саламат (salamat) Kamçı.
саламла- (salamla-) Selam vermek, selamlamak, alkışlamak.
салан- (salan-) Dağılmak, dökülmek, saçılmak, parçalanmak, yıpranmak, yırtılmak.
саланкăр (salankwr) 1. Dağınık, dalgın, müsrif, savurgan, dikkatsiz. 2. Özensizce, savurgan bir şekilde, dikkatsizce, dalgın dalgın.
саланчăк (salançwk) 1. Dağınık, dalgın, dikkatsiz, pasaklı, özensiz. саланчăк пуç Şapşal.
салат I (salat) Malt. салат авăнё Malt evi.
салат II (salat) Yeşil salata, salata.
салат- (salat-) Dağıtmak, saçmak, serpmek, serpiştirmek, bölüştürmek, savurmak, israf etmek.
салма (salma) Et suyu veya sütte pişirilmiş hamur.
салмалăх/ салмалăх çăнăхё (salmalwh/ salmalwh şśwnwhé) Salma içi hazırlanmış un ya da hamur.
салпăрха (sapwrha) Halsiz düşmek, bitkin düşmek.
салт- (salt-) Çözmek, açmak. ура салт Ayakkabısını çıkarmak. салтса ил- Çözmek, bağı çözmek.
салтак (saltak) Asker, er. салтак ачи Acemi er. салтак тюм(м)и Yabani Papatya.
салтакла (saltakla) Asker gibi, askerce. салтакла выля- Asker gibi oynamak.
Dostları ilə paylaş: |