1939'da Yedigün dergisinde "Reşad Kemal" imzasıyla yayınlanmıştır.
Eserleri: Öykü: Ekmek Kavgası, Sarhoşlar, Çamaşırcının Kızı, 72. Koğuş, Grev, Arka Sokak, Kardeş Payı, Babil Kulesi, Dünyada Harp Vardı, Mahalle Kavgası, İşsiz, Önce Ekmek, Küçükler ve Büyükler (ölümünden sonra) Öykülerinden yapılan derlemeler Bilgi Yayınevi'nce dört cilt olarak yayınlandı: cilt Yağmur Yüklü Bulutlar; cilt Kırmızı Küpeler; cilt Oyuncu Kadın; cilt Serseri Milyoner/İki Damla Gözyaşı Arslan Tomson, İnci'nin Maceraları * Roman: Baba Evi, Avare Yıllar, Murtaza, Cemile, Bereketli Topraklar Üzerinde, Suçlu, Devlet Kuşu, Vukuat Var, Gâvurun Kızı, Küçücük, Dünya Evi, El Kızı, Hanımın Çiftliği, Eskici ve Oğulları (Eskici Dükkânı adıyla, Gurbet Kuşları, Sokakların Çocuğu, Kanlı Topraklar, Bir Filiz Vardı, Müfettişler Müfettişi, Yalancı Dünya, Evlerden Biri, Arkadaş Islıkları, Sokaklardan Bir Kız, Üç Kâğıtçı, Kötü Yol, Kaçak, Tersine Dünya "Baba evi"nde çocukluk yıllarını, "Avare Yıllar" da gençliğini anlattı.
Oyun: İspinozlar, 72. Koğuş Ara: Nazım Hikmet'le Üç buçuk Yıl İnceleme: Senaryo Tekniği ve Senaryoculuğumuzla İlgili Notlar Röportaj: . İstanbul'dan Çizgiler
YAŞAR KEMAL (1922-...) İlk önce folklor araştırmalarıyla yazı hayatına başlamıştır. Yapıtlarında Torosları, Çukurova'yı, Çukurova insanının acı yaşamını, ezilişini, eşkıyaların ve ağaların yaptıklarını, ırgatları, halkın sömürülüşünü, kan davasını, ağalık ile toprak sorununu çarpıcı bir biçimde ortaya koyar. Anadolu'nun özellikle de Çukurova yöresinin Cumhuriyet döneminde yaşadığı sorunları, doğası ve gelenekleriyle öyküleyen; öykülerken de şiirli bir anlatımına doğa coşkusunu, yazgıyı, acıyı, savaşı katan özgün bir yazardır. Yeni Türkiye'nin kalkınmasında ihmale uğramış özettikle köy ve kasabadaki Osmanlıdan kalma bozuk ve dengesiz toprak düzeni ile yöre insanının bu bozuk yapıda yaşadığı çatışmaları anlatır; bu düzeni eleştirir. Amacı geleneksel ile çağdaşı, gerçek ile düşü, toplumsal bildiri ile duygu ve coşkuyu birlikte vermektir. Bunun için geleneksel sözlü ya da yazılı halk ürünlerinden, biçim, tema ve motiflerden yararlanır.
Eserleri: Roman: Teneke, Beyaz Mendil, İnce Memed Namus Düşmanı, Ala Geyik, Ölüm Tarlası İnce Memed II, Yılanı Öldürseler İnce Memed III, İnce Memed IV, Orta Direk Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yumurcuk Kuşu Kale Kapısı, Yer Demir Gök Bakır, Üç Anadolu Efsanesi, Ölmez Otu, Ağrı Dağı Efsanesi, Çakırcalı Efe, Yusufçuk Yusuf Al Gözüm Seyreyle Salih, Kuşlar da Gitti Höyükteki Nar Ağacı, Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Karınca, Allahın Askerleri, Deniz Küstü, Kale Kapısı, Bir Ada Hikâyesi: Fırat Suyu Kan Akıyor, Karıncanın Su içtiği, Tanyeri Horozları, Kanın Sesi Destansı romanları: Üç Anadolu Efsanesi, Ağrıdağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi, Çakırın Efe Öykü: Sarı Sıcak, Teneke, Bütün Hikâyeler, Kuşlar da Gitti Röportaj: Yanan Ormanlarda Elli Gün, Çukurova Yana Yana Peri Bacaları, Bir Bulut Kaynıyor, Allahın Askerleri Fıkra-deneme: Taş Çatlasa, Baldaki Tuz, Ağacın Çürüğü Derleme: Ağıtlar Çocuk kitabe Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca minval üzere büyür. Bir de komşuları Hatçe'ye sevdalanır. Onunla geceleri gizli gizli buluşurlar. Sevdaları erişilmez bir sevda olur. Bir gün İnce Memed'le arkadaşı Mustafa, kasabaya gitmek isterler. Bu köylerden kasabaya kimse gidemez. Gidenler de Apti Ağa'nın izniyle giderler. Memed'le Mustafa ava gitme bahanesiyle yola düşerler.
TARIK BUĞRA (1918-1994) İnsanın iç dünyasına yönelerek, öyküle-meye bir yenilik getirmek istemesine karşın, özentili ama yer yer özensiz bir anlatımı vardır 1950'lerin toplumculuğu benimsemiş egemen edebiyat anlayışından ayrı bir yol izlemiştir. Anlatıları kesin, kuruluşu pürüzsüz cümleleriyle, kılı kırk yararcasına yaptığı karşılaştırmalarla, yeni edebiyatın anlatımına yerleşen o film çabukluğuna kapılmamış; edebiyata has o eski, rahat ye sakin anlatış temposunu kullanmıştır. Düşünsel ve yazınsal tercihlerindeki farklılığı bir süre sonra yalnızlaştırır onu.
Tarık Buğra'nın kendine özgü varoluşçu felsefesini ve muhafazakâr psikolojisini en iyi 1960 öncesinde yazdığı hikâyeleri ve "Siyah Kehribar" romanı yansıtır. Muhafazakârlığının bir duruş olmaktan çıkarak siyasi bir tavra dönüştüğü, ancak tavrını bir dünya görüşü, bir felsefe zemininde temellendirdiği ölçüde, Türk-İslam sentezine dayandırmak zorunda kalmıştır. Romanlarında siyasi olana yaptığı vurgu arttığı ölçüde ihmal ettiği estetik değerleri edebiyat adına bir kayıp olarak kaydetmek gerekir.
|