reselleşme dışında kalan ülkeler ise Kuzey Kore, İran, Afganistan, Sudan, Irak, Küba gibi radikal diktatörlükler olup, gelişme yarışında çok geri kalmaktadırlar. Eğitim ve gelir düzeyi çok düşük birçok Afrika ülkesi de yine küreselleşme dışında kalmıştır.
Ancak, halen Türkiye’de uygulanan piyasa ekonomisinin köklü biçimde ele alınarak düzeltilmesi gerekmektedir. Birincisi malî disiplin tesis edilerek enflasyon önlenmeli, fiyat istikrarı sağlanmalıdır. İkincisi, gerekli denetim ve kontroller tesis edilmelidir. Bu ise temelde yolsuzluğun, partizanlığın, popülizmin önlenmesi ve tüm alanlarda şeffaflık sağlanması demektir.
KİT’lerin, tüm kamu kuruluşlarının bakanlıkların, belediyelerin, kamu bankalarının faaliyetlerine, özelleştirmelere ve kamu ihalelerine, kısaca tüm ekonomik alanlara şeffaflık getirilmelidir. Ayrıca, piyasa ekonomisinin temel şartı olarak, özel teşebbüsün temel alınması yanında, yatırım alanları ve fiyat mekanizmasına devlet müdahaleleri de asgari, gerekli düzeye indirilmelidir. Türkiye gibi yeni sanayileşen ülkeler için asgari gerekli yahut optimal müdahale ve devlet yatırım düzeyi noktasının ise günümüz gelişmiş ülkelerine kıyasla daha yüksek olduğunu burada önemle belirtmeliyiz. Öyle ki, Türkiye’de uygulanacak optimal bir piyasa ekonomisi rejimi makro yanında bir ölçüde mikro planlama ile bağdaşabilir ve önerilebilir. Kısaca, piyasa ekonomisi gelişen veya yeni sanayileşen ülkelerde planlamanın terkedilmesini gerektirmez. Burada hemen belirtelim ki, devlet yatırımları ve müdahaleleri ABD, Japonya gibi ülkelerde, AB’de, AB içindeki örneğin İngiltere’de ve Fransa’da farklı yoğunluktadır.
Kuşkusuz piyasa ekonomisi çerçevesinde merkez sol ekonomik ve sosyal hedeflere vereceği farklı ağırlıklara göre piyasa ekonomisi çerçevesinde farklı bir ekonomi stratejileri ve politikaları paketi, merkez sağ da farklı hedeflere vereceği farklı ağırlıklara göre farklı bir ekonomi stratejileri ve politikaları paketi sunacaklardır. Marksizm yahut yoğun devletçilik doktrini etkisi altında kalan radikal solun, keza yine yoğun müdahaleciliğe ve korumacılığa dayanan radikal dinci veya ırkçı sağın savunduğu ekonomik rejimler ise dünyanın gidişine ve Türkiye’nin şartlarına uygun düşmemektedir.
1 Mükerrem Hiç, “Atatürk ve Ekonomik Rejim: Devletçilikten Günümüzdeki Piyasa Ekonomisine”, Yeni Türkiye içinde, Eylül-Aralık, 1998, s. 3285-3293.
Aynı zamanda: Kapitalizm Sosyalizm, Karma Ekonomi ve Türkiye, İ. Ü. İ. F. 3. baskı, İstanbul, 1979; ed. Mükerrem Hiç, Turkey’s and Other Countries’ Experience with the Mixed Economy, İ. Ü. İ. F. İstanbul 1979, vb.
2 Donald S. Webster, The Turkey of Atatürk, 1939: Alec P. Alexander, “Turkey”, ed A. Pepelasis, Leon Mears ve Irma Adelman, Economic Development, Analysis and Case Studies, New York 1964 içinde; Z. Y. Hershlag, An Economy in Transition, The Hague, 1958 ve The Contemporary Turkish Economy, London 1988, Heinz Kramer, A Changing Turkey, Washington DC. 2000, vb.
3 Osman Okyar, Şerif Mardin, Seyfi Taşhan, Aydın Yalçın, İsmet Giritli, TOBB, Atatürk ve Cumhuriyet Dönemi Türkiyesi içinde, Ankara 1981, vb.
Aynı zamanda, Osman Okyar, “The Mixed Economy of Turkey”, (1930-1975), ed. M. Hiç, Mixed Economy içinde.
4 Mükerrem Hiç, (1) no. lu dipnotundaki referanslar. Ayrıntılı bilgi için: Gündüz Ökçün, İzmir İktisat Kongresi, Ankara 1968.
5 Akbank Kültür Yayını, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ekonomisi, 1923-1978, İstanbul 1980, s. 77-80. Aynı zamanda: Necdet Serin, “1923’ten bu yana Türkiye’nin Sanayileşme Siyaseti”, A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Haziran 1955 ve İsmail Türk, “Cumhuriyet Döneminde Teşvik Tedbirleri”, Sanayileşme Semineri, A. Ü. S. B. F. Ankara, 1975.
6 Akbank, a.g.e., s. 84 ve Baran Tuncer, Türkiye’de Yabancı Sermaye Sorunu, A. Ü. S. B. F. Ankara 1968.
7 Akbank, a.g.e., s. 78, Necdet Serin, İsmail Türk, a.g.e., serler.
8 1923-1936 yıllık GSMH ve kişi başına GSMH serileri için bakınız: DİE, İstatistik Göstergeler, 1923-1991, s. 396, 396, 412, 414, 416, 418. Aynı zamanda, Vedat Eldem, “La Revenue Nationale de la Turquie”, İ. Ü. İktisat Fakültesi Mecmuası, Ekim 1947 - Ocak 1948, s. 109-110.
9 Olaylar, reformlar hakkında ayrıntılı bilgi: Yapı Kredi Kültür, Sanat Yayıncılık, Cumhuriyetin 75 Yılı, Cilt I, İstanbul 1978.
10 Herhangi bir Makroekonomi kitabından ayrıntılara bakılabilir. Örneğin, Mükerrem Hiç, Para Teorisi ve Politikaları, İ. Ü. İ. F. İstanbul 1994; İbrahim Kanyılmaz, Makro İktisat Teorisi ve Politikası, (William H. Branson Macroeconomic Theory and Policy’nin tercümesi), Uludağ Univ. İstanbul 1995.
11 Herhangi bir ekonomik düşünce tarihi kitabından izlenebilir. Örneğin: Eric Roll, A History of Economic Thought, New York, 1992; Marc Blaug, Economic Theory in Retrospect, Cambridge, 1985.
12 Osman Okyar, a.g.e., serler, aynı zamanda: Aydın Yalçın, Şerif Mardin, TOBB a.g.e., içinde; Yapı Kredi Kredi Kültür, Yayıncılık, a.g.e.,
13 Mükerrem Hiç, Osman Okyar, Aydın Yalçın, a.g.e., serler Aynı zamanda: Yapı Kredi Kültür, Yayıncılık a.g.e., ; Akbank, a.g.e., (ilgili kısımlar).
14 Akbank, a.g.e., s. 42-49, DİE, İstatistik Göstergeler, 1923-1991; Ankara 1992, s. 397.
15 Akbank, a.g.e., Atatürk, İnönü dönemine ait kısımlar, s. 335-340.
16 Necdet Serin, a.g.e.,
17 Osman Okyar, a.g.e., serler, Mükerrem Hiç, a.g.e., serler, aynı zamanda, Akbank, a.g.e., s. 186.
18 Akbank, a.g.e., 1950-59 dönemiyle ilgili kısımlar.
19 Osman Okyar, Mükerrem Hiç, Akbank, a.g.e., serler.
20 Toprak reformu hakkında: Suat Aksoy, 100 Soruda Türkiye’de Toprak Reformu Meselesi, İstanbul 1969; Fikret Arık, Mukayeseli Toprak Reformu, Ankara 1961; Reşat Aktan, Türkiye Ziraatinde Prodüktivite, A. Ü. S. B. F. Ankara 1966 ve “Türkiye’de Toprak Reformu Meselesi”, E. S. E. K. H, İktisadi Kalkınmanın Zirai Cephesi içinde, İstanbul 1965.
21 M. Hiç, “Atatürk ve Ekonomik Rejim: Devletçilikten Günümüzdeki Piyasa Ekonomisine”.
22 M. Hiç, op. cit.
23 DİE, İstatistik Göstergeler, 1923-1991, s. 397; Süreyya Hiç, Türkiye Ekonomisi, İstanbul 1994, s. 23.
24 Akbank, a.g.e., Bölüm 8.
25 DP döneminde uygulanan ekonomik rejim, ekonomi politikaları ve çeşitli yönlerden analiz ve eleştirisi için: Akbank, a.g.e., 1950-59 dönemine ait kısımlar Mükerrem Hiç, Kapitalizm, Sosyalizm, Karma Ekonomi ve Türkiye; ed. Mükerrem Hiç, Turkey’s and Other Countries’ Experience with the Mixed Economy, İ. Ü. İ. F. İstanbul 1980; aynı zamanda: Türkiye Ekonomisinin Analizi, İ. Ü. İ. F. İstanbul 1980; A. Ü. S. B. F. Sanayileşme Semineri, Ankara 1975.
26 Toplu fikir için: J. A. Schumpeter, History of Economic Thought, 1954.
27 Bu kuramın kaynağı D. Ricardo’nun mukayeseli üstünlük ve otomatik altın standardı teoremine kadar gider. J. A. Schumpeter, a.g.e.,
28 Piyasa ekonomisi hakkında: Mükerrem Hiç, “Piyasa Ekonomisi, Temel Kuralları ve Uygulaması”, “, İzmir İktisat Kongresi, 4-7 Haziran 1991; “Market Economy and Democracy”, Orient, Hamburg, No. 2, Haziran 1992; Ahmet Kılıçbay, Türkiye’de Piyasa Ekonomisi, İ. Ü. İ. F. İstanbul 1985, TÜSİAD, Liberal Çözüm: Dünya’da Piyasa Ekonomisi Uygulamaları, İstanbul 1987; Piyasa Ekonomisi ve Türkiye Uygulaması, İstanbul 1987; Piyasa Ekonomilerinde Endüstriyel Kalkınma Stratejileri, İstanbul, 1990.
29 Bu temel teori, D. Ricardo’ya aittir (altın para sistemi yürürlükte iken kurulmuştur), bakınız: M. Hiç, Para Teorisi ve Politikası, s. 62-69. Bugünkü para rejiminde ve bugünkü şartlar için: Bela Balassa, “Outward Orientation and Exchange Rate Policy in Developing Countries: the Turkish Experience”, Middle East Journal; Anne Krueger, “Foreign Trade”, ed. K. -D. Grothusen, Türkei, Südosteuropa Handbuch, Cilt IV içinde, Göttingen, 1985.
30 M. Hiç, “Ellili Yıllardan Günümüze Kalkınma Ekonomisi; Kalkınma Model ve Stratejileri ve Makroekonomik Okullar”, İ. Ü. İ. F. Dergisi, Cilt 51, Sayı 2, Güz 2001; ve referansları.
31 M. Hiç, “Ödemeler Bilançosu Açıkları Sorunu ve 10 Ağustos 1970 Devalüasyonu”, ed. M. Hiç, Türkiye’nin İktisadi Gelişme Meseleleri içinde; İ. Ü. İ. F. İstanbul 1971.
32 Akbank, a.g.e., s. 235; 252; Cihat İren, “The Growth of the Private Sector in Turkey”, ed. M. Hiç, Turkey’s and Other Countries’ Experience with the Mixed Economy içinde. Aynı zamanda: ESEKH, Türkiye’nin Petrol Politikası, İstanbul 1974.
33 Örneğin: Ragnar Nurkse, Problems of Capital Formation in Underdeveloped Countries, Oxford Univ. Press, Oxford, 1952; Simon Kuznets, Six Lectures on Economic Growth, New York 1959 ve önceki konferansları.
34 Akbank, a.g.e., s. 171-176; Reşat Aktan, a.g.e.,
35 A. Ü. S. B. F., Türkiye’de Zirai Makineleşme, Ankara 1954.
36 M. Hiç, Türkiye Ekonomisinin Analizi, İ. Ü. İ. F., İstanbul 1980 ve ilgili istatistikler: s. 226-233.
37 DPT, 1. BYKP, Tablo 4.
38 DİE, İstatistik Göstergeler, 1923-1991, s. 8.
39 Akbank, a.g.e., s. 127; aynı zamanda, Süreyya Hiç, a.g.e., s. 23.
40 DİE, op. cit, s. 5. Yüksek nüfus artışının nüfus fazlası olan gelişen ülkeler ve Türkiye’de kalkınma hızını azaltıcı etkileri hakkında: Mükerrem Hiç, Büyüme ve Gelişme Ekonomisi, İ. Ü. İ. F. İstanbul 1994, Bölümler: 1, 14 ve referansları.
41 W. W. Rostow, Sta.g.es of Economic Growth, New York, 1960, s. 38.
42 DİE, op. cit, s. 397, 402-405, 414-415; Süreyya Hiç, op. cit, s. 23.
43 DİE, op. cit, s. 415; 1959’da cari fiyatlarla GSMH artışı: %24. 8, sabit fiyatlarla %4. 1; o halde GSMH deflatörü %19. 9’dur.
44 Kenan Gürtan, Türkiye’de Yatırımlar, İstanbul 1959 ve “Yatırımların Sektörel Dağılımı ve Bununla İlgili Meseleler”, ed. Mükerrem Hiç, Türkiye’nin İktisadi Gelişme Meseleleri, Cilt I, İ. Ü. İ. F. İstanbul 1971.
45 Gelir dağılımı konusunda: Ömer Celal Sarç, Gelir Dağılımı Dışarıda ve Türkiye’de, ESEKH, İstanbul 1970. Aynı zamanda: Korkut Boratav, Gelir Dağılımı, Kapitalist Sistemde, Türkiye’de, Sosyalist Sistemde, İstanbul 1969.46 Karma ekonomi ve plan anlayışı hakkında: Sabri Ülgener, Türkiye’de Planlama ve Planlı Döneme Geçiş, ed. M. Hiç, Türkiye’nin Ekonomik Gelişme Meseleleri içinde, İ. Ü. İ. F. İstanbul 1971; ESEKH, Karma Ekonomide Planlama ve Gelişme, İstanbul 1966; İktisadi Devlet Teşebbüsleri, İstanbul 1968. Aynı zamanda: ed M. Hiç, Turkey’s and Other Countries’ Experience With the Mixed Economy.
47 Paul Samuelson, Economics, 1996 baskısı veya en son baskılar New York, Bölüm I. R. Musgrave ve P. B. Musgrave, Public Finance, Theory and Practice, New York, 1989, Bölüm I.
48 DİE, op. cit, s. 415, Süreyya Hiç, op. cit, s. 23.
49 Akbank, a.g.e., ilgili kısımlar; M. Hiç, Türkiye Ekonomisinin Analizi, s. 16-20. Genel gidiş için: İBRD (Dünya Bankası), Prospects and Problems of an Expanding Economy, Washington D. C. 1976.
50 Ayrıntılar için, DPT, 1. BYKP ve 1963 Yılı Programı.
51 DİE, Türkiye Milli Geliri ve Harcamaları, 1946-1972 ve Nüfus Sayımları, op. cit, s. 405-406, 415 ve Süreyya Hiç, op. cit, s. 23.
52 Bu dönemde izlenen ekonomi politikaları hakkında Akbank, M. Hiç, IBRD, a.g.e., serler.
53 DİE, op. cit, ; S. Hiç, op. cit.
54 Mükerrem Hiç, Montaj Sanayii ve Otomotiv Yan Sanayii, İstanbul, 1973.
55 İAV, Türkiye’de Otomotiv Sanayii ve Otomotiv Yan Sanayii, İstanbul 1973; Mükerrem Hiç, Otomotiv Yan Sanayii, T. Motorlu Vasıta ve Yardımcı Sanayiciler Derneği, İstanbul 1974.
56 Akbank, a.g.e., s. 237-241; TOBB, İktisadi Rapor, Ankara 1979, s. 192-198; aynı zamanda; ESEKH, Türkiye’nin Petrol Politikası, İstanbul 1974.
57 Mükerrem Hiç, “Ödemeler Bilançosu Sorunu ve 10 Ağustos 1970 Devalüasyonu”, ed. M. Hiç, Türkiye’nin İktisadi Gelişme Meseleleri içinde, Cilt I, İ. Ü. İ. F. İstanbul 1971.
Aynı zaman ESEKH, Dış Ticaret ve Ekonomik Gelişme, İstanbul 1968; ed. M. Hiç, Problems of Turkey’s Economic Development, Cilt II, İ. Ü. İ. F. İstanbul 1978.
58 Bu dönemde radikal solu temsil edenlerin başında Doğan Avcıoğlu gelir: Türkiye’nin Düzeni, Ankara 1968; Avcıoğlu’nun fikir kökeni kadroculara götürülebilir. Fakat o dönemde gelişen radikal sol akımlar çok çeşitli kökenlere dayanıyordu. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, a.g.e., Cilt II.
59 Mükerrem Hiç, Türkiye Ekonomisinin Analizi, 1980, s. 20-21, Akbank, a.g.e., ilgili kısımlar.
60 DİE, op. cit. Süreyya Hiç, op. cit.
61 Bu dönem hakkında ayrıntılı bilgi için: Mükerrem Hiç, “Economic Policies Pursued by Turkey and Their Effects on the Performance of the Economy and on her International Economic Relations”, Orient, 2 / 1982, Hamburg. Akbank, a.g.e., ilgili kısımlar; TÜSİAD, TOBB Yıllık iktisadi raporlar, ve DPT, Yıllık Programlar.
62 Daha önce (56) nolu dipnottaki referanslar.
63 DİE, op. cit, Süreyya Hiç, op. cit.
64 DİE, op. cit, Süreyya Hiç, op. cit.
65 Ed. Osman Okyar, Okan H. Aktan, Economic Relations Between Turkey and the EEC, Hacettepe Univ. Ankara 1978; vb.
66 Mükerrem Hiç, “Ellili Yıllardan Günümüze Kalkınma Ekonomisi”. İ. Ü. İ. F. Dergisi, Cilt 51, Sayı 2, Güz 2001. Aynı zamanda: V. N. Balasubramanyam ve Sanjaya Lall, Current Issues in Development Economics, Londra 1991; Gustav Ranis ve T. Paul Schultz, The State of Development Economics, Cambridge 1989; H. B. Chenery, S. Robinson, M. Syrquin, Industrialization and Growth: A Comparative Study, New York, 1986.
67 Paul Mosley, “Structural Adjustment: A General Overview, 1980-9”, ed. Balassubramanyam ve Lall, a.g.e., içinde.
68 Nitekim: Paul Mosley, a.g.e.,
69 24 Ocak 1980 devalüasyonu ve ekonomi paketi hakkında: Friedrich Ebert-Stiftung, Die Turkische Krise, 89 / 90, Bonn 1981; Bela Balassa, “The Policy Experience of Newly Industrialising Economies After 1973 and the Case of Turkey”, MEBAN-SPAM, The Role of Exchange Rate Policy in Achieving the Outward Orientation of the Economy, içinde, Istanbul 1982. Mükerrem Hiç, “Son Alınan Ekonomik Tedbirler”, Sermaye Piyasası Bülteni, MEBAN-SPAM, Nisan 1980, Mayıs 1980, no. 100, 101.
70 DİE, op. cit. S. Hiç, op. cit.
71 DİE, op. cit. S. Hiç, op. cit. s. 294.
72 DİE, op. cit. S. Hiç, op. cit.
73 Bu dönem ekonomi politikaları ve piyasa ekonomisi uygulamaları hakkında: Mükerrem Hiç, Bozulan Ekonomi Nasıl Düzeltilir, İstanbul, 1989, Süreyya Hiç, op. cit. s. 25-27, 89-94.
Aynı zamanda: DPT, Yıllık Programlar, TÜSİAD, İktisadi Raporlar.
74 DİE, op. cit. S. Hiç, op. cit.
75 Ayrıntılar için: DPT, Yıllık Programlar, TÜSİAD, TOBB, İktisadi Raporlar, aynı zamanda ISO, ASO dergiler.
76 DPT, Yıllık Programlar ve DİE, İstatistik Yıllıkları’ndan izlenebilir.
77 Ayrıntılar için: Türkiye Avrupa Vakfı, Gümrük Birliğinin Değerlendirilmesi, 6-7 Ekim 2001 konferansı (baskıda).
78 Ayrıntılar için (75) nolu dipnotunda a.g.e., eserler ve günlük gazete haber ve makaleleri. Aynı zamanda Atilla Karaosmanoğlu, “Kriz Neden Oldu ve Ne Oldu”, İSO Dergisi, Ocak 2001; Merih Paya, “Kriz ve Bundan Sonrası”, İSO Dergisi, Ocak 2001, Üzeyir Garih, “Krize Karşı Ne Yapmalı”, İSO Dergisi, Haziran 2001.
,
Cumhuriyet Dönemi Düşünce Hayatı
PROF. DR. Süleyman Hayri BOLAY
Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye
Giriş
ondros Mütarekesi’ni takiben İstanbul’un ve Anadolu’nun Müttefikler tarafından işgali üzerine İstiklâl Mücadelesi başladı. 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi toplândı. Böylece Anadolu’da Yeni Türk Millî Devleti kurulmuş oldu. Bu Meclis, önce ilk Esas Teşkilât Kanunu’nu (Anayasa’yı) kabul etti. Yine bu Meclis, Anadolu’da küçük gruplar halinde başlattıkları mücadeleyi, millî ordu hâline getirerek bir bayrak altında birleştirdi. 12 Mart 1921’de Mehmed Akif’e yazdırılan İstiklâl Marşı, Millî Marş olarak Meclis’te kabul edildi. Sakarya Meydan Muharebesi ve Dumlupınar Başkomutanlık Meydan Muharebesi kazanıldı.Yunan ordusu mağlup edildi. Millî ordu Anadolu’yu düşmandan temizledi. 1922’de saltanat kaldırıldı. 4 Şubat 1923’e kadar toplanan Lozan Konferansı’nda yeni Türk devletinin millî hudutları tespit edildi. Millet Meclisi’nin şahsında yasama, yargı ve icra kuvvetleri toplândı. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet idaresi ilan edildi. Gazi Mustafa Kemal, ilk Cumhurbaşkanı seçildi. 3 Mart 1924’te halifelik de kaldırıldı.
Mustafa Kemal Paşa, savaşı kazanmıştı. Osmanlı idaresini tasfiye etti. Hedef olan muasır medeniyet seviyesine çıkmak için yeni ve Avrupaî bir toplum yaratmak gerekiyordu. Tanzimat’tan beri gittikçe hızlanan modernleşme projesinin muhtevasını zenginleştirmek ve süreci tamamlamak gerekiyordu. Bundan dolayı, Cumhuriyet idaresi önce Öğretim Birliği (Tevhid-i Tedrisat) Kanunu’nu çıkardı. Şer’iye ve Evkaf Nezareti’ni kaldırdı; dinî teşkilâtı başbakanlığa bağlayarak İslâm’ı kamusal alandan çekti. Bunun devamı olarak laikliği getirdi. Medenî Kanun’u çıkardı. Tarikatleri, tekkeleri ve zaviyeleri kapattı. 1926’da milletlerarası takvimi kabul etti. Türk musikîsinin öğretimini, daha sonra yayımını kaldırdı. Sarayburnu’na ilk Atatürk heykelini dikti. 1928’de İstanbul’da ilk Türkçe hutbeyi okuttu. Anayasadan “Devletin dini din-i İs-
lâm’dır” maddesini çıkardı. Latin harflerini kabul etti.
1931’de Türk Tarih Kurumu, 1932’de Türk Dil Kurumu’nu kurdu. Kılık-kıyafette değişiklik yaptı; fesi kaldırıp şapkayı kabul etti. 1932’de ezanı Türkçe okuttu. 31 Temmuz 1933’te Darülfünun’u kapatıp üniversiteyi açtı. 1934’te Ayasofya’yı müze haline getirdi. Soyadı Kanunu’nu kabul etti (21.6.1934). Devlet Konservatuarı’nı, Devlet Tiyatrolarını kurdu. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na göre açılan İmam-Hatip Okulları ve İlâhiyat Fakültesi’ni kapattı.
Bütün bu yenilikler ve köklü değişmeler siyasî, iktisadî, kültürel, toplumsal, hukuk, yapıyı kökten değiştirmek için yapılıyordu. Bundan da önemlisi, düşünüş şeklini ve zihniyeti değiştirmek hedeflenmişti. Zihniyeti değiştirmek için, eğitim sistemini değiştirmek gerekti. Dil değişti, terimler Türkçeleşti. Eğitime, pragmatik bir yön verildi. Pragmatizmin tanınmış filozofu John Dewey, çağrıldı. O, Millî Eğitim Bakanlığı’nı yeniden teşkilâtlandırdı. Kamusal alan, özellikle eğitim alanı dinî etkilerden temizlendi. Bu sırada Durkheim’in Ahlâk Eğitimi adlı eseri, Jean Meslier’in Akl-ı Selim gibi eserleri çevrildi. Durkheim, adı geçen eserde rasyonalizmi, her alanı dinin etkilerinden kurtarmak şeklinde tanımlıyordu. Cumhuriyet dönemi öğretim ve eğitim hayatına tamamen pozitivist düşünce hakim oldu. Bu hareket, Tahsin Banguoğlu’nun “Kendimize Geleceğiz” kitabında söylediği gibi materyalizme kaydı.
Bu hızlı modernleşme ve Batılılaşma gayretleri, Avrupaî bir toplum yaratma projesinin pratiğe dökülmesiydi. Bütün toplumsal alanlarda böyle devrinden değişmelere yol açılması, zihniyetle birlikte düşünce hayatını da etkiledi.
II. Meşrutiyet Dönemi’nde ortaya çıkan felsefî ve siyasî akımlar Cumhuriyet döneminde de devam etti. Bunlara yenileri ilâve edildi. O dönemde kuvvetli görünenlerin bazıları zayıfladı, bazıları kuvvetlendi.
Cumhuriyet Döneminde Siyasî ve Felsefî Akımlar
1. Atatürkçü Düşünce
A. Genel Olarak
Türkiye’yi “muasır medeniyet seviyesi”ne çıkartma ve bunun için gereken her tedbiri alma idealidir, denebilir. Gerçi Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde, 1950’li yıllardaki baskılarında, “Kemalizm, Türk milletinin dinidir” diye tarif ediliyordu. Aslında Atatürk ne bir din kurmak ne de bir peygamber olmak istedi. Kemalizm, topyekün ve tavizsiz bir modernleşme ideolojisidir. Bu çerçevede Kemalist reformlar toplumu laikleştirerek modernleştirme hareketidir. Laikleştirme hareketinin en keskin görülen alanlarından biri de ailedir. Aile hukuku tam laikleştirildi. Dinî nikâh ve çok kadınla evlenme kaldırıldı.
Gökalp’in ilke olarak savunduğu dayanışmacılık (Tesanütçülük), Cumhuriyet döneminde halkçılığa dönüştü. Gökalp zaten “Halka Doğru” yazısıyla halkçılığın esaslarını ortaya koymuştu. Kemalist ideolojide belirleyici bir role sahip olan din, millî kimliğin içinden atıldı ve ferdî alana inhisar ettirildi.
Türkiye’yi kalkındırmak, Batılı ülkelerin medenî, hür, akılcı hayat tarzlarına ulaştırmayı hedef alan Kemalizm’in iki esası vardır; milliyetçilik ve medeniyetçilik. Kemalizm’in laiklik gibi diğer ilkeleri de açık tanımlanmamıştır. Dolayısıyla bu ideoloji zamanla istismara müsait hale gelmiştir. Kavram kargaşası ve fikir bulanıklığından dolayı, Kemalizm, niyetleri farklı bazı kimseler ve gruplarca dinden, milliyetten, tarihten ve milleti ayakta tutan manevî değerlerden koparılmanın aleti olarak kullanılmıştır, kullanılmaktadır.
Batı’nın sömürgeciliğine ve istilacılığına karşı savaşan Kemalizm’in; medeniyet, kültür ve hayat tarzı olarak onu benimsemiş olması, ilk bakışta şaşırtıcı görünebilir. Bu, evrensel-millî alanın barıştırılması ile gerçekleştirilmek istenmiştir. Bunun da birçok temellendiricileri vardır. Atatürk, kendi dönemindeki enternasyonalist hareketlere, millî kültüre ağırlık vererek karşı durmaya çalışmıştır. Bununla beraber Batı medeniyetinin evrenselciliğini kabul etmeyi bir zorunluluk olarak görmüştür.
Kemalist inkılâbın yorumcularından olan ve felsefî temellendirmesini yapan Mehmet Saffet (Engin), Kemalizm İnkılâbının Prensipleri adlı eserinde Kemalizm’i değişik yönlerden yorumluyor ve Kemalist ilkelerin felsefî ve tarihî temellendirmesini yapıyor. O, Kemalizm’in millîleşen “maşerî iman”a dayandığını söylerken aynı zamanda insanlık tarihinde benzeri görülmemiş bir hareket olduğunu özellikle vurguluyor. Şöyle diyor: “Kemalizm, beşeriyet tarihinde emsali görülmemiş bir sür’at, heyecan ve mükemmeliyetle meydana gelmiş bir millî kurtuluş ve yükseliş hareketinin doğurduğu karakterdir.”1
Kemalizm’in ve Kemalist inkılâbın pozitivist felsefeyle sıkı bir ilişkisi olduğu bilinmektedir. Hatta onun karakterinin pozitivist olduğunu söylemek daha doğru olur. Nitekim M. Saffet bu fikri doğruluyor; “Şeriatcılığın iskolatisizmi, Kemalizm’in pozitivizmine müncer olmuştur.2 Kemalizm ‘sosyal ideal, hakim ve muharrik kuvvet’ olup,3…hayatın her safhasında cezrî (köktenci) ve dinamik bir millî inkılâp”tır.4
M. Saffet, yıktığımız şeriatın yerine ne koyduk, diye soranlara “Millî şuuru, maşerî vicdanı koyduk” diye cevap veriyor.5 Buradan Kemalist inkılâbın veya Kemalizm’in dini kamu alanı dışında bırakan milliyetçi karakteri ortaya çıkmaktadır. Bu “millî vicdan” nerede ortaya çıkar, nerede “tecessüm eder” (cisimleşir-somutlaşır)? M. Saffet’e göre milletin “yüksek şahsiyetlerinde” en hakikî şekliyle ortaya çıkar. Bundan ne gibi sonuç çıkar? İnkılâbın baş mimarının yanılmaz olduğu neticesi çıkar:…Onun her söz ve hareketi her türlü hatadan salim, mutlak bir suretle isabetli, iyi ve doğrudur; millî dehanın ifadeleridir.”6 “Bütün hareketlerinde hiçbir isabetsizlik bulunmayan” Atatürk, Nietzsche’nin “Üstün insan”ıdır (fevkâlbeşer). Nietzsche’nin dünyevî, coşkun dionisos ahlâkının kuru-
cusu Türkler olduğu için, Atatürk’ün ahlâkı, en yüksek şekilde bu ahlâkı temsil eder.7
Kemalist düşünce ve Kemalizm, kendisini savunan, koruyan, sistemleştiren, felsefî yönden temellendirmeye çalışan çeşitli düşünürler yetiştirmiştir. Kemalizm, aynı zamanda devletin resmî ideolojisi olmuştur. Bu ideoloji, okul kitapları, inkılâp tarihi dersleri ve Atatürkçü düşünce dernekleri kanalıyla yayılmakta ve faaliyet göstermektedir.
Atatürkçü veya Kemalist düşünce, altı okta belirtilen ilkeler çerçevesinde Atatürk’ün gerçekleştirdiği inkılâpların yorumunu yapan ve bu inkilâpları çeşitli yönlerden temellendirmeye çalışan düşünce şeklidir. Gerçi Atatürkçü düşünce, toplumlar ve siyasî eğilimlere göre farklı yorumlar kazanmakta ise de özünde değişiklik yoktur. 1977 senesinde Ankara Üniversitesi’nin açılış töreninde ilk dersi veren Prof. Dr. Coşkun Üçok şu mealde sözlerle başlamıştı:
“Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana elli iki sene geçmesine rağmen hâlâ Atatürk’ü kanunlarla koruyoruz. Neden? Çünkü, Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü halka maledemedik. Bu kabahat, aydınlarındır.”
Türkiye’de 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül Darbeleri hep Atatürkçülük adına yapıldığı ve iktidarlar Atatürkçülükten uzaklaştığı için iktidardan düşürüldüğü söylenmiştir. Atatürkçülüğü yaymak için yeni birtakım kurumlar kurulmuş, inkılâp tarihi dersleri üniversite ve yüksek okullarda mecburî ders olarak daha yaygın bir şekilde konulmuştur.
Devletin geniş desteği ve imkânlar ile pek çok araştırma yapılıyor. Tezler hazırlanıyor, kitaplar yayımlanıyor, Atatürkçü düşünce gelişiyor. Genelkurmay ve Millî Eğitim ve Kültür Bakanlıkları ile Atatürk Dil, Tarih ve Kültür Yüksek Kurumu pek çok kitap çıkarmaktadır. Özel yayınevleri de bu konuda değişik kitaplar yayımlamaktadır. Atatürkçü düşüncenin değişik zamanlarda farklı yorumlarını yapan düşünürlerden belli başlıları ana hatlarıyla incelenmiştir.
Dostları ilə paylaş: |