пăятам (pwyantam) Kayın baba.
пăяхам (pwyaham) Kayınbirader.
педагог (pedagog) Pedagog, eğitimci.
педагогика (pedagogika) Pedagoji, eğitim bilimi. педагогика институчё Pedaoji üniversitesi.
пек/ пекки (pek/ pekki) 1. Benzeyen, benzer, andıran, gibi, aynı. ман пек çынсем Benim gibi, bana benzer. сан пек Senin gibi. 2. Sanki -mış gibi; güya, gibi. çиес пек пăхать Yiyecekmiş gibi bakıyor. вилес пек выртать Ölecek gibi yatıyor.
пекё (peké) Çakı.
пекёлтет- (pekéltet-) Gevezelik etmek, mırıldanmak (çocuklar hakkında), boş yere konuşmak.
пeликaн (pelikan) Pelikan. кăтpa пeликaн Dalmaçyalı pelikanı. кёpeн пeликaн Beyaz pelikan. куçлăxлă пeликaн Avustralya pelikanı. пăвăp пeликaн Kahverengi pelikan.
пелтек (peltek) Peltek, dili tutulmuş.
пенси (pensi) Emekli maaşı. пенси илет Emekli maaşı alıyor.
пенсионер (pensioner) Emekli.
пер- (per-) 1. Atmak, fırlatmak, savurmak, dağıtmak, saçmak. пăшал пер- Ateş etmek. персе ӳкер- Vurmak, vurup düşürmek. персе яр- Ateş etmek. . Ağzından kaçırmak. 2. юлхава пер- Tembelleşmek. ухмаха пер- Aptallaşmak. 3. персе ан- Düşmek, yıkılmak, inmek;.
первайхи (pirvayhi) İlk, birinci, birincil, başlangıç.
перекет (pereket) Tasarruf etme, artırma; birikmiş para, bereket.
перекетлe- (pereketle-) Korumak, saklamak; ayakta tutmak; tasarruf etmek; artırmak.
перекетлё (pereketlé) Bol, bereketli, başarılı, kazançlı.
перекетлёх (pereketléh) Bereketlilik, tasarruf.
перекетсёр (pereketsér) Bereketsiz, ağır, yavaş, kazançsız.
перён- (perén-) Çarpmak, vurulmak, dokunmak, sürünmek, sürtünmek, takılmak, ilişmek.
Dostları ilə paylaş: |