чалăш I (çalış) Kulaç (1. 83 m).
чалăш II (çalış) Saç örgüsü, şerit, eğik. 2. чалăш куçлă Şaşı. чалăш ураллă Eğik bacaklı. чалăш лини Eğik cetvel. 2. Kuşkuyla, güvensizlikle, şüpheyle, beğenmeyerek, işkillenerek. чалăшла Bir yana doğru, eğri. 3. İlk saban (ilkel saban).
чалăш- (çalış-) Eğrilmek, yan yatmak, kaykılmak.
чалăшла- (çalwşla-) Kulaçla ölçmek.
чалăштар- (çalwştar-) Eğmek, eğriltmek.
чалăш-тёлёш (çalwş-téléş) Eğri büğrü, sakat, ucube.
чалка (çalka) Kurdela, şerit, bant.
чаллан- (çallan-) Yaprakları yarısı yarı yarısı yeşil olmak, saçına ak düşmeye başlamak. Чаллă районё Çallı ilçesi.
чалпаш (çalpaş) Eve yeni gelen gelinin kayın babasının aldığı hediye.
чалтăрка- (çaltwrka-) Renk renk görünmek.
чампăртат- (çalpwrtat-) Taşıp dökülmek, çalkalanmak, debelenmek.
чан I (çan) Çan, kampana, чан çап Çan çalması.
чан II (çan) Büyük ahşap dolap.
чана/ чанка/ чавка (çan/ çana/ çavka) Alaca karga.
чанкăлтат- (çakwltat-) 1. Cıvıldamak, ötmek. (Kargalar hakkında) 2. Gürültü patırtı yapmak, yaygara yapmak.
чанкăртат- (çankwrtat-) Çınlamak, çıngırdamak, şıngırdamak.
чанла- (çanla-) Yüksek sesle ve ara vermeden konuşmak.
чап (çap) 1. Şan, şöhret, ün. чапа тух- Ünlü olmak, meşhur olmak. 2. Söylenti, rivayet, dedikodu. чап сар- Ünü yayılmak, şöhreti yayılmak.
чапак (çapak) Sazan, çapak balığı.
чаплан-/ чаплăлан- (çaplan-/ çaplwlan-) Ünlü olmak, şöhret olmak.
чаплаттар- (çaplattar-) Ağzını şapırdatmak. чаплаттарса ан çи Ağzını şapırdatarak yeme!
чаплă (çaplw) Ünlü, namlı, şanlı, güçlü, kuvvetli, önemli.
чаплăлăх (çaplwlwh) Tanınmışlık, ün, şöhret, önemlilik.
чаппан (çappan) Çapan.
чапрас (çapras) Eğri, çarpık. чапрac куçлă Şaşı.
чапраслан- (çapraslan) Eğrilmek, çarpıklaşmak.
чапсăр (çapswr) Bilinmez, bilinmeyen, meçhul, belirsiz.
чар- I (çar-) Durdurmak, yatıştırmak, dindirmek, kesmek, alıkoymak, gem vurmak.
чар- II (çar-) Gözünü dikip bakmak, dik dik bakmak.
чара I (çara) Büyük tahta servis tabağı.
чара II (çara) Kasık bölgesi.
чарак (çarak) Mesnet, destek, dayanak.
чаракла- (çarakla-) Desteklemek, payandalamak, dayamak.
чараксăр (çarakswr) Desteksiz, dayanaksız.
чарăл- (çarwl-) Doğrulmak.
чарăн- (çarwn-) Durmak, duraklamak, inmek, mola vermek, yatışmak, sakinleşmek.
чарăну (çarwnu) Durma, ara, duraklama, mola, durak gecikme, engel. чарану паллисем Noktalama işareti.
чарăнусăр (çarwnuswr) Aralıksız, durmadan, sürekli.
чаркăч (çarkwç) 1. Üzerine hayvan derilerinin gerildiği gergi. 2. Fren (At arabası, el arabası)
чаркăчла- (çarkwçla-) 1. Hayvan derilerini germek. 2. Frenlemek, durdurmak.
чарла- (çarla-) Guruldamak (Hayvanlar hakkında)
чарлан (çarlan-) 1. Bitki çayı, öğleden sonraları yenen hafif yemek 2. Maymun. 3. Balıkçıl.
чарлат- (çarlat-) Guruldamak, bağırmak, haykırmak.
чарлаттар- (çarlattar-) Kibrit çakmak.
чapлăк (çarlwk) Martı.
чармак (çarmak) чармак куçлă Şaşı kişi. чармак йывăç Eğik ağaç.
чармака (çarmaka) Süresi uzatılmış, temdit edilmiş.
чармакла- (çarmakla-) Açmak.
чармаклан- (çarmaklan-) Açılmak.
чару (çaru) Engel, gecikme, fren. манран чару çук Benden yana engel yok.
чарулăх (çarulwh) Mutedillik, kendini tutabilirlik, itidal, dayanıklılık, sabır.
чаруллă (çarullw) Ölçülü, tutarlı, kendine hakim.
чарусăр (çaruswr) Ölçüsüz, tutarsız, sabırsız, mutedil olamayan, dağınık, düzensiz. чарусăр çăвар Uzun dilli, sır tutmasını bilmeyen.
чаршав (çarşav) Perde. чаршав кар- Gizlemek, saklamak, perdeyi örtmek.
час (ças) Çabuk, hızlı, yakında, çok geçmeden, kısa zamanda, neredeyse, hemen hemen. час пул Acele et, çabuk ol.
часрах (çasrah) Daha çabuk, daha doğrusu.
часах (çasah) Şimdi, su anda.
часавай (çasavay) Cehennem, mezarlık.
часси (çassi) Saat. кёмёл часси Gümüş saat.
часы (çası) Saat.
частнăй (çastnwy) Münferit, özel. частнăй суту-илӳ Özel ticaret.
час-часах (ças-çasah) Sık sık.
чатан (çatan) Topal, aksak.
чатанхур (çatanhur) Topal kaz.
чатăр (çatwr) Çadır. чатăр кар- Çadır kurmak.
чатăрла- (çatwrla-) Çadır kurmak.
чахотка (çahotka) Verem, tüberküloz.
чашăк/ чашкă (çaşwk/ çaşkw) Servis tabağı.
чашка- (çaşka-) Cızırdamak, homurdanmak (Motor hakkında).
чашкăр- (çaşkwr-) Tıslamak, homurdamak, cızırdamak, gürültü yapmak.
чашла- (çaşla-) Cızırdamak, homurdanmak, şırıldamak, çağıldamak. (Su kaynağı hakkında).
чашлама (çaşlama) Gürültülü, patırtılı, gürültücü, coşkun, köpüren. чашлама çăл Coşkun kaynak.
чашлат- (çaşlat-) 1. Gürültü yapmak, uğuldamak, gürüldemek, fokurdamak. 2. Vızlamak, fısırdamak, köpürmek.
Чăваш (Çwvaş) Çuvaş. чăваш чёлхи Çuvaş Türkçesi. вăл пилёк çул-чăвашра (чăваш хушшинче) пурăннă O, beş yıl Çuvaşistan’da yaşadı.
Чăвашла (Çwvaşla) 1. Çuvaşça. чăвашла-кёнеке Çuvaşça kitap. 2. Çuvaş gibi. чăвашла пёлмест Çuvaşça bilmiyor.
Чăвашлан- (Çıvaşlan-) Çuvaşlaşmak, Çuvaşlara dönmek.
Чăвашлат- (Çwvaşlat-) Çuvaşlaştırmak, çuvaşa döndürmek.
чăк (çwk) Sıkı, sıkıca, sertçe, sıkı sıkıya.
чăкăлтăш (çwkwltwş) 1. Kaprisli, zor beğenir, kararsız. titiz, nazik, kibirli, mağrur. 2. Dolaşık, karışık, çapraşık, çetrefil.
чăкăмăç (çwkwmwşś) İnatçı, dikkafalı.
чăкăр (çwkwr) İpleri bükmek için kullanılan alet.
чăкăт (çwkwt) Köy peyniri. чăкăт курăкё Ebegümeci.
чăкрăш- (çwkrwş-) Kusur bulmak, inat etmek, ayak diremek.
чăл-чал Azıcık, birazcık, zar zor, güçlükle, ancak.
чăл-чал (çwl-çal) Orada burada, yer yer. чал-чал шăтса тухнă Ekinler düzensiz çıktılar.
чăлăм (çwlwm) Tümüyle, büsbütün, hiç, zerrece.
чăлпар (çwlpar) 1. Düzensiz, düzensiz şekilde, seyrek. 2. Kazara, yanlışlıkla, rastlantı sonucu, tesadüfen.
чăлт (çwlt) Hiç, zerrece, büsbütün, tümden, hepten, temelli.
чăлха (çwlha) Çorap (tek) чăлха пуç Ayakucu, çorap.
чăлxa- Dolaştırmak, karmakarışık etmek, arapsaçına çevirmek, örmek.
чăлхан- (çwlhan-) Dolaşmak, karışmak, örülmek.
чăм (çwm) Can.
чăм- (çwm-) Suya dalmak, suya gömülmek. чăмар кулак Küre, yuvarlak, top. алă чăмăрё кулак, çёр чăмăрё Yer yuvarlağı.
чăмăркка/ чăмакка (çwmwrkka/ çwmakka) Ufak top, saçma tanesi, ufak kursun, misket, bilye.
чăмăрла (çwmwrla) Yuvarlak şekilde, yuvarlak.
чăмăрлат- (çwmwrlat-) Yuvarlak hale getirmek, yuvarlaklaştırmak.
чăмăрта- (çwmwrta-) Sıkmak, sıkıştırmak, kısaltmak, basmak, basınç yapmak.
чăмăртан- (çwmwrtan-) Yuvarlanmak, toparlanmak, kenetlenmek, kısılmak, büzülmek, daralmak.
чăмăш (çwmwş) Balaban kuşu.
чăмкăç (çwmkw şś) Karabatak.
чăмла- (çwmla-) Çiğnemek.
чăмлана (çwmlana) Çiğnenmiş, buruşuk, ezilmiş, ezik.
чăмлаттар- (çwmlattar-) Çiğnetmek.
чăн (çwn) 1. Pek, gayet, çok, en. чăн пысăкки En büyük, en büyüğü. чăн лайăххи En iyi. чăн малтан Her şeyden önce, en önce. чи чăн 2. Gerçek, hakikat, doğru.
чăнах/ чăнласах чăннипе (çwnah/ çwnsalah çwnnipe) Gerçekten de, sahiden, cidden, hakikaten. чăннипе каласан Doğruyu söylersek.
чăнкă (çwnkw) Dik, sarp, sert, ani. чăнкă ту Sarp dağ.
чăнкăр-чaнкăр (çwnkwr-çankwr) Şıngır şıngır.
чăнкăртат- (çwnkwrtat-) Çınlamak, çıngırdamak, şıngırdamak, şakırdamak. телефон чăнкăртатрё Telefon çaldı.
чăнкăртаттар- (çwnkwrtattar-) Çınlattırmak, şıngırdattırmak, çınlattırmak, şakırdatmak.
чăнласах/ чăннипе (çwnlasah/ çwnnipe) 1. Pek, gayet, çok. 2. чăнлăх Gerçeklik, doğruluk, dürüstlük.
чăпар (çwpar) Alaca, ala, benekli.
чăп-чăпар (çwp-çwpar) Ap ala, tamamıyla benekli.
чăпарлан- (çwparlan-) Beneklenmek, alacalanmak.
чăпарлат- (çwpatlat-) Benek benek yapmak, alaca etmek.
чăпăк (çwpwk) İnce dal, çubuk. чăлём чăпăкё Uzun pipo. пăшал чăпăкё Tüfek temizleme çubuğu. чăпăл курăке Hercai menekşe.
чăпăр курăкё (çwpar kurwké) Kekik.
чăпăркка (çwpwrkka) Kamçı, kırbaç. вăрăм чăпăркка Uzun kamçı.
чăпта (çwpta) Çuval, hasır, hasır örgüsü. чăпта çап- Çuval örmek, torba örmek. ыйхă чăптн Uykucu.
чăpăклaт-/ чăpлaт- (çwrwklat-/ çwrlat-) Cırıldamak. (Ağustos böceği hakkında), gıcırdamak.
чăpăлтaт- (çwrwltat-) Cıvıldamak.
чăpăш (çwrwş) Köknar. шуp чăpăш Köknar. чăpăш икeлё Köknar kozalağı. чăрăш тăрри At kuyruğu.
чăpăш тăppи (çwrwş twrri) At kuyruğu.
чăpиклeт- (çwriklet-) Çürütmek, eskitmek, kokutmak.
чăрка/ чăркан (çwrka/ çwrkan) Sarmak, sarmalamak, örtmek, kapatmak, kaplamak.
чăркăш-/ чăркаш- (çwrka şş-/ çwrkaş-) Kusur bulmak, inat etmek, ayak diremek, çekişmek.
чăркуççи (çwrku şś şśi) Dizkapağı.
чăрлат- (çwrlat-) Cıvıldamak. .
чăрмав/ чăрмавлăх (çwrmav/ çwrmavlwh) Engel, ayak bağı, yük, zahmet.
чăрмавла- (çwrmavla-) Rahatsız etmek, tedirgin etmek, engel olmak, zorluk çıkarmak.
чăрмавлă (çwrmavlw) Sıkıntılı, zor, ters, huysuz, tedirgin.
чăрмавсăр (çwrmavswr) Neşeli, mutlu, tasasız, kaygısız.
чăрмала- (çwrmala-) Tırmalamak, cırmalamak, çimdiklemek.
чăрман- (çwrman-) Zahmet vermek, zorluk çıkarmak, engel olmak.
чăрмантар- (çwrmantar-) Rahatsız etmek, tedirgin etmek, engel olmak, zorluk çıkarmak.
чăрмантару (çwrmantaru) Güçlük, engel, ayakbağı.
чăрсăр (çwrswr) 1. Saygısız, terbiyesiz, kaba, küstah. 2. Cesaretle, teklifsizce.
чăрсăрлан- (çwrswrlan-) Saygısızlaşmak, küstahlaşmak, haddi aşmak, kabalaşmak.
чăрсăрлăх (çwrswrlwh) Küstahlık, saygısızlık, yüzsüzlük, kabalık.
чăртăк/ чăрттик/ чăртти (çwrtwk/ çwrttik/ çwrti) Şırınga, enjektör.
чăртмаххăн (çwrtmahhwn) Kabaca, sıkıca.
чăс- (çıs-) Çekmek, döşemek, uzatmak.
чăсăк (çwswk) Uzun, sırık gibi, leylek gibi.
чăсланка/ чăсланчăк (çwslanka/ çwslançwk) Sırık gibi, leylek gizi (uzun).
чăт- (çwt-) Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek, sabretmek. чăтмалла мар, чăтма çук Dayanılmaz, çekilmez.
чăтăм (çwtwm) Sabır, tahammül.
чăтăмлă/ чăтуллă (çwtwmlw/ çwtullw) Sabırlı, dayanıklı, güçlü.
чăтăмлăх/ чăтулăх (çwtwmlwh/ çwtlwh) Sabır, hoşgörü, dayanıklılık.
чăтăртат- (çwtwrtat-) Kıtırdatmak, çıtırdatmak, kütürdetmek.
чăтлăх (çwtwlwh) Çalılık, ağaçlık.
чăту (çwtu) Sabır, tahammül.
чăтусăр/ чăтамсăр (çwtuswr/ çwtwmswr) Sabırsız, tahammülsüz, can ateş, istekli.
чăх/ чăхă (çwh/ çwhw) Tavuk. чăх чёппи Civciv, piliç. чăх кăшти Tünek. чăх вити Kümes. вăрман чăххи, хир чăххи Keklik. шыв чăххи Su çulluğu, batak çulluğu. кёл чăххи Evde oturmayı seven kişi.
чăхăмла- (çwhwmla-) Dik kafalılık etmek, inat etmek. (Atlar hakkında) ayak diremek.
чăхăмçă/ чăхăмăç (çwhwmşśw/ çwhwmwşś) İnatçı, dik kafalı.
чăшла-/ чăшăлтат-/ чăшлат- (çwşla-/ çwşwltat-/ çwşlat-) Tıslamak, cızırdamak. шелестеть.
чёвле- (çévle-) Cırcır etmek, cıvıldamak.
чей (çey) Çay. чей чашки, чей курки Çay fincanı. чей тултар- Çay koymak, çay doldurmak. чей курăкё Sıçan kulağı vb. çay benzeri otlar, nane. чей çырли Vişne.
чей-сахăр (çey-sahwr) Çay-şeker.
чее/ чие (çeye/ çiye) Kurnaz, şakacı, muzip, kurnaz, üçkağıtçı.
чеелен- (çeyelen-) Kurnazlaşmak, muzipleşmek vb.
чеелёх (çeyeléh) Kurnazlık, hilekarlık, muziplik.
Чеелёхсёр (çeyeléhsér) 1. Dürüst, hilesiz, saf. 2. Basitçe, safça, içten, samimice.
чeeлёxcёpлёx (çeyeléhsérléh) Saflık, samimilik, içtenlik.
чемодан (çemodan) Bavul.
чемпион (çempion) Şampiyon.
чемчем курăк(ё) (çemçem kurwk-é) Karabuğday, genç yeşil otlar, çimenler.
чемччук (çemççuk) Küçük soğan.
ченчёке (çemçéke) Zıpkın.
чепчем (çepçem) чепчем кайăкё Kız kuşu.
черет (çeret) Sıra, bölüm, kısım, kademe черет тат (ирттер) Sıra beklemek. черетпе Sıraya göre, sırayla.
черет тăр- (çeret twr-)Sıraya girmek, kuyruk olmak.
черетён/ черетлён (çeretén/ çeretlén) Alternatif olarak.
черетри (çeretri) Sırası gelen, olağan.
черкке/ черке (çerkke/ çerke) Kadeh.
чернил чернила/ чернил кёленчи (çernil çernila/ çernil kélençi) Mürekkep kutusu, hokka.
чертёж (çertyoj) Taslak, karalama, plan.
черчен (çerçen) Nazik, ince, kırılgan, yumuşak.
четверт (çetvert) Kovanın dörtte biri.
чечек I (çeçek) Çiçek. чечек чашки Çiçek saksısı. чечек çулçисем, чечек çуначёсем Taç yağrağı. чечек папки (папакки) Çiçek tomurcuğu. чечек тусанё Polen, çiçek tozu. чечек пуххи Çiçek durumu. чечек çыххи Buket, çiçek demeti. чечек кăлар, чечеке лар- Çiçek açmak, çiçeklenmek. чечек кăларни, чечеке ларни Çiçeklenme.
чечек II (çeçek) Çiçek hastalığı.
чечекле-/ чечеклет- (çeçeklet-/ çeçeklet-) Çiçeklerle bezemek, çiçeklerle donatmak.
чечеклен- (çeçeklen-) Çiçek açmak, çiçeklenmek.
чечеклё (çeçeklé) Çiçekli.
чечеклё йывăç-курăк (çeçeklé yıvw şś-kurwk) Çiçekli bitki.
чечеклёх (çeçekléh) Çiçeklik.
чечен (çeçen) Güzel, iyi, harika, hoş, mükemmel.
чeчeн кaйăк (çeçen kaywk) Çalı bülbülü, ötleğen kuşu.
чечеклен- (çeçeklen-) Güzelleşmek, iyileşmek, mükemmelleşmek.
чечеклет- (çeçeklet-) Güzelleştirmek, iyileştirmek, mükemmelleştirmek.
чечеклёх (çeçekléh) Güzellik, yakışıklılık, zarafet.
чечче/ чечек (çeççe/ çeçek) Çiçek hastalığı. чечче (хул) кастар- Çiçek aşısı yapmak. чечче курăкё Düğün çiçeği, gece körlüğü.
чёвё (çévé) сас-чёвё Genel olarak ses. пёр сас-чёвё те илтёнмест En küçük bir ses işitilmiyor.
чёвёлтет- (çévéltet-) Cıvıldamak.
чёвик (çévik) Bazı kuş seslerini gösteren yansıma sözcük.
чёвиклет- (çéviklet-) Cıvıldamak.
чёкел- (çékel-) Güzelleşmek, iyileşmek, düzelmek.
чёкеç (çékeşś) Kırlangıç. чёкеç куракё Sinirotu. чёкеç шатри Çil.
чёкёнтёр (çékéntér) Pancar. сахăр чёкёнтёрё Şeker pancarı. выльăх чёкёнтёрё Yemlik pancar.
чёкёр- (çékér-) Temizlemek, arındırmak, tasfiye etmek.
чёкёрттерекен (çékérttereken) Müshil ilacı.
чёкре (çikre) İshal.
чёл- (çél-) Biçmek. чёлённи Parçalama.
чёлё/ чёл (çélé/ çél) Dilim, parça, bölüm, kısım.
чёлём (çélém) Boru, pipo. чёлём турт Pipo içmek. чёлёх сас чёлёхёсем Sesli ilişkileri.
чёлкём (çélkém) Lif, elyaf, tel.
чёлкёмлё (çélkémlé) Lifli, lifsel.
чёлпёр (çélpér) Dizgin. (At başlığındaki).
чёлхе (çélhe) Dil, tokmak, konuşma, lehçe. Чăваш чёлхи Çuvaş dili, литература чёлхи Edebi dil. чёлхе уйрăмлăхёсем Dil özellikleri. чёлхен фонема составё Dilin sesleri. чёлхен лексика пуянлăхё, чёлхен сăмах пуянлăхё Dilin söz varlığı.
чёлхе ăсталăхё/ чёлхе пёлёвё (çélhe wstalwhé/ çélhe pélévé) Dilbilim.
чёлхеллё (çélhellé) Dilli. çивеч чёлхеллё çын Espirili, nükteci.
чёлхесёр (çélhesér) 1. Dilsiz, ahraz. 2. Suskun, az konuşan.
чёлхесёрлен- (çélhesérlen-) Dilini kaybetmek, suskunlaşmak.
чёлхесёрлёх (çélhesérléh) Dilsizlik, ağzı sıkılık.
чёлхе-çăвар (çélhe- şśwvar) Dil, konuşma.
чём/ чун-чём (çém/ çun-çém) Soluk, nefes, hayat.
чёмере (çémere) Karın ağrısı, bir kolera çeşidi.
чёмсёр (çémsér) Suskun, sessiz, ağzı sıkı.
чёмсёрлёх (çémsérléh) Ağzı sıkılık, suskunluk, sessizlik.
чёмчен курăкё (çémçen kurwké) Kara buğday, genç otlar.
чён- (çén-) 1. Çağırmak, seslenmek, davet etmek. 2. Cevap vermek, karşılık vermek, konuşmak. чёнмест Konuşmuyor, cevap vermiyor. хирёç чён- Karşılık vermek, itiraz etmek. чёнсе тух- Seslenmek, bağırmak, çağırmak. чёнсе ил- Çağırmak, telefon etmek, konuşmak. чёнмесёр Hiç konuşmadan, suskun, ses çıkarmadan. чёнсе калани Çağırma, çağrı.
чёнкеле- (çénkele-) Dilenmek.
чёнкелекенсем (çénkelekensem) Dilenciler.
чёнмен (çénmen) Davetsiz, çağrılmamış. чёнмен хăна Davetsiz misafir.
чёнтер- (çénter) Davet ettirmek, çağırtmak.
чёнтёр (çéntér) 1. Dantel, işleme, nakış, oyma. 2. Köprü parmaklıkları, merdiven parmaklığı.
чёнтёрле- (çéntérle-) Süslemek, bezemek, donatmak.
чёнтёрлё (çéntérlé) Süslü, bezekli, nakışlı, oymalı.
чёнӳ (çénü) Çağırış, sesleniş, çağrı, davet.
чёпё/чёп (çépé/ çép) Civciv, yavru kus. чёп амăшё Kuluçka. чёп тухнă Civciv yumurtadan çıktı. хур чёппи Kaz palazı.
чёпёт- (çépét-) Çimdiklemek, ısırmak, yolmak, kıstırmak, sıkıştırmak.
чёпкуç (çépkuşś) 1. Gece körlüğü. 2. Camsız küçük lamba.
чёптём/ чёпкём (çéptém/ çépkém) Çimdik, fiske.
чёпчен (çépçen) Kızılgerdan. (Bir kuş türü)
чёр (çér) Diz, boğum.
чёр- (çér-) Çizgi çizmek, tırmalamak, kağıdı yırtmak.
чёре (çére) Kalp, yürek, gönül. чёре хăлхи Kalp kapakçığı. чёре ани Kalp kulakçığı. чёре пӳлёмё Diyafram seti. чёре тапать Kalp çarpması. чёре çунать Yürek sızlıyor.
чёреллё (çérellé) Kalpli, yürekli. çемçе чёреллё İyi kalpli. хытă чёреллё Katı yürekli.
чёрес (çéres) Ihlamur veya kavak ağacından oyulmuş kap kacak.
чёресёр (çéresér) Kalpsiz, vurdumduymaz, sert, inatçı.
чёреслет (çéreslet-) чёреслетсе çумăр çăвать Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
чёрё (çéré) 1. Canlı, diri, neşeli, sağlıklı. 2. Çevik, kıvrak, hareketli. 3. Yaş, rutubetli. чёп-чёрё Cap-canlı.
чёрёк (çérék) Çeyrek, dörtte bir. чёрёк сехет Çeyrek saat. пёр метр чёрёк Çeyrek metre. чёрёк гектар Çeyrek dekar.
чёрёл- (çérél) 1. Canlanmak, dirilmek, iyileşmek. 2. Büyümek, ilerlemek. (Ateş hakkında)
чёрёлле (çérélle) Diri diri, bizzat.
чёрёлёх/ чёрлёх (çéréléh/ çérléh) 1. Yaşam, hayat, yaşantı, ömür. 2. Hayvanlar dünyası. выльăх-чёрлех Hayvan, sürü. сив юнлă чёрлёхсем Soğuk kanlı hayvan.
чёрёп (çérép) Kirpi. чёрёп йёпписем Kirpi dikeni.
чёриклет- (çériklet-) 1. Yoksun bırakmak, elinden almak. 2. Gıcırdamak, cıvıldamak.
чёриклетни (çérikletni) Cıvıltı, vızıltı, gıcırtı.
чёрке-/ чёркеле-/ чӳрке-/ чăрка- (çérke-/ çérkele-/ çürke-/ çwrka-) Sarmak, sarmalamak, örtmek, kapatmak, kaplamak.
чёркен-/ чӳркен-/ чăркан- (çérken-/ çürken-/ çwrkan-) Bürünmek, sarınmak, çevrelenmek.
чёркёмёл (çérkémél) Cıva.
чёркуççи (çérkuşśşśi) Diz. чёркуççи икерчи Diz kapağı.
чёркуçлен- (çérkuşślen-) Diz çökmek.
чёркуçлентер- (çirkuşślenter-) Diz çöktürmek.
чёрлёх (çérléh) выльăх-чёрлёх Hayvan, sürü.
чёрмеле- (çérmele-) Tırmalamak, cırmalamak, çimdiklemek.
чёрне (çérne) Tırnak, toynak.
чёрпеклен- (çérneklen-) Parçalanmak.
чёрпеклентер- (çérneklenter-) Yarmak, parçalamak.
чёрçи (çér şśi) Etek, kalça kemiğinin üst tarafı. ман чёрçи çинче ача ларать Benim kucağımda çocuk oturuyor.
чёрçитти (çér şśitti) Önlük.
чёрт- (çért-) Diriltmek, canlandırmak, hayat vermek, yakmak, tutuşturmak. чёлём чёрт- Sigara yakmak. вут чёрт- Ocağı yakmak, lambayı yakmak.
чётре- (çétre-) Titremek, zangırdamak, ürpermek. çёр чётрени Deprem, yer sarsıntısı. чётре хӳре Kuyruk sallayan.
чётреллё (çétrellé) Titrek. чётреллё сасăпа Titrek sesiyle.
чётрет-/ чётреттер- (çétret-/ çitretter-) Titretmek.
чёчё (çéçé) Göğüs, meme. ача чёчё ёмет Çocuk meme emiypor. чёчё ачи Memedeki çocuk. ёне чёччи İnek memesi.
чи (çi) En, oldukça. чи кирлё япала En gerekli şey. чи кирли En gerekli. чи малтан En önce, her şeyden önce. чи лайăххи En iyi, en güzel, en uygun. чи пуçласа İlk kez, yeni, birinci. чи кёске En kısa.
чие (çiye) Vişne ağacı, vişne.
Dostları ilə paylaş: |