ёнёк II (énék) Şafak.
ёнёр-/ ёнёрле- /ёнёреш- (énér-/ énérle-/énéreş-) Sessizce inlemek, inildemek, sessizce ağlamak, sessizce böğürmek.
ёнёрёк/ ёнёркё/ сёнтёрёк (énérék/énérké/séntérék) Alaca karanlık.
ёнёс (énés) Cimri, pinti.
ёнёçтер- (énéşśter-) Başarılı olmak, sonuç almak, ulaşmak.
ёнёх- (énéh-) Ütülmek, yanmak.
ёнил/ ёнёл (énil/énél) İpleri boyamada kullanılan mavi boya.
ёнкeрт- (énkert-) 1. Yeniden düzenlemek. 2. Anlamak, kavramak, bilincinde olmak, tahmin etmek, sezmek.
ёнкёрт- (énkért-) Ayak diremek, direnmek, inat etmek.
ёнреш (énreş-) İnlemek, inildemek, sessizce ağlamak.
ёнсе (énse) Ense.
ёнселе- (énsele-) Dövmek, tokmaklamak.
ёнсеpен (énseren) Aniden, tesadüfen, beklenmedik bir anda.
ёнт- (ént-) 1. Ütülemek; yakmak; ateş etmek. 2. Sökmek, kırbaçlamak, vurmak.
ёнтё (énté) Şimdi, artık, daha. çапла ёнтё Demek (ki), şu halde.
Dostları ilə paylaş: |