пуклаклан- (puklaklan-) Aptallaşmak. пуклак кётес Geniş açı.
пукра/ пухра (pukra/ puhra) Buğday çiçeği.
пуклаклат- (puklaklat-) Kütleştirmek.
пукранка (pukranka) Şerit.
пукрас (pukras) İki yaşındaki tay.
пул- (pul-) 1. Olmak, bulunmak, durmak, olmak, yapılmak, başa gelmek, meydana gelmek. тёл пул-Rastlamak, buluşmak, karşılaşmak, görüşmek. 2. Vaat etmek, söz vermek. 3. Ermek, erişmek, olgunlaşmak. пулё, пулё те Muhtemelen, belki. кирек мён пулсан та Ne pahasına olursa olsun. маншăн пулсан Bence, bana göre.
пула (pula) –den, dolayı, …yüzünden. сана пула Senin yüzünden.
пулас (pulas) 1. Gelecek. 2. Olanaklı, mümkün, muhtemel. пулас причасти Gelecek zaman ortacı. пулас вăхăт Gelecek zaman.
пуласлăх (pulaslwh) Gelecek. пуласлăх хамăр алăра Gelecek bizim ellerimizde.
пулать (pulat’) 1. Var, görünmek, belirmek, olacak, oluyor. 2. Demek ki, o zaman, sözde, görünüşte.
пулă (pulw) Balık. пулă вăлчи Havyar. пулă çăвё Balık yağı. пулă çуначё Yüzgeç. пулă хуппи Pullar. пулă сухалё, пулă сухисем (сулисем) Solungaç. яка пулă Çupra balığı. пулă шӳрпи, пулă яшки Balık çorbası. пулла кай-, пулă тытма кай- Balığa gitmek, balık tutmaya gitmek.