ирёклёх (irékléh) Bağımsızlık.
ирёксёр (iréksér) 1. Bağımlı, bağlı, bağımsız olmayan. 2. İstemeksizin, istemeyerek.
ирёксёрле- (iréksérle-) Zorlamak, sıkıştırmak.
ирёксёрлетсе (iréksérletse) Zorla, zorlayarak.
ирёл- (irél-) 1. Erimek, dağılmak. 2. Lapa haline gelmek.
ирёлтер- (irélter-) Eritmek, dağıtmak.
ирёлчёк (irélçék) 1. Çabuk eriyen, kolayca dağılan. 2. Uyuşuk, gevşek, pörsümüş, gevşemiş.
ирён-каçăн (irén-kaşśwn) Sabahleyin ve akşamleyin.
ирёш (iréş) Kepek, buğday ve diğer tahılların kabuğu.
ирёшлё (iréşlé) Kepekli.
ирлесе (irlese) Sabah erken, sabahleyin.
ирлё-каçлă / ирлен-каçлăн (irlé-kaşślw / irlen-kaşślwn) Sabah akşam.
ирониллё (ironillé) İronili, ironik. ирониллё пёлтерёшпе İronik anlam.
ирсёр I (irsér) Sabahtan önce.
ирсёр II (irsér) Kirli, pis, çamurlu, berbat, fena, kötü.
ирсёрле- (irsérle-) Kirletmek, pisletmek.
ирсёрлен- (irsérlen-) Kirlenmek, pislenmek, berbat olmak.
Dostları ilə paylaş: |