манкаллă (mankallw) Sümüklü, ıslak, nezle.
манми/ манăçми
səhifə 16/45 tarix 27.10.2017 ölçüsü 5,63 Mb. #16299
манкаллă (mankallw) Sümüklü, ıslak, nezle.
манми/ манăçми (manmi/ manwşśmi) Unutulmayan.
манна (manna) манна кёрпи İrmik.
манри (manri) Bende, bendeki.
мансăр/ мансăр пуçне/ манран пуçне (manswr/ manswr puşśne/ manran puşśne) Bensiz, benden başka.
мaнтар (mantar) Unutturmak.
мануфактура (manufaktura) Fabrika, manifatura.
маншăн (manşwn) Benim için , bana göre. маншăн пулсан Fikrimce, benim düşünceme göre.
мар (mar) Değil, -maz/-mez)
мapaбу (marabu) Hint leyleği.
мapaл (maral) Bir cins kızıl geyik, Sibirya geyiği.
марата (marata) Mantar, somak.
мари халăхё (Mari halwhé) Mari halkı.
марка (marka) Pul, marka.
марксизм (Marksizm) Marksizm,
марксист (Marksist) Marksist.
марксистла (Marksistla) Marsksist, marksist gibi, marksistçe.
марля (marlya) Gaz bezi.
март (Mart) Mart.
марта (marta) Arı kovanı.
мартари (martari) Kovandaki, kovanda olan.
мaртлат- (martlat-) Küsmek, surat yapmak , surat asmak.
мapтышкa мaймăл (martışka maymwl) Örümcek maymun, çok uzun maymun.
маршал (marşal) Mareşal.
маршрут (marşrut) Güzergâh, yol.
маса (masa) Güzellik, düzelme, gelişme. тути-маси Zevk. ытти-маси Vesaire.
масар (masar) Mezarlık. масар шăтă кё Mezar, kabir. выльăх масарё Hayvan mezarı.
масмак (masmak) Baş örtüsü.
масса (massa) Kütle, kitle, çoğunluk.
массăллă (masswllw) Kütlesel, kitlesel.
массовка (massovka) Kalabalık sahne.
мастер (master) Uzman, usta.
мaстерской (masterskoy) İmalathane, atölye.
масштаб (masştab) Ölçü, ölçek.
маç (ma şś) Melhem.
маçак/ маçи (maşśak/ maşśi) Büyükbaba.
маçтăр (ma şśtwr) Uzman, usta.
мат (mat) Mat.
маташ- (mataş-) Uğraşmak, çabalamak,
математик (matematik) Matematik.
математика (matematika) Matemetik.
матери (materi) Madde.
материал (material) Malzeme.
материализм (materilizm) Materyalizm. исто рилле материализм Tarihî materyalizm.
материализмла (materializmla) Materyalist, materyalistçe.
материалист (materialist) Materyalist.
материальнăй (materialnwy) Maddi.
мaтерик (materik) Kıta, anakara.
материлёх (materiléh) Maddi.
матка (matka) Karı, kadın eş.
м атрац (matrats) Şilte, döşek.
матрос (matros) Gemici, tayfa.
матр ӳ шке (матрешке) курăке ( matrüşke –matreşke- kurwké) Güzel kokulu menekşe.
матрушки (matruki) Güvey otu.
маттур/ матур (mattur/ matur) Güzel, iyi, güçlü, sağlıklı.
маттурлан-/ матурлан- (matturlan-/ maturlan-) Güzelleşmek, iyileşmek, düzelmek, güçlenmek.
маттурлат- (матурлат-) Güzelleştirmek , iyileştirmek, düzeltmek.
мaттурлăх (matturlwh) Güzellik, iyilik.
матч (matc) Maç.
матяр (matyar) Saf, herkese çabuk inanan.
мах (mah) мах памасть İmkan vermiyor.
мачăлташ (maçwltaş) Şap.
мачча (maçça) Tavan. çăвар маччи Damak. мачча кашти Lento, atkı, balfiks.
машăлтат- (maşwltat-) Burnundan zorla ve sesli sesli nefes almak.
машина (maşina) Araba. машина-трактор станцийё Araba, traktör yeri.
машиналат (maşinalat-) Araba yapılan, tamir edilen yer.
машинист (maşinisit) Makinisit.
машлат-/ машăлтат- (maşlat-/ maşwltat-) Burnundan zorlu ve sesli solumak.
маштлат- (maştlat-) Koklamak (İnekler hakkında).
мая (maya) Tavuk altına koyulan ve her zaman bırakılan yumurta.
мaяк (mayak) Fener, lamba.
маяклă (mayaklw) Fenerli, lambalı.
маятник (mayatnik) Sarkaç, maşa.
мăй (mwy) Boyun, boğaz. мăй шăмми сем Boyun omurları.
мăй пăpaн (mwy pwran)
мăйăр (mwywr) Fındık, ceviz. вёт мăйăр , упа мăйă рё Sedir fındığı. пушкăрт мăйăрё Ceviz. мăйăр кат- Fındık kırmak, ceviz kırmak.
мăйăрлăх (mwywrlwh) Fındıklık, cevizlik.
мăйăх I (mwywh) Bıyık. кит мăйăхе Balina kemiği.
мăйах II (mwywh) Çuval, torba.
мăйăхлă (mwywhlw) Bıyıklı.
мăйкăлтат- (mwykwltat-) Miyavlamak, mırıldamak.
мăйкăч/ мăйкăç (mwykwç/ mwykwşś) 1. Tasma, bağ, kement. 2. Engel, bağ.
мăйкăчла- (mwykwçla-) 1. Tasmalamak, kement atmak, bağlamak, ilmiklemek. 2. Esaret altına almak.
мăйлă (mwylw) Boyunlu, boğazlı. вăрăм май лă Uzun boyunlu.
мăйрака (mwyraka) Boynuz. така мăйраки Koç boynuzu. чике майраки- Takla atmak, ters çevirmek.
мăйpaкa căмca (mwyraka swmsa) Gergedan.
мăйракаллă (mwyrakallw) Boynuzlu. мăйракаллă выльăх , ёне выльăх Boynuzlu hayvan. пёр мăйракаллă Tek boynuzlu. ылтăн мăйракаллă Altın boynuz.
мăйçыххи/ мыçиххи (mwyşśıhhi/ méhhi) Boncuklu kolye.
мăк (mwk) Yosun мăк сухал Karışık sakal. мăк çырли Yaban mersini (Kışın yapraklarını döken, 30 cm’ye kadar yükseklikte, çalı görünüşünde ve soluk yeşilimsi pembe çiçekli bir bitki). мăк курăкё LikenBeyaz çiçekli, basit yapraklı ve dikenli bir ağaççık).
мăка (mwka) Aptal, ezberci.
м ăкал- (mwkal-) Aptallaşmak, donuklaşmak, körleşmek.
м ăкалăх (mwkalwh) Aptallık, donukluk, duygusuzluk.
мăкат- (mwkat-) Aptal etmek, donuklaştırmak, körleştirmek.
мăкăлта- (mwkwlta-) Çıkarmak, incitmek (kol, ayak hakkında), zarar vermek, buruşturmak.
мăкăлтан- (mwkwltan-) Çıkmak (kolu), buruşmak, incinmek. шăмă мăкăлтанни Çıkık.
мăкăлтат- (mwkwltat-) 1. Hareket etmek. 2. Mırıldamak.
мăкăль/ мăкăлё (mwkwl’/ mwkwlé) Şiş, ur, çıkıntı, su kabarcığı. кар ланкă мăкăлё, пыр мăкăлё Gırtlak çıkıntısı.
мăкăллен- (mwkwllen-) Şişmek, kabarmak, şişmanlamak.
мăкăнь мак, мăкăнлё (mwkwn mak, mwkwnlé) Haşhaşlı.
мăкăр I (mwkwr) Kozalak, yumru, ur, küçük tepe , yığın, çıkıntı, küme.
мăкăр II (mwkwr) Öküz.
мăкăрăл- (mwkwrwl-) Öne doğru eğilmek, çıkık olmak, sivrilmek, ileriye doğru uzanmak.
мăкăрич/ мăкриччи (mwkwrpiç/ mwkpiççi) (Kârlı bir alış-veriş yapıldığı için ya da bir şeyin mükâfatı olarak verilen) Yemek, ziyafet.
мăкăрлан- (mwkwrlan-) Dumanlaşmak, yanmak, tütmek.
мăкăрлантар- (mwkwrlantar-) Sigara içmek, duman çıkarmak, tüttürmek.
мăкăрт- (mwkwrt-) Kabartmak, şişirtmek, çıkık hale getirmek.
мăкăрта (mwkwrta) Şikâyetçi, memnun olmayan.
мăкăртат- (mwkwrtat-) Şikâyetlenmek, mırıldamak, homurdamak.
мăкла (mwkla) Boynuzsuz.
мăкла- (mwkla-) Yosunlaşmak, yosunla kaplanmak.
мăклака (mwklaka) 1. Beceriksiz, çöm, hantal. 2. Kütük, tomruk parçası.
мăкламас (mwklamas) Beceriksiz, şekilsiz, bacakları kısa vücudu uzun kişi.
мăклан- (mwklan-) Yosunlanmak, tüylenmek, kıllanmak.
мăклă (mwklw) Tüylü, yünlü, kıllı.
мăклăх (mwklıh) Yosunluk, yosunlu yer.
Мăкшă (mwkşw) Mokşa (Mordova’da Fin etnik gruplarından birisi. )
мăкшă сарри (mwkşw sarri) Eğrelti otu, eğrelti (Çok yıllık, çiçeksiz ve otsu bir bitki).
мăлатук (malatuk) Çekiç.
мăн (mwn) Büyük, yüce, yaşça büyük , geniş. мăн сасă Kalın ses. мăн çёçё Biçici, tırpancı. мăн хăяр Bal kabağı. мăн шă ши Sıçan. мăнна хур- Büyüklenmek, büyük görmek, mağrur olmak, övünmek.
мăнакай/ мăнакка (mwnakay/ mwnakka) Hala, teyze.
мăнами/ мамак (mınami/ mamak) Babaanne.
мăнасатте (mwnasatte) Ata, ata. мăнас лаçу Senin ceddin.
мăнастир (mwnastir) Manastır.
мăнаçлан- (mwnaşślan-) 1. Gurur-lanmak, övünmek, iftihar etmek. 2. Büyümek, yaşlanmak, ihti-yarlamak.
мăнаçлăн (mwnaşślwn) 1. Gururla, kibirle, iftiharla. 2. Yaşlı gibi, ihtiyar gibi.
мăнкăмăллă (mwnkwmwllan) Gururlu, mağrur, kibirli.
мăнкăмăллан- (mwnkwmwllan-) Kibirlenmek, büyüklenmek, gururlanmak, mağrurlaşmak.
мăнкăмăллăх (mwnkwmwllwh) Gururluluk, mağrurluk, kibirlilik.
мăнтарăн (mwntarwn) Mutsuz, talihsiz; uğursuz; acınacak; feci; zavallı, biçare.
мăнтăр (mwntwr) Şişman, şişko, semiz. мантăр пёлёт Kümülü bulutları. мăнтăр курăк Dulavrat otu, gabalak (30-60 cm yükseklikte, iki yıllık otsu ve kırmızı çiçekli bir bitki).
мăнтăркка (mwntwrkka) Şişko, göbekli.
мăнтăрлан- (mwntwrlan-) Şişmanlamak, göbeklenmek, semirmek.
мăнтăрлат- (mwntwrlat-) Şişmanlatmak, semirtmek.
мăнтăрлат нă (mwntwrlatnw) Besili, semiz, toplu, etine dolgun.
мăнттай (mwnttay) Büyük, geniş, ağırca, beceriksiz.
мăн хăяр (mwn hwyar) Kabak.
мăрр-марр (mwrr-marr) Mır mır.
мăран (mwran) Sıkılgan, sıkıcı, mahçup, kapalı, içine kapanık.
мăрăлтат- (mwrwltat-) Mırıldamak, mırlamak.
мăръе/ мăрче, мăриле (mwr ́ye/ mwrçe/ mwrile) Ocak borusu.
мăрса (mwrsa) Mirza.
мăртăх- (mwrtwh) Hassaslaşmak, kırılganlaşmak, sinirlenmek.
мăртлат- (mwrtlat-) Küsmek, surat yapmak, surat asmak.
мăcкaл/ мыcкaл (mwskal/ mıskal) 4, 26 gram ağırlığında bir ağırlık ölçüsü birimi.
мăт (mwt) Dağıtmak, parçalara ayırmak, koparmak.
мăтăк/ мăтьăк (mwtwk/ mwt’wk) 1. Kısa, daracık ve kısa, güdük. 2. Zarar, hasar, güceniklik, kırgınlık. мăтăк х ӳ реллё йытă Kısa kuyruklu köpek.
мăтăклăх (mwtwklwh) Arıza, aksaklık.
мăчавăр (mwçavwr) 1. Rahip. 2. Hantal, ağır kanlı.
мăчавăрлан- (Acele etmek, ağırdan almak.
мăчлаттар- (mwçlattar-) Göz kırpıştırmak, sıkça göz kırpmak.
мăш/ мăш-маш (mwş/ mwş-maş) Zorla nefes alınışın ifadesi.
мăшăлтат- (mwşwltat-) (Burnundan) zorla, sessli sesli soluk almak, çok yavaş çalışmak.
мăшăлти (mwşwlti) Ağır, yavaş, hantal, uyuşuk, isteksiz.
мăшăр (mwşwr) Çift, karı-koca.
мăшăрлa- (mwşwrla-) Çiftleştirmek, birleştirmek.
мăшăрлăн- (mwşwrlan-) Birleşmek, ikili olmak, çiftleşmek.
мăшăрлат- (mwşwrlat-) Birleştirmek, çiftleştirmek.
мăшăрлă (mwşwrlw) Çift.
мăшăрлăх (mwşwrlwh) Çift olma.
мăшăрран (mwşwrran) İkişer, çift çift, çifter. мăшăррăн-мăшăррăн Çifter çifter.
мăшăрсăр (mwşwrswr) Tek, eşsiz.
мăшкăл (mwşkwl) Komik, utanç hal, alay, hakaret.
мăшкăлла- (mwşkwlla) Dalga geçmek, alay etmek, hakaret etmek, karalamak, lekelemek.
мăшкăллă (mwşkwllw) Komik, rezil.
мăшкăллăх (mwşkwllwh) Ayıp, yüz karası, rezalet, hakaret.
мăшкăлтăк шывё (mwşkwltwk) Bulaşık suyu, kirli su.
мăшла-/ мăшлат- (mwşla-/ mwşlat-) (burnundan) zorla sesli, sesli nefes almak.
мăштăркка (mwştwrkka) Ahmak, hantal, ağır kanlı.
мăя (mwya) Boncuk kolye.
мăян (mwyan) Kara pazı.
ме (me) Al, tut. ме, ил Al, tut. Мейёр илер Alınız tutunuz.
м едаль (medal’) Madalya.
медик (medik) Tıpçı.
медицина (meditsina) Tıp, medikal.
мeдузa (meduza) Deniz anası.
междомети (mejdometi) Ünlem. мезждомети ушкăнёсем Ünlem öbeği. междометилле сăмахсем Ünlem sözcüğü.
мекёлчек- (mekélçek) Dönmek, yuvarlanmak. мекёлче хуç Takla atmak.
мекёрлен-/ мекёслен- (mekérlen-/ mekéslen-) 1. İnlemek, hırıldamak, ıkınmak. 2. Cimrilik etmek.
мекёрлентер- (mekérlenter-) İnletmek, sesle kovmak, bağırarak kovmak. мекёрлентерсе кăларса ятăм Bağırarak kovdum.
меклеш- (mekleş-) Melemek.
мел (mel) 1. Yetenek, maharet, hile, oyun, kurnazlık. 2. Tarz, şekil, yöntem, yol, metod. мел кил- Başarılı olmak, becermek, yapabilmek.
мелке (melke) Fırça.
мелкемес (melkemes) Uzun tüylü.
мелле- (melle) Ayarlamak ; kurmak, düzene koymak, düzenlemek.
мeллен- (mellen-) Ayarlanmak, düzenlenmek, düzelmek, düzene girmek.
меллё (mellé) Rahat, kullanışlı; münasip, elverişli. меллёрех Daha rahat, daha iyi, daha kullanışlı. мел лё çын, ăста çын Ustalıklı, usta kişi, becerikli.
меллён (mellén) Doğru olarak.
мелник (melnik) Değirmenci.
мелсёр (melsér) Deneyimsiz, yeteneksiz, beceriksiz, vasıfsız, elverişsiz.
мемелкке (memelkke) Küçük balık ağı, serpme.
мемле- (memle-) Homurdanmak.
мемме (memme) Küçük çocukların yemek için kullandıkları kelime “mamma, mama vb. ”
меньшевик (men’şevik) Menşevik.
меньше викла (men’şevikla) Menşevikçe, menşevik ibi.
меню (menyu) Menü.
мeрекке (merekke) Mucize, eğlence, şaka.
мeреккеллё (merekkellé) Mucizevi, eğlenceli, şaşılacak, şaşırtıcı; mükemmel, tuhaf.
мерттес (merttes) Teşekkür ederim , sağ ol.
мерчен (merçen) Mercan.
месерле (meserle) Sırt üstü.
меслет (meslet) Bahane, sebep, neden, çare, yol, metod, şekil.
меслетлё (mesletlé) Makul, anlaşılır.
меслетсёр (mesletsér) Sebepsiz, beceriksiz, rahatsız, elverişsiz, anlayışsız.
местком (mestkom) Bölge komitesi.
местоимени (mestoimeni) Zamir, adıl. местоименисен виçленёвё Zamir çekimi. палăрту аффиксё Belirtme hali eki. палăрту местоименийи Gösterme zamiri, işaret zamiri. паллă мар местоимени Belirsizlik zamiri.
металл (metall) Metal. металл тăпрн Maden cevheri, maden filizi.
металлурги (metallurgi) 1. Metalurji. хура металлурги Kara metalurji. тёслё металлурги Renkli metalurji. 2. Metalurjik. металлурги завочё Metalurji fabrikası.
метатеза (metateza) Göçüşme, metatez.
метафора (metafora) Metafor, eğreltileme. метафорăллă сăмах майлашăвё-сем Metafor deyim.
метеорологи (meteorologi) Meteoroloji.
метод (metod) Metot.
методика (metodika) Metot, işlem, yöntem.
методист (metodist) Metodist.
мeтр (metr) 1. Metre. 2. Vezin, ölçü.
метрика (metrika) 1. Doğum kağıdı. 2. Vezim bilimi.
метрла (metrla) Metrik.
меxанизаци (mehanizatsi) Makineleşme.
мехаиизациле- (mehanizatsile-) Makineleştirmek.
механизм (mehanizm) Mekanizma, makina.
механизмлă (mehanizmlw) Mekanizmalı, makinalı.
мeханикăлла (энерги) (mehanikwlla –énergi) Mekanik.
мехел (mehel) Olasılık, ihtimal, imkân, beceri, maharet.
мехелcёp (mehelsér) İmkansız, mümkünü yok.
мехер, эхер (meher, éher) Eğer, şayet.
мехерлен- (meherlen-) 1. İnlemek, hırıldamak, ıkınmak. 2. Cimrilik etmek.
мeчёк/ мечкă (meçék/ meçkw) Top.
мечёт/ меçет/ мичёт/ миçёт (meçét/ meşśet/ mişśet/ mişśét) Cami.
мешехе (meşehe) Tören, ritüel, alamet.
мещен (meşçen) Küçük burjuva.
мещенлёх (meşçenléh) Burjuvaalık.
мёкёлтет-/ мёлкёлтет- (mékéltet-/ mélkéltet-) 1. Görünüp kaybolmak; parıldamak, yanıp sönmek. 2. Buruşturmak, kırıştırmak. 3. Gevezelik yapmak, saf saf konuşmak.
мёкёр- (mékér-) Anırmak, böğürmek, kükremek.
мёлке/ ёмёлке (mélke/ émélke) Gölge, karaltı, örüntü.
мёлтлет- (méltlet-) Göz kırpıştırmak; göz kırpmak; yanıp sönmek, ışıldamak, parıldamak, görünüp kaybolmak
мёмле- (mémle-) Ağzında gevelemek.
мён (mén) Ne, hangi, hangisi? паян мён кун? Bugün günlerden ne? мён чухлё? Ne kadar? мён пурё Hepsi, tamamı. мён тума Niçin, neden? мёнех вара? Burada özel olan ne?
мёнешкел (méneşkel) Nasıl, ne gibi; kaçıncı; hangi; ne biçim , ne kadar? мёнешкел аванччё Ne kadar güzeldi.
мёнле (ménle) Nasıl, ne gibi; kaçıncı; hangi; ne biçim ne kadar? мёнле кёнеке вулатăн? Hangi kitabı okuyorsun? мёнле ёçлет? Nasıl çalışıyor? мёнле те пулин Nasıl olsa, ne yapıp edip? кирек мёнле Herhangi bir.
мёнлелёх (ménleléh) Nitelik, kalite.
мёнлескер (ménlesker) Nasıl, ne gibi; kaçıncı; hangi; ne biçim. мён пурё Toplam, yekûn; sonuç, hepsi. мён чухле, мён чул Ne kadar, kaça. мён чухлё (мён чул) тăрать? Ne kadar? Fiatı ne kadar?
мёнччен (ménççen) Neye zamana, nereye kadar.
мёншён (ménşén) Niçin?, neden?, Niye?
мёншён тесен (ménşén tesen) Çünkü.
мёрес/ мёрет (mésker/ méret) Miras, veraset, mal mülk.
мёскер/ мёнскер (mésker/ minsker) Ne? Ne var?, ne çeşit?
мёскерле (méskerle) Nasıl, ne; gibi, kadar; ne kadar, hangi.
мёскерлескер (méskerlesker) Hangisi.
мёскершён (méskerşén) Niçin?, neden?.
мёскён (méskén) Acınacak; perişan, sefil, dilenci; yoksul, fakir.
мёскёнле (méskénle) Sefilce, acınacak halde.
мёскёнлен- (méskénlen-) Fakirleşmek, perişan hale gelmek, sefilleşmek.
мёскёнлёх (méskénléh) Fakirlik, yoksulluk, sefalet.
мётёç (mété şś) Aşık kemiği.
мётёçле- (météşśle-) Aşık oyunu oynamak.
мёшёлтет- (méşéltet-) Kımıldamak, oynamak, kıpırdamak, kaynaşmak.
мёшёлти / мăшăлти (méşélti/ mwşwlti) Ağır, yavaş, hantal, uyuşuk, isteksiz.
мёштёркке (méştérkke) Ağır, yavaş, isteksiz, uyuşuk.
мёштёртет - (méştértet-) Uğraşmak, kurcalamak, karıştırmak; eşinmek; eşmek.
миди (midi) Midye.
микроб (mikrob) Mikrop.
микроскоп (mikroskop) Mikroskop.
милеслё (mileslé) Merhametli, dostça, dostane.
милёк/ милке (milék/ milke) Süpürge.
милёклёх (millékléh) Süpürgelik.
милици (militsi) Polis.
милиционер (militsioner) Milis.
миллиард (milyard) Milyar.
миллиграмм (milligramm) Miligram.
миллиметр (millimetr) Milimetre.
миллион (million) Milyon.
миллионмёш (millionméş) Milyonuncu.
миля (milya) Mil. (Uzaklık ölçüsü birimi olarak)
миме I (mime) İmece (Çuvaşlarda geleneksel yardımlaşmaya verilen ad).
миме II (mime) Beyin.
мимёр/ нимёр (mimér/ nimér) Kisel (bir çeşit tatlı). пăрçа мимёрё Bezelye kiseli.
мина (mina) Mayın.
минерал (mineral) Mineral. минерал çăнă хе Mineral gübre.
минераллă (minerallw) Mineral, mineralli.
минералоги (mineralogi) Mineraloji, mineralbilim.
минимум (minimum) Minimum, en az.
министерство (ministrestvo) Bakanlık.
мннистр (ministr) Bakan.
министрла (ministrla) Bakanca, bakan gibi.
минкет- (minket-) Eziyet etmek, işkence etmek , halsiz düşürmek, yıpratmak.
минкёре- (minkére-) Hafızasını kaybetmek.
минкёрлет- (minkérlet-) Hafızasını kaybettirmek, zayıflatmak, güçsüzleştirmek, eziyet etmek, işkence etmek.
минoгa (minoga) Bufa, taşemen.
минтев (mintev) Afyon.
минтевле- (mintevle-) Gölgelemek, karartmak, muğlak kılmak, aptallaştırmak.
минтевлен- (mintevlen-) Gölgelenmek; kederlenmek, şaşırmak, aptallaşmak.
минтер (minter) Yastık. минтер пичё, минтер кипки Yastık kılıfı.
минут (minut) Dakika.
минутлăх (minutlwh) Bir dakikalık, dakikalık.
минчет- (minçet-) Taç giydirme, evlendirme. минчет ту, мин четле- Taç giydirmek; evlendirmek, nikâh kıymak.
мир (mir) Evren; dünya, âlem; barış; dirlik, huzur.
мирлё (mirlé) Barışsever, barışçı; sakin, dingin, telaşsız.
миçе (mişśe) Kaç?, ne kadar? миçе сехетре? Saat kaçta?
миçемёш (mişśeméş) Kaçıncı, hangi? миçен Onların kaçı?
миçепе (илтён) (méşśepe -iltén) Kaça aldın?, ne kadara aldın?
миçере (mi şśere) Kaç yaşında?
мнçери (mi şśeri) Kaç yaşında, kaç yıllık?
миçеччен (mişśeççen) Ne zamana kadar, saat kaça kadar?
миçешер (mişśeşer) Kaçar, kaçtan?.
миçeшё (mişśéşé) Kaçı, onlardan kaçı?
митевлё (mintevlé) Benzeyen, benzer, andıran. пёр ми тев л ё Aynı.
митинг (miting) Miting.
михё/ мих/ мăйăх (mihé/ mih/ mwywh) Çuval, torba. çăнăх миххи Un çuvalı. пёр михё çăнăх Bir çuval un.
мишавай (mişavay) Yer ölçümü yapan.
мише (mişe) Uzunluk ölçüsü olarak dirsek.
Мишер (Mişer) Mişer. (Tatar Türklerinin bir grubu)
мобилизаци (mobilizatsi) Seferberlik, mobilizasyon.
мобилизациле- (mobilizatsile-) Seferber etmek.
молекула (molekula) Molekül.
молотилка (molotilka) Döven, harman makinası.
Dostları ilə paylaş: