пётёмле (pétémle) Genellikle, genelde, hiç, büsbütün.
пётёмлет-/ пётёмлетсе кала-
səhifə 20/45 tarix 27.10.2017 ölçüsü 5,63 Mb. #16299
пётёмле (pétémle) Genellikle, genelde, hiç, büsbütün.
пётёмлет-/ пётёмлетсе кала- (pétémlet/ pétémletse kala-)Bildirmek, haber vermek, ilan etmek.
пётёмлетни/ петёмлетсе калани (pétémletni/ pétémletse kalani) Genelleştirme, genelleme, sonuç, yargı.
пётёмпе(х) (pétémpe-h) Büsbütün, tümden, hepten, temelli, tümüyle.
пётёр- (pétér-) Çevirmek, döndürmek, bükmek, sarmak, bükmek, eğirmek.
пётёрёл- (pétérél-) Çevrilmek, dönmek, fırıl fırıl dönmek, dolanmak, birbirine sarmak.
пётёç- (pétéşś-) Bağlantı kurmak, temas kurmak, bulaşmak, birleşmek.
пётёçленни/ пётёçённи (pétéşślenni/ pétéşśénni) Çiçek döllenmesi.
пётёçни (pétéşśni) Bağlama, birleştirme, bağlantı yeri, bileşim, birleşik, beraberlik, dayanışma.
пётёçтер - (pétéşśter-) Birleştirmek, bağlamak, bitiştirmek, sıkıştırmak, bir araya getirmek.
пётёçтерсе калани (pétéşśterse kalani) Genelleştirme, genelleme.
пётёçтер ӳ (pétéşśterü) Bağlama, birleştirme, bağlantı yeri, bileşim.
пётнёк (pétnék) Nane.
пётпёлтёк (pétpélték) Bıldırcın sesi.
пёт-пётём (pét-pétém) Büsbütün, tümden, hepten, temelli, tümüyle, baştan sona.
пётре (pétre) (Un koymak için) Eski deri torba, çuval.
пёт ӳ (pétü) Tılsım, muska, nazarlık.
пёчёк/ пёчёккё (péçék/ péçékké) 1. Küçük, az, ufak, hafif. 2. Kısa boylu, bodur. 3. Önemsiz.
пёчёккён (péçékkén) Ağır ağır, yavaş yavaş, yavaşça, gizlice, azar azar, parça parça.
пёчёкле/ пёчёклех (péçékle/ péçékleh) Erken yaşta, küçük yaşta, genç.
пёчёклен-/ пёчёкçёлен- (péçékklen-/ péçékélen-) Eksilmek, azalmak; düşmek, kısılmak, indirgenmek.
пёчёклет-/ пёчёккелет- (péçéklet-/ péçékkelet-) Eksiltmek, azaltmak; kısmak, indirmek, indirgemek.
пёчёклет ӳ (péçékletü) , eksiltme, azaltma. пёчёклет ӳ форми Küçültme biçimi. пёчёклет ӳ суффиксё Küçültme eki.
пёчёкрен(ех) (péçékren-eh) Çocukluktan, çocukluktan beri.
пёчёкрех (péçékrenpeh) Daha küçük, daha az.
пёчёкçё (péçék şśé) 1. Küçük, ufak, hafif. 2. Kısa boylu, bodur, minicik.
пёчёкçён-пёчёкçен (péçékkşśén-péçék şśén) Azar, azar, parça parça, küçük küçük.
пёччен (péççen) Bir, yalnız, tek başına, aynı, bir tek, ancak, biri, teki пёччен хуçалăх Şahsi işletme. пăт-пёччен, пёр- печчен Yapayalnız, tek başına, bir başına. пёччен-пёччен Birer birer.
пёчченлё (péççenlé) Tek, münferit, bireysel, şahsi.
пёчченлёх (péççenléh) 1. Yalnızlık. 2. Dar görüşlülük. 3. Kişisellik, bireysellik, şahsiyet.
пёчченçи (péççenşśi) Yalnız, kimsesiz, bekâr.
пёшкён-/ пёшкёрён- (péşkén-/ péşkérén-) Eğilmek, bükülmek.
пёшкёнтер- (péşkénter-) Eğmek, bükmek.
пёшкёрт- (péşkért-) Eğdirtmek, büktürtmek.
пианино (pianino) Piyano.
пиe (piye) Bebek kundağı.
пиеле- (piyele) Kundaklamak.
пиелёх (piyelih) Kundak.
пик (pik) 1. Prens, yakışıklı, güzel erkek. 2. Dağ başı.
пике (pike) Güzel kadın, dilber, küçük hanım.
пикелле (pikelle) Güzel kadın gibi.
пикен-/ пихен- (piken-/ pihen-) Özenmek, gayret etmek, uğraşmak, çalışmak, çabalamak, elde etmeye uğraşmak.
пиклет- (piklet-) Cıvıldamak.
пил I (pil-) Hayır duası.
пил II (pil) 1. Fil. 2. İstek, hedef. 3. Karakter, huy.
пилеш (pileş) Üvez ağacı. пилеш кайăкё Ardıç kuşu. пилеш курăке Solucan otu.
пилёк I (pilék) Bel. пилёк ыратни Bel kırıklığı.
пилёк II (pilék) Beş.
пилёк кунлăх (pilék kunlwh) Beş günlük. пилёк кунлăх Beş günlük.
пилекçуллăх (pilékşśullwh) Beş yaşında, beş yıllık.
пилёкшер (pilékşer) Beşer.
пилле- (pille-) Kutsamak, hayır dua etmek.
пиллештер - (pilleşter-) Teskin etmek, yatıştırmak.
пиллёк/ пилёк (pillék/ pilék) Beş.
пиллёкён (pilékén) Toplam beş kişi.
пиллёклёх/ пилёк тенкёлёх хут укçа (péllékléh/ pillék tenkéléh hut ukşśa) Beş rublelik kağıt para.
пиллёкмёш (pillékméş) Beşinci.
пиллёхлё (pilléhlé) Kutsal, dualı.
пилсёр (pilsér) Nankör, iyilik bilmez, açgözlü.
пимпа (pimpa) İspinoz, sarıasma kuşu.
пин (pin) Bin.
пингвин (pingvin) Penguen. Aнтapктидa пингвинё Antartika pengueni. Гaлaпaгoc пингвинё Galapagos pengueni. импepaтop пингвинё İmparator penguen. кopoль пингвин Kral penguen. кuçлăxлă пингвин Gözlüklü penguen. cap куçлă пингвин Sarı gözlü penguen. шуp çунaтлă пингвин Ak kanatlı penguen. ылтăн ç ӳ çлё пингвин Altın saçlı penguen.
пинён (pinén) Toplam bin.
пинё-пинёпе (piné-pinépe) Binlerce.
пинмёш (pinméş) Bininci.
пиншер (pinşer) Biner.
пиншак (pinşak) Ceket.
пионер (pioner) Öncü.
пионерла (pionerla) Öncü gibi.
пир (pir) Keten bezi. пир вырăнё, пир станё Dokuma tezgâhı. пир тёрт- Keten bezi dokumak. пир тăла (пиртла) (Çorap yerine ayağa dolanan) Kumaş parçası. шăла пир Çuval bezi. вăтам пир (палчас пирри Bir tür keten bezi (Pantolon da dikilebilen) варпуççи пирё En kaliteli keten bezi. катан пир Temeli köy örmesi ipe dayalı kumaş. пир куçё İlmik, düğüm. пир кăнтарни Dokumak için tezgâha germe.
пир-авăр (pir-avwr) Keten bezi, pamuklu kumaş. пир- авăр промышленноçё Pamuk ve dokuma endüstrisi.
пиpaнья (piran’ya) Pirana balığı.
пирвай (pirvay) Önce, ilkin, yeni baştan, bir daha.
пирвайхи (pirvayhi) İlk, birinci, birincil, başlangıç.
пирке (pirke) Neden, sebep. пирке наречийё сем Sebep belirteçi, sebep zarfı.
пирки (pirki) Ardından, arkasından, gerisinden, yüzünden, dolayı, ötürü, yüzünden. ман пир ки Benim yüzümden. тутарла пёл мен пирки Tatarca bilmediği için. çавăн пирки Bunun için, bu sebeple.
пирлё (pirlé) урлă-пирлё Karma karışık, düzensiz.
пиртăла/ пиртла (pirtwla/ ppirtla) (Çorap yerine ayağa dolanan) kumaş parçası.
пирте (pirte) Dokuma, kumaş, doku.
пирус (pirus) Sigara.
пирче-/ пирчен- (pirçe-/ pirçen-) (Yara hakkında) Sertleştirmek, kurumak, iyi olmak.
пис- (pis-) Soğumak, vazgeçmek, kaçmak, kaçınmak.
писатель (pisatel’) Yazar.
писев (pisev) 1. Allık. 2. Boya, ruj.
писевле-/ писевлен- (pisevle-/ pisevlen-) Pembeleşmek, kızarmak, boyanmak; saçlarını boyamak; allık sürmek.
писевлё (pisevlé) Allıklı, boyalı, desenli, süslü.
писмен (pismen) El terazisi.
пистер- (pister-) Adetinden, huyundan vazgeçirmek, koparmak, ürkütmek, soğutmak, şevkini azaltmak.
пиç- (pişś-)1. Ermek, erişmek, olgunlaşmak, pişmek, yetişmek. 2. Pişmek, kızarmak, kavrulmak, haşlanmak. хёвелпе пиç- Güneşte ısınmak, güneşte yanmak. ёçе пиç- İşe alışmak, iş becerisi kazanmak. ăшша пиç- Sıcaktan terlemek, ter basmak. пиç хăмла Kaynatılmış şerbetçi otu.
пиçеймен (pişśeymen) 1. Olmamış, ham, yetişmemiş. 2. . El becerisi kazanmamış, iş becerisi kazanmamış.
пиçен (pişśen) Genel olarak dikenli kaktüse benzer bitkiler. тал пиçен, таллă (танлă) пиçен Eşek dikeni. сётле пи çен Devedikeni.
пиçё (pişśé) Esnek, dayanıklı, sağlam, kalıcı, sürekli, sert.
пиçёх- (pişśéh) 1. İşe alışmak, iş becerisi kazanmak, tecrübe kazanmak. 2. Sertleşmek, dayanıklılaşmak. пиçёхсе çитмен Tecrübesiz, yetişmemiş.
пиçёхнё (pişśéhné) Tecrübeli, dayanıklı, çelikleşmiş. кёреш ӳ ре пиçёхнё Mücadeleye dayanıklı.
пиçёхтер - (pişśéhter-) 1. İşe alıştırmak, alıştırmak. 2. Vücudu güçlendirmek.
пиçиххи/ пиçикки/ пиççи (pişśihhi/ pişśikki/ pişśiki) Kayış, bel, kuşak.
пиçмен (pişśmen) Olmamış, ham, olgunlaşmamış. пиçмен тута Tecrübesiz.
пиçнё (pi şśné) Pişmiş, olgun, ergin.
пиçнё-пиçмен (pişśné-pişśmen) Ham, olmamış.
пиççи (pi şś şśi) Kayış, kuşak.
пит I (pit) Yüz, çehre, kılık, dış görünüş. минтер пичё Yastık kılıfı. т ӳ шек пичё Kılıf. пит енё Dış yüz, cephe. кёççе пит . Yüzsüz, insafsız. хёвел пичё Güneşin alnı.
пит II (pit) Pek, gayet, çok. пит те ла йах, питех те лайăх Gayet iyi, çok iyi.
питe-питён (pit-pitén) Yüz yüze.
питё/ питти (pité/ pitti) Yoğun, sık, sağlam, dayanıklı, kalıcı, çetin, sert.
питёр- (pitér-) Kilitlemek, kapamak, hapsetmek, kuşatmak.
питёр́ён - (pitéren-) 1. Kilitli olmak, kapanmak. 2. Çevresiyle ilgisini kesmek, kapanmak.
питёрёнчёк (pitérénçék) 1. Kilitli, kapatılmış. 2. Yılgın, mağdur.
питёркёч (pitérkéç) Sürgü, sürme.
питёрлен - (pitérlen-) 1. Gerilmek. 2. Cimrilik etmek.
питёрнё (pitérné) 1. Kilitli, sürgülü, kapalı. 2. İçine kapanık.
пит-куç (pit-kuşś) Yüz, çehre, sima, fizyonomi.
питле - (pitle-) 1. Dikiş dikmek, yama yapmak. 2. Teşhir etmek, göstermek, yüzüne vurmak, sitem etmek, ortaya çıkarmak, belli etmek.
питлеш- (pitleş-) Yüzüne vurmak, sitem etmek, kavga etmek, küfretmek, sövmek.
питлё (pitlé) Yüzlü. икё питлё çăкăр İki yüzlü ekmek.
питлёх (pitléh) 1. Perde, kaplık, kapak. 2. Arıcıların giydiği özel elbise.
питомник (pitomnik) Fidanlık.
питoн (piton) Piton. кёcкe x ӳ peллё питoн Kısa kuyruklu piton. пёчёкçё питoн Küçük piton. кopoль питoн Kral piton.
питсёр (pitsér)Yüzsüz, insafsız, utanmaz.
питçăмарти (pit şśwmarti) Yanak.
питшăлли (pitşwlli) Havlu.
пихён- (pihén-) Özenmek, gayret etmek, uğraşmak, çalışmak, çabalamak.
пиxтa тăppи (pihta twrri) Arı kuşu (Taygada yaşayan kızıl kuş).
пичатнăй (piçatnwy) Sajen (2. 13 metrelik uzunluk ölçü birimi).
пичев (piçev) Koşumu.
пичевле - (piçevle-) Koşumlamak, ata koşumlarını takmak.
пичеври (piçevri) Koşumlu at, koşulmuş at.
пичет (piçet) Mühür, damga, iz, baskı, basım. пичет пус- Mühür basmak, mühürlemek. Пичет ку не Basın günü.
пичетле - (piçetle) Basmak, bastırmak, yayınlamak.
пичетлен - (piçetlen-) Basılmak, yayınlanmak.
пичетлени (piçetleni) Basım.
пичетлё (piçetlé) Basılmış, baskılı.
пичке (пичёке) (piçke piçéke) Fıçı, varil. пичкипе Fıcıyla, varille. пички-пичкипе Fıçı fıçı. пичке пăкки Tıkaç. пичке тăвакан, юсакан! Fıçıcı.
пичче (piççe) Büyük erkek kardeş, ağabey, dayı, yaşça büyük herhangi bir erkek.
пиччён (piççén) Dış yüzü.
план (plan) , proje, taslak, niyet, fikir.
планла - (plamla-) Planlamak.
планлани (plamlani) Planlama.
планлă (planlw) Planlı. планлă хуçа лăх Planlı ekonomi.
планлăх (planlwh) Planlılık.
плансăр (planswr) Plansız.
плансăрлăх (planswrlwh) Plansızlık.
плант (plant) Planla belirlenmiş toprak parçası.
плантаци (platantsi) Bahçe, tarla. табак плантацийё Tütün tarlası.
пластырь (plastır’) Plaster.
пластинка (plastinka) Şerit, levha, plaka.
платна (platna) 1. Sağlam, çetin, şiddetli, sert, kalın. 2. Göbekli, sağlıklı.
платник (platnik) Marangoz, dülger, doğramacı.
плашка (plaşka) Çanak.
пленум (plenum) Genel toplantı.
плита (plitva) Levha, ocak.
пломба (plomba) Mühür, dolgu.
пломбăллă (plombwllw) Mühürlü, dolgulu.
повар (povar) Aşçı.
повестка (povestka) 1. Celp, yazılı çağrı. 2. Gündem.
повесть (povest’) Öykü.
повинность (povinnost’) Yüküm, görev.
подлежаши (podlejaşi) Özne.
подписчик (podpisçik) Abone.
позици (pozitsi) Durum, konum, pozisyon, duruş; tutum, tavır.
полиграфи (poligrafi) Poligrafi.
полисеми (polisemi) Çok anlamlı.
политика (politika) Politika. тулти поли тика Dış politika. туртса илес политика İstila politikası.
политикăлла(-ллă) (politikwlla-llw) Siyasal, politik, политикăллă кёреш ӳ Politik mücadele.
политикăсăрлăх (politikwswrlwh) Politikasızlık.
политсехет (politsehet) Siyasi saat.
полици (politsi) Polis.
полк (polk) Alay. полкё-полкёпе Alay alay.
полковник (polkovik) Albay.
положени (polojeni) Durum, konum.
пoлoз (poloz) Bir tür zehirli yılan.
пoлчoк (polçok) Fındık faresi.
поляк (polyak) Polonyalı (erkek).
поляр/ полярлă (polyar/ polyarlw) 1. Kutupsal. поляр тилли Kutup tilkisi. 2. Polar.
полюс (polyus) Kutup. кăнтăр полюсё Güney kutbu. çурçёр полюсё Kuzey kutbu.
помещик (pomeşçik) Toprak sahibi, emlak sahibi.
пoмидор (pomidor) Domates.
помощник (pomoşçnik) Yardımcı.
пoпугaй (popugay) Papağan.
порт (port) Liman.
портфель (portfel’) Çanta.
порци (portsi) Porsiyon.
послелог (poslelog) Son takı, ilgeç.
посол (posol) Büyükelçi.
посольство (posol’stvo) Büyükelçilik, sefaret, konsolos.
постановлени (postanovleni) Karar, kararname.
посылка (posılka) 1. Gönderme, yollama. 2. Koli, paket.
потребитель (podrebitel’) Tüketici. потреби тель обществисен союзё Tüketici Meclisi, Tüketici Topluluğu.
почта (poçta) Bosta, bostane.
пошлина (poşlina) Vergi.
поэма (poéma) Şér, poema.
поэт (poét) Şair, ozan.
правило (pravilo) Kural, kanun, âdet.
правительство (pravitel’stvo) Hükümet, siyasi idare.
правлени (pravleni) Yönetim, idare. колхоз прав ленийё Kolhoz idaresi.
право (pravo) Hukuk, hak, yetki. суйлав прaви Oy. закон кăлар малли право Hukuki hak.
правур (pravur) Çevik, kıvrak, becerikli, hamarat. правуртарах Hızlı.
практика (praktika) Pratik, uygulama, staj.
практикант (praktikant) Stajyer.
практикăллă (praktikwllw) 1. Pratik. практикăллă ыйтусем Pratik soruları, alıştırmalar. 2. Pratik olarak, uygulamada.
пралук (prauk) Tel.
предлог (predlog) Ön takı.
пpeдлoжeни (predlojeni) Cümle. пăхăнуллă хутлă предложени Girişik cümle. пăхăнуллă предложени Yan cümle. предложени членёсем Cümlenin ögeleri. предложени тытăмё Cümle yapısı. предложенин грамматика никёсё Cümlenin dilbilgisel temeli. предложенин уйрăм тăран членё Cümlenin ayrı ögeleri. сăлтава пёлетерекен пăхăнуллă предлоэнисем Neden bildiren yan cümle. тёп пpeдлoжeни Ana cümle. тулли мар предложени Kısaltılmış cümle. условие пёлтерекен предложени Şart, koşul cümlesi. условие пёлтерекен пăхăнуллă предложени Şart, koşul yan cümlesi. ят предложени İsim cümlesi.
предприяти (predpriyati) 1. İş yeri, işletme, tesis, fabrika. 2. Girişim.
представитель (predstavitel’) Temsilci, mümessil, delege, sözcü.
представительство (predstavitel’stvo) Temcsilcilik, mümessillik.
председатель (predsedatel’) Başkan.
президент (prezident) Başkan, cumhurbaşkanı.
президиум (prezidium) Prezidyum, başkanlık divanı.
преми (premi) Ödül, armağan, prim.
премиле - (premile-) Prim vermek, ödül vermek.
прени (preni) Tartışma, münakaşa.
префикс/ приставка (prefiks/ pristavka) Önek.
приз (priz) Ödül. префикслă сăмахсем Önekli sözler.
приказ (prikaz) Emir, buyruk.
примитивлă (primitivlw) İlkel.
принцип (printsip) İlke, prensip.
принциплă (printsiplw) İlkeli, prensipli.
принципсăрлăх (printsipswrlwh) İlkesizlik, prensipsizlik.
пристань (pristan’) İskele, rıhtım.
приход (prihod) Gelir, hâsılat (Kasa üzerine).
причак (priçak) Yemin, ant. причак çи-, причак пaр- Ant içmek, yemin etmek.
причасти (priçasti) Ortaç. пулмалли причастн Gereklilik ortaçı. причатисен пулăвё Ortaçların oluşumu. пулмалли причасти Gereklilik ortacı. тулли причасти Tam ortaç.
причастиллё (priçastillé) Ortaçlı. причастиллё сăмах майлашăвё Ortaçlı söz öbekleri.
программа (programma) Program.
прогресс (progress) İlerleme, gelişme.
прогрессивнăй (progressivnwy) İlerici, ileriye dönük.
прогул (progul) Kaçamak, görev yerinde olmama.
прогулыцик (progul’tsik) (İşten, görevden birkaç dakika için) Kaçak.
продукт (produkt) Ürün.
продуктивлă (produktivlw) İşlek, verimli. продуктивлă суффикс İşlek ekler.
продукци (produktsi) Ürün, üretim, nesir.
проза (proza) Proza, düzyazı.
прозăллă (prozwllw) Nesir, düzyazı.
произведени (proizvedeni) Yapıt, ürün, eser.
производствăлла (proizvodsvwlla) Üretimsel. производствăлла хутшану сем Üretim ilişkileri.
производство (proizvodstvo) Üretim, yapım. производство орудийё Üretim aracı. производство планё Üretim planı.
проект (proyekt) Proje, taslak, tasarı.
прокурор (prokuror) Savcı.
пролетари (proletari) Proleter.
пролетариат (proletariat) Proleterya.
пролетарилле (proletarille) Proloterce, proloter gibi.
промысла (promısla) Av, avcılık. промысла ар телё Av takımı.
промышленность (promışlennost) Sanayi, endüstri.
пропаганда (propaganda) Propaganda, yayma.
пропагандист (propagandist) Propagandacı.
пропорци (proportsi) Orantı, oran.
пропорциллё (proportsillé) Orantılı, oranlı.
пропуск (propusk) Giriş belgesi, giriş kartı, parola.
прорыв (prorıv) Yarma, gedik, yarık.
простой (prostoy) Kolay, basit, yalın, sade, düz.
пpoтeй (prostey) Mağara semenderi.
протест (protest) Protesto, isyan, itiraz.
протестле- (protestle-) Protesto etmek, isyan etmek.
противогаз (protivogaz) Gaz maskesi.
протокол (protokol) Protokol.
профессор (professor) Profesör.
професси (professi) Meslek, iş.
профессиллё (professillé) Mesleki, profesyonel
профсоюз (profsoyuz) Sendika.
процент (protsent) Yüzde, faiz.
процентлă (protsentlw) Faizli.
процесс (protsess) Süreç, işleme.
пружина (prujina) Yay.
пружинăллă (prujinwllw) Yaylı. пружинăллă с ӳ ре сем Yaylı tırmık.
пручак/ прачак (pruçak/ praçak) Orman yolu.
психологи (psihologi) Psikoloji.
пу/ пăв/ пар (pu/ pwv/ par) Buharlaşma, buğu.
пу- (pu-) Boğmak, basmak, basınç yapmak.
пуй- (puy-) Zengin olmak.
пуйтар - (puytar-) Zenginleştirmek.
пукан (pukan-) İskemle, sandalye, tabure.
пукане/ пукани (pukane/ pukani) Kukla.
пуклак (pulak) Kör, küt, kalın kafalı. пуклак вёçлё Küt başlı, küt kafalı. пуклак к ӳ реллё йытă Kesik kuyruklu köpek.
пуклаклан- (puklaklan-) Aptallaşmak. пуклак кётес Geniş açı.
пукра/ пухра (pukra/ puhra) Buğday çiçeği.
пуклаклат- (puklaklat-) Kütleştirmek.
пукранка (pukranka) Şerit.
пукрас (pukras) İki yaşındaki tay.
пул- (pul-) 1. Olmak, bulunmak, durmak, olmak, yapılmak, başa gelmek, meydana gelmek. тёл пул- Rastlamak, buluşmak, karşılaşmak, görüşmek. 2. Vaat etmek, söz vermek. 3. Ermek, erişmek, olgunlaşmak. пулё, пулё те Muhtemelen, belki. кирек мён пул сан та Ne pahasına olursa olsun. маншăн пулсан Bence, bana göre.
пула (pula) –den, dolayı, …yüzünden. сана пула Senin yüzünden.
пулан-килен (pulan-kilen) Herhangi bir şey, her ne ise.
пулас (pulas) 1. Gelecek. 2. Olanaklı, mümkün, muhtemel. пулас причасти Gelecek zaman ortacı. пулас вăхăт Gelecek zaman.
пуласлăх (pulaslwh) Gelecek. пуласлăх хамăр алăра Gelecek bizim ellerimizde.
пулать (pulat’) 1. Var, görünmek, belirmek, olacak, oluyor. 2. Demek ki, o zaman, sözde, görünüşte.
пулă (pulw) Balık. пулă вăлчи Havyar. пулă çăвё Balık yağı. пулă çуначё Yüzgeç. пулă хуппи Pullar. пулă сухалё , пулă сухи сем (сулисем) Solungaç. яка пулă Çupra balığı. пулă ш ӳ рпи, пулă яшки Balık çorbası. пулла кай-, пулă тытма кай- Balığa gitmek, balık tutmaya gitmek.
Dostları ilə paylaş: