Demokrasiye Geçiş



Yüklə 4,97 Mb.
səhifə75/80
tarix27.12.2018
ölçüsü4,97 Mb.
#87541
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   80

1841 yılının ilk yarısını Çeçenistan ve Dağıstan’da Ruslara karşı yapacağı büyük saldırılar için hazırlıklarla geçiren Şeyh Şamil, bu bölgedeki bazı naipler ile hanları kendi tarafına çekmeyi başardı. Bunlar, ünlü Hacı Murad, Gazi Kumuk ve Kura Hanı Aslan Han’ın yeğeni Hacı Yahya ile Tahir Bek’in oğlu idi. Ayrıca, Tilitlli Kibid/Kabed Muhammed de vardı. Ruslar ise, Ocak-Nisan 1841’de, 14. Piyade Alayı (16 taburlu) ile Kafkasya Kolordusu’nu güçlendirdiler. Mayıs sonunda General Golovin, 25 ila 30.000 kişilik ve 70 toptan ibaret ordusuyla Çeçenistan ve Kuzey Dağıstan’a sefer düzenlemeye karar verdi. İlk olarak Ruslar Çirkah’a ilerlediler. Burada bütün yaz boyunca bekleyen Ruslar, Sunca nehrinin sağ yakasına bir kale yaptılar. Ekim ayında ise aynı nehir üzerinde bulunan Kazak Kiçu ve Zakanyurt’a da iki kale daha inşa ettiler. Daha sonra 27 Ekim-13 Kasım tarihleri arasında, General Grabbe komutasındaki Ruslar, Çeçenistan’a doğru yürüyüşe geçtiler.

Diğer taraftan Şeyh Şamil, 8 Ekim’de Dargi/Dargo’da, naipleriyle birlikte Ruslara karşı girişilecek savaşın planlarını gözden geçirdi. Ekim sonunda Kibid

Muhammed ile Cevad Han, Endal ve Karah üzerine geniş kapsamlı/çevirme harekâtına başladılar. Avar Koysu üzerindeki Kurudah (Qurudah) Köprüsü’nü geçtikten sonra doğudan Avaristan’a giren Kibid Muhammet ile Cevad Han’a karşılık Hacı Murad da batıdan Avaristan’a girdi. Bu gelişmeler yaşanırken General Klugenau, ordusunun güçten düşmesinden dolayı Temirhanşura’dan dışarı çıkamadı. Oysa Şeyh Şamil, Kasım 1841 sonlarında, Dağıstan’a girmişti. Aynı günlerde, 23 Kasım’da, Şuayb Molla, Kızlar kalesi’ne saldırmıştı. Böylece, 1842 yılına girerken Şeyh Şamil, Çeçenistan ve Dağıstan’ın tek hakimi olmuştu.135

Hemen belirtelim ki, Şeyh Şamil karşısında bir türlü başarı elde edilememesi, Rus generaller arasında tartışmalara yol açtı. General Grabbe, Kafkasya’daki Rus Ordularının Başkomutanı General Golovin’in sefer planını uygun bulmamıştı. Bu sebeple, 1842 başında St. Petersburg’a giderek tek başına Şeyh Şamil’e karşı düzenlenecek seferin sorumluluğunu üstlenmek istedi. İlkin bu isteği kabul edilen Grabbe, Kafkasya’ya döndüğünde Harbiye Nazırı Prens Çernişev tarafından doğrudan bu seferin müfettişliğine getirildi. General Golovin ise Klegenau’yu görevden aldı ve Kuzey Dağıstan Komutanlığı’na General Feze’yi getirdi. Fakat, General Grabbe, yeniden Klugenau’yu görevine iade etti.136

Rus cephesinde bu olaylar yaşanırken Şamil de, 2 Nisan’da Gazi Kumuk üzerine saldırarak ele geçirdi. Buna karşılık Ruslar, 24 Nisan’da, Güney Dağıstan Geçici Komutanı Albay Zalivkin komutasında 700 kişi ve 2 toptan oluşan kuvvetiyle Kura Hanlığı topraklarına girdiler. Bundan bir ay sonra, 24 Mayıs’ta, Ermeni asıllı Prens Moisei Zahareviç Argutinskii-Dolgurukov, Gazi Kumuk’a girdi. Her ne kadar birkaç gün sonra Ahverdil Muhammed ve Hacı Murad, takviye kuvvetlerle Gazi Kumuk’a gelmişler ve Şeyh Şamil de onları izlemişse de, 13 ve 14 Haziran tarihlerinde Argutinskii ile sonuçsuz kalan çarpışmalarda bulundular. Buna rağmen Şeyh Şamil, 15 Haziran’da, Gazi Kumuk’dan ayrıldı. Bunun sebebi, aynı tarihlerde, General Grabbe’nin Dargi/Dargo’ya yönelik harekâtı idi. Fakat, Şeyh Şamil’e gerek kalmadan onun naipleri Şuayb Molla ile Ulubey, General Grabbe’ye bağlı kuvvetlere karşı baskınlar düzenleyerek ilerlemelerini engellediler. Üstelik Rus ordusunun fazla ilerleyememesi, yüzlerce yaralı askerin olması ve en önemlisi de askerin susuzluğu negatif gelişmelerdi. Sonunda General Grabbe, ricat emrini verdi. Tabii ki bu ricat kararı General Grabbe için bir başarısızlık idi. Bunun üzerine General Grabbe, görevinden kendi isteğiyle ayrıldı ve yerine Aralık 1842’de, General Neidhart atandı. Böylece, Grabbe’nin ayrılmasıyla, General Golovin, Rusların Çeçenistan ve Dağıstan’a yönelik operasyonların tek otoritesi haline gelmiş oldu.137

Şurası bir gerçek ki, Ağustos 1842-Ağustos 1843 arasındaki dönemde, Dağıstan ve Çeçenistan, küçük çarpışmalar dışında genel olarak sakin geçti. Fakat Ağustos ayının sonlarından itibaren bu bölgede askerî hareketlenmeler arttı. Şeyh Şamil, ana kuvvetlerini, Kumuk ovalarına saldırmaya niyeti olduğunu yaydıktan sonra Dilim’e yerleştirdi. Aynı zamanda Hacı Murad ve Kibid/Kabet Mu

hammed Karata ve Tilitl’de kuvvetlerini topladı. 8 Eylül’de Şeyh Şamil, bir günden daha az zamanda 70 km’den fazla bir yolu katederek aniden Ensal’e saldırdı ve kısa sürede bu yeri fethetti. Hacı Murad ve Kibid Muhammed de kendisini izlediler. Şamil, 1.040 piyade, 1500 süvari, 1025 paralı/zoraki asker ve 3 topa -bunların ikisi Ruslardan alınmıştı- sahipdi. Bu kuvvetleriyle Şamil, 12 Eylül’de, yakındaki bir Rus kalesi ile bir köyü ele geçirdi. Bu şekilde Şeyh Şamil’in ilerlemesi karşısında Haraçi/Kharachi’yi savunan Rus komutan Albay Kosoviç, Ensal’in düşmesi üzerine verilen emirlere rağmen Balakin’e geri çekilmek zorunda kaldı.

Şeyh Şamil’in eylemlerini öğrenen General Klugenau, 11 Eylül’de, Tsatanih’e geldi ve 1100 askeriyle oraya yerleşti. Karaçi’nin düşmesinden sonra Temirhanşura ile bağlantının kesilme ihtimalininin/tehdidinin ortaya çıkması üzerine General Klugenau, Hunzah üzerine yürümeye karar verdi. Bu amaçla 14 Eylül’de Tsatanih’den ayrıldı ve ertesi günü Hunzah’a geldi. General Argutinskii-Dolgurukov’un güneyden gelerek kurtardığı 26 Eylül’e kadar General Klugenau, Hunzah’ta kuşatma altındayken Şamil, Eylül ayı boyunca Ruslara karşı giriştiği saldırılar sonucunda Avaristan’daki bütün Rus kalelerini (Unsokul, Karaçi, Tsatanih, Moksok, Balakani, Akilçi ve Gotsati köylerindeki kaleler) tahrip ve fethetti.

Unutmamak gerekir ki, bu başarılara rağmen Şeyh Şamil, General Argutinskii-Dolgurukov’un Avaristan’a gelmesi sonucunda geri çekilmek zorunda kaldı (3 Ekim). Şeyh Şamil, önce Çinkat’a, ardından da Dilim’e çekildi. Yeniden 12 Ekim’de, Andreyove ve onun yakınındaki Vnezepnaia’ya saldırdı ise de başarılı olamadı. Bunda, buralardaki Rus Komutanı Albay Kozlovsky’in tedbirlerinin önemli rolü vardı. Bunun üzerine Şeyh Şamil, Kasım ayında başlayacak saldırılarda hazır olmalarını söyleyerek adamlarını evlerine yolladı. Böylece, Şeyh Şamil’in 24 gün süren Rus mevziilerine yönelik saldırıları son buldu. Bu saldırılarda Ruslar, ölü, yaralı ve esir olarak 65’i subay 2.064 kişi ile 14 top kaybettiler. 10 Ekim’de, Klugenau Temirhanşura’ya dönerken on beş gün sonra, 25 Ekim’de de Argutinskii Gazi Kumuk’a çekildi.

Her yenilgiden sonra olduğu gibi Ruslar, Kafkas Orduları Başkomutanı’nı yeniden değiştirdiler ve General Grabbe’nin yerine Vladimir Osipoviç Hurko’yu (Türkçe yayınlardaki ismiyle Gurko) atadılar. Gurko, Kuzey Dağıstan’da harekete geçmeden önce Şeyh Şamil’in Kumuk ovasını işgal edeceğini düşündü ve tedbirlerini ona göre almaya çalıştı. Nitekim Gurko, 3 Kasım’da Temirhan-şura’dan ayrıldı. Üç gün sonra, 6-7 Kasım gecesi, Şuayb Molla’nın Vnezapnaia’ya saldırısı üzerine General Freytag ile birlikte hızlıca oraya yöneldi ve 9 Kasım’da Vnezapnaia’ya ulaştı. Oysa bu bir oyalama taktiği idi. Onlar, Vnezapnaia yollarında oyalanırken Şeyh Şamil, Girgil/Gergebil’e girdi ve onun yakınındaki Rus kalesini kuşattı. Bununla yetinmeyen Şeyh Şamil, bir öncü birliğini Tarku’ya gönderdi ve bu birlik, 20 Kasım’da Tarku’ya ulaştı. Üç gün sonra da Şeyh Şamil, Kazaniçi/Gazaniş’teki (Ghazanish) Şemhal’in sarayına girerek 23 gün kaldı. Buna karşılık Rus generallerinden Argutinskii, Güney Dağıstan’da baştan savma hareketlerle gün geçirirken Sol Kanat Kuvvetleri Komutanı Freytag, Şuayb Molla’nın akınlarını önlemeye çalışmaktaydı Gurko ise 28 Aralık’ta, Albay Passek’i kurtarmak için Temirhan-şura’dan ayrıldı ve iki üç gün sonra yeniden Temirhan-şura’ya döndü. Şeyh Şamil de, kuvvetlerini dağıtarak Avaristan’a çekildi. Bütün bu ge

lişmeler ışığında söyleyebiliriz ki, 1844 yılına girerken Kuzey Dağıstan’da Şeyh Şamil’in açık bir üstünlüğü vardı.138

Hemen belirtelim ki, 1844 yılının ilk yarısı taraflar açısından bir hazırlık dönemi olarak geçti. Çar I. Nikola, Kafkasya’nın şartlarını bilmeden kendi komutanlarına durmadan emirler yağdırıyordu.

30 Aralık 1843’te, General Neidhardt’a gönderdiği son emirnamesi de bunlardan biriydi. Çar, dağların arasına girmesini, Şamil’in bütün ordularını yenerek dağıtmasını, onun bütün askerî kurumlarını ortadan kaldırmasını Neidhardt’a emretti. Ayrıca Şamil’in bazı destekçilerini kendi taraflarına çekmek için 45.000 rublelik bir özel bütçenin gönderildiği de yazılıydı. Özellikle Şamil’in ilk hocası ve kayınpederi Cemalettin, Akuşa ve Tsuhadar kadılarıyla Tilitli Kibid/Kabed Muhammed’in Rus tarafına çekilmesi Çar I. Nikola tarafından talep edilmekteydi. Bunun dışında Çar, 26 tabur piyade, 2 Kazak alayı ve 40 topun Rusya’dan Kafkasya’ya gönderileceğini de bildirmekteydi. Daha da önemlisi savaş planları da Çar I. Nikola tarafından gönderilmişti. Bu planlara göre askerî harekât iki aşamalıydı. İlk aşamada, Çeçenistan, Kuzey ve Güney Dağıstan’dan üç koldan harekete geçilecek; Nazran ve Lezgi hattından iki ihtiyat kuvvetiyle bu hareket desteklenecekti. Bu ordulara, Gurko, 5. Piyade Kolordu Komutanı Lüders, Argutinskii, Nesterov ile Schwartz komuta edeceklerdi. Bu saldırının amacı, Andi’yi fethetmek ve orada bir kale kurmaktı. İkinci aşamada, askerî kuvvetler, bölgedeki Rus gücünün güvenliği için kaleler kuracaklardı.

Ruslar bu askerî hazırlıkları yaparken Şamil de 18 Mart 1844’te, Dağıstan’da naipleri ile bir toplantı düzenledi. Onun amacı, Gazi Kumuk’a bir saldırı yaparak yakında başlayacak olan Rus seferini sekteye uğratmaktı.

Sonunda Ruslar, Neidhardt komutasında kuvvetleriyle 18 Haziran’da, Vnezapnaia’dan çıkarak askerî harekâta başladılar. Bu kuvvetler, 25 Haziran’da Hubar tepelerine, 27 Haziran’da ise Gertme’ye vardılar. Buna karşılık Şamil, her iki yerden de çekilmek zorunda kaldı. Diğer taraftan Lüders ve Argutinski’ye bağlı kuvvetler de 12 Haziran’da Akuşa’ya savaşmadan girdiler. Yine Şamil buradan da çekildi. Fakat, Şamil, Dağıstan’dan Avaristan’a geçmek için gerekli olan Avar Koysu üzerindeki Karadağ Köprüsü’nü büyük bir metanetle savundu ki, General Lüders, buraya saldırmaya cesaret edemedi ve geri çekildi. Aynı şekilde, Eylül ayında Argutinskii, Kabet Muhammed’in köyü olan Tilitl’i almaya kalkıştıysa da bunda başarılı olamadı. Hiç şüphesiz bütün bu olaylar, 1844 yılının Rusların lehine geçtiğinin açık göstergeleriydi. Ruslar, Şamil’e karşı üç koldan başarılı ve onu ricata zorlayan askerî harekât düzenlerken aynı zamanda elde edilen başarıların etkisiyle Çeçenistan ve Kuzey Dağıstan’daki Rus kalelerinin çoğunu güçlendirdi. En önemlisi, General Fraytag tarafından, 3 Eylül-1 Aralık 1844 tarihleri arasında, Argun nehri kıyısında Vozdvizhenskoy (Vozdvizhenskoe) Kalesi yapıldı.139
General Neidhardt’in Şamil karşısında elde etmiş olduğu başarılar, onun Çar I. Nikola tarafından görevinden alınmasını engelleyemedi. Çünkü Çar, kesin bir zafer bekliyordu ki, Neidhardt bunu başaramıştı. Bundan dolayı I. Nikola, onun yerine 8 Ocak 1845’te, Kafkas Orduları Başkomutanı ve Kafkas Genel Valisi olarak Prens Vorantsov’u atadı. 8 Nisan’da Tiflis’e gelen Prens Vorontsov, ilk önce Neidhardt’in üç koldan saldırıyı öngören sefer planını reddettikten sonra tek koldan bir saldırıya geçmeye karar verdi. Sefere çıkmadan önce, 8 Mayıs’ta, Sol Hat ile Kuzey Dağıstan’a bir teftiş gezisi yaptı. Sonunda Prens Vorontsov, 15 Haziran’da, 21.000 kişi, 42 parça top ve bir roket bataryası olduğu halde Gertme’den ilk seferine başladı. Aynı gün, Şamil’in terkettiği Terengul’u aldı. Ardından Salatav ile Gumbet arasındaki Kırk Geçiti’ni geçmeye başladı. Passek komutasındaki öncü birlikler, bu geçidi geçerek Udatçnaya Kalesi’ne ulaştılar. 17 Haziran’da Anşimir/Anchim’er tepelerini zayıf bir direnmeden sonra ele geçiren bu öncü birlikler, 18 Haziran’da, Zunoy Mir/Zunum’er’e kadar ilerlediler. Fakat, bu birlik, 15 km kadar ana karargahtan uzaklaşmış olması ve havanın birden dondurucu soğuğa dönmesi sonucunda zor durumda kaldı. Zavallı birlik, beş gün boyunca kar, tipi ve don altında bekleştiler. Bunun sonucunda 12 asker donmuş, 400 civarında asker de donma tehlikesi geçirmişti. Bu ölümler bile Prens Vorontsov’u durdurmadı. 4000 asker ve 10 topla birlikte Albay Passek’e katılan Prens Vorontsov, Andi Geçidi’ni geçtikten sonra Şamil’in ana karargahı olan Dargi/Dargo’ya yöneldi.

21 Temmuz’da Dargi önlerine gelen Vorontsov, ormanlık alanda dağlıların her taraftan Rus birliklerine saldırmalarına rağmen 23 Temmuz’da Dargi’ye girdi. Böylece Şamil’in merkezi Rusların eline geçmiş oldu. Aslında Şamil, Dargi’yi pek fazla direnmeden terketmiş ve Çeçenistan’a çekilmişti. Çünkü Şamil, Ruslar gibi o kadar büyük bir güçle meydan muharebesi yapmanın akıllıca bir davranış olamayacağını anlamış ve gerilla hareketlerine yönelmişti. Bundan dolayı 1845 yılının geri kalan aylarında Ruslar ile Şeyh Şamil’in kuvvetleri arasında pek ciddî karşılaşmalar olmadı. Sadece, General Freytag, 16 Aralık 1845’ten itibaren Goyta Ormanlarını kesmeye başlamış ve 5 Ocak 1846’da tamamlamıştı.140

Görünen o ki, Şeyh Şamil’in 1846 yılında hedefi, esas olarak Kabartay bölgesi olacaktı. Bu amaçla Şeyh Şamil, askerî hazırlıklarını sürdürdü. Sonunda Şamil, 25 Nisan’da, 1000’i piyade olmak üzere 14.000 kişi ve 8 sahra topundan oluşan bir orduyla Şali üzerine yürüdü. Aynı gün Argun nehrini, 26 Nisan’da Fortanga’yı ve de 27 Nisan’da, Kossak stanitsası Sundzhenskaya’nın (Sundzhenskaia) kenarında yer aldığı Sunca nehrini geçmek suretiyle 28 Nisan’da, Aşağı Kabartay’ın kalbi Kupra nehrine ulaştı. Öteden beri Şamil’in bu hareketlerini izlemekte olan General Freytag, henüz Şamil hareket etmeden önce 23 Nisan’da, Rus 5. Kolordusuna bağlı 15. Piyade Alayı’nın Komutanı Hasfort’a, Muzlik’teki 5. Kolordu’ya ait 2 taburu Terek ırmağı kıyısındaki Nikolaievsky’e göndermesini rica etti. 29 Nisan’a gelindiğinde General Freytag, bir gece önce Şamil’in terkettiği Kupra nehri’ne ulaştı.

Freytag’ın Şamil’i bu takibi 9 Mayıs’a kadar devam etti. Ancak Freytag’ın üzerine geldiğini öğrenen Şamil, Sunca nehrini geçerek ricata başladı. Böylece Şamil’in Kabartay seferi, başarısızlıkla sonuçlandı. Yine de gerek Ruslar ve gerekse Kabartaylar 1846 yaz ve sonbaharında Şamil’in Kabartay’a yeniden saldırıya geçmesi yolunda birtakım beklentilere kapılmışlardı. Her ne kadar bu beklentiler boşa çıkmışsa da, Şamil, 20 Ekim’de, Tsudaqar, Akuşa’yı, 25 Ekim’de de Aymaki’yi kuşattı. Bunun üzerine Rusların Kuzey Dağıstan Komutanı Bebutov, Temirhanşura’dan çıkarak 27 Ekim’de, Kutişi’de Şamil’e saldırdı. Burada yenilen Şamil, Dargi bölgesini Ruslara bıraktı. Yine de bu eylemlerden bir sonuç alınamadı. Sadece, Hacı Murad’ın da 25-26 Aralık 1846 gecesi, Mektule Hanlığı’nın merkezi Cengetay’a girerek eski düşmanı Ahmed Han’ın dul karısını Rus garnizonunun gözü önünde kaçırdı.141

1847 yılının ilk aylarında Şamil, iki yıl önce yakılan Dargi/Dargo’nun anısını yaşatmak için Dargi/Dargo-Veden diye adlandırılan yeni karargahında sessizce otururken Vorontsov, yollar ve kaleler yapımını sürdürdü. Yılın ilk altı ayı karşılıklı savaş hazırlıkları içinde geçerken Danyal Sultan, 13 Mayıs-9 Haziran tarihleri arasında İlisu Hanlığı’nı yeniden almak için bir saldırıda bulunduysa da istenen sonucu alamadı. Yeniden Vorontsov’a dönersek, onun hedefi Gergebil/Girgil idi ve onun yakınlarına bir kale kurmayı istiyordu. Sonunda Prens Vorontsov, beraberindeki yardımcı süvari birlikleri, topçular, yerli milisler ve 10 piyade taburundan oluşan Dağıstan ve Samur Tugayları olduğu halde 13 Haziran’da Gergebil önlerine geldi. Yaklaşık bir hafta süren çarpışmalar sırasında Ruslar, Şeyh Şamil’in adamlarının kahramanca direnişiyle karşılaştılar. Bu çarpışmalarda Apşeron Alayından Yevdomikov aldığı kurşun yaralarıyla öldürüldü. Aynı şekilde Humbaracı bölüğünün komutanı olan Yüzbaşı Vinnikov onun cesedine basarak mücadele etti ise de o da hayatını kaybetti. Bu şekilde komutanlarının öldürüldüğünü gören Rus askerleri geriye kaçmaya başladılar (20 Haziran). Kayıpları çok ağırdı. Apşeron Alayından bir taburdan 249 kişi hayatını kaybederken Varşova taburu da 146 kişiyi yitirmişti. Toplam Rus kaybı 581 idi.

Bu dönemde Prens Vorontsov’un eylemlerinden biri de Şalti’ye yönelik olmuştu. Nitekim, 6 Ağustos’ta, 10.000 kişilik bir kuvvetle Şalti üzerine yürüdü. 7 hafta süren bir kuşatmadan ve köye yağdırılan korkunç top atışlarından sonra Şalti üçüncü saldırıda Rusların eline geçti (7 Ekim). Bu savaşta Rus kayıpları ölü ve yaralı olarak 2000 civarındaydı.

Ertesi yılın yaz başlangıcında, Haziran 1848’de, General Argutinskii-Dolgurov, 10000 kişilik bir kuvvetle yeniden Gergebil önlerine geldiler. Gergebil 23 günlük bir kuşatmadan ve 46 topun gerçekleştirdiği bir bombardımandan sonra Şeyh Şamil’in müritleri geceleyin köyden çekip gittiler. Bu kuşatma boyunca Ruslar, Gergebil üzerine 10000 kadar gülle atmışlar, 4 subay ve 76 eri ölü, 14 subay ve 257 eri de yaralı olarak vermişlerdi. Her ne kadar müritler Gergebil’den çıkmışlarsa da Rusların burada kalmalarına da imkân yoktu. Sonunda, müritle

rin takibi altında Rus birlikleri, Gazi Kumuk Koysu üzerindeki Kojal Maki’ye çekildiler. Diğer taraftan ise Ruslar, Samur ırmağı kıyısındaki Ahti Kalesi’ni, Şeyh Şamil, naipleri Hacı Murad, Kabet Muhammed ve Danyal Sultan’ın birleşik kuvvetlerine karşı bir haftadan fazla bir süre korumaya çalıştılar. Sonunda Argutinskii-Dolgurukov, Meskenji’de Kabet Muhammed ve Hacı Muhammed kuvvetlerini yenerek bunu başardı.142

Hemen belirtelim ki, 1849 yılı, Doğu Kafkasya’da, Rusların birkaç başarılı girişimine sahne oldu. Bunlardan biri, 1849 yılının yazında (17 Haziran-4 Eylül) Argutinskii-Dolgurukov, Kabet Muhammed’in yeni karargahı Çoh’u kuşatarak almak istemesiydi. Ancak, bu dağ köyüne 22.000 top güllesi atılmasına rağmen başarılı olamadı. İkinci olarak Ruslar, Ahti askeri yolunu tamamlayarak Temirhan-şura ile Tiflis arasındaki yolu 400 km kadar kısalttılar. Hepsinden önemlisi, Rusya’da ilk tünel burada açıldı.

Şurası bir gerçek ki, 1849 yılından Kırım Savaşı’nın patlak verdiği Ekim 1853’e kadar Kafkasya’da genel olarak sukûnet hakimdi. Bu dönemde dikkati çeken iki önemli gelişmeden biri, 1852 yılının başında, Ruslar tarafından Prens Baryatinsky’nin Kafkasya’da Sol Kanat Komutanlığına getirilmesiydi. İkincisi ise Hacı Murad’ın Nisan 1852’de, bir çarpışmada hayatını kaybetmesiydi.143

Ancak, Ekim 1853’te başlayan Kırım Savaşı, Şeyh Şamil’in Kafkasya’daki mücadelesinde yeni bir dönemi başlattı. Bu dönem, ona öteden beri başarmak isteyip de başaramadığı bir fırsatı verdi ve Osmanlı Devleti ile temas kurdu. Şeyh Şamil, Mart 1853’te, Osmanlı Sultanı Abdulmecid’e biraz da sitemli bir dille bir mektup yazarak durumlarının hiç de iyi olmadığını bildirdi.144 Buna rağmen Şeyh Şamil, henüz resmen savaş başlamadan önce, Haziran-Ekim 1853 arası dönemde, Kafkasya’da ve özellikle Dağıstan’da Rus askerî yığınağını sekteye uğratacak eylemlere girişti. Naibi Muhammed Emin, Haziran ayında, Çerkezistan’da bir miktar Çerkes askeriyle Suca bölgesinde Ruslara ait iki karakol-kaleyi ele geçirirken Eylül 1853’te, Şamil, Zakartala tepesi ile Meseldeger Kalesi’ne sonuçsuz bir hücum yapmıştı. Onun amacı bir an önce Tiflis’e ulaşmaktı.145 Hemen belirtelim ki, Şamil ve adamlarının Güney Kafkasya’daki bu eylemleri, Rusların muhtemel bir Osmanlı savaşına karşı söz konusu bölgede askerî açıdan yığınak yapmasını önlemekti.

Hiç şüphesiz Şeyh Şamil’n Güney Kafkasya’daki bu eylemleri Osmanlı Devleti tarafından geleneksel ihtiyatlılığı içinde de olsa izlenmekteydi. Osmanlı Genelkurmayı, Ağustos 1853’te, Anadolu Ordusu Müşiri Abdülkerim Paşa’dan Şeyh Şamil ile bağlantı kurularak muhtemel bir Rus savaşında gerekli yardımda bulunması için Şeyh Şamil ile bağlantı kurulmasını istemiş ve güvenilir bir kişinin onun nezdine gönderilmesi emredilmişti. Fakat, 4 Ekim 1853’te, Kırım Savaşı’nın resmen başlaması, Osmanlı Devleti’nin Kafkasya ile daha fazla ilgilenmesini zorunluluk haline getirdi. Nitekim, Sultan Abdülmecid, 9 Ekim 1853’te tarihli bir fermanı Şeyh Şamil’e göndererek onu Ruslara karşı “cihad”a çağırmış ve Şeyh Şamil de bu pragmatik nitelikli çağrıya 13 Aralık 1953 tarihli mektubuyla cevap vermişti. Söz konusu mektubunda Şamil, karşılıklı olarak Tiflis üzerine bir askerî harekâta girişilirse Rusların Kafkaslar’dan çıkarılabileceğini bildirmişti.146 Ancak, Şamil’in bu son derece stratejik harekât teklifi Osmanlı Devleti’nce kabul görmedi. Buna karşılık Osmanlı Devleti, Mayıs 1854’te, Dağıstanlı Halil

Bey’in teklifiyle Şeyh Şamil’e “Dağıstan Serdar-ı Ekremi” unvanını verdi. Diğer hanları da unutmayan Osmanlı Devleti, Şeyh Şamil’in oğlu Gazi Muhammed başta olmak üzere Cumuy (?) Han, Hasay (?) Han, Danyal Sultan ve İsmail Paşa’yı mirlivalık, Şemhal Hanı Ebu Müslim’i feriklik rütbesiyle ödüllendirdi.147

Diğer taraftan Şeyh Şamil, 1854 yazında bile Tiflis üzerine bir askerî harekât düşüncesinde ısrarlıydı. Bu düşünceyle Şeyh Şamil, Temmuz 1854’te Gürcistan’ın Kaheti bölgesine girdi. Bu sırada, onun naibi Muhammed Emin Efendi Çerkezistan’da idi. Ayrıca, Osmanlı-Batum ordusu da Özürgeti bölgesindeydi. Şeyh Şamil, bütün gayretlerine rağmen Tiflis’e doğru Osmanlı ordusunun ileri harekâtını göremedi ve sonunda Eylül 1854’te Dağıstan’daki karargâhının yer aldığı Yeni Dargiyye’ye çekilerek savaş bitene kadar hiçbir askerî harekâtta bulunmadı.148 Hatta Ömer Lütfi Paşa’nın Rusların Kars kuşatmasını sona erdirmek için 11 Eylül 1855’te başladığı Gürcistan harekâtı bile Şeyh Şamil’i harekete geçiremedi.

Şu tarihî gerçeği teslim etmek gerekir ki, Şeyh Şamil’in Haziran 1853’ten beri, yaptığı saldırılarla Güney Kafkasya’daki Rusların seferberlik hazırlıklarını sekteye uğratması, Kasım-Aralık 1953 aylarında Kars-Gümrü yönünde cereyan eden muharebelerde, Rusların savunmada kalmasında önemli bir rol oynamıştır.149 Nitekim, Osmanlı bahriyesinde görevli İngiliz Amirali Adulphus Slade, Kaptan Paşa’ya hazırladığı bir raporda, Rusya’yı barışa zorlamak için Kafkasya’nın fetholunmasını, bunu sağlamak için Çerkeslerin yanı sıra Dağıstan’daki Şeyh Şamil ile işbirliği yapılmasını gerekli görmüştür. Ne yazık ki, gerek Şeyh Şamil’in Dağıstan’daki durumu ve gerekse de Osmanlı Devleti’nin savaş içindeki pasif tutumu, Kafkasya’daki Rus varlığını sona erdirecek bir eylemden her iki tarafı alıkoymuş ve tarihî bir fırsat kaçmıştır.

Ancak, Kafkasya’nın ve dolayısıyla Şeyh Şamil’in kaderini belirleyen en önemli gelişme, Paris Antlaşması’nın imzalanmasından sonra Rusya’nın Kafkas Orduları Başkomutanı ve Kafkas Genel Valisi olarak Prens Baryatinsky’i yeniden atamasıydı (17 Haziran 1856). Prens Baryatinsky, ilk olarak Kafkasya’daki kuvvetlerini 5 gruba ayırarak her birisine kendisine bağlı komutanlar atadı. Bu beş ordudan sadece üç tanesi Doğu Kafkasya ile ilgiliydi: Sol Kanat Kuvvetleri, Hazar Kuvvetleri (Dağıstan) ve Lezgi Hattı Kuvvetleri. Söz konusu ordular, aynı anda harekete geçeceklerdi. Çeçenistan ve Dağıstan kuvvetleri, Çeçenistan’ın kuzeydoğusunda birleşerek Dağıstan’ın merkezine yürüyecek ve Andi Koysu vadisinde Lezgi Hattı’ndan gelen orduyla birleşecekti. Ayrıca, yeni yol ve kalelerin yapılması yanı sıra ormanların kesilmesi, Prens Baryatinsky’nin planları arasındaydı.

Sonunda Ruslar, Haziran 1857’den itibaren bu planı uygulamaya başladılar. Nitekim, 28 Haziran’da, Prens Orbelyani/Orbeliani komutasındaki 8500 piyade, 400 dragon, 1400 düzensiz süvari ve 10 toptan oluşan Dağıstan kuvvetleri Salatav’ı aldı. En önemlisi, 11 Kasım’da, Burtinah’ı ele geçirerek Dağıstan Piyade

Alayını buraya nakledilmesini sağladı. Ayrıca Dilim ormanlarının kesilmesine öncülük ettikten sonra 12-28 Kasım tarihleri arasında Zandak, Dilim ile bu iki yer arasındaki bütün memleketi talan etti. Bunun yanı sıra, Lezgi Hattı’ndan harekete geçen Baron Vrevskii de, 14 Temmuz’dan itibaren üç hafta süresince Kafkas sıradağlarını güneyden aşarak 11 köyden ibaret olan Didoların ülkesinin güneybatı kısmını tahrip etti. Aynı şekilde, 25 Ağustos’ta ise Didolar ülkesinin kuzeydoğu kısmını yok etmeye başladı.

Aralık 1857’de, Jalka, Şavdon/Shavdon ve Hulkulav/Khulkhulaw boyunca bütün köyleri yok edecek olan kış seferine başlayan Yevdokimov, 28 Ocak 1858’de, Argun Geçiti’ni fethetti. Daha sonra, Şaro ile Şanti Argun arasındaki bir yerde Argunskoe Kalesi’ni yaptı. 12 Nisan’da kış seferini tamamlayan Yevdokimov, derhal Aşağı Çeçenistan’a hareket etti. Burada, 13-28 Nisan tarihleri arasında 15.000 kişinin yaşadığı 96 köyü itaat altına aldı. Hazar Hattı’nın yeni komutanı Wrangel de 31 Mayıs-31 Temmuz arasında, Aşağı Çeçenistan’daki Salatav’a bir sefer düzenledi. 12 Ağustos’ta Şubut ele geçirildi ve 20 Ağustos’ta Shatoevskoe Kalesi kurulduktan sonra 26 Ağustos’ta, Şubut, 27 Ağustos’ta ise Şanti halkı itaat etti. Bunun sonucunda,15 Çeçen topluluğu Ruslara bağ eğdiler.


Yüklə 4,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin