пусарăм/ пусалăх (pusarwm/ pusalwh) Kuluçkaya yatmak.
пусарăн- (pusarın-) 1. Oturmak, yerleşmek, dinmek, yetişmek. 2. Ezilmek, baskı altına alınmak, güçten düşmek.
пусарни/ пусару (pusarni/ pusaru) 1. Bastırma, ezme, baskı altında tutma, susturma. 2. Bastırma, yatıştırma.
пусаха (pusaha) 1. Üzengi. 2. Kapı eşiği.
пусахла- (pusahla-) İhlal etmek, istila etmek, baskı yapmak. пусахласа Zorla.
пусă I (pusw) Tahıl tarlası, ekin tarlası, sürülü tarla. ыраш пусси Çavdar tarlası. хура пусă, çёртме пусси Nadasa bırakılmış tarla. пусă хапхи Bahçe kapısı. пусă çаврăнăшё Ürün rotasyonu.
пусă II (pusw) Kuyu, çeşme. типё пусă Derin susuz çukur.
пусăллă (puswllw) 1. Tarlalı, tarla sahibi. виçё пусăллă уй-хир Üç parçalı tarla. нумай пусăллă хир Çok parçalı tarla. 2. Kuyulu.
пусăлăх/ пуслăх чăх (puswlwh/ puslwh çwh) Kuluçka. пуслăх чёп Civciv sürüsü.
пусăм (puswm) 1. Adım, kademe, aşama, basamak. кашни пусăмрах Her adımda. 2. Basınç, baskı.
пусăран- (puswran-) 1. Oturmak, yerleşmek, dinmek, yetişmek. 2. Ezilmek, baskı altına alınmak, güçten düşmek, ağırbaşlı olmak. çил пусăранчё Rüzgâr dindi. 2. Basılmak, yayınlanmak.
пусăрăнчăклăн (puswrwnçwklwn) Sakin, soğukkanlı, ağırbaşlı.
пусăх- (puswh-) 1. Boğulmak, nefesi tutulmak. 2. Bozulmak, şımarmak, ahlakı bozulmak. пусăхнă çăнах Bozuk un, küflü un.
Dostları ilə paylaş: |