Çuvaş TÜRKÇESİ-TÜRKİye tüRKÇESİ SÖZLÜk bülent bayram iZMİR, 2007
səhifə 1/45 tarix 27.10.2017 ölçüsü 5,63 Mb. #16299
ÇUVAŞ TÜRKÇESİ-TÜRKİYE TÜRKÇESİ
SÖZLÜK
BÜLENT BAYRAM
İZMİR, 2007
ÇUVAŞ TÜRKÇESİ-TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZLÜK
2007, İZMİR,
Bülent BAYRAM
İNCELEYENLER
Çuvaşistan’dan
Doç.Dr.Yevdakiya Andreyevna (Çuvaşistan)
Albina İvanova Kıran (Çuvaşistan)
Türkiye’den: Prof. Dr. Zeki Kaymaz
Prof. Dr. Gürer Gülsevin
A a
a (a) Seslenme, şaşırma, hoşnutsuzluk ifadesi. a! лекрён и! а! İsabet etti mi?
абсолютнăй (absolyutnwy) Mutlak, kesin, şartsız, muhakkak, sınırsız. абсолютнăй монархия Mutlak monarşi.
абсракциллё (absraktsillé)Soyut.
ав- (av-) 1. Eğmek. 2. Vurmak, dövmek. 3. Cezbetmek, kendine çekmek.
ав/ авă вон (av, avw von) İşte.
авал (aval) Eski, evvel, bir zamanlar.
аваллăх (avallwh) 1. Eskilik. 2. Arkeolojik buluntular.
авалтанпа (avaltanpa) Önceden, eskiden, evvelden.
авалхи (avalhi) Eski, evvelki, eskiye ait. авалхи укçа Eski para.
аван (avan) İyi, rahat, yararlı, hoş, güzel.
авангард (avangard) Öncü, önde gelen.
аванлан- (avanlan-) İyileşmek, düzelmek. аванланса кай- İyileşip gitmek. аванланса пăр- İyileşmek, iyi olmak, düzelmek.
аванланни (avanlani) İyileşme.
аванлат- (avanlat-) İyileştirmek, düzeltmek.
аванлатасси (avanlatassi) İyileşme, iyileştirme.
aвaнлăx (avanlwh) İyilik, iyi yüreklilik.
аванс (avans) Avans аванс отчёчё avans hesabı.
авансла (avansla) 1. Avans düzeninde, avans şeklinde, avans olarak. 2. Avans vermek.
аванслани (avanslani) Avans verme.
авари (avari) Kaza, bela.
авăк I (avwk) 1. Düzensiz , sağnak. (Yağmur ve rüzgârla ilgili olarak). 2. Asabi, sinirli, çabuk öfkelenen. (İnsanlar ve seyrek olarak da atlar hakkında) авăн çилё Anlık öfke.
авăк II (avwk) Kısa bir zaman. пёр авăка парха Bir dakikanızı alabilir miyim?
авăклан- (avwklan-) 1. Düzensizleşmek, ölçüsüzleşmek, eğilmek. йывăç aвăклaннă Ağaç eğildi. 2. Belirtmek, öfkesini belli etmek.
авăн- (avwn) 1. Eğilmek, arkaya eğilmek, bükülmek. 2. Birinin yanında yumuşamak, gevşemek, eğilmek.
aвăн I (avwn)Tuzak, kapan.
aвăн II (avwn) Ahır, ambar.
авăнчи (avwnçi) Öğütme zamanı.
авăнтар- (avwntar-) Eğdirmek, büktürmek, eğmeye zorlamak.
авăнчăк (avwnçwk) Eğik, bükük. авăнчăк çурам Hayvanların sırtının içe bükük yeri. тулалла авăнчăк Çıkıntı. шалалла авăнчăк Obruk.
авăнчăклан- (avwnçıklan-) Kıvrılmak, girintili çıkıntılı hale gelmek.
авăнчăклат- (avwnçwklat) Kıvırmak, girintili çıkıntılı hale getirmek.
авăр I (avwr) Girdap, anator.
авăр II (avwr) 1. Sap, ince esnek dal. хăяр аври Salatalık sapı. хăмла аври Şerbetçi otu sapı. хурлaхан аврё Frenk üzümü sapı. 2. Sap, kol, tutacak yer. çёçё аври Bıçak sapı. шăпăр аври Süpürge sapı. пуртă аври Balta sapı. çăпăркка Kamçı sapı. курка аври Kepçe sapı. авăр ларт- Sap, kol yapmak. 3. Değirmen çekici. арман авăрать Değirmen çalışıyor. Öğütüyor.
авăрăч (avwrwç) (Tahta levha hakkında) Eğrilmiş, eğri.
авăрла- (avwrla-) 1. Doldurmak , şarj etmek. 2. (bir şeyi bir şeyin üzerine) dolamak. 3. (Tahta, levha hakkında) 1. Çarpılmak. 2. Eğilmiş, eğri.
авăрлан- (avwrlan-) Doldurulmak.
авăрлă (avwrlw) Saplı, kollu.
авăрсăр (avwrswr) Sapsız, kolsuz.
авăрсăрлан- (avwrswrlan-) Kolunu, sapını kaybetmek.
авăрсăрлат- (avwrswrlat-) Kolunu, sapını kaybettirmek.
авăрт- (avwrt-) Değirmende öğütmek.
авăт- (avwt-) 1. Ötmek (horoz, guguk kuşu için) 2. Gürlemek, gürüldemek. 3. Çatırdamak, zırıldamak. 4. Kazmak. 5. Oyma işi için kullanılan çelik kalem
август (avgust) Ağustos. август уйăхёнче Ağustos ayında.
августри (avgustri) Ağustostaki, ağustosa ait.
авиаци (aviatsi) 1. Havacılık, hava filosu. 2. Hava.
авка (avka) Kısa bir zaman (bir dakikacık, bir saniye vb. )
авкалан- (avkalan-) Eğilmek, bükülmek, kıvrılmak.
авкалантар- (avkalantar-) Eğmek, bükmek, kıvırmak.
авкаланчăк (avkalançwk) 1. Dolambaçlı. 2. Kırıtkan kız, nazlı.
авкăç, авкăч (avkwşś, avkwç) Demir, jant dövülen tezgâh.
авлан- (avlan-) Evlenmek, aile kurmak. авланнă çын Evli insan.
авлану, авланни (avlanu, avlanni) Evlenme.
авлантар- (avlantar-) 1. Evlendir-mek. 2. Haddini bildirmek, aldatmak, kandırmak. 3. Ağaca aşı yapmak.
авмака (avmaka) Eğik, bükük.
авмашка (avmaşka) Kıvrımlı, eğri, eğik. авмашкa йывăç Eğri ağaç, eğrilik.
авра- (avra-) Sarmak, sıkıştırmak, doldurmak.
авран- (avran-) Sarmak, dolamak.
аврантар- (avrantar-) Sardırmak, dolandırmak.
авраш- (avraş-) 1. Karışmak, bozulmak , düzensizleşmek. 2. Uğraşmak, gürültü etmek, uğuldamak.
аврăç (avrışś) (Tahta, levha hakkında) 1. Çarpılmak. 2. Eğilmiş, eğri.
автан (avtan) Horoz. автан качи, автан чаканё Horoz mahmuzu.
автар-/ автарттар- (avtar, avtarttar-) Eğdirmek, büktürmek.
автă (avtw) Çelik kalem. (Oyma işi için kullanılan alet, kesmek, şekil vermek vs. için kullanılan alet)
автобиографи (avtobiografi) Otobiyografi.
автобиографилле (avtobiografille) Otobiyografik.
автобус (avtobus) 1. Otobüs. 2. Otomobil. автобус паркё Otobüs parkı.
автоматлă (avtomatlw) Otomatik.
автомобиль (avtomobil’) Otomobil. автомобиль промычленночё Otomobil sanayi.
автономи (avtonomi) Otonomi, muhtariyet.
автономиллё (avtonomillé) Otonom, otonom haklara sahip olan. автономиллё республика Otonom cumhuriyet.
автор (avtor) Yazar.
авторитет (avtoritet) Otorite.
авторитетлё (avtoritetlé) Otorite sahibi.
агент (agent) Acente.
агенство (agenstvo) Acente, ajans, büro.
агглютинаци (agglyutiatsi) Eklenme.
агглютинациле- (agglyutiatsile-) Eklemek.
агглютинациллё, агглютинативлё (agglyutiatsillé, agglyutinativlé) Eklemeli. агглютинациллё чёлхесем, агглютинативлё чёлхесем, агглютинацилекен чёлхесем Eklemeli diller.
агитатор (agitator) Propogandacı.
агитаци (agitatsi) Ajitasyon, propoganda. агитаци ту- Propoganda yapmak.
агитациле (agitatsile) Ajitasyon, propoganda içerikli.
аграрнăй (agrarnwy) Tarım. аграрнăй ыйту Tarım sorunu.
аггресси (agressi) Saldırı.
агрессиллё (agressillé) Agresif, saldırgan.
агрессилёх (agressiléh) Agresiflik, saldırganlık.
агрессор (agressor) Saldırgan.
агроном (agronom) 1. Tarım uzmanı 2. Tarım bilimi. агроном участокё Tarım arazisi.
агрономи (agronomi) Tarım bilimi. агроном науки Tarım bilimi.
агротехника (agrotehnika) Tarım tekniği. агротехника ёçёсем Tarım işleri.
Aдигe (Adige) Adigey (Kafkasya’da bir halk).
администратор (administrator) Yönetici, idareci.
администраторлa (administratorla) Yönetime göre , yönetim tarzına göre.
администраци (administratsi) Yönetim, idare.
адрес (adres) Adres.
aдpecaнт (adresant) Mektup gönderen.
aдpecaт (adresat) Mektup alan.
адрессăр (adresswr) Adressiz.
aзapт (azart) Coşku, taşkınlık.
aзapтлă (azartlw) Coşkun, taşkın.
aзapтлăx (azartlwh) Coşkunluk, taşkınlık.
азбука (azbuka) Alfabe.
азот (azot) Azot. Azot. азот кислоти Azot asidi.
aиcт (aist) Leylek. aзи aиcчё Asya leyleği. Aфpикa aиcчё
Afrika leyleği. инçeт xёвeл туxăç aиcчё Uzak Doğu leyleği xуpa aиcт Kara leylek.
ай I (ay) 1. Aşağı, alt bölüm. aлăк айё Eşik. кăмака айё айăмра айăнта Altında. ун айăнче Onun altında.
ай II (ay) Sevinç, şaşkınlık, dilek, kınama ifadesi.
айăк (aywk) 1. Kenar, yan, kıyı. 2. Uzak.
ăйăкăн/ айăккăн (aywkwn<7 aywkkwn) Yan.
айăн-çийён (ayın- şśiyén) Düzensiz. айăн-çийён выртать Atılmış gibi yatıyor, düzensiz.
айăп (ayıp) 1. Suç, ayıp. 2. Yetersizlik, sıkıntı, kıtlık.
айăпла- (ayıpla-) Suçlamak, ayıplamak, kınamak
aйăплaв- (ayıplan-) Kabahat bulma, kınama.
айăплакан (aywplakan) Suçlayan, ayıplayan.
айăплан- (ayıplan-) Suçlanmak, ayıplanmak.
айăпланaкан (aywplanakan) Suçlanan, ayıplanan.
айăплани (aywplani) Suçlama, itham, mahkûmiyet.
айăплă (aywplw) Suçlu, kabahatli , ayıplı.
айăплăх (aywplwh) Suçluluk, kabahatlilik, ayıplılık.
айăпсăр (aywpswr) Suçsuz, kabahatsiz, günahsız, ayıpsız.
айăпсăрлăх (aywpswrlwh) Suçsuzluk, ayıpsızlık, kabahatsizlik, günahsızlık.
айван (ayvan) 1. Safdil, saf. 2. Aptal.
айванлан- (ayvanlan-) Safdilleşmek, saflaşmak, aptallaşmak.
айванлăх (ayvanlwh) Aptallık, safdillilik, çocukluk, saflık.
айкаш- (aykaş-) 1. Yaramazlık yapmak, haylazlık yapmak. 2. Ufak tefek şeylerle uğraşmak , bir şeylerle meşgul olmak. .
айлан- (aylan-) 1. Yaramazlık yapmak, haylazlık yapmak. 2. Ufak tefek şeylerle uğraşmak, bir şeyle meşgul etmek.
айлат- (aylat-) 1. İnlemek, inildemek, sızlanmak. 2. İç çekmek, oflamak.
айлă (aylı) Dipli, dibi olan, altı olan.
айлă-çиллё (aylı- şśillé) Üst üste, dağınık bir şekilde.
айлăн-çийлён (aylan- şśiylén) Üst üste.
айлăм (aylwm) 1. Alt, ovalık, düzlük. 2. İngin çukur.
айлăмлăх (aylwmlwh) 1. Çukurluk. 2. Aşağılık.
айлăмри (aylwmri) Aşağıda, altta bulunan.
айне (ayne) Alt, aşağı.
айри (ayri) Aşağıdaki, alttaki, altta bulunan.
айсарăм (aysarwm) 1. Şilte. 2. Ahırda hayvanların altına serilen saman.
aйcăp (ayswr) Dipsiz, altı olmayan
айта, атя (ayta, atya) Haydi, gidelim.
айтaр- (aytar-) Almak, yağmalamak, toplamak.
ай-уй (ay-uy) Oy oy (Merhamet, acıma ifadesi)
ак I, акă (ak, akw) İşte. (Yakında bulunan bir şeyi göstermek için kullanılır. )
ак-II (ak-) Ekmek, dikmek.
ака I (aka) 1. Sürülmüş tarla. акана тух Tarlaya çıkma. ака ту Çift sürmek. ака тырри Yazlık tahıl. ака уйăхё Tohum ayı. (Yaklaşık olarak nisan, mayıs).
ака II акапуч (aka, akapuç) Eski ağaç saban.
академи (akademi) Akademi. академи театрё Akademi tiyatrosu.
акай (akay) Abla.
акам (akam) Yaşıt, akran kızlar. акам ту- Kız arkadaş grubu kurmak.
акар йытти (akar yıtti) Tazı.
акари (akari) Tarladaki, tarlada bulunan.
ака-суха (aka-suha) Tarım, çiftçilik.
акаçă (akaşśw) Çiftçi, ekin eken, biçen, rençber.
акаçи, ака çинё (aka şśi, aka şśiné) Çift sürme ve ekim zamanı.
акатуй (akatuy) Ekim bayramı.
акаци (akatsi) Akasya.
акă (akw) İşte.
Акăлчан (Akwlçan) 1. İngiliz. акăлчан чёлхи İngilizce.
Акăлчанла (Akwlçanla) İngilizce.
aкăм (akım) Ekme, ekim.
акăн- (akın-) Dikilmek, ekilmek. акăнакан çёр талкăчё Ekili alan, ekim alanı.
акăр I (akwr) Muhakkak , kesinlikle.
акăр- II (akwr-) (ağızlarda) Güçlü bir şekilde büyümek yetişmek.
акăш (аккăш) (akış, akkwş) Kuğu. Aмepикa aкăшё Amerika kuğusu. тундpa aкăшё Tundra kuğusu. xуpa aкăш Kara kuğu. xуpa мăйлă aкăш Karaboyunlu kuğu.
акăшла (akışla) Kuğu gibi.
акăш-макăш (akış-makwş) Çok, son derece, fevkalâde, pek, dehşetli.
аквариум (akvarium) Akvaryum.
аки (aki) Abla.
акни (akni) Ekme, ekim, tohum ekme.
aккopд (akort) 1. Akord. 2. Götürü.
аккордлă (akordlw) Götürü. аккордлă т ӳ лев Götürü ücret.
aкpoбaт (akrobat) Akrobat.
aкpoбaтикa (akrobatika) Akrobasi.
акробатлa (akrobatla) Akrobatik.
аксиома (aksioma) Aksiyon.
акт (akt) Hareket, muamele, vesika, doküman.
актив (aktiv) Aktif.
активист (aktivist) Faal, aktif kişi.
активлан- (aktivlan-) Aktifleşmek, harekete geçmek.
активлантар- (aktivlantar-) Aktifleştirmek, harekete geçirmek.
активлă (aktivlw) 1. Aktif, faal, eylemci. 2. Enerjik, aktif bir şekilde.
активлăн (aktivlwn) Aktif bir şekilde.
активлăх (aktivlwh) Aktiflik.
aкулa (akula) Köpek balığı. кăвaк aкулa Mavi köpekbalığı. китлa aкулa Kit.
акушер (akuşer) Doğum doktoru (erkek).
акушерка (akuşerka) Doğum doktoru (bayan).
акционерлă (aktionerlw) Aksiyoner.
акшар (akşar) Kireç
ал (al) El, kol.
ала (ala) Elek. вёт ала, хёлёх ала, йёс ала At kılından yapılmış elek. шултра ала ала кăчкарё, ала кăшăлё Eleğin kasnağı. ала çийё Çalkantı. ала тёпё Eleğin teli.
алай (alay) Öyle mi? Sahi mi?
алапаш (alapaş) Düzensiz, dikkatsiz, kaba, kirli.
алаçи, ала çийё (ala şśi, ala çiyé) Çalkantı.
алă, ал (alw, al) 1. El. алă хурси Bilek kemiği. алă айёнче El altında. алă вёççён Elle. алă ёçё El içi. алла вёрен- alışmak. алла вёрент- alıştırmak. алă пус- İmza atmak. алă сиктер- Kolu çıkmak. алă çап- Tokalaşmak. алă çит- Elle ulaşmak. алă çумалли Lavabo. алă çуп- alkışlamak. алă турт- Elle çağırmak. алă çунатлисем Eli kanatlı, eli çabuk. алă тыт- El sıkışmak. 2. El. алă арманё El değirmeni. алă пăчки El testeresi. 3. алă çаврăниччен Emin olmayınca. алă çеммён Gelirine göre. алли кукăр Eli bozuk, eli uzun, hırsız. ку ёç мана алă, ку ёç алçемми Bu iş bana uygun. ал çитмест El yetmez.
алăк (alık) Kapı. алăк пуканё Eşik. алăк кутёнче, алăк патёнче Kapıda. алăк янаххи Kapı kasası.
алăкăн-тёпелён (alwkwn-tépelén) Oraya buraya. алăкăн-тёпелён уткаласа ç ӳ рет Kapı ile duvar arasında oraya buraya yürüyor.
алăклăх (allıklwh) Kapı kaplaması.
алă-ура, ал-ура (alw-ura, al-ura) El-ayak.
алăри (alwri) Eldeki, elde bulunan. алăри ача Süt çocuğu.
алăсăр, алсăр (alwswr, alswr) Elsiz.
алăсталăх (alwstalwh) El sanatı.
алăсти (alwsti) El sanatları ustası.
алă пусни (alw pusni) İmza.
aлăшни (alwşni) Cimri.
алёç, алă ёçё (alé şś, alw é şśé) El işi.
алгебра (algebra) Cebir.
алгебрăлла (algebrwlla) Cebirsel.
алимент (aliment) Nafaka.
алка (alka) 1. Küpe. автан алки, кăркка алки İbik.
алкум, алăк умё (alkum, alık umé) Sofa, dehliz. алкумёнче Sofada, dehlizde.
алла- (ала-) (alla- ala-) Elekle elemek.
алла-аллăн (alla-allwn) El-ele.
аллан – (allan-) Elenmek.
алланчăк (aлaнчăк) (allançwk, alançwk) Çalkantı.
аллаппи (allappi) Avuç.
аллă (allw) Elli.
аллăмёш (allwméş) Ellinci.
аллăн (allwn) Elli kişi olan , elli kişi.
аллăра (allwra) Elli yaşında.
аллăри (allwri) Elli yaşında (olan).
аллăшар (allwşar) Ellişer.
аллăшё (allwşé) Onlardan ellisi.
аллегори (alegori) 1. Alegori. 2. Allegori. аллегори формипе Allegori şeklinde.
аллегорилле (allegorille) Alegorik şekilde.
алли (alli)1. Onun eli. алли çăмăл Eli hafif. 2. Uygun iş. алли пыран Her, hep, hepsi.
аллинчи (allinçi) Elindeki.
aллигaтop (alligator) Aligator. (Amerika’da ve Çin’de yaşayan bir tür timsah)
алмаз (almaz) Elmas.
аллунти (аллăнти) (allunti, allwnti) Senin elindeki.
алпалли (almalli) Damga, iz, işaret.
алса, алса тулё (алсатуль) (alsa, alsa tulé, alsatul’) Kalın, parmaksız eldiven. п ӳ рнеллё алса, п ӳ рнеллё алсиш Eldiven.
алсиш (alsiş) Parmaklı eldiven.
алсăр (alswr) Elsiz.
алсăппи (alswppi) Bilek.
алçаврăнăç(ё) (alçavrwnwşś-é) Boş vakit, el yatkınlığı, maharet.
алçемми (alşśemmi) Güç yetecek iş.
алçупăш(ё), алçупкăм(ё), аçупки (alşśupwş(é), alşśupkwm(é), a şśupki) El ayası, avuç içi.
алçырăвё (alşśırwvé) El yazması. алçырăвёнчи El yazısında, el yazması halinde.
алт- (alt-) Kazmak.
Aлтaй (Altay) Altay.
алталан (altalan) Kazılmak, çukur kazılmak.
aлтapь (altar’) Kilise mihrabı.
алтăк-калтăк (altwk-kaltwk) Girintili-çıkıntılılık, yükselti, tepecik, çukurluklar.
алтăкла- (altıkla) Bir yeri kazmak, çukur kazmak.
алтăклан- (altwklan-) Kazılmak, çukur kazılmak.
алтăр (altwr) 1. Büyük kepçe. алтăр курка Herhangi bir kâsenin her çeşidi. алтăр çăлтăр Büyükayı yıldız takımı. 2. Tabla, buğdayların aktığı tabla.
алтуйи (altuyi) Baston, değnek.
алтуни (altuni) Kolun dirsekle bilek arasındaki kısmı.
алтупанё (altupané) El ayası, avuç içi.
алтымарё (altımaré) Nabız.
алхас- (alhas-) Yaramazlık yapmak, çapkınlık yapmak.
алхастар- (alhastar-) Yaramazlığa, çapkınlığa izin vermek.
алфавит (alfavit) Alfabe. алфавит йёрки Alfabe düzeni.
алчă-малчă (alçı-malçw) Düzensiz, dağınık.
алчăра (alçwra) 1. Şaşı göz. 2. Çok ışıkta göz nurunu kaybetmek.
алчăрха- (alçwrha) Fazla ışıkta göz nurunu kaybetmek.
a лчăpxa Şaşı göz.
ал шăлли (alşwlli) Havlu, peşkir.
ал ылмаш- (alılmaş-) Karşılıklı yardımlaşmak.
aльбaтpoc (al’batros) Albatros. çул ç ӳ peн aльбaтpoc Göçmen albatros. xуpa çуpăмлă aльбaтpoc Kara sırtlı albatros.
альбoм (al’bum) Albüm.
алюмини (alyumini) Aliminyum.
ама I (ama) Dişi, rahim. ама хытă, йыт ами Dişi köpek. хур ами Dişi kaz. хурт ами Dişi kurt. ама хуранё Dişi arı. ама курăкё, амаçури курăкё, ама хупаххи Öksürük otu.
ама II (ama) Küçük boncuk ve paralarla süslenmiş eski kadın göğüs sülemesi.
амак I (amak) Koyun ve kuzularda karakteri kramp girme ile ilgili bir hastalık, rahatsızlık.
амак- II (amak-) (ateşle ilgili) Alevlenmek, tutuşmak.
амал/ амаль (amal, amal’) İlaç, çare, kocakarı ilacı.
амалан- (amalan-) 1. İyileşmek. 2. Ateşlenmek.
амалăх (amalwh) Dişilik özellikleri.
амаллă (amallw) Dişisi olan.
аман- (aman-) Sakatlanmak, yaralanmak. аманнă çын Yaralı adam, sakat adam.
аманат (amanat) Rehine, tutsak.
аманни (amanni) Sakatlanma, yaralanma.
амант- (amant-) Yaralamak , sakat etmek, sakatlamak.
амантни (amantni) Yaralanma, sakatlanma.
аманчăк (amançwk) Sakat, yaralı.
амасăр (amaswr) 1. Dişisiz. 2. Ana arı.
ама çури (amaşśuri) Üvey anne. амаçри ывăл Üvey evlat. амаçури хёр Üvey kız. ама курăкё , амаçури курăк Öksürük otu. ама кăшман Turp. ама пултăран Tavşancıl otu.
амашка (amaşka) Kız, hafif meşrep kız.
амăшай, амăш айёнчи пăру (amwşay, amwş ayénçi pwru) Süt danası, süt kuzusu.
амăшлăх (amwşlwh) Analık.
амбар (ambar) Ambar, kafes.
амбулатори (ambulatori) Dispanser. амбулатори врачё Dispanser doktoru.
aмëбa (amyoba) Amip.
аммиак (amonyak) Amonyak.
амнисти (amnisti) Genel af, bağışlama. амнисти пар Genel af ilan etme.
амортизаци (amortizatsi) Amortisman.
амуници (amunitsi) Askerî techizat. (Silah ve giysi hariç)
ан I (an) 1. Genişlik, en. 2. Kumaş eni. тăватă антан çёленё кёпе Dört parça kumaştan dikilen gömlek. ку пирён анăчё Bu tarla geniştir.
ан II (an) Olumsuzluk bildiren edat. (Çuvaşçada 2. ve 3. şahıslarda fiilden önce kullanılır) ан çыр Yazma. ан çыртaр Yazdırma.
ан- (an-) İnmek, batmak (güneş), gelmek. Шупашкартан Хусана антăм Çeboksarı’dan Kazan’a geldim. апат анмасть- İştahı olmamak.
ана I (ana) Çene.
ана II (ana) Ağıl. ана пёвё Ağıl işareti. ана п ӳ Ağıl genişliği.
ана III анă (ana, anw) Delik. алăк ани anahtar deliği. ч ӳ рече ани Pencere yeri. кёпе ани Yaka yeri. кăкшăм ани Testi ağzı. вёлле ани Kovan deliği. кăмака ани Fırın ağzı. чёре ани Kulakçık.
7>Dostları ilə paylaş: