хёс- (hés-) Sıkmak, biçmek, basmak, boğmak, çiğnemek. хёснё сывлăш Basık hava. атă хёсет Çizme sıkıyor. 2. Sınırlamak, kısıtlamak. критикăна хёc- Eleştiriyi kısıtlamak. 3. Baskı yapmak. хёсекен шухăш İç karartıcı düşünce. куç хёс- Gözlerini kısmak, göz kırpmak.
хёсёк (hésék) 1. Kısık, sıkı, dar. 2. Çekik (göz). хёсёк куçлă çын Çekik gözlü. 3. Ağır, zor. хёсёк пурнăç Zor hayat. 4. Zor şartlar, zor durum, ağır durum. хёсёкре пурăн- Zor şartlarda yaşamak. хёсёке юл-Zor durumda kalmak, zor duruma düşmek. 5. Yetersiz, az, sınırlı. манăн вăхăт хёсёк Benim zamanım sınırlı.
хёсёклен- (héséklen-) 1. Daralmak, kısılmak, basılmak. çул хёсёкленчё Yol daraldı. 2. Zorlaşmak, ağırlaşmak. пурнăç хёсёкленсех пынă Hayat daha zorlaştı. 3. Yetersizleşmek, sınırlı kalmak.
хёсёклёх (hésékléh) 1. Darlık. пӳлём хёсёклёхё Odanın darlığı. 2. Ağır şartlar, ağır durum. хёсёклёхе лекрёмёр Zor şartlara denk geldik. 3. Yetersizlik, sınırlılık.