DevriMİn toplumsal-ekonomiK İLİŞKİleriNİn hukuki kuruluşu ve yönetsel omurgasi



Yüklə 405,16 Kb.
səhifə16/19
tarix29.07.2018
ölçüsü405,16 Kb.
#62100
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   19

DIŞ İLİŞKİLERDE DÖNÜM NOKTALARI

Musul Sorunu: Türkiye - Irak Sınırı Çiziliyor…


Musul sorunu, “Türkiye’nin … hukuku hükümranisi ve emniyeti ve diğer tarafından Büyük Britanya devleti ile münasebatı atiyesi itibariyle hayati ehemmiyeti olan” bir konudur.192

Türkiye-Irak sınırı, 24 Temmuz 1923’de imzalanan Lozan Anlaşması’nda karara bağlanamayan tek sınırdır. Lozan Anlaşması’nın 3. maddesi’ne göre, “Türkiye ile Irak arasında hudut (sınır) 9 ay zarfında Türkiye ile Büyük Britanya arasında sureti muslihanede (barış yolu ile) tayin edilecektir.” Belirlenen süre içerisinde sorun çözülemediği takdirde, “ihtilaf Cemiyeti Akvam193 Meclisine arz olunacaktır.”194

İngiltere 5 Ekim 1923 tarihinde Türkiye’ye başvurarak Musul konusunda Lozan Anlaşması çerçevesinde ikili görüşmelere başlanmasını talep etmiştir. Bu doğrultuda, sorunun çözümü için 19 Mayıs 1924’de toplanan Haliç Konferansı, sonuçsuz dağılmıştır.195 Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey’e göre, belirlenen süre içerisinde birçok girişimde bulunulmasına rağmen, Büyük Britanya konunun Cemiyeti Akvam’a (CA) gitmesini istediği için uzlaşmaya yanaşmamıştır. Haliç Konferansı da kabul edilemez teklifler nedeniyle başarısız sonuçlanmıştır.196 Bunun üzerine, Lozan Anlaşması’nda belirlenen süre içerisinde anlaşma sağlanamaması sonucu, 6 Ağustos 1924’de Musul sorunu CA’ya sevk edilmiştir.

CA Meclisi’nde Musul sorunu 4 müzakerede ele alınmıştır. 1924 yılı içerisinde yapılan 1. ve 2. müzakereler sonucunda Meclis, Musul’da Türkiye ile İngiltere arasında sınır çatışmalarının yoğunlaşması ve Süleymaniye şehrinin bombalanıp, İngilizler tarafından işgal edilmesi üzerine, Türkiye’nin başvurusuyla, 30 Eylül 1924 tarihli oturumunda Musul sorununu yerinde tespit etmek üzere bir komisyon oluşturulmasına karar vermiştir: Musul Tahkik Komisyonu (Musul Araştırma Komisyonu). Musul Tahkik Komisyonu’nun görevi, yerinde inceleme yaparak, durumu ve önerilerini rapor haline getirerek MC Meclisi’ne iletmektir. Komisyon kendi çalışma ilkelerini kendisi düzenleyecektir.197 Komisyon’un ilk işi geçici bir sınır çizmek olmuştur. Brüksel hattı olarak anılan bu sınır, Musul’u Irak Hükümeti’ne bırakmaktadır.

İngiltere bölgedeki imtiyazının uzatılması ve bölgenin Irak Hükümeti’ne bırakılması yönünde çalışırken, Türkiye Musul’un Türkiye’ye bırakılmasını talep etmektedir. Türkiye, bir yandan bölgedeki Arap olmayan Müslümanların varlığını örnek göstererek, bir yandan 30 Kasım 1918’de imzalanan mütareke sınırlarına dayanarak Musul’u geri istemektedir. İki durum da Musul’un Türkiye’ye bırakılmasını gerektirmektedir.198

Dış basında ise, Türkiye’nin, bölgedeki tüm Kürtleri kontrol altına almak için Musul’u istediği iddiaları dile getirilmektedir. Sözü edilen bölge, Kürt nüfusun yoğun olduğu bir coğrafyadır. İngiltere ve Irak, bölgedeki Kürtlere bağımsızlık vaat etmektedir, Türkiye ise tersine Kürtlere bağımsızlık vermeye yanaşmamaktadır.199 Başka bir ifadeyle, Türkiye bölgedeki Kürt vatandaşlarını Türkleştirmeye çalışırken, İngiltere Kürtlerin kendi hukukunu geliştirmesi politikasını izlemektedir.200 Brüksel hattı, bölgedeki kardeş Kürt halkını bir kısmı Türkiye’de bir kısmı Irak’ta kalmak üzere ayıracaktır. Brüksel hattının kabul edilmesiyle ya Türkiye Kürt politikasını değiştirecek ya da daha da zorlaşan şartlarda var olan politikasını sürdürmeye çalışacaktır.201 Türkiye’nin Kürt politikasına eleştirel bakan başka bir haberde Türkiye’nin, CA kararı ile sadece Musul’u kaybetmiş olmayacağı, aynı zamanda ileride ortaya çıkacak birçok sorunun sorumluluğu altında kalacağı iddia edilmektedir. İngiltere, Kürt sorununa dahil olmuştur ve bu sorun Musul sorunundan daha büyük ve rahatsız edicidir.202

Tevfik Rüştü Bey’in demecine göre ise, Türkiye’nin Musul sorununun çözümünde amacı, Irak halkını İngiliz mandasından kurtarmaktır.203 Ne var ki, İngiltere’nin bölgede meydana gelen isyan ve ayaklanmalardaki rolü herkesçe bilinmektedir. Bu nedenle, İngiltere vesayetinde bağımsız bir Kürdistan kabullenilebilir değildir.

Süreç içerisinde Türkiye, CA kararını taraflarca onaylanmadığı sürece kabul etmeyeceğini açıklamış, ardından CA’nın 1925 Eylül’ünde konunun Lahey Adalet Divanı’na götürülmesi kararını reddetmiştir. Buna rağmen, müzakereler devam etmiş, 5 Haziran 1926 tarihinde Ankara'da Türkiye ile Irak ve İngiliz Hükümeti arasında Musul sorununda karara varılmıştır. Buna göre Brüksel hattı, Türkiye lehine küçük bir değişiklikle204 Türkiye - Irak sınırı olarak kabul edilmekte, Irak Hükümeti’nin bağımsızlığı tanınmakta ve iki devlet arasındaki müşterek çıkar sahasından elde edilecek petrol gelirinin % 10'unun (Basra Vilayeti hariç) 25 yıl süreyle Türkiye Hükümeti’ne verilmesi öngörülmektedir. Musul sorununun çözülmesi ile Türkiye Cumhuriyeti sınırları çizilmiş olmaktadır.205

Anlaşma’ya göre, Türkiye ile Irak arasındaki sınır şöyle çizilmiştir:

Madde 1: Türkiye ile Irak arasındaki hattı hudut cemiyeti akvamın 29 teşrinievvel 1926 tarihli içtimaında tekarrür etmiş olan güzergaha tevfikan bervechizir sureti katiyede tayin edilmiştir.

(Brüksel Hattının Tarifi)

Maafih balâdaki hattı hudut Aşuka ve alâmun cenubunda bu iki mahalli yekdiğerine rapteden yolun Irak arazisinden geçen kısmını Türk arazisi dahilinde bırakmak üzere tadil edilmiştir.

Madde 3: Birinci maddede tasrih edilen hattı hududu arazi üzerinde tayin etmek üzere bir tahdidi hudut komisyonu teşkil edilecektir….



Madde 4: Birinci madde mucibince Irak’a terk edilen arazideki ahalinin tabiyeti Lozan Muahedesinin 30-36ncı maddelerine tevfikan halledilecektir…

Madde 5: Tarafeyni akideyden her biri birinci maddede tasrih edilen hattı hududu kati ve taarruzdan masun olmak üzere kabul ve bunu tadile matuf her türlü teşebbüsten tevakki etmeyi taahhüt eyler.

Petrol rezervleri ile ilgili düzenleme ise şöyledir:

Madde 14: Her iki memleket arasında menafi müştereke sahasını tevsik etmek maksadiyle Irak hükümeti işbu muahedenin mevkii meriyete vazı tarihinden itibaren yirmi beş sene müddetle bervechi zir alacağı aidatın yüzde onunu Türkiye hükümetine tesviye edecektir:



  1. 14 Mart 1925 tarihli imtiyaz mukavelenamesi mucibince petrol ihraç edebilecek olan “Türkiş Petroleum Kompani”den.

  2. Balâda imtiyaz mukavelenamesinin altıncı maddesi mucibince petrol ihraç edebilecek olan şirketlerden ve eşhastan.

  3. Balâda zikredilen imtiyaznamenin 33ncü maddesi mucibince teşekkül edebilecek olan muavin şirketlerden.

Türkiye’nin aidattaki hissesini sermayeye çevirmek istediği takdirde izlenecek yol, İngiltere Sefiri Sör Ronalt Şarl Lintzey ve Irak murahhası Nuri Sait Paşa tarafından Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Beyefendi’ye yazılan 5 Haziran 1926 tarihli nota ile çözümlenmiştir:206

“Bugün beynimizde imza edilen muahedenin on dördüncü maddesine atfen şunu beyan ederiz ki:

Bu muahedenin mevkii meriyete vazını takip eden on iki ay içinde Türkiye Hükümeti mezkûr maddede mevzubahis olan aidattaki hissesini sermayeye tahvil etmek arzusunda bulunduğu takdirde Irak Hükümetini arzusundan haberdar edecek ve mezkûr Hükümet ihbarı vakii takip eden otuz gün zarfında bu maddenin tamamii ifası zımnında Türkiye Hükümetine beş yüz bin İngiliz lirası tesviye edecektir. Diğer taraftan şurası da mukarrerdir ki Türkiye Hükümeti mezkûr aidattaki menafiini evvelemirde Irak Hükümetine bir tarafı salisin tediyeye amade olabileceği fiyattan daha yüksek olmamak üzere mübayaa etmek fırsatını vermeksizin elinden çıkarmamayı taahhüt eyler.”

Anlaşma, hiç kimseyi memnun etmemiştir; Brüksel hattının kabulü, Misak-ı Milli’den taviz vermek demektir.207 Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü de amaçlarının toprak kazanmak değil, Irak’ın bağımsızlığına destek vermek olduğunu ve bunun için bazı fedakarlıklarda bulunduklarını itiraf etmektedir:208

“Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki hudut üzerinde bize bin kilometre murabbaı miktarında lehimize tashihat ilavesini teklif ettiler; esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekarelik arazi davası olmadığını söyleyerek bu teklif olunan araziden de sarfı nazarla bütün Musul Vilâyetinden müstakil Irak Devleti lehine feragati prensiplerimize daha uygun bulduk.

Şarkı karibde başlıca kuvveti temsil eden Türkiye Cumhuriyeti en esaslı mihveri siyaseti mileli mütemeddine arasında bir unsuru intizam ve terakki olarak çalışmak olduğundan cihanın ve şarkı karibin sulh ve huzuru ve Irak’ın istiklal ve saadeti namına ve Büyük Britanya İmparatorluğuyla münasebetimizi normal bir hale getirmek için yegâne muallak kalan bu arazi meselesinde fedâkarlıklara katlandık.”



Kazım Karabekir de muhalefet adına kısa bir konuşma yapmıştır. Özetle, duyduğu sıkıntıyı dile getirmiştir: “…Musul’un bugünkü vaziyetinde duyduğumuz teessürleri bu kürsüden ifade etmekten başka maalesef bizim için yapılacak bir şey kalmamıştır.”209


Yüklə 405,16 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin