Cumhuriyet dönemi, millileşme akımının devamı olarak, hızlı bir gelişme göstermiştir.
Halk ve aydın arasındaki uçurum kapatılmaya çalışılmıştır
Cumhuriyet'in ilk yıllarında Beş Hececiler", en parlak dönemlerini yaşamıştır.
Cumhuriyet'in kuruluşuyla 1940 (İkinci Dünya Savaşı) yılları arasında eser veren şair ve yazarla genellikle daha önceki Milli Edebiyat akımının etkisinde tam anlamıyla "yerli" ve "halka doğru" bir anlayışla yapıt vermişlerdir.
Kimileri de Batı'nın, özellikle Fransız edebiyatının etkisinde kendi yolunda yürümüştür.
Kimileri de Batı'nın, özellikle Fransız edebiyatının etkisinde kendi yolunda yürümüştür.
Yine bu dönemde 1928'de ortaya çıkan "Yedi Meşaleciler", "Beş Hececileri” gerçeklere dayanmayan "memleket edebiyatı" anlayışına sahip olmakla suçlamışlardır.
"Yedi Meşaleciler" adını almalarının nedeni ise "Yedi Meşale" adlı derginin etrafında toplanmış olmaları ve bu adla ortak bir yapıt yayınlamalarıdır.
Hikâye, roman ve tiyatro eserlerinde "yurt" ve "köy" sorunlarına yönelim başlar.
1940 yılında Orhan Veli Kanık, Melik Cevdet Anday, Oktay Rıfat Horozcu, "Garip" adlı bir şiir kitabı yayınlayarak yeni bir hareketi başlatırlar.
1940 yılında Orhan Veli Kanık, Melik Cevdet Anday, Oktay Rıfat Horozcu, "Garip" adlı bir şiir kitabı yayınlayarak yeni bir hareketi başlatırlar.
Buna "Birinci Yeni" adı verilmiştir.
Cumhuriyet Dönemi edebiyatının özelliklerini şöyle sıralayabiliriz :
Edebiyatımız bu dönemde toplumcu bir karakter kazanmış, edebiyatta gerçekçi bir anlayış güdülmüştür.
Aruz ölçüsünün yerini hece ölçüsü almış, şiirlerde de günlük konuşma dili kullanılmıştır.
Bu dönemde şiirin, biçimce daha da serbestleşmesi sağlanmıştır.
Şiir, roman, hikaye ve tiyatro gibi türler gelişmiş, bu türlerde başarılı ürünler verilmiştir.
Edebiyat, sadece ayrıcalıklı bir kesimin ilgi alanı olmaktan çıkmış; İstanbul dışında da birçok edebiyatçı yetişmiştir.
Edebiyat, sadece ayrıcalıklı bir kesimin ilgi alanı olmaktan çıkmış; İstanbul dışında da birçok edebiyatçı yetişmiştir.
Uluslararası düzeyde şair, romancı ve eleştirmenler yetişmiştir.
Öykü ve romanda toplumsal gerçekçilik egemen olmuştur.
CUMHURİYET DÖNEMİ SANATÇILARI
SAİT FAİK ABASIYANIK (1906-1954 )
Şiir, hikâye, roman ve röportaj türlerinde ürünler vermiştir.
Çocukluk gençlik izlenimlerini günlük yaşamı şiirli bir dille anlatır, Konuya, olaya fazla önem vermez.
Hikâyelerinde çoklukla balıkçılar, yoksullar,avareler, serseriler, sohbet edip selamlaştığı, uzaktan yakından tanıdığı insanlar yer alır.
Onların yaşamlarına dikkat çeker.
Onların yaşamlarına dikkat çeker.
Ezilenlerin yanında yer alır.
Onların dramatik yanlarını şiirli etkili bir anlatımla verir.
Herkesin anlayacağı biçimde bir Türkçe kullanır.
İnsanı büyüleyen, şaşırtan, süssüz, yer yer argolu cümlelerle hikâyelerini anlatır.
Yazmadaki amacının daha iyi bir dünya hazırlamak olduğunu söyler.
Yazmadaki amacının daha iyi bir dünya hazırlamak olduğunu söyler.
Şiir yazmaya İstanbul Sultanisi'ndeki öğrencilik günlerinde başlamış, öyküye ise Bursa'daki öğrencilik zamanında geçmiştir.
İlk dönem öykülerinde Adapazarı ile İstanbul'daki çocukluk ve ilk gençlik yıllarını anlatır.
Sonraki yapıtları giderek şiirselleşir. "Lüzumsuz Adam", "Mahalle Kahvesi "Havada bulut" gibi.
Sonraki yapıtları giderek şiirselleşir. "Lüzumsuz Adam", "Mahalle Kahvesi "Havada bulut" gibi.
Eserlerinde esnaf, işsizler gibi dertli insanlara, toplumun acı çeken kesimlerine yönelir.
"Kumpanya" ile öykülerine giren karakterler artmıştır.
Gezgin tiyatro topluluğu, cambazhane çalışanları, emekli miralay, Malata, Samatya Yedikule'deki deri işçileri, meyhaneler, sabahçı kahveleri, çımacılar, garsonlar bu kişilerdendir.
Son Kuşlarda bir tür düş kırıklığı hissedilir.
Son Kuşlarda bir tür düş kırıklığı hissedilir.
"Alemdağ’da Var Bir Yılan gerçeküstücülüğe yönelir.
Sürekli kullandığı ana tema yaşama sevincidir.
Sıradan insanlar, işsizler, hamallar, balıkçılar, sokak kadınları, kimsesiz çocuklar, ekmekçiler ve küçük burjuvalar onun insanlarıdır.
Aynı zamanda bir İstanbul öykücüsüdür.
Aynı zamanda bir İstanbul öykücüsüdür.
İstanbul'un doğa güzellikleri karşısında başı döner.