Tarımda sanayileşmenin sonuçları sıklıkla kırsal kesim kadın çiftçilerinin zararına olmuş ve toprak bozunumu ve erozyonu, su kaynaklarının tükenmesi ve yerel besin ürünlerine zarar vermek pahasına endüstri ürünlerinin yetiştirilmesi gibi durumları içermiştir. Genetiğiyle oynanmış mekanizmaların tartışmalı kullanımı ve genetiği değiştirilmiş besinlerin patent alması da tarımda sanayileşmenin artışıyla ilişkilidir. Ancak kırsal kesim kadınları daha sıklıkla organik ve sürdürülebilir tarım faaliyetleri ile uğraşmaktadırlar.
Küresel gıda, enerji, finans ve çevre krizleri devlet arazilerinin ve diğer arazilerin yerel, ulusal ve yabancı yatırımcılara satışını ve kiralanmasını artırmıştır. Sıklıkla kamulaştırma uygulamalarıyla birlikte görülen bu tür anlaşmalar kırsal kesim kadınlarını zorunlu tahliye ve yoksulluğun artması riskleri altında bırakmış ve toprak, arazi ve su, yakacak odun ve tıbbi bitkiler gibi doğal kaynaklara erişimlerini ve bunları kontrol olanaklarını da giderek azaltmıştır. Yer değiştirme durumları, kırsal kesim kadınlarını çeşitli yönlerden olumsuz etkilemekte ve kadınlar bu bağlamda toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle sıklıkla karşı karşıya kalmaktadır.
Taraf Devletler, kırsal kesim kadınlarını destekleyen, doğal çevreyi tanıyan ve koruyan, organik tarımı özendiren ve kırsal kesim kadınlarını zararlı pestisit ve gübrelemeye karşı koruyan tarım politikalarını uygulamaya koymalıdır. Kırsal kesim kadınlarının kaliteli tohum, araç gereç, bilgi ve ilmin yanı sıra organik tarım ekipman ve donanımına etkili erişimlerini sağlamalıdırlar.