хурт-кăпшанка (hurt-kwpşanka) Böcek, haşere.
хуртлан- (hurtlan-) Kurtlanmak.
хуртлантар- (hurtlantar-) Kurtlandırmak.
хуртлă (hurtlw) Kurtlu.
хуру (huru) Güç, kuvvet, zor, geçerlilik, yürürlük, şiddet.
хурусăр (huruswr) Güçsüz, kuvvetsiz, karşılıksız.
хурхулах (hurhulah) Kara hindiba.
хурхуххи (hurhuhhi) Eşek marulu.
хурчка (hurçka) Atmaca, şahin. пысăк хурчка
Doğan.
хусах (husah) Bekar, boş, serbest. хусах лаша İğdiş edilmiş at.
хусахла (husahla) Serbest bir şekilde, serbestçe.
хусак (husak) Patates toplamada kullanılan dar ahşap kürek.
хусакла- (husakla-) Ahşap kürekle kazmak.
хускав (huskav) Hareket etme, yerinden oynama.
хускавсăр (huskavswr) Hareketsiz, durağan, sabit.
хускал-/ хускан- (huskal-/ huskun-) 1. Hareketlenmek, hareket etmek, yerinden oynamak. 2. Dalgalanmak, çalkanmak, heyecanlanmak, endişe etmek, merak etmek.
хускану (huskanu) 1. Hareket, devinim, ilerleme. 2. Hareket etme, dalgalanma, çalkantı, heyecanlanma.
хускануллă (huskanullw) Hareketli, dinamik.
хускат- (huskat-) 1. Yerinden oynatmak, kıpırdatmak, kıpırdamak. 2. Dokunmak, ilişmek, ellemek, duygulandırmak. хускатса яр- Harekete geçmek. сăмах хускат- Konuşmak, laf açmak, dile gelmek.
хуç- (huşś-) 1. Kırmak, parçalamak, yıkmak, bozmak, berbat etmek. 2. Eğmek, kıvırmak, bükmek. çăпата хуç Sandal örmek. кăмăла хуç- Keyfini kaçırmak.
xуçа (huşśa) 1. Sahip, efendi, patron, ev sahibi. 2. Tüccar, müşteri кил хуçи Ev sahibi.
хуçалăх (huşśalwh) Ekonomi, iktisat, tutum. харпăрлă хуçалăх, пёччен хуçалăх коллективлă хуçалăх Kollektif ekonomi. колхоз хуçалăхё Kolhoz işletmesi. хуçалăх расчёчё İktisadi hesap.
хуçалăхла/ хуçалăхлă (hu şśalwhlw/ huşśalwhlw) Ekonomik, tutumlu, hesaplı.
хуçалла (huşśalla) Patron gibi, efendi gibi.
хуçаллă (hu şśallw) Mal sahibi olan.
xуçасăрлăх (huşśalwhswr) Sorumsuzluk.
хуçăк (huşśwk) 1. Kırık, kırıntı, enkaz, yıkıntı, kalıntı. 2. Kıvrım, kavis.
хуçăл- (huşśwl-) 1. Kırılmak, parçalanmak, yıkılmak, ortadan kalkmak, bozulmak. 2. Çok telaşlanmak, merak etmek. кăмăл хуçăл- Keyfi kaçmak.
хуçăлни (huşśwlni) çутă хуçăлни Işık sapması. кăмăл хуçăлни Üzüntü, sıkıntı.
хуçкалан- (huşśkalan-) 1. Oluşmak, ortaya çıkmak, meydana gelmek. 2. Kırılmak, parçalanmak, bozulmak. 3. Şaklabanlık etmek, kırıtmak. 4. İşin içinden sıyrılmak, hileye başvurmak.
хуçкаланчăк (huşśkalançwk) 1. Zikzak, zikzaklı, kavisli. 2. Yaramaz çocuk, afacan, taklitçi. хуçкаланчăк лини Kırık cetvel.
хуçла- (huşśla-) Yığmak, istif etmek, toplamak, bükmek, katlamak.
хуçлан- (huşślan-) Eğilmek, bükülmek, kıvrılmak.
хуçланчăк (huşślançwk) Kırma, kıvrım, buruşuk, kırışık.
хуçлат- (huşślat-) Yığmak, istif etmek, toplamak, bükmek, katlamak, kıvırmak.
хуçмаллă (huşśmallw) Katlanır, açılır kapanır. хуçмалла çёçё Çakı.
хут I (hut) Kağıt, belge, kanıt. хута вёрен Başarılı okumak. хут çёлен Uçurtma, hatır senedi. хут купăс Akordiyon.
хут II (hut) 1. Kat, balkon (tiyatroda), sıra, dizi, saf. çӳлти хутра Üst katta. 2. Yan, taraf, yön, çevre. хута кёрекен Koruyucu, savunucu. 3. Defai sefer, kere. виçё хут каларăм Üç defa söyledim.
хут- (hut-) Yakmak, ısıtmak, eritmek, batırmak, вут хут- Ateş yakmak. мунча хут- Banyoyu yakmak.
хута кун хута (hut kun huta) Bütün gün, gün boyu. çёр (хёл) хута Bütün gece.
хута яр- (huta yar-) Başlamak, çalışmak, çalıştırmak, yeniden düzenlemek.
хутав (hutav) Çivi, mıh.
хутаç (hutaşś) 1. Küçük çuval, torba, heybe, poşet. укçа хутаççи Cüzdan. 2. Kılıf, kabuk, kese. пăрçа хутаççи Bezelya kabuğu. хутаçлă пăрăç Sivri biber.
хутахай (hutahay) Zarif, moda düşkünü.
хутар (hutar) 1. Çile (ip çilesi), kilit. 2. İp sarmak, ip dolamak.
хутăш- (hutwş-) 1. Karışmak, birleşmek, bağlantı kurmak, dolaşmak, karışmak. 2. Karışık, karma, çeşitli. 3. Karışım.
хутăшла (hutwşla) Karışık, karma, çeşitli, ortak.
хутăштар- (hutwştar-) Engel olmak, engellemek, rahatsız etmek, karıştırmak, karmak katmak, eklemek, ilave etmek.
хутăштару (hutwştaru) Karıştırma, karma.
хутер- (huter-) 1. Sürmek, kovmak, damıtmak. 2. Korkutmak, ürkütmek.
хут купăс (hutws kupws) Garmon (Akordiyona benzer bir müzik aleti) хут купăс кала- Garmon çalmak.
хутла- (hutla-) 1. Yığmak, istif etmek, toplamak, bükmek, katlamak, eğmek, kıvırmak. 2. Tekrar etmek, yinelemek, kopyasını yapmak, çarpmak.
хутла (hutla) 1. Para karşılığı. 2. Okuma yazma.
хутлаканни (hutlanni) Çarpan.
хутлам (hutlam) Kırma, kıvrım, buruşuk, kırışık, buruşukluk.
хутламалли (hutlamalli) Tablo, cetvel.
хутламлă (hutlamlw) Kıvrımlı.
хутламу (hutlamu) Patatesli poğaça.
хутлан- (hutlan-) 1. Oluşmak, ortaya çıkmak, meydana gelmek, eğilmek, kıvrılmak, bükülmek, toplama. 2. Artmak, çoğalmak.
хутланаканни- (hutlakanni-) Çarpılmak.
хутланчăк (hutlançwk) Katlanır, açılır kapanır. (Garmonla ilgili).
хутласси (hutlassi) Çarpma, artırma, çoğalma, artma.
хутлат- (hutlat-) 1. Kıvrım oluşturmak, büktürmek, kıvırtmak. 2. Arttırmak, çoğalttırmak.
хутлă (hutlw) 1. Katlı, bükümlü. икё хутлă пӳрт İki katlı ev. 2. Karmaşık, zor. хутлă сăмах Birleşik kelime. хутлă предложени Birleşik cümle. хутлă сăмах Birleşik kelime.
хутлăм (hutlwm) Katman, tabaka, kat, toplumsal sınıf, tabaka.
хутлăх (hutlwh) Ara, aralık, süre, çevre, dolay. хёрсен хутлăхёнче Kızlar arasında.
хутмалли (hutmalli) Yakıt, yakacak.
хутор (hutor) Küçük çiftlik.
хуторла (hutorla) Küçük çiftlik. хуторла хуçалăх Küçük çiftlik işletmesi.
хут пёлни (hut pélni) Okuryazarlık.
хутпёлменлёх (hutpélmenléh) Cahillik, cehalet, okuma yazma bilmeme.
хутран (hutran) Zaman zaman, ara sıra, bazen. сисмен хутран Görünmeden, belli etmeden, çaktırmadan. кётмен хутран Birdenbire, ansızın. хутран-ситрен Kazara, istemeyerek, tesadüfen, rasgele.
хутсăр (hutswr) Basit, sade, sıradan. xутсăр предложени Basit cümle. хутсăр сказуемăй Basit yüklem.
хутшăн- (hutşwn-) Katılmak, eklenmek, binmek, artmak, katılmak, iştirak etmek. ют чёлхесенчен хутшăннă сăмахсем Alıntı söz. чёлхе çынсем пёр-пёринпе хутшăнмалли Dil insanları birbirine bağlayan araç.
хутшăнтар- (hutşwntar-) İştirak ettirmek, katmak, ilave etmek, iliştirmek, birleştirmek.
хутшăнчăк (hutşwnçwk) 1. Karışık, karma, çeşitli ilave, ek, extra. 2. Karışım, zam, eklenen.
хуть/ хуть те (hut’/ hut’ te) Ne olursa olsun, хуть те мён пултăр Keşke olmasaydı.
хух- (huh-) Buharlaşmak, fire vermek, eksilmek, azalmak.
хуха/ хухха/ хăлха (huha/ huhha/ hwlha) Kepek, hayvan yemi olarak kullanılan saman, tarakaltı, döküntü. кантăр хуххи Kendir-kenevir kepeği.
хухтар- (hutar-) 1. İmkan vermek, fırsat vermek. 2. Kurutmak, buharlaştırmak.
хучăш- (huçwş-) 1. Karışmak, birleşmek, bağlantı kurmak, dolaşmak. 2. Karışık, karma, çeşitli. 3. Karışım.
хуш (huş) İyilik, hayır, bolluk, çokluk.
хуш- (huş-) 1. Eklemek, katmak, artırmak, katıp karıştırmak, dahil etmek. 2. Hükmetmek, buyurmak, emretmek, görevlendirmek. 3. Kıskanmak. упăшкине ют арăм çумне хушать Kocanı yabancı kadından kıskanıyor.
хушамат (huşamat) Soyad, lakap.
хушасси (huşassi) Toplama, yapı.
хушанаканни (huşanakanni) (Konuşma, kitap, vb. sonunda) ek, ilave, eklenecek şey.
хушă I (huşw) Mezbele, ahir gibi ev.
хушă II (huşw) Ara, aralık, süre, ara, alan, arazi, çevre, ortam, sırasında, süresinde, esnasında. пӳртпе кёлет хушшинче Ahırla ambar arasında. пирён хушăмăрта Bizim aramızda. 18 çухрăм хушши çуран утрăмăр 18 kilometre yolu yaya geçtik.
хушăран/ хушăран-хушă/ хушăран-хушăран/ хушшăн-хушшăн (huşwran/ huşwran-huşw/ huşwran-huşwran/ huşşwn-huşşwn) Zaman zaman, iş arasında, parça parça, kesik kesik. асăр-хаман хушăран İstemeden, kazara.
хушăк (huşwk) Ara, aralık, süre, ara, çatlak, yarık, gedik.
хушăн- (huşwn-) Eklenmek, binmek, artmak, çoğalmak, genişlemek, katılmak.
хушăран (huşwran) Ara, aralık, süre, arazi, çevre, ortam.
хушка (huşka) Beyaz leke, beyaz benek. хушка пуçлă лаша Alnı beyaz at.
хушкач (huşkaç) Ekleme, ek, ilave, verme, katma.
хушлăх (huşlwh) Çevre, ortam, hava, koşullar, историллё хушлăх Tarihi şartlar, tarihi ortam.
хушма (huşma) хушма хуçалăх Yardımcı ekonomi. хушма хаклăх Fazla değer.
хушмалчă (huşmalçw) Eklenen, ilave edilen.
хушнă (huşnw) 1. Ek, eklenmiş, katılmış. 2. Emredilmiş, verilmiş. хушнă ёç Verilmiş iş.
хушпу (huşpu) Evli kadınların bayramlık başlığı.
хушу (huşu) Talep, istem, istek, kural, yazılı emir, buyruk, emir. хушу наклоненийё Emir kipi.
хушуллă (huşullw) Amirane.
хушшинчи (huşşinçi) Arasında, arada bulunan, arasında yer alan.
хӳ/ хёв (hü/ hév) Koyun, göğüs, sine. хёве хур, хёве чик- Koynuna koymak, sinesine koymak.
хӳ-/ хёв- (hü-/ hév-) Çevresini sarmak, kuşatmak, içine koymak, iliştirmek, kapamak, siper olmak.
xӳклe (hükle) Küçük kulübe, saz çadır.
хуклу (huklu) Kaval, kamış kaval.
хӳме (hüme) Çit, tahta perde, parmaklık. хӳме тыт- Etrafını çitle çevirmek.
хӳпёрле- (hüpérle-) 1. Çevirmek, kuşatmak. 2. Örtmek, kapamak, kaplamak.
хӳре (hüre) Kuyruk, son, bitim, uç. хӳре чикки Koksiks (anatomi). хӳре шăммисем Kuyruk kemikleri. кимё хӳри Kıç, popo. куç хӳри Gözün dış çevresi. хӳрине хёснё- Kuyruğunu kıstırmak.
хӳреллё (hürellé) Kuyruklu. татак хӳреллё Güdük, kısa, kısıtlı. хӳреллё çăлтăр Kuyruklu yıldız.
хӳресёр (hüresér) Kuyruksuz, kısa, güdük.
хӳрешке (hüreşke) Dalkavuk.
хӳсек (hüsek) Manivela.
хӳтевсёр (hüstevsér) Evsiz, yuvasız, yurtsuz, Korumasız, savunmasız.
хӳтер- (hüter-) Sürmek, kovmak, geri döndürmek, savmak.
хӳтё (hüté) 1. Savunma, korunma, himaye, defans, müdafaa 2. Gölge, karaltı, yavaş, sessiz, sakin, durgun.
хӳтёле-/ хӳтле- (hütéle-/ hütle-) Savunmak, korumak, saklamak, himaye etmek. хӳтёлекен тёс Koruyucu renk.
хӳтёлени (hütéleni) Savunma, korunma, himaye.
хӳтлёх/ хӳтелёх (hüléh/ hüteléh) Korunak, münzevi, gözden uzak, korunacak yer.
хӳтлёхлё (hüteléhlé) Savunmacı, koruyucu. хӳтлёхлё тёс, хӳтлёх тёсё Koruyucu renk, koruyucu boya.
хӳхё хёр хӳххи (hüre hér hühhi) Gelin ağıtı. вилё хӳххи Ölü ağıtı.
хӳхём/ хӳкем (hühém/ hükem) 1. Güzel, yakışıklı, iyi, zarif. 2. Güzellik, yakışıklılık, iyilik, hoşluk.
xӳхле- (hühle-)Ağlamak, ağlaşmak, ağıt yakmak.
хӳххи (hühhi) Ağıt.
хӳшё (hüşé) Mezbele, ahır gibi ev.
хыв- (hwv-)1. İndirmek, çıkarmak, sökmek, soyunmak. (Giyim-kuşam hakkında) 2. Koymak, yerleştirmek, yatırmak. кёпер хыв- Köprü yapmak. йёр хыв- İz bırakmak. капан хыв- Tınaz atmak, savurmak. çип хыв- İpi beyazlatmak, ipi beyaza boyamak. куç хыв- Göz koymak, dikkat etmek, dikkatini çekmek. укçа-тенкё хыв Para koymak, para yatırmak. юрă хыв- Şarkı, türkü yapmak, bestelemek. çăкăр хыв- Ocağa ekmek koymak. чире хыв- (пер-) Kendini yalandan hasta göstermek.
хывăм (hıvwm) Katkı.
хывăн- (hıvwn-) 1. Soyunmak, ayrılmak, çıkmak. 2. Açılmak, koyulmak, yerleştirilmek.
хывăх/ хăвăх/ хылăх (hıvwh/ hwvwh/ hılwh) 1. Kepek, buğday. 2. Kepekli.
хывăхлă (hılwhlw) Kepekli.
хып- (hıp-) Kapmak, kavramak, yakalamak, yetişmek, tutuşmak, alev almak. яла вут хыпрё Köyde yangın çıktı. ăш хыпрё Susuzluk hissi.
хыпала- (hıpala-) Yoklamak, duymak, hissetmek. хыпаласа туп Bulmak.
хыпалан-/ хыпкалан- (hıpalan-/ hıpkalan-) Acele etmek, koşuşmak, telaşlanmak, endişelenmek.
хыпалантар- (hıpalantar-) Acele ettirmek, sıkıştırmak, koşturmak.
хыпаланчăк (hıpalançwk) Telaşlı, aceleci, sabırsız.
хыпар (hıpar) Haber, havadis, bilgi. xыпар яр- Bildirmek, haber vermek, duyurmak.
хыпарла- (hıparla-) Bildirmek, haber vermek, duyurmak, bilgi vermek.
хыпарçă (hıparşśw) Haberci, müjdeci. тăвăл хыпарçи Albatros.
хыпашла- (hıpaşla-) Yoklamak, duymak, hissetmek.
хыпашлав (hıpaşlav) хыпашлав органё Duyu organı.
хыпăн- (hıpwn-) 1. Alevlenmek, tutuşmak, kızarmak, heyecanlanmak. 2. Tıkanmak, boğulmak, nefes nefese kalmak.
хыпкала- (hıpkala-) Aceleyle açlığı bastırmak, atıştırmak.
хыпкăн (hıpkwn) Aç, obur, pisboğaz.
хыпкăч/ хыпчăк (hıpkwç/ hıpçwk) Kerpeten, kıskaç, pense, cımbız.
хыптар- (hıptar-) Ağıza vermek, tutturmak. çăварлăх хыптар Dizginlemek, gem vermek.
хыр- (hır-) Tırmalamak, kazımak, kaşağılamak, karıştırmak, deşmek.
хыр (hır) Çam, iğne yapraklı. хыр йёппи, хыр лăсси İğne yaprak. хыр вăрманё, хыр туйё Çam ormanı. хыр курăк Atkuyruğunun bir çeşidi.
хырăм (hırwm) Mide, karın, göbek. хырăм хăвăлё Karın. хырăм пăрах, хырăм ӳк- Erken doğum yapmak, bebeği ölü doğurmak. хырăм пăрахтар-, ӳкер- Düşük yapmak, çocuk düşürmek. хырăм тăран- Karın doymak. хырăм выç- Karnı acıkmak.
хырăмлăх (hırwmlwh) Mide.
хыркăн (hırkwn) 1. Açgözlü, haris. 2. Aç.
хыркăч (hırkwç) 1. Rende. 2. Kaşağı, fırça.
хырлăх (hırlwh) Çam ormanı.
хырмашка (hırmaşka) Göbekli, şiş karınlı.
хырçă/ хырăç (hır şśw/ hırw şś) Arazi vergisi. хырçă-марçа (хырăç-мараç) Vergi.
хыртăрри (hırtwrri) At kuyruğu.
хырчăк (hırçwk) Fırça, kaşağı.
хырчăкла- (hırçwkla-) Kaşağılamak, tımar etmek.
хыс (hıs) Kadın örtüsü, yaşlı kadınların bayramlık elbisesi.
хыса (hısa) Çıkıntı, dik olmayan yamaç. кăмака хыçи Ocağın dip kısmı.
