пăран (pwran) Kuzu.
пăранла- (pwranla-) Kuzulamak.
пăрасна- (pwrasna-) Saban izi yapmak.
пăрах/ прах (pwrah-/ prah-) Keten tarandığında çıkan toz.
пăрах- (pwrah-) Atmak, bırakmak, fırlatmak, savurmak; salmak, göndermek; terk etmek, el çekmek кăларса пăрах- Atmak, çıkarmak.
пăрахăç (pwrahwşś) Atık, artık, döküntü, telef, gereksiz, fazlalık. пăрахаçа кăлар-, пăрахăç ту- İptal etmek, yok etmek, çürüğe çıkarmak, tasfiye etmek.
пăрахăçла- (pwrahwşśla-) Geri çevirmek, kabul etmemek, ortadan kaldırmak, yok etmek.
пăрахăçлан-/пăрахăçа тух- (pwrahwşślan-/ pwrahwşśa tuh-) Iskartaya çıkmak, ortadan kaldırılmak, tasfiye edilmek, yürürlükten kaldırılmak, iptal edilmek.
пăрахăçлани (pwrahwşślani) Red, kaldırma, iptal.
пăрахтар- (pwrahtar-) Bıraktırmak, attırmak, iptal ettirmek, ortadan kaldırtmak, ıskartaya çıkarttırmak. чёчё парахтар- Sütten kesmek, memeden kesmek.
Dostları ilə paylaş: |