авлану, авланни (avlanu, avlanni) Evlenme.
авлантар- (avlantar-) 1. Evlendir-mek. 2. Haddini bildirmek, aldatmak, kandırmak. 3. Ağaca aşı yapmak.
авмака (avmaka) Eğik, bükük.
авмашка (avmaşka) Kıvrımlı, eğri, eğik. авмашкa йывăç Eğri ağaç, eğrilik.
авра- (avra-) Sarmak, sıkıştırmak, doldurmak.
авран- (avran-) Sarmak, dolamak.
аврантар- (avrantar-) Sardırmak, dolandırmak.
авраш- (avraş-) 1. Karışmak, bozulmak, düzensizleşmek. 2. Uğraşmak, gürültü etmek, uğuldamak.
аврăç (avrışś) (Tahta, levha hakkında) 1. Çarpılmak. 2. Eğilmiş, eğri.
автан (avtan) Horoz. автан качи, автан чаканё Horoz mahmuzu.
автар-/ автарттар- (avtar, avtarttar-) Eğdirmek, büktürmek.
автă (avtw) Çelik kalem. (Oyma işi için kullanılan alet, kesmek, şekil vermek vs. için kullanılan alet)
автобиографи (avtobiografi) Otobiyografi.
Dostları ilə paylaş: |