салтăн- (saltwn-)Soyunmak, çözülmek, açılmak.
салтăнтар- (saltwntar-) 1. Soyundurmak, çözdürmek. 2. Çıkarttırmak.
салук (saluk) Söz, taahhüt, rehin, teminat.
салху (salhu) Asık suratlı, somurtkan, hüzünlü, kasvetli.
салхулан- (salhulan-) Hüzünlenmek, kasvetlenmek, suratı asılmak.
салхулат- (salhulat-) Kederlendirmek, hüzünlendirmek.
салхулах (salhulah) Kasvetli, hüzünlü hal.
салхуллă (salhullw)Somurtkan, asık suratlı, kapanık, can sıkıcı, neşesiz, hüzünlü, kasvetli. салхуллă çанталăк Kapalı hava. салхуллă сасăпа Kasvetli sesiyle.
салхуллăн/ салхун (salhullwn/ salhun) Hüzünle, kasvetle, neşesizce, can sıkıcı bir şekilde, düşmanca.
салют (salyut) Selam.
самай (samay) 1. Oldukça, genişçe, epey, bir hayli, adamakıllı. 2. Dürüstçe.
самайлан- (samaylan-) Düzelmek, iyileşmek.
самайранпа (samayranpa) Çoktan beri, uzun süredir.
Dostları ilə paylaş: |