хысак утёс (hısa üütés) Uçurum, yar. ту хысакёсем Kayalar.
хысан (hısan) 1. Uçurum, yar, falez. 2. Çıkıntı, yüz, kenar.
хысани/ хыса ани/ хыса анни (hısani/ hısa ani/ hısa anni) Kasık.
хысма (hısma) 1. Kurum, tahıl kabuğu. 2. Tencerenin dibine yanmış lapa. 3. Kabuğun soyulmasından sonra ağaçtan çıkan su.
хысна (hısna) Hazine.
хыç (hışś) Arka, art, kıç, sırt. ман хыçăмра Benim arkamda. ёне хыçё İnek plasentası.
хыç- (hı şś-) Kaşımak.
хыçал (hı şśal) Arka, art, kıç, sırt. хыçал ен Arka taraf, geri. хыçалта Arkada, geride. хыçалтан Arkadan, geriden. хыçала Arkaya, geriye. хыçала юл- Geri kalmak, geri olmak. хыçалалла Geriye doğru, arkaya doğru.
хыçалан- (hışśalan-) Kaşınmak, saçını taramak, taranmak.
хыçалараххн (hışśalarahhi) Daha arkada bulunan, daha geride bulunan.
хыçалти (hışśalti) Gerideki, arkadaki.
хыçёнчи (hışśénçi) Gerisindeki, arkasındaki. ял хыçёнчи вăрман Köy arkasındaki orman.
хыçкалан- (hışśkalan-) Kaşınmak, saçını taramak.
хыçлă (hışślw) Arkalı, sırtlı. хыçлă çуна Binekli kızak.
хыçрам/ хиçрем (hışśram/ hişśrem) Hafif tohum, tane.
хыçсăмах (hışśswmah) 1. Son söz. 2. Son ek.
хыççăн (hışśşśwn) Sonra, ertesinde. ман хыççăн пыр Benim arkamdan gel.
хыççăнах (hışśşśwnah) Hemen, anında. праçник хыççăн Bayramdan sonra.
хыççăнхи (hışśşśwnhi) Sonraki, bir sonraki.
хыт- (hıt-) 1. Katılaşmak, sertleşmek, donmak, donup kalmak, güçlenmek, kuvvetlenmek.
хытар- (hıtar-) Bağlamak, kenetlemek, sağlamlaştırmak, güçlendirmek, kuvvetlendirmek, pekiştirmek, perçinlemek
хытă (hıtw) 1. Sert, katı, sağlam. çăкăр хытти Ekmek kabuğu. хытă чёреллё Merhametsiz, acımasız. хытă сурчăк Islaklık. хытă хупă сасă Ötümsüz ünsüz. 2. Cimri, pinti. 3. Pek, gayet, şiddetle, hızlı.
хытăлла (hıtwlla) Sert görünüşlü. хытăлла çăмарта Sert kabuklu yumurta.
хытăрка- (hıtwrka-) Kurulamak, kurumak, solmak, sertleşmek, katılaşmak.
хытăрла- (hıtwrla-) Azarlamak, paylamak, sertçe cezalandırmak.
хыткăн (hıtkwn) Zayıf, kötü, fena.
хытлан- (hıtlan-) Boşu boşuna uğraşmak, , gereksiz yere meşgul olmak.
хытлăх (hıtlwh) 1. Verimsiz toprak parçası. (хытлăхри ана), 2. Cimrilik, hasislik. 3. Sertlik, şiddet, yasak.
хыттăн (hıttwn) Sağlam, sıkı, şiddetli, gerginlikle.
хышалан- (hışalan-) Kaşınmak, saçını taramak, taranmak.
Ц ц
цемент (tsement) Çimento.
центнер (tsentner) Kental.
центр (tsentr) Merkez.
центрти (tsentri) Merkezî, merkezde yer alan, merkeze ait.
централизаци (tsentralizatsi) Merkezîleştirme.
централизациле- (tsentralizatsile-) Merkezîleştirmek.
центральный (tsentral’nıy) Merkez, merkezi.
церемони (tseremoni) Merasim, tören.
цех (tseh) Atölye, daire, fabrikanın bir parçası.
цивилизаци (tsivilizatsi) Uygarlık, medeniyet.
цивилизациле- (tsivilizatsile-) Uygarlaştırmak, medenileştirmek.
цивилизацилен- (tsivilizatsilen-) Uygarlaşmak, medenileşmek.
цикaдa (tsikada) Ağustos böceği.
цикл (tsikl) Devre, döngü, seri, süreç.
циклон (tsiklon) Siklon, güçlü fırtına, kasırga.
цикopи (tsikori) Hindiba.
цинк (tsink) Çinko.
цинклa (tsinkla) Galvaniz kaplamak.
цинклaни (tsinklani) Galvaniz kaplama.
циpк (tsirk) Sirk.
циркуль (tsirkul’) Pergel
цитата (tsitata) Alıntı, kelimesi kelimesine tercüme etme.
цифра (tsifra) Rakam.
цынга (tsınga) İskorbüt hastalığı.
Ч ч
чав-/ чавала- (çav-/ çavala-) 1. Kazmak, eşmek, karıştırmak, oymak. çёр чавалакан toprak işçisi. 2. Tırmalamak, sökmek, kaşımak.
чавалан- (çavalan-) Kurcalamak, karıştırmak, eşinmek, eşmek. чаваланса кай Kusur bulmak.
чаваланчăк (çavalançwk) Ağır, yavaş kişi.
чавка (çavka) Alaca karga. чавка курăкё Yonca.
чавкалан- (çavkalan) Kurcalamak, karıştırmak, eşinmek, eşmek.
чавкапуç (çavkapuşś) Yonca.
чавкăн- (çavkwn-) Acele etmek, koşup gitmek, hızlı hızlı gitmek.
чавса (çavsa) Dirsek. чавса таран Dirseğe kadar.
чавсалан- (çavsalan-) Abanmak.
чайлат- (çaylat-) Gıcırdamak.
чак- (çak-) Geriye gitmek, geri çekilmek, geri dönmek, gerilemek, yozlaşmak, dökülmek, fiatları düşürmek.
чакак (çakak) Saksağan. чакак куç Hasır otu. чакак курăкё İnci çiçeği.
чакала- (çakala-) Kazmak, eşmek, karıştırmak, kurcalamak, kazıp çıkarmak.
чакалан- (çakalan-) 1. Kurcalamak, karıştırmak eşinmek, eşmek, kurcalanmak, Uğraşmak. 2. Kusur bulmak.
чакаланчăк (çakalançwk) Mızmız.
чакалаш- (çakalaş-) 1. Eşinmek, uğraşmak. 2. tartışmak, münakaşa etmek, çekişmek, aşık atmak.
чакан (çakan) 1. İri başaklı ot, su kamışı, koçan. 2. Horoz mahmuzu, atın ayaklarındaki göz şeklindeki şiş.
чакар- (çakar-) Azaltmak, küçültmek, kısaltmak, kısmak, daraltmak, indirmek, düşürmek.
чакарттар- (çakarttar-) Küçülttürmek, düşürtmek, azalttırmak, daralttırmak.
чакăлтат- (çakwltat-) Bağırmak, haykırmak, bağrışmak.
чакăр (çakır) 1. Açık mavi, gri, boz. чакăр куçлă Çakır gözlü. 2. Şaşı.
чакăртат- (çakwrtat-) Kıtırdamak, çıtırdamak, kütürdemek.
чаклат- (çaklat-) Çınlamak, çıngırdamak, tık tık etmek (saat hakkında).
чакма (çakma) Çakmak taşı.
чал I (çal) Çok çabuk, anında, hemen.
чал II (çal) Yapraklarda ilk sarılık.
чалак (çalak) 1. Çevik, kıvrak, hareketli. 2. Afacan.
чалар- (çalar) Çökmek, yıkılmak.
чалăр-/ чалкăр- (çalwr-/ çalkwr-) 1. Açılmak (Göz hakkında). 2. Gözün genişçe açılması ve çevreye sersem sersem bakmak.
Dostları ilə paylaş: |