümkün olmamıştır. Bazı yolcuların elçiliklerden gelen temsilcilerle görüşmelerine izin verilmiş, ancak çoğunluğun böyle bir imkânı olmamıştır. Telefon ve telefon kartlarına erişim imkânı tanınmakla birlikte, görüşme süresi çok kısa tutulduğundan yurt dışı ile görüşebilmek pratik olarak mümkün olmamıştır.

200. Berşeva’da alıkonulan yabancı ülke vatandaşlarının hiçbirine karşı herhangibir suç isnadında bulunulmamış ve bu insanların hiçbiri hâkim karşısına çıkarılmamıştır. Hâkim karşısına çıkma hakkı isteyerek protestoda bulunan bir yolcu, havaalanı yakınında kendisinin daha sonra “düzmece”olarak tabir ettiği bir mahkemeye çıkarılmış, mahkeme de kendisini sınır dışı etme kararı vermiştir.

c) Yolcuların havaalanında ve ülkelerine gönderilme sürecinde maruz kaldığı kötü muameleler kötü muameleler

201. Hareket saatlerine bağlı olarak yolcular 24 ila 72 saat süreyle alıkonulmuştur.İsrail ile diplomatik ilişkisi olmayan ülkelerin vatandaşları ile Ürdünlüler daha erken salıverilmiş ve kara yoluyla Ürdün’e gönderilmişlerdir.Yolcuların çoğu, hava yoluyla sınır dışı edilmek üzere hapishaneden TelAviv’deki Ben Gurion Uluslararası Havaalanı’na getirilmiştir. Hava yoluyla sınır dışı edilen pek çok yolcu gerek hapishanede gerekse havaalanına varışta, hapishane araçlarında, güneş altında, saatlerce beklemek zorunda kaldıkları şikâyetinde bulunmuştur. Araçlarda baskıcı muameleye maruz kalan birkadın, âdet görmekte olduğunu açıklamasına rağmen tuvalete gitme ihtiyacının reddedildiğini ifade etmiştir.

202. Mavi Marmara’da tatbik edilen şiddet hariç, belki de en şok edici uygulamasınır dışı edilme gününde Ben Gurion Uluslararası Havaalanı’ndaki üniformalı İsrail personeli tarafından uygulanan aşırı ve sebepsiz şiddet olmuştur.Heyet’e bu konuyla ilgili olarak ulaşmış bir dizi tutarlı ifade mevcuttur.Bu ifadeler o kadar tutarlı ve canlıdır ki, neredeyse sorgulamaya da hiihtiyaç kalmamaktadır. O gün terminal binasında ürkütücü sayıda silahlı asker ve polis bulmaktadır. Bazı yolcular bu yetkililerin “kavga aradığını”ifade etmiştir. O noktaya kadar zaten tamamen İsraillilerin kontrolü altında bulunan bütün yolcular burada defalarca üst aramasından geçirilmiştir.Yolcuların çoğu sınır dışı evraklarını imzalamayı yine reddetmiş, bazıları da sınır dışı işlemiyle ilgili bir duruşma talebinde bulunarak işlemin hukukiliğini sorgulamıştır. Bu aşamada uygulanan şiddetin meşru bir zemini olmadığı görülmektedir.

203. Pasaport kontrol sahasındaki bazı yolcular, dövüldüğü anlaşılan yaşlı bir yolcunun kötü muameleye maruz kaldığını görmüştür. Aralarında İrlandalıların ve Türklerin bulunduğu diğer yolcular bu muameleyi protestoedince askerler tarafından coplanmışlardır. Bu sırada yere yatırılarak tekmelenen, yumruklanan ve mütemadiyen saldırılan 30 kadar yolcu ciddi şekilde dövülmüştür. Bunlar arasında yer alan ve çok şiddetli dövülen İrlandalı bir yolcunun kafasından ciddi bir darbe aldığı ve boğazına basılması sebebiyle neredeyse boğulma noktasına geldiği görülmüştür. Kendisine saldıranların polis memurları olduğunu ifade eden bu kişi, daha sonra bir nezarethaneye alınmıştır.

204. Bu boğuşmada yer alan Türk yolculardan bir tanesi daha sonra askerler tarafından alındığını, metal kelepçelerle kelepçelendiğini, kelepçelerden çekilip sürüklenerek götürüldüğü küçük bir odada beş asker tarafından dövülüp tekmelendiğini ve bu sırada diğer askerlerin bir blokaj oluşturarak durumun dışarıdan görülmesini engellediğini ifade etmiştir. Polisler bu duruma müdahale etmiş ve şiddeti sonlandırmıştır.

205. Bir grup kadın yolcu, askerler tarafından itilip kakılmış, bunlardan birtanesi yumruklanarak dövülmüştür. Kadınlar sözlü tahkir ve aşağılamalarada maruz kalmıştır.

206. Sınır dışı evraklarını imzalamayı reddeden bir başka yolcuya yaklaşık 17 memur saldırmış, kafasından tekmelenen bu kişi namlu ile tehdit edilmiştir. Bir grup yolcu, masumiyetlerini bir İsrail mahkemesinde kanıtlayabilmek imkânına kavuşabilmek maksadıyla sınır dışı işlemine karşı direnmiştir. Bu durum İsrailliler tarafından provokasyon olarak değerlendirilmiştir.

207. Bir hekim, maruz kaldığı muameleyle ilgili detaylı bilgi vermiştir. Havaalanına ulaştıklarında kendilerine refakat etmekte olan memur hekimi iterek merdivenlerden düşürmeye çalışmıştır. Daha sonra, kontrol noktasından geçerken sözlü tacizlere maruz kalmıştır. İtiraz etmeye kalktığında bir memur arkadan kafasına bir tokat atmış, bir grup üniformalı memur üzerine çullanarak yere yatırıp tekme ve yumruklarla saldırmıştır. Daha sonra sürüklenerek diğer yolcuların göremeyeceği bir yere götürülmüş, saldırılar buradada sürmüş, parmakları kırılmaya çalışılmıştır. Kolları arkadan birleştirilerek metal kelepçelerle bir elinde his kaybı oluşacak ölçüde sıkı bir şekilde bağlanmıştır.Ardından kelepçelerden tutularak ayağa kaldırılmış ve bir duvara dayanmıştır. Kelepçelerin gevşetilmesini isteyince kendisine bunun Gazze’ye gitme teşebbüsünün bir bedeli olduğu söylenmiş ve “bu durumun sağlık içiniyi olduğu” ifade edilmiştir. Üzerinde, kendisinin doktor kimliğini açıkça gösteren bir mont bulunduğunu ifade eden hekim, kendisine saldırmaları için herhangi bir gerekçe olmadığını belirtmiştir.

208. İş birliğine yanaşmadığı düşünülen başka yolculara karşı uygulanan münferit şiddet muamelelerine başka örnekler de mevcuttur. Bir yolcunun kollarının bir polis tarafından arkaya doğru burkularak kırıldığı görülmüştür.Bir başka yolcu 10 kadar asker tarafından tekmelenmiş, yumruklanmış, kelepçelenmiş ve bir araçla 10-15 dakika kadar uzaktaki bir yere götürülerek askerlerce iki saat kadar daha hırpalanmıştır.Bu kişi havaalanına döndüğünde başında kanamalar mevcuttur.

209. Havaalanındaki çok sayıda polis ve askerî personel, profesyonellikle veaskerî disiplinle bağdaşmayacak ciddi hatalar yapmış, amirleri de çoğu kezbu durumlara anında müdahale etmekte yetersiz kalmıştır. Bu davranışların çoğunun İsrail iç hukuku açısından suç oluşturduğu kesindir.

210. Hangi ülke vatandaşı olurlarsa olsunlar, yolcuların çoğunluğunun tahliyesi Türkiye hükümetince sağlanan bir uçakla yapılmıştır. Ürdünlü tutuklular İsrail ile Ürdün arasındaki kara sınırından otobüsle gönderilmiştir.Yunan vatandaşı olan yolcular ise, Yunan hükümetinin gönderdiği bir askerî uçakla tahliye edilmiştir.Aynı zamanda İsrail uyruğunda olan ve çifte vatandaşlığa sahip bulunan en azından bir yolcu, srail vatandaşlığını sıkıntıya sokmamak için sınır dışı edilmemeyi tercih etmiştir. Mahkemeye çıkarılmakla tehdit edilen bu kişi daha sonra İsrail’de serbest bırakılmış ve herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan ülkeden ayrılmıştır.

211. Kimi yolcular, diğer yolcuların sınır dışı işlemleri sürerken uçakların içinde saatlerce beklemek zorunda kalmıştır. Yolcuların bazıları sabah erken saatlerde bindikleri uçakların kalkması için gece yarısına kadar uçağın içinde beklediklerini söylemiştir.

d) Yaralı yolculara İsrail hastanelerinde yapılan muamele

212. İsrail kaynaklarına göre, Mavi Marmara’da yaralanan 31 yolcu gemiden helikopterlerle alınıp Tel Aviv, Kudüs, Hayfa ve diğer yerlerdeki muhtelif hastanelere getirilmiştir. Bütün görgü tanıkları, yatakların başındaya da odaların kapısında askerlerden, polislerden ya da her ikisinden korumaların beklediğini belirtmiştir. Yaralılar hastanelerde üç ilabeş gün tedavi gördükten sonra uçakla Türkiye’ye gönderilmiştir. Sözkonusu yaralıların çoğu tedavilerinin devamı için doğrudan Ankara’daki Atatürk Araştırma Hastanesi’ne götürülmüştür.

213. İsrail hastanelerinde tedavi gören bazı yolcular tıbbi personelin kendilerine iyi davrandığını belirtmiştir. Ancak bazı yolcular, korumaların kendilerine yönelik sözlü hakaretlerde bulunduklarını ve kendileriyle alay ettiklerini ifade etmiştir. Bazı görgü tanıkları da hastanedekaldıkları süre boyunca, korumaların zaman zaman kasten yaptıkları gürültü sebebiyle doğru düzgün uyuyamadıklarını söylemiştir. Hastalar-Aşdod’daki diğer yolcular gibi- polisler ve askerler tarafından defalarca sorgulanmış ve İbranice dokümanları imzalamaları yönünde ağır baskıya maruz bırakılmıştır. Bazı hastalar, vatandaşı oldukları ülkelerin elçilik temsilcileri veya ICRC temsilcileri tarafından ziyaret edilmiştir.


Yüklə 465,71 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin