Cumhuriyet döneminde olay çevresinde oluşan edebi metinler anlatmaya bağli edebi metinler a-miLLİ edebiyat zevk ve anlayişini süRDÜren eserler roman-hikaye



Yüklə 309,96 Kb.
səhifə4/5
tarix26.10.2017
ölçüsü309,96 Kb.
#14424
növüYazı
1   2   3   4   5

Hikâye kitapları: Semaver, Sarnıç, Şahmerdan , Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi, Havada Bulut, Kumpanya

Havuz Başı, Son Kuşlar, Alemdağ'da Var Bir Yılan, Az Şekerli, Tüneldeki Çocuk



Şiir: Şimdi Sevişme Vakti

Roman: Medarı Maişet Motoru(ikinci baskı, Birtakım İnsanlar adı ile), Kayıp Aranıyor

Çeviri: Yaşamak Hırsı, Georges Simenon (1954)

Röportajları: Mahkeme Kapısı

Kaynak: wikipedia



MEMDUH ŞEVKET ESENDAL(1883-1952)

Türk yazar, diplomat, siyasetçi. Yaşamının yalnızca dokuz yılında (1923-1926, 1946-1952) ciddi biçimde edebiyatla uğraşmasına rağmen Türk öykücülüğünün önemli bir ismi oldu. Durum hikâyeciliğinin Türk edebiyatındaki temsilcisidir.

En çok bilinen eseri 1934 yılında yayımlanan Ayaşlı ve Kiracıları adlı romanıdır.

Savaş koşulları nedeniyle eğitimini tamamlayamadı ve Edirne Rüştiyesi'ni (bugünkü Edirne Lisesi) terk etmek zorunda kaldı. Babasının ölümü üzerine ailesinin geçim yükünü üstlenmek zorunda kaldı.

İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye oldu, müfettiş olarak Anadolu ve Rumeli'yi yakından görüp tanımak fırsatını buldu.

Mütareke yıllarında hakkında tutuklama kararı çıkması nedeniyle İtalya'ya kaçan Memduh Şevket Bey, İzmir'in işgalinden sonra yurda döndü ve Anadolu'ya geçerek milli mücadeleye katıldı.

1920`de TBMM hükûmetinin ilk orta elçisi olarak Azerbaycan'a gönderildi.

Azerbeycan'dan döndükten sonra bir süre Galatasaray ve Kabataş liselerinde tarih, coğrafya öğretmenliği yaparak geçimini sağladı. 1925 yılında iktidarın hoş karşılamadığı haftalık siyasi Meslek Gazetesi 'ni çıkardı.

Esendal'ın edebiyatımıza getirdiği en önemli yenilik, ele aldığı konuları büyük bir sadelikle işlemesidir. Bu konular, yine sıradan insanların yaşamları etrafında gezinir. Öykücülüğe başladığı ilk yıllarda, dilde sadeleşmenin öncüsü olan Ömer Seyfettin'in izinden giden Esendal, ustalık dönemine eriştiğinde, hem Ömer Seyfettin'den, hem de kendi çağdaşlarından daha sade ve düzgün bir dille yazmıştır. Üslubunda Çehov'un etkileri açıkça görülür. Hatta, bazı öyküleri, Çehov'dan yapılmış uyarlamalardır. Ancak bu etki, yazım tarzı, dildeki sadelik, kişilerin seçilişi ile sınırlı kalır. Esendal, Çehov'un karamsar bakışını tekrarlamaz. Kendi deyişiyle; insanlara yaşamak için ümit, kuvvet ve neşe veren yazılardan hoşlanır, insanları yoğunmuş mutfak paçavrasına çeviren ve yeise düşüren yazılardan hoşlanmaz.

Roman :Ayaşlı ile Kiracıları(CHP roman ödülü), Miras, Vassaf Bey

Öykü : Bir Kucak Çiçek, Bizim Nesibe, Gödeli Mehmet, Güllüce Bağları Yolunda, Hava Parası, İhtiyar Çilingir,

Kelepir, Mendil Altında, Otlakçı, Sahan Külbastısı, Veysel Çavuş, Gönül Kaçanı Kovalar



Hatıra: Tahran Anıları ve Düşsel Yazılar

Mektup: Kızıma Mektuplar
HALDUN TANER(1915-1986)

Öykü, tiyatro ve kabare yazarı, öğretim üyesi ve gazeteci.

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından birisidir.

Türkiye'de epik tiyatro türü ve kabare tiyatrosunun öncüsüdür

Beş yaşında iken babasını kaybetti. Annesiyle birlikte büyükbabasının konağında yaşadı. Öğrenim görmek üzere Almanya’ya gönderildi. Siyasal Bilgiler alanındaki öğrenimini geçirdiği ağır tüberküloz nedeniyle 1938’de yarıda bıraktı.

Edebiyat yaşamına gençlik yıllarında yazdığı skeçlerle başladı. Asistanlığı sırasında yazdığı “Günün Adamı” oyunu, İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenmeden yasaklandı. Viyana’ya tiyatro bilimi eğitimi için gitti.

Türk Tiyatrosu’ndaki ilk epik tiyatro örneği olan "Keşanlı Ali Destanı" adlı oyunu ile dünya çapında tanındı. Bu oyun yurtdışında Almanya, İngiltere, Çekoslovakya, eski Yugoslavya'nın çeşitli kentlerinde oynandı. Atıf Yılmaz tarafından sinemaya aktarıldı (1964). Daha sonraki dönemlerde konularını güncel olaylardan alan siyasal-sosyal taşlamaların ağır bastığı oyunlar yazdı. Epik tiyatro ve kabarenin alnında verdiği yapıtlar çağdaş Türk tiyatrosunun klasikleri oldu. Eşsiz bir arı Türkçe kullanan Haldun Taner, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının ve tiyatrosunun önde gelen yazarları arasına girdi.

Devekuşu Kabare'yi (1967), Bizim Tiyatro'yu, Tef Kabare Tiyatrosu'nu kurdu. Küçük Dergi'yi çıkardı. Fıkra yazarlığını 1973’ten itibaren Milliyet’te sürdürdü.

Filme de alınan "Kaçak' (1955) ile "Dağlar Delisi Ferhat" (Lütfi Akad ve Orhan Kemal'le birlikte, 1957) adlı senaryoları sırasıyla Türk Film Dostları Derneği'nin senaryo ödülünü ve Basın-Yayın Senaryo Armağanı'nı kazandı. “Sancho'nun Sabah Yürüyüşü”(1969) ile Bordighera Uluslararası Mizah Festivali Öykü Ödülü'nü, tiyatro dalında da “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı” (1971) oyunuyla 1972 Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü'nü kazandı. Sedat Simavi Vakfı 1983 Edebiyat Ödülü'nü Pertev Naili Boratav'la paylaştı.



Öyküleri: Geçmiş Zaman olur ki, Yaşasın Demokrasi, Tuş, Şişhane'ye Yağmur Yağıyor, Onikiye Bir Var, Konçinalar ,

Ayışığında Çalışkur, Sancho’nun Sabah Yürüyüşü, Kızıl Saçlı Amazon, Yalıda Sabah, Şeytan Tüyü,



Hatıra: Sırıtık Bir Küskün

Tiyatro oyunları: Günün Adamı, Dışardakiler , Ve Değirmen Dönerdi, Fazilet Eczanesi, Lütfen Dokunmayın, Huzur Çıkmazı,Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım, Vazifemi Yaparım, Zilli Zarife, Vatan Kurtaran Şaban ,

Bu Şehr-i İstanbul Ki, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, Astronot Niyazi, Ha Bu Diyar, Dün Bugün, Aşk-u Sevda, Dev Aynası, Yâr Bana Bir Eğlence, Ayışığında Şamata, Hayırdır İnşallah, Marko Paşa



Fıkra-Gezi-Söyleşi: Devekuşuna Mektuplar, Hak dostum Diye başlayalım Söze, Düşsem Yollara Yollara, Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil, Yaz Boz Tahtası, Çok Güzelsin Gitme Dur, Berlin Mektupları, Koyma Akıl Oyma Akıl, Önce İnsan Olmak
HALİKARNAS BALIKÇISI(1890-1973)

Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı olan, Bodrum'a olan aşkı ile tanınan ünlü roman ve hikâye yazarı. Lise öğreniminden sonra İngiltere’de denizcilik öğrenimi yapmak istediyse de ailesinin ısrarı ile Oxford Üniversitesi’nde tarih öğrenimi gördü. Babasının çiftlikte bir tartışma anında Cevat Şakir’in silahından çıkan kurşunla vurulması üzerine Cevat Şakir cinayet iddiasıyla yargılandı ve 15 yıl kürek cezasına çarptırıldı. 1925 yılına kadar geçimini haftalık dergilerde tercümeler, yazılar yayınlayarak, resim ve yeni tarz tezhipler yaparak, karikatür yaparak, karikatür çizerek ve renkli dergi kapakları hazırlayarak temin etti. Türk basınında kapakçılığın gelişmesinde katkısı vardır. Dört asker kaçağının kadersizliğiyle ilgili olarak Hüseyin Kenan takma adıyla kaleme aldığı 13 Nisan 1925 tarihli "Hapishanede İdama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmağa Nasıl Giderler" başlıklı öyküsünden ötürü İstanbul İstiklal Mahkemesi'nde yargılandı. ‘Memlekette isyan bulunduğu sırada, askeri isyana teşvik edici yazı yazmak’ tan suçlu bulundu. Mahkeme başkanı Ali Çetinkaya tarafından idama mahkûm edilmek istendiyse de, Kılıç Ali Bey'in önerisiyle kalebentlikle Bodrum'a sürüldü. 3 yıllık sürgünlüğünün yarısını Bodrum'da tamamladı. Bodrum'a yeniden dönüp yaklaşık 25 yıl kaldı.

Bodrum'un antik çağdaki adı olan Halikarnas'ı mahlas olarak benimseyen Cevat Şakir, Bodrum'da balıkçılık dahil çeşitli işlerde çalıştı. Edebiyat sahasına giren eserlerinin büyük kısmını da Bodrum’da yazdı.

deniz hikâyeleriyle tanındı. Konularını Ege Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi kıyı ve açıklarında gelişen, denize bağlı olaylardan çıkardı. İçinde yaşadığı, en küçük ayrıntılarına kadar bildiği hür ve asi denizi, kaderleri denizin elinde olan balıkçıları, dalgıçları, sünger avcılarını ve gemileri zengin bir terim ve mitologya hazinesinden güçlenerek, denize karşı sonsuz bir hayranlıktan gelen şiirli, yer yer aksayan, ama sürükleyip götüren bir anlatımla hikâye ve romana geçirdi.

Yazı ve düşünceleriyle Azra Erhat gibi döneminin önemli aydınlarını etkilemiş bir kişi olarak, çeşitli dillerden yüz kadar da kitap çevirmiş olan ve kendi eserlerinin sonraki baskıları yapılagelen Halikarnas Balıkçısı'na Kültür Bakanlığınca 1971 Devlet Kültür Armağanı verilmiştir.

Cevat Şakir Bodrum'da yaşadığı dönemde arkadaşları ile ilk Mavi Yolculuk fikirini ve uygulamasını gerçekleştirmişlerdir.



Öykü: Ege Kıyılarından, Merhaba Akdeniz, Ege'nin Dibi, Yaşasın Deniz, Gülen Ada, Ege'den, Gençlik Denizlerinde,

Parmak Damgası, Dalgıçlar, Çiçeklerin Düğünü , Ege'den Denize Bıkarılmış Bir Çiçek



Roman: Aganta Burina Burinata, Ötelerin Çocukları, Uluç Reis, Turgut Reis, Deniz Gurbetçileri, Bulamaç

Otobiyografi(Anı): Mavi Sürgün

Deneme: Anadolu Efsaneleri, Anadolu Tanrıları, Anadolu'nun Sesi, Hey Koca Yurt, Merhaba Anadolu, Düşün Yazıları Altıncı Kıta Akdeniz, Sonsuzluk Sessiz Büyür, Arşipel

Çocuk kitabı: Yol Ver Deniz, Denizin Çağrısı, İmbat Serinliği, Nasrettin Hoca, Gündüzünü Kaybeden Kuş, Deniz Gurbetçileri
FAİK BAYSAL(1922-2002)

Romanya'dan göçen bir ailenin çocuğu olarak, çocukluğu Adapazarı'nda büyükbabasının yanında geçti.

Mesut Uçakan, "Kavanozdaki Adam" senaryosunu filme çekti TRT'de gösterildi (1988). Faik Baysal, edebiyata şiirle adım attı.

Romanlarından Rezil Dünya yaşamöyküsünden büyük izler taşıyan bir romanı oldu. Bunda büyükbabasıyla geçirdiği çocukluk döneminden başlayarak, 2. Dünya Savaşı'nın sıkıntılarını, savaş zenginlerini anlattı. Adını Sakarya ili dolaylarındaki bir köyden alan Sarduvan ise, acımasız köy gerçeklerini, güvensiz ortamın beraberinde getirdiği umutsuzluğu, çaresizliği konu edindi. Faik Baysal, çok değişik konularda romanları olan bir yazar. Rezil Dünya, hem otobiyografik özellikleriyle, hem de karamsarlığıyla öne çıkar.



Ateşi Yakanlar, bir Kurtuluş Savaşı romanıdır. 10 Mayıs 1919 ile 20 Ekim 1920 tarihleri arasındaki dönemi, Kuvayi Milliye hareketini anlatır. Elleri Sesinin Rengindeydi, Faik Baysal'ın yeni yazdığı ve hiçbir yerde yayımlanmamış öykülerinden oluşan en son kitabıdır ve insanı tüm boyutlarıyla, çoğunlukla da kadınları dile getirir. Faik Baysal, Kırmızı Sardunya'da gündelik yaşam­larını sürdüren sıradan kişilerden çok, belirgin ve canlı tipler üstünde durur. Drina'da Son Gün ise, 2. Dünya Savaşı yıllarında Yugoslavya'da kalan Türkler'in çektikleri gerçek acıların acıklı öyküsüdür.

Roman: Sarduvan (1944,1993 sansürsüz olarak basımı, Orhan Kemal Roman Armağanı), Rezil Dünva , Drina da Son Gün , Ateşi Yakanlar , Voli

Öykü: Perşembe Adası , Sancı Meydanı (Sait Faik Armağanı), Babasının Oğlu, Nuni, Militan, Tota, Güller Kanıyordu, İlgaz Teyze Öldü, Kırmızı Sardunya (Perşembe Adası ile Sancı Meydanı birlikte, 1997), Elleri Sesimin Rengindeydi, Terlikler

Şiir: İlk Defa, Uyyy, Beyaz Şiirler, Ayın Ucunda

Başlıca çevirileri: Bahar Kokusu (H.H. Kirst 1972), Siyah Lale (A. Dumas, 1975), Kırmızı Pazartesi (G.G. Marquez, 1982)
SABAHATTİN KUDRET AKSAL(1920-1993)

1940'lardaki yeni edebiyat hareketi içinde yer aldı. Günlük yaşamın, küçük ayrıntıların avareliklerin şairi oldu. Cahit Sıtkı Tarancı etkisiyle hece vezni ve uyak kullandığı ilk dönem şiirlerinden sonra Garip akımı ve Orhan Veli'ye yakınlaştı. 1976 sonrasında ise yalınlığı elden bırakmadan dilde derinlik arayışına başladı. Uyak tekrar şiirinin köşetaşı oldu. Bu dönemde Garip'ten de uzaklaşıp İkinci Yeni havasına girdi. Kendisine özgü bir biçimde insan-doğa ilişkisine felsefe düzleminde yaklaştı. Şiirlerinde kent insanlarının gündelik ilişkilerini, saçmalıklarını, çatışmaya varan tartışmalarını ele aldı. Öykü ve oyunlarında ise psikolojik öğeleri ve biçim arayışlarını öne çıkardı. Çeviriler ve sanat üzerine yazılar yayınl Şiir: Şarkılı Kahve, Gün Işığı, Duru Gök, Bir Sabah Uyanmak, Elinle, Eşik, Çizgi, Zamanlar, Bir Zaman Düşü, Buluşma, Batık Kent, Bir Resimde Atatürk, Atatürk Anadolu'da



Öykü: Gazoz Ağacı

Oyunlar: Evin Üstündeki Bulut, Şakacı, Bir Odada Üç Ayna, Tersine Dönen Şemsiye, Kahvede Şenlik Var, Kral Üşümesi Bay Hiç, Önemli Adam

Deneme: Geçmişle Gelecek

Ayrıca, Paul Éluard ve Charles Baudelaire’den şiirler çevirdi


VÜS’AT O. BENER(1922-2005)

Türk yazar ve şair. Yazar Erhan Bener'in kardeşi. 1950'de New York Herald Tribune gazetesi ile Yeni İstanbul gazetesinin birlikte düzenlediği öykü yarışmasında "Dost" isimli öyküsüyle üçüncülük kazandı. Vüs'at O. Bener, eserleri içinde daha çok özyaşamöyküsel nitelik taşıyan öyküleriyle bilinir. Gündelik olaylarla, bilinçaltında birikmiş yaşam parçalarını birleştirdi. Sürekli yeni anlatım biçimleri aradı. Eserlerinde ölüm izleği önemli bir yer tutar. Bunda yazarın genç yaşta doğum sırasında kaybettiği ilk eşi ve doğumdan sonra yaşatılamayan çocuğunun da etkisi vardır. Okurdan çaba isteyen, ayrıksı bir dili olan Bener'in kişilerinin gündelik hayatın ikiyüzlülüklerini dışavuran bilinçakışlarını, Virgül dergisindeki yazısında, Orhan Koçak "iç konferans tekniği" olarak adlandırmıştır. Öykülerinin yanı sıra Vüs'at O. Bener'in şiirleri, kısa dizelerden oluşan, esprili, ironik ve şaşırtıcıdır.



Öykü: Dost (1952), Yaşamasız, Siyah-Beyaz , Mızıkalı Yürüyüş, Kara Tren, Kapan

Oyun: Ihlamur Ağacı, İpin Ucu

Roman: Buzul Çağının Virüsü, Bay Muannit Sahtegi’nin Notları

Şiir: Manzumeler

ADALET AĞAOĞLU(1929- )

Romanlarıyla ünlü yazar, Türk edebiyatının usta kalemlerinden birisidir. Türkiye'nin değişik dönemlerini ve bu dönemlerin insan hayatlarına etkisini inceleyen eserler vermiştir. Ortaöğrenimini Ankara Kız Lisesi'nde tamamladıktan sonra 1950 yılında Ankara Üniversitesi Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuştur. 1951-1970 yılları arasında TRT’de çeşitli görevlerde bulundu. Kurumun özerkliğine el konulması gerekçesiyle TRT Radyo Dairesi Başkanlığı'ndan istifa etti ve 1970'ten bu yana yazarlıktan başka bir işle uğraşmadı.

Edebiyat yaşamına şiirlerle başladı, kısa bir süre sonra oyun yazarlığına yöneldi. 1953 yılında yazdığı “Bir Piyes Yazalım” tiyatro oyunu 1953'te Ankara'da sahnelendi. İlk romanını yazana kadar oyun yazarlığını sürdürdü. Üst üste yazdığı oyunlarla altmışlı ve yetmişli yılların önde gelen oyun yazarlarından oldu.

İlk romanı Ölmeye Yatmak, 1973’te yayımlandı. Bu ilk romanından itibaren tüm eserleri yoğun tartışmalara konu oldu. Ölmeye Yatmak, daha sonra yazdığı Bir Düğün Gecesi ve Hayır adlı romanlarla bir üçleme oluşturdu ve birçok ödül kazandı. Öykü kitapları, denemeler, anı-roman türünde eserler de yayımlayan Ağaoğlu 1991 yılında Çok Uzak Çok Yakın'la oyun yazarlığına döndü. Ağaoğlu, halen yazmayı sürdürüyor.

Adalet Ağaoğlu'ile ilgili yazıları bir araya getiren arşiv eşi Halim Ağaoğlu' tarafından hazırlanmış ve 2003'te Adalet Ağaoğlu'nun yazarlığının 55. yılı anısına Herkes Kendi Kitabının İçini Tanır adı ile basıldı.

Can Yücel'in Adalet Ağaoğlu için söylediği "Sen Türkiye'nin en güzel kazasısın" sözü , Feridun Andaç'ın Adalet Ağaoğlu ile yaptığı nehir söyleşi tarzında bir kitabın adı oldu. Kitap, 2006'da basıldı.



Tiyatro ve radyo oyunları: Yaşamak, Evcilik Oyunu, Sınırlarda Aşk, Çatıdaki Çatlak, Tombala, Çatıdaki Çatlak,

Sınırlarda Aşk-Kış-Barış, Üç Oyun: Bir Kahramanın Ölümü-Çıkış-Kozalar, Kendini Yazan Şarkı, Duvar Öyküsü,

Çok Uzak-Fazla Yakın,

Romanları: Dar zamanlar Üçlemesi: 1-Ölmeye Yatmak , 2-Fikrimin İnce Gülü, 3-Bir Düğün Gecesi

Yazsonu, Üç Beş Kişi, Hayır... , Ruh Üşümesi, Romantik Bir Viyana Yazı



Öykü kitapları: Sessizliğin İlk Sesi, Hadi Gidelim, Hayatı Savunma Biçimleri

Deneme kitapları: Geçerken, Başka Karşılaşmalar - 1996

Diğer eserleri: Göç Temizliği (Anı-Roman), Gece Hayatım (Rüya Anlatısı)

Günlük: Damla Damla Günler

ORHAN PAMUK(1952-):

2006 yılında Nobel Ödülünü kazanarak bu ödülü alan en genç iki kişiden biri olmuştur. Kitapları elli sekiz dile çevrildi ve yüzü aşkın ülkede yayımlandı.

Çocukluğundan yirmi iki yaşına kadar yoğun bir şekilde resim yaparak ve ileride ressam olacağını düşleyerek yaşadı. Liseyi İstanbul'daki Amerikan lisesi Robert College'de okudu. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde üç yıl mimarlık okuduktan sonra, mimar ve ressam olmayacağına karar verip bıraktı. İstanbul Üniversitesi'nde gazetecilik okudu, ama bu işi de hiç yapmadı. Pamuk, yirmi üç yaşından sonra romancı olmaya karar vererek başka her şeyi bıraktı ve kendini evine kapatıp yazmaya başladı.

1979 yılında ilk romanı olan "Karanlık ve Işık" ile katıldığı Milliyet Roman Yarışmasında birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaştı. Bu romanı ancak 1982 yılında Cevdet Bey ve Oğulları(İstanbullu zengin ve Pamuk gibi Nişantaşı'nda yaşayan bir ailenin üç kuşaklık hikâyesi) adıyla yayımlandı. 1983 yılında bu kitapla Orhan Kemal Roman Ödülüne layık görüldü. İkinci romanı olan Sessiz Ev 1984 yılında Madaralı Roman Ödülünü kazandı. Venedikli bir köle ile bir Osmanlı alimi arasındaki gerilimi ve dostluğu anlatan romanı Beyaz Kale (1985), İstanbul'un sokaklarını, geçmişini, kimyasını ve dokusunu, kayıp karısını arayan bir avukat aracılığıyla anlatan Kara Kitap romanını yazdı.

1994'te Türkiye'de yayımlanan ve esrarengiz bir kitaptan etkilenen üniversiteli gençleri hikâye ettiği Yeni Hayat adlı romanı Türk edebiyatının en çok okunan kitaplarından biridir. Pamuk'un Osmanlı ve İran nakkaşlarını ve Batı dışındaki dünyanın görme ve resmetme biçimlerini bir aşk ve aile romanının entrikasıyla hikâye ettiği Benim Adım Kırmızı adlı romanı 1998'de yayımladı.

"İlk ve son siyasi romanım" dediği Kar adlı kitabını 2002'de yayımladı. Doğu Anadolu’daki Kars şehrinde, siyasal islâmcılar, askerler, laikler, Kürt ve Türk milliyetçileri arasındaki şiddeti ve gerilimi hikâye eden bu kitap ile yeni tarz bir "siyasal roman" yazmayı denedi. Uluslararası ve Türk gazete ve dergilerine yazdığı edebi ve kültürel makalelerle, kendi özel not defterlerinden yaptığı geniş bir seçmeyi 1999 yılında Öteki Renkler adıyla yayımladı. Pamuk'un 2003 yılında yayımladığı kitabının adı İstanbul(Hatıralar ve Şehir)'dur. Yazarın hem yirmi iki yaşına kadar olan hatıralarından, hem de İstanbul şehri üzerine bir deneme olan ve yazarın kendi kişisel albümüyle, Batılı ressamların ve yerli fotoğrafçıların eserleriyle zenginleştirilmiş bu şiirsel kitabı sınıflamak zordur. Masumiyet Müzesi(2008) romanı, Manzaradan Parçalar(yazılarından ve söyleşilerinden seçmeler)(2010) son eserleridir.

Orhan Pamuk'un romancılığı postmodern roman kategorisinde değerlendirilmektedir. Doğu-batı sorunsalıyla estetik düzeyde hesaplaşmaya yönelen Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay gibi önemli yazarlardan birisidir Pamuk; bu sorunsalı kültürel ve felsefi içerimleriyle edebiyatına taşımış, özellikle Kara Kitap'ta bu tema bağlamında önemli, çok katmanlı bir edebi metin örneği sergilemiştir.

ERDAL ÖZ(1935-2006)

1980 yılında Can Yayınları’nı kurdu. "a" dergisinin kurucuları arasında yer aldı.

Eserlerinde toplum yaşamının bireylerin iç dünyasına etkilerini duygusal bir üslupla yansıttı. 1970 sonrasında toplumsal gerçekçi çizgiye yöneldi. 12 Mart döneminde hukuk dışı uygulamalarla karşılaşan tutukluların yaşamlarından yalın kesitler verdi. Baskı karşısında bireylerin yalnızlığını, direncini, umudunu etkin bir duyarlılıkla işledi.

Roman: Odalarda, Yaralısın, Deniz Gezmiş Anlatıyor, Gülünün Solduğu Akşam, Defterimde Kuş Sesleri

Öykü: Yorgunlar, Kanayan, Havada Kar Sesi Var, Sular Ne Güzelse, Cam Kırıkları

Gezi Yazısı: Ihlamurlar, Allı Turnam

Çocuk Kitapları: Dedem Korkut Öyküleri, Alçacıktan Kar Yağar, Kırmızı Balon, Babam Resim Yaptı

FÜRUZAN(1935- )

özellikle öyküleri ile tanınan bir yazardır. İlkokuldan sonra eğitimine devam edememiş ve kendi kendisini eğitmiştir. İlk eseri Parasız Yatılı ile 1972 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı almıştır. "12 Mart" dönemini anlattığı Kırk Yedi'liler romanı da 1975 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’ne layık görülmüştür. Yazarın sinema çalışmaları da bulunmaktadır.

İlk romanlarında düşmüş kadınlar, kötü yola sürüklenen küçük kızların, çöküş sürecindeki burjuva ailelerin, yeni yaşama koşullarından bunalan, yurt özlemi çeken göçmenlerin, yoksulluk içinde yaşama savaşı veren, tek silahları sevgi olan yalnız kalmış kadınların, çocukların dramlarına sevecen bir bakışla eğildi. Ayrıntılarla beslediği canlı anlatımı, karaterleri işleyişindeki derinlikle dikkat çekti. Almanya incelemelerinden sonra da göçmen ve gurbetçi işçi soranları üzerinde durdu. Ayrı kültürlerden gelen insanların yaşamlarından kesitler verdi, özellikle gurbetçilerin çocuklarının sorunlarına eğildi.

Öykü: Su Ustası Miraç, Parasız Yatılı , Kuşatma, Benim Sinemalarım , Gül Mevsimidir, Gecenin Öteki Yüzü,

Sevda Dolu Bir Yaz



Roman: Kırk Yedi’liler, Berlin’in Nar Çiçeği

Röportaj: Yeni Konuklar

Gezi: Evsahipleri , Balkan Yolcusu

Oyun: Redife’ye Güzelleme, Kış Gelmeden

Çocuk Kitabı: Die Kinder der Türkei(Türkiye Çocukları).

Şiir: Lodoslar Kenti.

SEVİNÇ ÇOKUM(1943- )

Sosyal ve tarihî romanlar yazdı. Hikâyelerinde İstanbul'un gelenekçi semtlerinin sosyal yapısından kesitler verdi; yalnızlığı ve dayanışmayı işledi. Ruh tahlilleriyle kahramanlarının duygularını akıcı ve dokunaklı bir dille ortaya koydu.. Romanlarında sosyal konuların yanında tarihî konulara da ağırlık vermiştir. Türk kimliğinin üzerinde durarak esir Türklerin ıstıraplarını dile getirmiştir.



Hikayeleri: Eğik Ağaçlar, Bölüşmek, Makine, Derin Yara, Onlardan Kalan, Rozalya Ana, Bir Eski Sokak Sesi, Gece Kuşu Uzun Öter

Romanları: Zor, Hilal Görününce, Karanşığa Direnen Yıldız, Bğizim Diyar, Ağustos Başağı, Deli Zamanlar, Gülyüzlüm, Gece Rüzgarları, tren Burdan Geçmiyor

Deneme: Güzele Bakan Karınca, Vaktini Bekleyen Tohum

ALEV ALATLI(1944- )

Liseyi Tokyo, Japonya’da okudu. ODTÜ Ekonomi-İstatistikbölümüne girdi, felsefe alanında doktora yaptı. Düşünce tarihi ve ilahiyat alanında araştırma yaptı.


Roman: Yaseminler Tüter Mi Hala?, İşkenceci, Kadere Karşı Koy A.Ş.

Or'da Kimse Var mı? dizisi: 1. Viva La Muerte (Yaşasın ölüm), 2. Nuke Türkiye , 3. Valla Kurda Yedirdin Beni

4. O.K. Musti Türkiye Tamamdır



Schrödinger'in Kedisi: 1. Kabus, 2. Rüya

Gogol'un İzinde:1. Aydınlanma Değil Merhamet!., 2. Dünya Nöbeti, 3. Eyy Uhnem Eyy Uhnem

İnceleme – Deneme: Aydın Despotizmi, Eylül, Hayır Diyebilmeli İnsan, Şimdi Değilse Ne Zaman, Yorumsuz

MEHMET EROĞLU(1948- ), Romancı, senarist

Roman: Issızlığın Ortasında, Geç Kalmış Ölü, Yarım Kalan Yürüyüş, Adını Unutan Adam, Yürek Sürgünü, Düş

Kırgınları, Belleğin Kış Uykusu, Mehmet: Fay kırığı 1



Senaryoları: Sızı, 80. Adım, Solgun Bir Sarı Gül, Issızlığın Ortası, Tutku Çemberi

AHMET ALTAN(1950- )

Çetin Altan’ın oğlu, Taraf gazetesinin kurucusu.



Roman: Dört Mevsim Sonbahar, Sudaki İz, Yanlızlığın Özel Tarihi, Tehlikeli Masallar, Kılıç Yarası Gibi, İsyan Günlerinde Aşk, Aldatmak, En Uzun Gece

Deneme: Gece Yarısı Şarkıları, İçimizde Bir Yer, Karanlıkta Sabah Kuşları, Kristal Denizaltı, Ve Kırar Göğsüne Bastırırken

NEDİM GÜRSEL(1951- )

Öykü: Kadınlar Kitabı, Uzun Sürmüş Bir Yaz , Sevgilim İstanbul, Sorguda, Son Tramvay, Cicipapa(Toplu Öyküler),

Roman: Boğazkesen, Fatih’in Romanı, Allah'ın Kızları, Şeytan Melek ve Komünist,

İnceleme-eleştiri-deneme: Çağdaş Yazın ve Kültür, Başkaldıran Edebiyat, Dünya Şairi Nâzım Hikmet

Yüklə 309,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin