тиверт-/ тиврет- (tivert-/ tivret-) 1. Değmek, dokunmak, değinmek, temas etmek, isabet etmek, el sürmek. 2. Ateş, mum, k, ibrit yakmak.
тивёç- (tivéşś) 1. Payına düşmek, kapmak, kavramak, yakalamak, yetişmek. 2. Layık, değer, hak eden, saygıdeğer, yakışık. 3. Ödev, yüküm, görev, boyun borcu.
тивёçлё (tivéşślé) Layık, değer, hak eden, saygıdeğer, yerinde, uygun, uygunluk, haklı. тава тивёçлё Saygıdeğer. тава тивёçлё артист Saygıdeğer artist. тивёçлине илчё Hakkını aldı.
тивёçлёх (tivéşśléh) Meziyet, üstünlük, onur, hak, yararlılık, hizmet, kullanılabilirlilik, elverişlilik. этем тивёçлёхне çухатнă çын İnsani özelliklerini kaybetmiş kişi.
тивёçлипе (tivéşślipe) Hakkıyla, layıkıyla, tam olarak, içtenlikle.
тивёçсёр (tivéşśsér) 1. İmkansız, olanaksız, layık olmayan, ahlaksız, samimiyetsiz, gereksiz. 2. Haksız yere, yok yere, boşu boşuna.
тивёçтер- (tivéşśter-) Karşılamak, gidermek, sağlamak, tatmin etmek, memnun etmek, uygun olmak, gerçekleştirmek, uygulamak.
Dostları ilə paylaş: |