DANAS: "İLK ÖNCE BALKANLAR'DA AVRUPA'YI GERÇEKLEŞTİRMEK LAZIM"
ANKARA, 19/04(BYE)--- Sırbistan'da yayımlanan Danas
gazetesinin 18 Nisan 2004 tarihli sayısında, Harry Steiner
imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında bir yazı yer almıştır.
İnternetten sağlanan yazının çevirisi şöyledir:
Çok ilginç bir konu çerçevesinde, geldiğim ülkedeki
olaylar açısından bakan biri olarak, genişlemenin ardından
yaşanacak sorunlardan biraz bahsetmek isterdim. Aslında
genişleme gibi tarihi bir olayın yeni bölünmelere yol
açmaması için nelerin yapılması gerektiği konusunda
konuşmaya çalışacağım.
Başta tüm yeni üyeleri, özellikle de diğer ülkelerden
daha yakın bulduğum Slovenya'yı tebrik etmek istiyorum.
Diğer taraftan da ülkemin, tamamen olayların dışında kalmasına
neden olan kötü şansından dolayı üzüntülerimi de belirtmeden
geçemiyorum. Çünkü bu ülke, sadece 15 yıl öncesine kadar
AB'ye aday olarak bir numaralı favori ülkeydi. Bu durumdan
kimseyi suçlamıyorum. Aslında, bu durumdan en çok kendimizi,
sonra biraz olsun başkalarını ve başta da BM'yi suçluyorum.
Sizlere burada, bir zamanlar Yugoslavya adını taşıyan
bölgelerde nelerin yaşandığını hatırlatmak gerekmiyor. Konudan
pek uzaklaşmak istemiyorum, fakat bir zamanlar, bu ülkenin
parçalanmasına neden olan kanlı savaşlar, burada sorulan
"1 Mayıs 2004'ten sonra Avrupa yeni bölünmelerle karşı karşıya
kalacak mı" sorusunun cevabını alma açısından yardımcı olabilir.
İlk önce eski bir diplomat olan arkadaşımın anlattığı
trajikomik bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yugoslavya Krallığı'nda doğdum, İkinci Dünya Savaşı'nda
Sırbistan'da yaşadım, ardından hayatımın en büyük bölümünü
Tito Yugoslavyası olarak bilinen bir ülkede geçirdim. Sonra
da bir on yıldan daha uzun bir süre Miloseviç'in Federal
Yugoslavya Cumhuriyeti'nde yaşadım. Şu anda da Sırbistan ve
Karadağ Devleti vatandaşıyım.
Bu anlatılanlarda, yerel bir karışıklık yanı sıra
bölgesel bir karışık da söz konusudur. Gerçi Balkan halkları,
kendilerini bölgenin bir parçası olarak hissettiler. Sloven
ve Hırvatlar gibi bazı halklar da, Balkanlar'dan ziyade Orta
Avrupa'nın bir parçası olmayı çok isterlerdi. Bu yüzden "Batı
Balkanlar" ve daha geniş bir kavramı oluşturan "Doğu Avrupa"
gibi iki yeni kavram ortaya çıktı. Bu yüzden de bizim ne
olduğumuz sorusuna öyle kolay cevap vermemiz mümkün değil.
Eski Yugoslav, Sırp-Karadağlı, Batı Balkanlı, Güneydoğu
Avrupalı, hangisi?
Böyle bir soruya bir gün hiç düşünmeden -tüm bu
bölgelerin Avrupa'ya girmesiyle- "Avrupalı" diye cevap
verebilecek miyim?
Diğer yandan, farklı nedenlerden dolayı AB'nin, kara
deliklerin oluşmasına izin vermemesi çok doğaldır. Bu nedenle
Batı Balkan ülkeleri AB'ye girmediği takdirde, AB haritasının
tamamlanamayacağı bir gerçektir.
Batı Balkanlar'ın bir gün AB'ye dahil edileceğinden
hiç şüphem yok, fakat bunun ne zaman olacağı bir soru
işaretidir.
Avrupa, kendi huzurunu koruyabilmek için Yugoslavya'da
olup bitenleri soğuk bir şekilde seyrederek aynı hataları
tekrarlamamalı. Huzursuz Balkan ülkelerindeki siyasi
istikrarsızlığı, ağır ekonomik durumu, işsizliği, sosyal
memnuniyetsizliği ve gerçek nedenleri ve suçluları ayırt
edemeyen bilinci, gerçek ve olabilecek tehlikeleri gözönünde
bulundurmalı.
Berlin duvarının yıkılmasıyla Doğu ile Batı arasındaki
sınır kalktı, ancak bu olay yeni bir bölünmeye neden olmadı
mı? 1 Mayıs'tan sonra acaba, Avrupa ile Balkanlar arasındaki
sınır daha belirgin olmayacak mı?
Batı Balkanlar fikri aslında bölgede güvenliği sağlamak
için ortaya çıktı. Maalesef çok kısa bir süre sonra yanılgı
olduğu ortaya çıktı. Kosova ise, etnik sorunların normal,
medeni ve demokratik bir şekilde çözülmesinden ne kadar
uzak olduğumuzun bir örneğidir.
Bu bölgedeki ülkelerin isteklerinden biri, bir an önce
AB'ye dahil edilmektir. Ancak bundan önce Balkanlar'da
Avrupa'yı oluşturmak lazım. Bu ise etnik çatışmaların
artık sonsuza dek biteceği anlamına geliyor.
Brüksel'e doğrudan giden bir tren yok. Bu trenin ilk
önce Zagreb, Saray Bosna, Üsküp, Tiran, Priştine ve Belgrad'dan
geçmesi lazım. Bu da yakın bir gelecek için mümkün değil.
Sırbistan ve Karadağ Hükümeti'nin en iyi dostluk
ilişkileri içinde bulunduğu Yunanistan'ın halen sıkı bir
vize rejimi uygulaması çok ters. Bu bölgede mini Şengen
hala oluşmadı. Yeni Avrupa sınırları ise Şengen kurallarının
uygulanmasıyla daha da kapalı olacak. Peki 15 yıl kadar önce
dünyanın tüm yerlerine sınırsız bir şekilde gitmiş olan
ülkemin vatandaşları ne olacak? Bu insanlar için "Demir
Perde" yerini "Şengen Perde"sine mi bırakacak? Terör
eylemlerinin ağırlığının hissedildiği bu dönemde, AB'nin
kendi sınırlarını koruma çabası çok normal. Ancak bu bölgeye
karşı bu kadar sıkı bir rejim, nasıl kaldırılabilecek henüz
belli değil.
AB'nin genişlemesinden sonra, yeni ekonomik sorunlarla
meşgul olacak olan Batı Balkan ülkelerinin yeni Avrupa'nın
dışında kalma olasılığı da var. Avrupa son yıllarda Batı'dan
Akdeniz kıyılarına doğru genişledi. En yeni genişlemesi de
şüphesiz büyük bir tarihi öneme sahip olacak. Peki kıtanın
güneydoğusu veya Batı Balkanlar ne olacak?
Yine de iyimser bir görüşle ve AB'nin genişlemeden
sorumlu Komiseri Verheugen'in sözleriyle yazımı bitireceğim.
"Yeni ülkelerin NATO ve AB'ye entegre edilmesi özgür,
gelişmiş ve bölünmeyen bir Avrupa oluşturulmasına neden
olacak. Bundan da amaç, barış, istikrar ve kalkınmaktır."
Beatles'ların da dediği gibi "let it be".
Dostları ilə paylaş: |