туратлан- (turtlan-) Dallanmak, ayrılmak, kollara ayrılmak, çatallanmak.
туратлă
səhifə 31/45 tarix 27.10.2017 ölçüsü 5,63 Mb. #16299
туратлан- (turtlan-) Dallanmak, ayrılmak, kollara ayrılmak, çatallanmak.
туратлă (turatlw) Dallı, kollara ayrılmış, branşlara ayrılmış.
тураттар- (turattar-) 1. Doğrattırmak, parçalattırmak, ufalattırmak 2. Tarattırmak, saçlarını düzelttirmek.
турахуп (turahup) Tarak.
турашăл (turaşwl) Dokumacı tarağındaki iplik için hazırlanan kendir çilesi.
турă I (turw) Doru.
турă II (turw) Tanrı, ilah. турă качаки Çobanaldatan. (kuş)
турăх (turwh) Ekşi süt , ekşimiş süt.
тури (turi) Üst, yukarı. тури чăвашсем Yukarı Çuvaşlar. (kuzeyde yaşayan Çuvaşlar için kullanılan isim) тури кала çу Yukarı ağızı, yukarı diyalekti. тури кас Köyün yukarı tarafı.
турист (turist) Turist.
туризм (turizm) Turizm.
Туркка/ Тёрёк (Turkka/ Térék) Türk.
турпалли (turpalli) Ben, doğum izi, doğum lekesi.
турпас (turpas) Yonga.
турпасла- (turpasla) Yontmak.
турпаслан- (turpaslan-) Yontulmak.
турт- (turt-) 1. Çekmek, kaplamak, sürüklemek, taşımak, götürmek, uzatmak, …gelmek. ку кёнеке çур кило туртать Bu kitap yarım kilo geliyor. чун туртмасть Hoşuma gitmiyor. кăчăк турт- Kendine doğru çekmek. ç ӳ çрен, хăлхаран турт- Saçtan, kulaktan çekmek. утă турт Ot yolmak, ot çekmek. туртса кăлар- Uzatmak, çekmek, çizgi çekmek. 2. Sigara içmek, yakmak. табак турт- Tütün çekmek, tütün koklamak.
турта (turta) Ok. турта пăявё Bağ, ambalaj kağıtı, bağlama. (турта кă кё ), турти кёске Sinirli, öfkeli, huysuz. (İnsanlar hakkında)
туртакан вăй (turtakan vwy) варринелле турта кан вăй- Merkezi çekim gücü.
туртăм/ турту (turtwm/ turtu) 1. Akrabalık, kabile, aşiret, soy, kuşak, nesil. 2. Çekim, heves, özlem. шыв туртăмё Kapilarite, kılcallık.
туртăн- (turtwn-) Esnemek, uzamak, sürüklenmek, gerinmek, uzanmak, hevesli olmak, eğilim göstermek, hevesi olmak, peşinde olmak, gözü olmak.
туртăну/ туртăнчăк (turtwnu/ turtwnçwk) Çekim, heves, özlem, eğilim.
туртăнчăк (turtwnçwk) Eğilimli, yetenekli, meyilli, hevesli, istekli.
туртăш- (turtwş-) 1. Boy ölçüşmek, aşık atmak, esnemek, uzamak, sürüklenmek, gerinmek. 2. Bastırmak, ayak diremek.
турткала- (turtkala-) 1. . Birdenbire çek , çekmek. 2. Zaman zaman sigara içmek.
турткалан- (turtkalan-) Dik kafalılık etmek, inat etmek, nazlanmak, razı olmamak, tereddüt etmek, karara bağlamamak.
турткăч(ç) (turtkwç-şś) Mantar, şamandıra, duba.
турткăш/ турттăш (turtkwş/ turttwş) Tavus kuşu.
туртма (turtma) Kalem kutusu.
туртмалли (turtmalli) Tütün.
турттар- (turttar-) 1. Çektirmek, uzattırmak. 2. Tartmak, asmak, sermek, ölçüp biçmek. 3. Kaplamak, çevrelemek.
турттă (turttw) Çekme gücü, itiş gücü, çekiş, çekim, heves, özlem.
турту (turtu) Akrabalık ilişkisi.
турхан (turhan) Tarhan.
турчăка/ турчка (turçwka/ turçka) Maşa.
тус (tus) Dost, arkadaş, ahbap.
тус- (tus-) 1. Serpiştirmek, serpmek, saçmak, dağıtmak, süpürmek, tozmak, tozlaşmak. 2. İflas etmek. 3. Öfkelenmek, kudurmak.
тусан (tusan) Toz. тусан хутаççи Başak. чечек тусанё Polen, çiçek tozu.
тусанла - (tusanla-)Toz kaldırmak, tozdurmak.
тусанлан- (tusanlan-) Tozlanmak, tozla kaplanmak.
тусанлă (tusanlw) Tozlu, kirli, tozla kaplı.
туcăн- (tuswn-) Dağılmak, saçılmak, serpilmek.
тусăннă (tuswnnw) 1. Dağınık, parçalanmış, serğilmiş.
туслă (tuslw) Arkadaşça, dostça.
туслаш- (tuslaş-) Dost olmak, arkadaş olmak.
туслă (tuslw) Dost, dostça, arkadaşça.
туслăн (tuslwn) Dostça, arkadaşça.
туслăх (tuslwh) Dostluk, arkadaşlık.
тустар - (tustar-) 1. Serpiştirmek, serpmek, saçmak, dağıtmak, süpürmek. 2. Aramak, üstünü aramak. 3. Yıkmak, yıkıma uğratmak, harap etmek, ayrıştırmak.
тусур (tusur) Devriye, gece bekçisi.
тут (tut) сарă тут, хура тут Çil, benek.
тута (tuta) Dudak. тута ту Öpmek. тута пар- Öptürmek. сар тута Kendini beğenmiş, tecrübesiz. тута чирё, чёрне чирё Dudak hastalığı.
туталлă (tutallw) Dudaklı, dudağa sahip. тачка (мăн) туталлă Kalın dudaklı.
тутан- (tutan-) Denemek, tatmak, tadına bakmak.
Тутар (tutar) Tatar. Тутар республики Tataristan cumhuriyeti. хура тутар пăрçн Sarımsak.
тутар-/ тăвтар- (tutar-/ twvtar-) Yaptırmak, ısmarlamak, sipariş etmek.
Тутарла (Tutarla-) Tatarca, Tatar Türkçesi.
Тутарлан- (Tutarlan-) Tatarlaşmak.
Тутарлантар - (Tutarlantar-) Tatarlaştırmak.
тутă (tutw) 1. Tat, lezzet, zevk. 2. Tok, tokluk, doyma.
тутăр/ туттăр (tutwr/ tuttwr) Yağlık, baş örtüsü, mendil. пуç тут ри Baş örtüsü , şal. тутăр çых- Örtünmek, örtü bağlamak.
тутăсăр/ тутсăр (tutwswr/ tutswr) Tatsız, lezzetsiz, zevksiz.
тутăсарлан - (tutswrlan-) Tatsızlaşmak, lezzetini kaybetmek, tengini kaybetmek.
тутăх- (tutwh-) 1. Paslanmak, donuklaşmak, sönükleşmek. 2. Pas. чёкеç тутăхё Çil, benek.
тутăхтар- (tutwhtar-) Paslandırmak, paslanmasına izin vermek.
тутлан-/ тутлăлан- (tutlan-/ tutlwlan-) Tatlanmak, lezzetlenmek.
тутлантар- (tutlantar-) Tatlandırmak, lezzetlendirmek.
тутлă (tutlw) Lezzetli. тутлă эрём Sardunya. тутлă ты мар Meyan kökü. тутлă арăм Itır çiçeği. тутлă кăшмaн Pancar, şalgam.
тутлăлат - (tutlwlat-) Tatlandırmak, lezzetlendirmek.
тутлăмарлан- (tutlwmarlan-) Tadını kaçırmak, tadını bozmak.
тутлăх/ тутăлăх (tutlwh/ tutwlwh) Tadım, tat, lezzet.
тутлăхлă (tutlwhlw) Besleyici, gıdalı.
тух - (tuh-) Çıkmak, ayrılmak, gitmek, taşınmak, doğmak (güneş), hareket etmek, görünmek, belirmek, gözükmek, basılmak, yayımlanmak, patlamak. хирёç тух- Karşılamaya çıkmak, karşılamak. c иксе тух- Atlamak, fırlamak. ёçе тух - İşe çıkmak. çăва тух сан Yazın gelişiyle, yaza doğru. хёвел тухать Güneş doğuyor. декрет тухнă- Kararname çıktı. ёç тухмарё Başarısız, iş çıkmadı. тухнă-тухнах Çıkar çıkmaz, gider gitmez. тухса ӳ к Düşmek. тухса тар- Koşmak, kaçmak.
тухат- (tuhat-) Fal açmak, hokkabazlık yapmak, sihir yapmak.
тухатмăш (tuhatmwş) Büyücü, sihirbaz.
тухăм (tuhwm) Çıkış, çekilme, istila, üretim.
тухăç (tuhwşś) 1. Sonuç, netice. 2. Gelir, kâr. 3. Doğu.
тухăçлă (tuhwşślw) Kârlı, kazançlı, verimli, üretken. тухăçлă тулă İyice öğütülmüş buğday.
тухăçлăх (tuhwşślwh) Verim, verimlilik, üretkenlik, üretim. ёç тухăçлăхё iş gücü.
тухмалли (tupmalli) Çıkma, çıkış, çıktı.
тухтăр (tuhtwr) Doktor.
туххăм/ туххăмра (tuhhwm/ tuhhımra) Hemen, derhal, birden, bir kalemde
тухъя (tuh ́ya) Eski kadın başlığı.
туя (tuya) Çubuk, baston.
туялан - (tuyalan-) Dayağa dayanmak, dayakla silahlanmak.
туян - (tuyan-) Edinmek, kazanmak.
туянтар- (tuyantar-) Kazandırmak, edindirmek.
т ӳ -/ тёв- (tü-/ tév-) Ezmek, dövmek, ufalamak, doğramak.
т ӳ ле- I (tüle-) Bağlamak, düğümlemek, iliklemek.
т ӳ ле- II (tüle-) Çoğalmak, üremek.
т ӳ ле- III (tüle-) Ödemek, karşılık vermek. т ӳ ле се тат- Ödemek, acısını çıkarmak, hesaplaşmak. т ӳ лесе илни Ödeme, fidye.
т ӳ лев (tülev) Ücret, para, ödeme. сруклă т ӳ левсем Acil ödemeler.
т ӳ лек (tülek) 1. Yavaş, sessiz, sakin, durgun, kendi halinde. 2. Sükûnet, dinginlik, rahat, huzur, sessizlik. 3. Yavaş sesle , yavaşça, sakin sakin, uslu uslu.
т ӳ леклен - (tüleklen-) Sessizleşmek, sakinleşmek, durgunlaşmak, dinginleşmek.
т ӳ леклё (tüleklé) Yavaş, sessiz, sakin, durgun, kendi halinde, uslu.
т ӳ лем/ тёвлем (tülém/ tévlem) Düğüm, boğum.
т ӳ лен-, тёвёлен- (tülen-/ tévélen-) Düğümlenmek, boğumlanmak, sıkıca bağlanmak.
т ӳ леттер- (tületter-) 1. Ödetmek, cezalandırmak, hesabını sormak. 2. Düğümletmek, boğumlatmak.
т ӳ ме/ т ӳ мме (tüme/ tümme) Düğme.
т ӳ меле - (tümele-) Düğmelemek, iliklemek.
т ӳ мелен - (tümelen-) Düğmelenmek, iliklenmek.
т ӳ меллё (tümelli) Düğmeli, ilikli.
т ӳ н- (tün-) Devrilmek, alabora olmak, yıkılmak, düşmek.
т ӳ н-т ӳ н (tün-tün) Körebe oyunu т ӳ н-т ӳ нле - Körebe oynamak.
т ӳ нтер- (tünter-) 1. Devirmek, alabora etmek, yere yıkmak, yuvarlamak, altüst etmek. т ӳ нтерсе яр - Dökmek. 2. т ӳ нтер енё Ters, geri, arka, sol taraf (gömlek, ceket vb. )
т ӳ нтерле (tünterle-) İçeriye, içeri doğru, sol tarafa.
т ӳ нтерлёшё (tünterléşé) İç, içinde, geride.
т ӳ пе I (tüpe) 1. Tepe, baş, doruk, zirve. пуç т ӳ пи Bıngıldak, tepe. п ӳ рт т ӳ пи Tavan arası. 2. Gök, gökyüzü. ç ӳ лти т ӳ пере Üstte, gökte.
т ӳ пе II (tüpe) Pay, parça, hisse.
т ӳ пеле- (tüpele-) Ağzına kadar doldurmak.
т ӳ пелеш- (tüpeleş-) Dövüşmek, savaşmak, vuruşmak, çarpışmak, çarpmak.
т ӳ пелештер- (tüpeleşter-) Savaştırmak, dövüştürmek, çarpıştırmak, vuruşturmak.
т ӳ пелеш ӳ (tüpeleşü) Dövüş, kavga, dalaş, kavga, atışma.
т ӳ пеми/ тупи (tüpemi/ tupi) Eksiksiz olarak , dolu, tam.
т ӳ петтей (tüpettey) Tübetey. (Tatar Türklerine ait bir takke türü)
т ӳ пке (tüpke) Salkım, püskül.
т ӳ ре (türe) 1. Yargıç, hâkim, hakem. 2. Memur, bürokrat.
т ӳ ре-шара (türe-şara) 1. Yargı. 2. Vali, memur.
т ӳ рем (türem) Düzgün, doğru, düz, muntazam, düzenli, dengeli, ova, düzlük. т ӳ рем çёр Ova, düzlük yer.
т ӳ ремлен- (türemlen-) Düzelmek, düzgünleşmek, dengelenmek, muntazamlaşmak.
т ӳ ремлет- (türemlet-) Düzeltmek, düzgünleştirmek, dengelemek, muntazamlaştırmak, sıraya koymak.
т ӳ ремлёх (türemléh) Düzlük, doğruluk.
т ӳ ремçи (türem şśi) Düzlük, düzlem.
т ӳ рех (türeh) Doğrudan, açık açık, düpedüz, doğrudan doğruya.
т ӳ рё I (türé) 1 Olay, fırsat, talih, rastlantı, sebep, bahane. 2. Olasılık, ihtimal. т ӳ рё кил - Başa gelmek, olmak, tam gelmek, rastlamak. т ӳ рё ки лет Gerçekleşmek, olmak. мён т ӳ рёпе килтён? Niçin geldin?
т ӳ рё II (türé) 1. Dolaysız, doğrudan. т ӳ рё лини Düz çizgi. 2. Açık yürekli, gizlenmeyen, güvenilir, dürüst, gerçekçi. 3. Doğru, gerçek, doğruluk, dürüstlük, haklılık. т ӳ ррипе ка ласан Doğruyu söylemek gerekirse, açık konuşmak gerekirse. т ӳ рре кăлар - Doğrulamak. 4. Doğru, doğrudan, açık açık, bayağı, düpedüz.
т ӳ рёрен (türéren) Doğru, dik, doğrudan, açık açık, düpedüz, kestirme yoldan.
т ӳ ркёс (türkés) Gururlu, kibirli, tutkun, dik kafalı, inatçı.
т ӳ ркётес (türkétes) Dik açı.
т ӳ ркётеслёх (türkétesléh) Dikdörtgen.
т ӳ рлен- (türlen-) 1. Doğrulmak, düzelmek. 2. Düzelmek, iyileşmek, yola gelmek. 3. Uzlaşmak.
т ӳ рлет- (türlet-) 1. Doğrultmak, düzeltmek , düzlemek, onarmak, tamir etmek, ıslah etmek. 2. Tedavi etmek, iyi etmek, iyileştirmek.
т ӳ рлет ӳ (türletü) Düzeltme, düzelti, değişiklik, düzelme, iyileşme, tamir, onarım.
т ӳ рлёх (türléh) 1. Düz. 2. Doğru, gerçek, doğruluk, dürüstlük, haklılık, adalet, rıza, mutabakat.
т ӳ рмен (türmen) Kaba, kaba saba, keskin, sert, dik kafalı, inatçı. т ӳ рмен сăмах Yersiz söz, zamansız söz.
т ӳ ррён (türrén) Doğru, dik, doğrudan, açık açık.
т ӳ рт/ т ӳ ртён енё (türt/ türtén ené) Arka, geri, sırt.
т ӳ рте-т ӳ ртён/ т ӳ ртпе т ӳ рт (türte-türtén/ türtpe-türt) Sırt sırta, arka arkaya.
т ӳ ртен (türten) Doğrudan, dağrudan doğruya, açık açık, kestirme yoldan.
т ӳ ртён- (türtén-) Arka, geri, katı, sertçe, katı bir şekilde. т ӳ ртён пăх- Sertçe bakmak.
т ӳ ртлёх (türtléh) Sırt kolanı.
т ӳ с- (tüs-) Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek, sabretmek, kendini tutmak, metin olmak. т ӳ сме çук, т ӳ смелле мар Dayanılmaz, tahammül edilmez , çekilmez.
т ӳ сём/ т ӳ сёмлёх (tüsém/ tüsémléh) Sabır, dayanıklılık, sağlamlık, sertlik.
т ӳ сёмлё (tüsémlé) Sabırlı, dayanıklı, kuvvetli.
т ӳ сёмсёр (tüsémsér) Sabırsız, canı tez, dayanıksız, çelimsiz, kararsız, kaypak, istikrarsız.
т ӳ т (tüt) Boru (Müzik aleti). т ӳ т кала- Boru çalmak.
т ӳ тел (tütel) Lahana bahçesi.
т ӳ ш (tüş) Göğüs, bağır, meme, döş. т ӳ ш шăмми Köprücük kemiği.
т ӳ шек/ тёшек (tüşek/ téşek) Döşek. т ӳ шек çитти Çarşaf. т ӳ шек пичё Döşek kılıfı.
т ӳ шки (tüşki) аш т ӳ шки Göğüs eti. сурăх т ӳ шки Koyun göğsü.
тыл (tıl) Arka, geri.
тылра (twlra) Arkada, geride.
тылла - (tılla-)Ezmek, buruşturmak, hırpalamak, örselemek.
тыллан- (tıllan-) Ezilmek, buruşmak, hırpalanmak, örselenmek.
тыллапуç/ тыллапуççи (tıllapuşś/ tıllapuşśşśi) Tümsek, tepecik.
тымар (tımar) 1. Kök. йёке тымар Anakök. 2. Maden filizi. тутлă тымар Meyan kökü. юн ты марё Kan damarı.
тымаркас (tırkamas) Kök kesme.
тымарлан- (tımarlan-)Kök salmak, kökleşmek, köklenmek.
тымарлă (tımarlw) Köklü.
тымарçимёç (tımarişśiméşś) Yumru kökler.
тымартуна (twmartuna) Sürüngen kök, sürüngen sap.
тымарура (tımarura) Kök bacaklılar, rizepod.
тына/ тынашка (tına/ tınaşka) Düve.
тынас (tınas) Bağ, bağcık, kordon.
тыp кac (tır kas) Tarla sincabı. вăpăм x ӳ peллё тыp кac Uzun kuyruklu tarla sincabı. Eвpoпa тыp кacё Avrupa tarla sincabı. capă тыp кac Sarı tarla sincabı.
тырă/ тырпул (tırw/ tırpul) Ekmek, tahıl, buğday. тырă кăшă лё Yığın, sürü, yığınla. тырă ак- Tahıl ekmek. тырă выр- Biçmek. тырпул пухас ёç Hasat işi. тырă х ӳ ри Bereketsiz tohum.
тырăллă (tırwllw) Ekmeği olan, ekmek stoğuyla yaşayan.
тыт- (tıt-) 1. Tutmak, bulundurmak, dayanmak, beslemek, dokunmak, ilişmek, ellemek, duygulandırmak. 2. Geciktirmek, alıkoymak, yavaşlatmak, tutuklamak, yakalamak. çул тыт - Yol tutmak, yola çıkmak. шăпа тыт - Kura çekmek. тыт са ил - Elinden zorla almak, zaptetmek. тытса усра- Korumak, muhafaza etmek, sürdürmek , saklamak. шут тыт - Karar vermek, uydurmak. вăрăпа тыт - Hırsızlık yaparken yakalamak. тытса пăрахакан чир İsteri. çёр тытса тăни Toprak mülkiyeti, arazi mülkiyeti. 2. Takmak, bağlamak, dikmek. кутёк тыт- Çevirmek, etrafını duvarla çevirmek, çitle çevirmek. 3. Yerine getirmek, uygulamak. (Gelenekler hakkında), icra etmek.
тытамак/ тытанамак (tıtamak/ tıtanamak) Sinir hastalığı, epilepsi, sara.
тытамаклă (tıtamaklw) Sara hastası, epilepsi hastası.
тытăм I (tıtwm) Yapı, bina, kuruluş, bünye.
тытăм II (tıtwm) Çevre, elle kucaklanabilen şey.
тытăн - (tıtwn-) 1. Tutunmak, tutmak, dayanmak, durmak, davranmak, kabul edilmek, duraklamak, kalmak, gecikmek. 2. Yakalanmak, yakayı ele vermek, tutulmak, ele geçmek.
тытăнкă (tıtwnkw) Kekemelik.
тытăнкăллă (tıtwnkwllw) Kekeme.
тытăнчăк (tıtwnçwk) Kekeme.
тытăç-/ тытăш (tıtışś-/ tıtwş-) 1. Bağlanmak, kenetlenmek, kapışmak, takışmak. 2. Yapışmak, sarılmak, kapışmak.
тыткă (tıtkw) Kenet, sap, kabza, kol.
тыткăн (tıtkwn) Tutsaklık, esaret. тыткăна ил- Esir almak.
тытма (tıtma) Kapı önündeki merdiven parmaklığı.
тыттар- (tıttar-) 1. Esir ettirmek, tutturmak, yakalatmak. 2. Ele vermek. 3. Saçma sapan konuşmak , yalan söylemek, aldatmak. 4. Dikişe vermek.
тытхăч/ тыткăç/ тыткă (tıthwç/ tıtkwşś/ tıtkw) Kenet, sap, kabza, kol, tutamak, manivela
тяппи (tyappi) (Çocuk sözü) Ayak, bacak, but.
У у
у (u) O.
уголовнăй (ugolovwy) Ceza. уго ловнăй кодекс Ceza kanunu.
угopь (ugor’) Yılan balığı.
ударени (udareni) Vurgu. ударени куçăмлăхё Vurgu değişimi. ударени ларт- Vurgu koymak. ударени палли Vurgu işareti. сăмахри ударенийё Kelime vurgusu.
ударениллё (udarenillé) Vurgulu. ударениллё сыпăк Vurgulu hece.
ударенисёр (udarenisér) Vurgusuz. ударенисёр калакан сăмахсем Vurgusuz kelimeler. ударенисёр сыпăк Vurgusuz hece.
ударник (udarnik) 1. (silahlarda) Müsademe iğnesi. 2. (Müzikte) Timpanist, zilci. 3. Öncü işçi.
ударлă (udarlw) 1. Vurucu, vurgulu, öncü, öncelikli. ударлă брига да Vurucu tim. ударлă ёçле Etkili çalış.
ударникла (udarnikla) Öncü işçi gibi.
Удмурт (Udmurt) 1. Udmurt (Orta İdil bölgesinde bir Fin halkı) 2. удмурт чёлхи Udmurt dili.
Удмуртла (Udmurtla) Udmurtça, Udmurt dili. .
Узбек (Uzbek) Özbek.
Узбекла (Uzbekla) Özbek Türkçesi.
уй I (uy) Uy uy!, Oy oy! Gibişaşma, korku ifadesi.
уй II (uy) Kır, tarla, saha, alan. уй улми Yabani elma. уй хапхи Kır kapısı.
уйăл (uyal) Kolan.
уйăп (uywp) Şakrakkuşu.
уйăр- (uywr-) Bölmek, ayırmak, paylaştırmak, bölüşmek, paylaşmak tecrit etmek, yalıtmak. çурă (çăвăр) уйăр Oğul vermek. (arılar hakkında)
уйăрăл-/ уйрăл- (uywrwl-/ uyrwl-) Bölünmek, ayrılmak, bölüşmek, paylaşmak, vazgeçmek.
уйă х (uywh) Ay. çёнё уйăх тух нă Yeni ay doğdu. уйăх тухни Yeni ayın doğması. тулли уйăх, уйăх тулни Dolunay. уйăх хушши adet, aybaşı. уйăхсерен Her ay. уйăхёпе ay boyu, ay süresince. уйăх тăхри сем ayın evreleri. уйăх çапни Uyurgezer. уйăх катăлсан Dolunaydan sonra. уйăх каçăхни ayın zararı. уйăхё-уйăхёпе aylar boyu.
уйăхлăх (uywhlwh) Aylık. уйăхлăх план Aylık plan.
уйла- (uyla-) Düşünmek, aklından geçirmek, sanmak, şüphelenmek.
уймăл/ уймăллă (uymwl/ uymwllw) Değişik, farklı, ayrı, türlü, çeşitli.
уймăллăх (uymwllwh) Kurnazlık, hile, oyun.
уйран (uyran) Ayran, ekşi süt. уйран уçла- Ayran çalkalamak. уйран ç ӳ пçи Ayranı çalkalamak için kullanılan kap-kacak.
уйран-турăх (uyran-turwh) Ekşi süt, ekşimik.
уйрăлу (uyrwlu) Kopma, kesilme, patlama, mesafe, ara, açıklık, yarık, gedik, ayrılık, ayrılma.
уйрăм (uyrwm) 1. Ayrı, münferit, müstakil. уйрăм ый ту ayrı soru. уйрăм-уйрăм ayrı ayrı. уйрă мах ayrıca. 2. Bölük, bölüm, kısım, parça.
уйрăммăн(ах)/ уйрăмах (uyrwmwn-ah/ uyrwnah) Özellikle, bilhassa, hele, ayrı ayrı.
уйрăмлăх (uyrwmlwh) Özellik, ayrım, fark, ayrılık.
уй-хир (uy-hir) Kır, tarla.
ука (uka) Sırma şerit.
указ (ukaz) Kararname.
указлă (ukazlw) Kararnameli.
укăлча (ukwlça) Köy kenarı. укăлча хапхи Kır, tarla kapısı.
укăр (ukwr) Söğüt kabuğundan yapılmış.
украинец (Ukrainets) Ukrayn erkeği.
укроп (ukrop) Dereotu.
уксах (uksah) Topal, aksak.
уксахла - (uksahla-) Topallamak, aksamak.
уксахлат- (uksahlat-) Topallatmak, aksatmak.
уксах-чăлах (uksah-çwlah) Sakat, aksak.
уксус (uksus) Sirke. уксус кислоти Sirke acısı.
укçа (ukşśa) Para. авалхи ук çа Eski para. кёмёл укçа Gümüş para.
укçалла (ukşśalla) Para karşılığı. укçалла ил нё Para karşılığı aldı.
укçаллă/ укçаллă-пухчалла (ukşśallw/ ukşśallw-puhçallı) Paralı (kişi) укçаллă курăк Papatya
укçа-тенкё/ укçа-пухча (ukşśa-tenké/ ukşśa-puhça) Para, finans.
укçу (ukşśu) Tüylü soğan.
ула- I уласа макăр- (ula-/ ulasa makwr-) Ulu. (Rüzgârla ilgili olarak) anırmak, böğürmek, Hüngür hüngür ağlamak.
ула II (ula) Alaca, rengarenk , çubuklu, çizgili. ула кайăк ağaçkakan. ула курак Karga
Dostları ilə paylaş: