Mevcut şartları öncelikle iyileştirmeye çalışan ve zamanla bu şartları geliştirme mücadelesi veren sendikalar, bulundukları ülkelerin ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel şartlarından etkilenerek şekillenmekte, tarihsel gelişimi mevcut şartlardan etkilenmektedir.
Sendika ve temsilcilerin iş sağlığı ve güvenliği politikalarını belirleme noktasında ortak danışma ve katılımı, yalnızca işçi ve işverenlerin birbirlerini yeteri kadar tanıdıkları ve birbirlerinin haklarına saygı duydukları bir çevrede etkili olabilir. Bu yüzden, hem uluslararası ve ulusal düzeyde hem de işyeri düzeyinde etkili bir iş sağlığı ve güvenliği stratejisinin belirlenmesinde bu haklara saygı anlayışı ön koşul olarak görülmektedir.
İş sağlığı ve güvenliği bakımından işçi ve işveren temsilcilerinin hakları ILO standartları kapsamında desteklenmektedir. Hükümetlerin ulusal veya bölgesel seviyede iş sağlığı ve güvenliği politikalarının oluşturulması ve uygulanmasıyla ilgili olarak işçi ve işveren sendika temsilcilerine danışması, ILO sözleşmelerinin birkaçında gerekli kılınmış olması buna bir örnektir (İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin 155 Sayılı Sözleşmenin 1. ve 8. Maddeleri ).
İş Sağlığı ve Güvenliği Kapsamında Sendikaların Bağımsızlığı
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili ILO standartları, 3 prensipte ikili ya da üçlü katılım kavramını daha önceki yıllarda onaylamıştır. Buna göre;
-
Ulusal ve bölgesel düzeyde politikanın oluşturulması ve uygulanması,
-
İşyeri düzeyinde işçi ve işverenler arasında istişare,
-
İşyeri düzeyinde politika oluşturulmasında ve uygulanmasında işçi ve işveren arasında ortak katılım,
gerekmektedir.
Toplu sözleşmeler, İş sağlığı ve güvenliği politikalarının belirlenmesinde ve etkili bir işçi katılımının sağlanmasında çok önemli bir unsurdur. Diğer yandan ILO’nun İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesinde yer alan koşullar iş sağlığı ve güvenliği bağlamında işçi sendikalarının tanınması gerekliliğini belirtmektedir.
Belirtilen hususların sağlanması için işletme düzeyinde yapılması gereken düzenlemeler şunlardır:
-
İşverenlerin üstlendikleri yükümlülüklerini yerine getirmeleri için, işçilerin ve işçi temsilcilerinin, işverenle işbirliği yapmaları;
-
İşletmedeki işçi temsilcilerine, iş sağlığını ve güvenliğini sağlamak için yeterli bilgi verilmesi ve ticari sırları açıklamamak şartıyla kendilerini temsil eden kuruluşlarla bu bilgilerin istişare edilmesi;
-
İşletmedeki işçi ve temsilcilerine, iş sağlığı ve güvenliği konusunda yeterli eğitim verilmesi,
-
İşletmedeki işçilerin veya sendika temsilcilerinin ulusal yasa ve uygulamaya uygun olarak, işleri ile ilgili iş sağlığı ve güvenliğinin bütün safhalarında incelemelere katılmasının ve bu konularda işverence onlara danışılmasının sağlanması, bu amaçla karşılıklı anlaşma halinde işletme dışından teknik danışmanlar getirilmesi,
Tuzlada Mevcut Sendikalar ve Sorunlar
Tuzla Tersanelerinde Dok Gemi-İş Sendikası ve Limter İş Sendikası faaliyet göstermektedir. Dok Gemi-İş Sendikası yetkililerince 33 işyeri ile akit imzalandığı ifade edilmiştir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2008 Ocak ayı istatistiklerine göre Dok Gemi-İş Sendikasının 5719 üyesi bulunmaktadır. Lim-ter İş yetkililerince üye sayılarının 1359 olarak ifade edilmektedir. Toplamda ise kayıtlı istihdamın yaklaşık %40’ı bir işçi sendikasına üyedir. Bu işçi sendikalarından yalnızca Dok Gemi-İş Sendikası toplu sözleşme yapmaya yetkilidir. Sendika üyelerin tamamı tersanelerin kadrolu elemanlarından müteşekkil olup en sorunlu yerler olarak gösterilen alt-işveren (taşeron) firmalarında çalışan işçilerin sendika üyesi olmamaları çarpıcı bir husus olarak dikkat çekmektedir.
Sendikalılaşmanın olmadığı, özellikle alt işveren firmalarında, kayıt dışı istihdam daha fazladır. Ayrıca ödenen gerçek ücret üzerinden işçilerin sigortalarının yatırılmaması, işçi sigortaya kaydettirildikten sonra -çalışmaya devam ettiği halde- birkaç gün sonra çıkışının yapılması gibi yasa dışı uygulamaların azaltılması noktasında sendikalara önemli görevler düşmektedir.
İşçi sendikalarının akit imzaladıkları işyerlerinde istedikleri zaman denetim yapabilme, eksiklikleri belirtebilme yetkisi ve olanağı bulunmaktadır. Ölümlerin en çok yaşandığı alt-işverenlerde sendikalaşmanın olmaması bu işyerlerinde sendikal denetim yapılamaması sonucunu doğurmaktadır.
Yukarıda belirtilen nedenlerden anlaşıldığı gibi sendikalılaşmak çok önemli bir husustur. Bu yüzden işyerlerinde özellikle alt işveren düzeyinde de sendikalaşma faaliyetleri gerçekleştirilmeli sendikalaşmaya engel çıkaranlara yönelik yaptırımlar getirilmelidir.
Ayrıca işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili risklerin tespit edilmesi ve bu risklerin giderilmesi, giderilemeyen risklerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesine yönelik tedbirlerin alınmasında ve alınan tedbirlerin sürekliliğinin sağlanması konusunda sendikaların bu alanda etkin olarak görev yapan iş güvenliği uzmanlarının bulunmaması önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Uyumlaştırılan AB Mevzuatının işyerlerinde daha etkin uygulanması ve eksiklerin giderilmesi için işçi ve işveren sendikaları gibi sosyal taraflarında iş sağlığı ve güvenliğine yönelik daha etkin bir yaklaşımın içerisinde olmaları gereklidir. Bu nedenle işçi ve işveren sendikaları bünyesinde yer alması gereken İSG birimlerinin güçlendirilerek sağlık ve güvenlik konusunda etkin bir biçimde görev alması sağlanmalıdır.
Sendikaların, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik çalışmalarında sektörle ilgili meslek odaları ve üniversitelerle sıkı bir iş birliği içerisinde bulunmaları gerekmektedir.
5.13 Çevre
Tersanelerimizin çevre güvenliği için deniz ve hava kirlenmesi, atık yönetimi, gürültü kirliliği konularında bilinçlendirilmeleri ve uluslararası standartlara kavuşturulmaları için teşvik edilmeleri gereklidir.
Tersanelerde ana prosesler arasında yer alan boya ve raspa işlemlerinde mikron mertebesinde ortaya çıkan boya parçacıklarının insan sağlığına ve çevreye olan etkilerini ortadan kaldırmak için boyama işlemleri boya hollerinde yapılmalı ve bir filtrasyona tabi tutulmalıdır. Bunun yanı sıra raspa işleminde geri dönüşebilen (çelik bilye, basınçlı su vb.) veya alternatif raspa yöntemleri kullanılmalıdır.
Tersanelerde, atık boya ve boya tenekeleri, grit torbaları ve benzeri atıkların uluslararası kurallar çerçevesinde yeniden kazanımı veya geri kullanıma ilişkin bir atık yönetim modeli uygulanmalıdır.
Tamirde ve talaşlı imalat yine gemi inşasında da olduğu için ikisinde de yağlama yağı, atık yağlama yağı ve talaş parçaları ile birlikte zaman zaman makine dairesi temizliğinde kullanılan solventli temizleme maddelerinden kaynaklanan kimyasalar azda olsa atık olarak ortaya çıkabilmektedir.
Gemi tamir ve bakım işlemlerinde yüzer veya kuru havuzların kullanılmasının bu tip atıkların kontrolü ve bertarafında önemli olduğu düşünülmekle beraber bu havuzların kullanımının denetim altına alınması gereklidir.
Dostları ilə paylaş: |