Din Ticareti Yapanlar



Yüklə 0,51 Mb.
səhifə4/11
tarix07.01.2019
ölçüsü0,51 Mb.
#91761
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

İnadına Gönen Postası

   Yaklaşık dört haftadır bu köşedeki günlük yazılarıma Türkiyem TV de Pazartesi 22.30 ve Perşembe 15.15 de yayınlanan televizyon programımın yoğunluğu nedeniyle ara vermiştim.

Başımı kaldırıp, fırsat bulup siyasilerin ve halkın içine girip birazcık sohbet edip Gönende olup biten çirkinlik ve çirkefleri dinleyince iyice kafam attı ve yeniden ve inadına ve daha radikalce yazılar yazmaya ve köşeme sarılmaya karar verdim.

Beni bilen bilir,  Allahtan başka hiç kimseye kul ve köle olmam. Özgürlük, bağımsızlık, menfaat cemaatlerinden uzaklarda müstakil Müslüman olabilmek karakterimdir. İş adamı değilim, hiç kimseden maddi çıkar ve ikbal beklentim yok. Kimseye yaranma âdetim ve geleneğimde yok. Sivil toplum ve yayın hizmetlerimden dolayı destek olan olur olmayan olmaz. Yazılarım yayınlanırsa yayınlanır, işlerine gelmezse yayınlamazlar. Hiç önemli değil, internetim, televizyon programım var. Her şartlarda fikir ve düşüncelerimi topluma ulaştırabilmemde sorun yok.

Eften püften her şeyi bangır bangır anons eden, özel işçi ve elaman ilanlarını bile anons eden belediye tüm dünya genelinde haftada yirmi milyon kişi tarafından izlenen keşif programını bir kere dahi olsun Gönen halkının da izlemesini kolaylaştırmak adına anons etmemiş de ne olmuş.

 Dünyada ve Türkiye’de izlendiği gibi Gönen halkıda artık programı anons etmeyen belediyeye inadına izlemeye başladı elhamdülillah.

Gönende akil adam sıkıntısı var. Toplum önderliği ve aksiyonerliği çok zayıf.

Sohbetlerde duyduklarıma inanamadım. Şu küçücük şirin ilçede, baş olacaklar ayak, ayak olacaklar da baş olmuş durumda. Bozulmuş bir toplum görüyorum. İlkeli, dürüst, ahlaklı ve namuslu insanlar ortaya çıkmadıkça, çıkarılmadıkça, işlere el atmadıkça ve bu insanlar halk tarafından desteklenmedikçe ayak bile olamayacakların bizim başımıza baş olduklarını görmeye ve isyan etmeye devam ederiz.

Ben milli görüş çizgisinden gelen ve şu anda da 1994 yılında Gençik Dergisinde aynı dönemde köye yazarlığı birlikteliğimizin olduğu ve ta o dönemden beri tanıdığım bir insan olan başbakanı destekleyen birisiyim.

 Bu açık ve net kimliğime ve düşünceme rağmen,  partiyi hizmet yerine arpalık yeri gören seviyesiz ve kişiliksiz birisi yanındaki arkadaşına hitaben benim için dedi ki;  bu adam Hayati Kösenin gazetesinde yazıyor!  ha dedi.

Ben de o zavallıya dedim ki hangi gazetede yazayım sen söyle dedim.  İmtiyaz sahibi çakma olan, muhabirleri ve idarecilerinin hepsinin Gönen dışından olduğu, kaynağının kimden, nereden, ne şekilde geldiği belli olmayan gazete biliyorsan söyle orada yazayım dedim.

Tabiî ki tık yok. Ben söze bakarım söz mü diye, söyleyene bakarım adam mı diye.

Bilmeyen bilsin, duymayan duysun, bana o lafı eden alçak da okusun bu yazımı. Benim Gönen Postası gazetesinde  ilk haberim 1982 de  yayınlandı. Ankara’dan Gönene geldiğim 2001 tarihinden itibaren de ben bu gazetede gönüllü muhabirlik ve köşe yazarlığı yapıyorum. Hatta 2005 yılında tam 12 sayı aylık olarak Gönen Postasını renkli olarak ilk ben çıkardım. Dönemin Ak Parti İlçe başkanı da beni valiliğe şikâyet etmişti, memur nasıl gazete çıkarır diye. Nereden nereye değil mi. O zaman gazetenin başında Hayati Kösemi vardı.

Gazetenin sahipleri ve yönetimi değişmiş ben değişmemişim.  Demek oluyor ki Hayati Köse gerçekten çok demokrat biri. Zikri, fikri belli Ak Partili birisine gazetesinde köşe yazarlığı yaptırabilecek kadar fikir ve düşünce hürriyetine önem veren, insanlar arasında ayrımcılık yapmayan, demokrat biri. Keşke siz de bu adamın onda biri kadar demokrat ve halkçı olabilseydiniz. Müslümanlığı ve partiyi dünyalık çıkar ve menfaatlerinize alet etmemeyi becerebilseydiniz.

İşte bu yüzden inadına Gönen Postası gazetesindeki yazılarıma ve gönüllü muhabirliğime devam edeceğim.

Ha şunu da söyleyeyim,  yazı ve gönüllü haberciliğimden dolayı vallahi billahi bu güne kadar bir kuruşluk menfaatim olmamıştır.

Biz elhamdülillah Allahın rızasını gözetiyoruz. O razı olsun bize mükâfat olarak yeter diyenlerdeniz. Bir de sizlerin dualarını bekliyoruz. Allah bu toplumu teröristlerden, eşkıyalardan, hırsızlardan, ahlaksızlardan, beceriksiz, korkak ve halktan kopuk idarecilerden korusun.

Sizden ricam bu akşam yani Pazartesi saat 22.30 da Türkiyem TV ve Özlem TV de Keşif programında Gönen’de çekimleri yapılan çok güzel konuların yayınında buluşalım.

Anons etmeyenler etmesin, izlemeyenler varsın izlemesin.  Hem izleyelim hem de çevremize tavsiyede bulunalım ki bu program bu bölgede ilerlesin, ilçemize ve bölgemize hizmet etsin.

Buradan programın masraflarına destek olan İbrahim Mutlu’ya da Gönen halkı adına teşekkür ediyorum. Keşke birkaç tane daha İbrahim Mutlu çıksa da dahi iyi şartlarda programlar yapabilsek.  

    Çeşmelerimizi Boyuyoruz Kampanyası

Geçen hafta bir kampanya başlattık. Çeşmelerimizi boyayalım - güzelleştirelim kampanyası. Gönen civarında ona yakın çeşmenin boyasını yaptık. Çeşmelerimiz bize Osmanlıdan yadigar yapılar, hayır köprüleridir. İnsanların, kurt, kuş, böcek ve mahlûkatın su içmesi için yapılmış sadaka-i cariyelerdir.

Acaba günümüz insanı ne yapıyor. Bir çeşme yaptırabiliyor mu veya bir çeşmenin boyasını yapabiliyor mu.  Tabiî ki tarihi çeşmelerimiz, hayır köprülerimiz birçok yerde kendi kaderine terkedilmiş.

Biz de GönTAM olarak bu alanda bir kampanya ve proje başlattık. Çeşmelerimizi Boyuyoruz kampanyası.  Işık Yapı dan dan Ahmet Işık dan bir bagaj dolusu boya aldık, altı tane de gönüllü arkadaş bulduk gittik boyamaya başladık. Atıl durumdaki birçok çeşmeyi güzelleştirdik. İnşallah Gönen ve çevresinde ki bütün çeşmeleri boyayacağız. Tabii iki Gönende hayır sahipleri ve gönüllüler olursa.

 Bu kampanyayı aynı zamanda Türkiyem TV den de yayınlıyoruz. Amacımız geniş kitlelere projeyi duyurarak sadece Gönende değil ülkenin her tarafında bu tür hayır işlerini tetiklemek.

 Boya vermek isteyenler bize boyasını verebilirler. İnşaat atıklarından kalan boyaları da burada değerlendiriyoruz.

Temiz ve güzel bir çevre için bu projeyi başlattık.  Boya yapmak isteyenlere de ihtiyacımız var. Boş zamanlarını bu hayırlı işle değerlendirebilirler.

Gönen Panayırları Bitmek Üzere

Geçenki yazımda yazmıştım. Gönen panayırı artık ilgi çekmiyor ve böyle giderse bitecek. Pazarcılar Odası, Gönen Belediyesi, Sivil Toplum, Vatandaşlar, esnaflar bir şeyler yapmalı demiştim.

Kimseden tık yok. Hep taşa, duvara yazıyorum demiştim.  Bu gazeteyi yüzlerce, hatta binlerce kişi okuyor. Yahu bir yetkili çıksın da Allah hakkı için desin ki Gönen panayırına yenilikler getireceğiz, şunu yapmayı, şöyle yapmayı düşünüyoruz desin. Bir vatandaş ta çıksın doğru veya yanlış söylüyorsun, düşünüyorsun arkadaş desin. Bu kadar duyarsız boş bir toplum görmekten inanın ilçem adına utanıyorum. Herkes kendisi için yaşıyor.

Geçen hafta Uşak Çeşme de üç günlük festival oldu. Mustafa Sabu da oradaydı. Aradı Kadir abi buradaki panayır çok süper, bütün ülkelerden müzik eğlence grupları gelmiş. Türkiye burada, Pazar, alışveriş, eğlence, kültür sanat insanlar, gençler, yaşlılar herkes burada bir görmen lazım deyip cep telefonundan oradaki sesleri dinletiyor.

Ben de dedim ki yahu Mustafa benim görmem bir şey ifade etmez. Oraya bizim belediye başkanımız ve yardımcıları, ekibi var. Onlardan birini göndersek,  biri gitse, görse, yaşasa, bir şeyler düşünse yeter dedim.  Uşak Eşme festivalinin hemen çekimini istedim. Oradan bir yerel televizyoncu bulduk, Mustafa Sabuya da programı sundurduk, inşallah her Pazartesi Türkiyem TV  ve  Özlem TV de   22.30 da Perşembe 15.15 de yayınlanan   Keşif programında yayınlayacağız.

 Herkes programı islesin, görsün bakalım panayır ve festival nasıl oluyormuş. Halk izlesin de varsın yetkililerimiz izlemesinler.

 Bütün çekimleri Gönen ve çevresinde yapılan ve bir hafta içinde dört defa yayınında Türkiye ve Dünya genelinde yirmi milyon kişi tarafından izlenen Keşif programından varsın ilçemizin yetkilileri, sözde ilgilileri haberdar olmasınlar, Fransız kalsınlar.

Son günlerde kaplıca turizmi de inişe geçti. Otel ve pansiyon sahipleri sezonun gelmesine rağmen iş yapamadıklarından  bahsediyorlar.

Pazar günü Yıldız otelin tam önünden geçtim. Bir de ne göreyim otelim tam karşısındaki park yerle bir edilmiş, yıkılmış, toz duman içinde.  Anfi tiyatro, beton direkler, küçük antik yapıların hepsi yerle bir edilmiş. Hem de tam turizm sezonunda. Ne planlandı, ne yapılacak bilemem, sormaya ihtiyaç bile duymadım. Tam turizm zamanında nasıl da denk getirmişler. Ne diyeyim çok güzel işler yapıyorlar, helal olsun, alkışlıyorum demekten başka bir şey demeyeceğim. Rabbim her şeyi biliyor. Halkımız görüyor, biliyor ve değerlendiriyor.

Gönen’e Gönenliler sahip çıkmalı. Bana ne dememeli.  Gönende yaşıyorsak bir şeyler ve tabiî ki iyi şeyler yapmalıyız.



Vergi Cezaları Can Yakıyor 

Geçen Mayıs ayında torba yasa ile vergi borçları ve cezaları yeniden yapılandırılmıştı. Hemen hemen kapsamı geniş olan bu aftan çok insan yararlandı.

Bu konu dolayısıyla en az yirmi kişiyi dinledim. Çoğu esnaf eften püften balyoz gibi inen vergi cezalarıyla önce korkmuşlar, sinmişler sonra bir nebzelik afla başları okşanarak gönülleri alınmış, işleri kolay kılınmış.

Gördüğüm ve anlayabildiğim o ki, vergi cezaları çok insafsız ve acımasız.  İnanın neredeyse 500 TL den aşağı ceza yok.  Bir arkadaş anlatıyor. On sekiz ay önce kurulmuş küçük ve basit bir iktisadi işletme.  Kurulduğundan 2 ay sonra beyannameyi geç vermekten 750TL, 6 ay sonra defter tasdikini geciktirdiğinden 750 TL, 16 ay sonra eften püften cezalar ile 4.500 TL yi bulan cezalar, 18 ay sonra 18 milyarlık akılara durgunluk verircesine balyoz gibi başka bir ceza. Yapılandırmayla 7.700 TL ye indirilmiş.  Adam perişan, ben diyor 18 ay da bu işten iki bin TL bile kazanmadım,  ancak ayda  150 TL ile 18 ayda  ortalama vergi ile  2700 TL, 7500 TL ceza ile de 10 bin TL nin üzerinde  vergi ödemiş oldum.  İşletmeyi kapattım, bankadan kredi çektim vergi borcunu ödedim, şimdi sıra bankada.

  Bu adam, bir daha devletle iş yapmaya tövbe diyor. Ben zarar ettim, devlet  hazinesi benden rekor seviyede kar etti. Bir hatam eksiğim var ise ikinci ayında bildirin, kesin cezayı düzelteyim eksiğimi. Ama 18 ay sonra 18 milyon ceza ile karşıma gelmeniz bana kurulmuş bir tuzaktır diye düşünüyorum diyor.  Gerçekten öyle. Bu gün elektrik faturanızı 2 ay ödemeseniz hemen keserler. 18 ay sonra size elektrik fatura borcu gelirse ne yaparsınız.

Ne yaptıysam bu cezadan kurtulamadım, bir şey yapamadılar, sistem böyle otomatik kesiyor cezayı dediler, diyor.

Ben gerçekten bunun gibi onlarca mağduriyet dinledim. Vergi cezaları gerçekten çok acımasız. Nasıl devlet balyoz darbecilerini içeri alarak hesap soruyorsa, balyoz gibi esnafın kafasına inen ve dükkân kapattıran, milleti devletten soğutan bu insafsız vergi cezalarını da bir dizginlemesi lazım.

Trafik suçu değil ki bu tehlikeli olsun, onun için cezasının ağır olması iyi diyelim. Ama vatandaş ay sonunda bazı formalite formların internetten girişini yapamadı diye 18 ay sonra, ay başına 1.000 TL den  18 bin TL lik ceza keserek devlete gelir kapısı olan bir işletmeyi çökertmemeli. Yani bir nevi devlet kendi musluğunu kendi kesiyor.

Ben hükümetten yeni dönemde bu cezaların insaflı seviyeye indirilmesini bekliyorum.

 Bu cezalar devam ederse kayıtdışılara çözüm bulunamaz, işsizlik çözülemez. Adam yemin billâh ediyor bu cezayı yedikten sonra. Bundan sonra devletle işim olmaz diyor. Vatandaşı devlete küstürmemek lazım. Devlet vatandaşı için vardır. Devlet her zaman şefkat elini uzatmalıdır. Ben şahsen  bu sistemde ticarethane kurmaya cesaret edemem. Allah iş ve ticaret sahiplerine kolaylıklar ve sabırlar versin.

 

Konu Listesi

 

Yayınlananlar



Panayır İzlenimleri

Gönen Panayırı bitti, yenisi artık seneye. Panayıra gittim televizyon programı için esnaflarla ve panayıra gelen vatandaşlarla röportajlar yaptık konuştuk, dertleştik.

Hepsinin ortak görüşü ve şikâyeti artık panayırlar eski panayır değil.   Sıradan bir pazardan farksız. İnsanlar yılda bir defa olan panayırda pazarda gördükleri şeyleri aramıyorlar, görmek istemiyorlar. Farklı bir şeyler görmek istiyorlar. Panayırlar festival gibi olmalı. Çeşitli eğlenceler, yarışmalar, katılımlar olmalı. İnanın Tuzakçı şenliği bile panayırdan daha iyi geçti. Adamlar ta Güney Afrikadan ve İrandan hafız getirdiler, on bin kişiye yemek dağıttılar.

Gönen Belediyesi bu tür organizasyonlar yapamaz mı. Yapar ama panayıra katılanlardan para toplamak daha çok işlerine ve kolaylarına geliyor.

Buradan sesleniyorum, panayırlar bitti bitecek. Bir şeyler yapılmalı. Panayırlar için yeni projeler üretilmeli ve büyük organizasyonlar yapılmalı. Sesimi kim duyar bilemem ama çünkü bu güne kadar hep kayalara, dağlara, duvarlara, binalara söyledik sözlerimizi. Umutsuzum yine seneye de aynı tas aynı hamam gider bu panayır işi. Adamlar bir daha gelmeyeceğiz, geliş gidiş masraflarımız bile çıkaramıyoruz diyorlar. Ben mesela panayıra gitmiyorum, çünkü eğlenecek, bilgilenecek, alış veriş yapacak bir ortam göremiyorum.  Nerede o eski panayırlar diyenlerden biriside benim.

Yusuf Akdere de Gitti

Bir Yusuf Akderemiz vardı artık oda yok. Geri dönüsü olmayan bir yolculuğa çıktı bir daha gelmemek, görünmemek, resim yapmamak, keman çalmamak, beste yamamak üzere gitti. Günahıyla sevabıyla Rabbi onu çağırdı ve oda bu davete mecburen uyup gitti. Cenazesi İzmir’in Torbalı ilçesinde küçük bir mezarlığa defnedildi. Hiç tanımadığı, bilmediği insanlarla şu anda yan yana yatıyor. Torbalıdan Agah isminde bir dostu aradı beni, Akdere vefat etti başımız sağ olsun dedi.  Oğlu Cahit Akdereyi aradım oda bu haberi doğrulayınca hemen telefona sarılıp önce belediyeyi, sonra selası için müftülüğü aradım.

Belediyeden cenaze için bir otobüs gönderilmesini rica ettim, başkan izindeymiş, sağ olsun Ak Parti İlçe başkanı Servet Bıyık hemen ulaşım işini halletti de küçük bir taksiyle de olsa kısa zaman içinde 6 kişi  Torbalıya gidebildik. Çok da iyi olmuş gitmemiz. Ailesi çok mutlu oldu. Gönen Belediyesinin çelengi de bizden önce oradaki camiye ulaşmış. Ancak ne hikmetse oradaki belediye yönetimi de ne çelenk ne de cenazeye katılım yapamadığı için halkın büyük tepkisiyle karşılaştı. Torbalı gazeteleri de belediyenin bu eksiğini haber yapmış. Yusuf Akdereyi seversiniz veya sevmezsiniz, takdir edersiniz veya etmezsiniz bunun hiçbir önemi yok. İyi köyü bir eser sahibi sanatçıydı. Yaptığı çalışmalar ile Gönen’i birçok yer ve konumda tanıttı, tanıtımına katkı sağladı. Sanat için bir şeyler yaptı ve başardı. Kolay değil bu gün bir resim yapmak. Akdere aynı zamanda 1940 lı yıllarda beste yapmış, söz yazmış ve plak ta çıkarmış. Ancak ne hikmetse onca becerisine rağmen elinden tutan birisi olmamış, fazla sıçrama yapamamış. Hani bir söz vardır ya  “alçak yer yiğidi hor görür” diye. O da hep bu iki ilçede yani Gönende ve İzmir Torbalıda hor görülmüş, küçümsenmiş. Maalesef günümüzde de sanata ve sanatçıya değer veren yok.  Servet Bıyık devreye girmeseydi belki Gönen belediyesi de oraya çelenk bile gönderemeyecekti. Yusuf Akdereye Allah rahmet eylesin. Sağ olsaydı yakın zaman içinde hayat hikâyesinin filmini çekecektik. Ama nasip olmadı.  Ben iddia ediyorum ki şu anda bile değeri anlaşılamayan Yusuf Akdereyi, zaman ilerledikçe daha çok anlamaya ve anmaya başlayacağız. Belkide heykeli bile yapılır. Dileğim o ki içimizdeki değerlere ölmeden önce değer vermesini bilelim.

Önemli Not:

Bu gün yani Pazartesi akşamı saat 22.30 da Türkiyem TV de ki keşif programını Gönenlilerin kesinlikle kaçırmamasını tavsiye ediyorum. Çünkü tam beş tane dosya yayınlanacak. Zenci Müslüman Mustafa Sabuyla öyle bir program yaptık ki gülmekten yerlere yatarsınız. İşte yayınların bazıları: Entegre Et Tesisleri yani mezbahanenin çalışmaları, deneme çeltik ekimi, şifalı bikriler, Gönende örnek bir kahvede sohbet programın konuları.


Keşif programını Türkiye ve Dünya genelinde yirmi milyon kişi izliyor. Ben isterim ki Şu Gönenliler ve Gönende yaşayanlar da izlesin. Çünkü önce çevremiz hakkında bilgi sahibi olmayız.

 

Tuzakçı Şenliği Hakkında

Pazar günü yani 29 Mayısta Tuzakçı köy hayrına katıldım. Köy muhtarı Şeref Özbay ile köyün ileri gelenleri, muhtarlık heyeti,  yerli iş adamları, muhtarlık çalışanları ve köy halkının tek vücut olup bu büyük organizasyonu gerçekleştirmesi tek kelimeyle muhteşemdi.

Birkaç yıldır Türkiye ve Dünya Kuran okuma birincisi ünlü hafızları getirip binlerce vatandaşın kalplerinin ve kulaklarının pasının silinmesine ve yeniden dirilişimize vesile olmak müthiş bir gurur kaynağı olsa gerek.

 Kamera çekimini bıraktım oturup Afrikalı hafızın o muhteşem tilavetini dinlerken gözlerimden yaşlar boşalmaya, kalbim titremeye başladı. Adeta Müslüman olduğumu yeniden hatırladım ve kendi kendimi yeniden hesaba çektim.  Bir ara şöyle etrafımdaki insanlara baktım. Hanımlar, öyle doldurmuşlar dıki o koruluğu sormayın.  Her biri okunan Kuran-ı dinliyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Görmeden anlayamazsınız büyük bir duygu seli ve atmosferinin içinde kalıverdim.  Tabiî ki gelip te nasiplenemeyenler de olduğu gibi, önem vermeyip gelmeyenlerde vardır.

O kalabalıkta Müslümanlar selamlaştılar, tanıştılar, kaynaştılar, gönüller ve duygular adeta coştu. Selam olsun, tebrikler olsun bu organizasyona ev sahipliği yapanlara. Allah onlardan razı olsun. Bu atmosferi kaçılanlara da eğer sağ çıkarlarsa seneye kaçırmamalarını, nasiplenmelerini tavsiye ederim. Zamanım olduğunca Müslümanların bulunduğu organizasyonlara katılır, davetlere sünnet olduğundan dolayı icabet ederim.

İrandan ve Güney Afrikadan gelen hafızları bir yana bırakırsak, bizim şu her gün içimizde olan Yaşar hocanın da ilk başlarda okuduğu kaside ve mevlidi şerif muhteşemdi. Adeta dışarıdan gelenlere taş çıkartırcasına o gür sesiyle meydanları inletti ve meydandaki insanları coşturdu. Biz nedense kendi içimizdeki değerlere pek sahip çıkmayız.  Bizim Gönen ilahi ekibi de diğerleri gibi ülke ve dünya çapındaki büyük organizasyonlara pekâlâ katılabilir. Tek sorun aslında bizleriz. Birbirimize sahip çıkmıyoruz, içimizdeki yetenek ve değerleri horlayıp, dışarılara, uzaklara bakıyoruz. Ben buradan açıkça teklif ediyorum ve söz veriyorum her gün merkezi sistemden ezan okuyan hocaları ve Gönen ilahi gurubunu Türkiyem TV ekranlarında yayınlamak istiyorum.  İşte bu da Gönen için büyük bir tanıtım olacaktır.

Tuzakçıdaki programdan güzel görüntüler çektim.  Kaçıranlar için İnşallah Pazartesi günü yani, 8 Haziran’da saat 20.30 da, Salı günü 05.00 da, Perşembe günü 15.15 de, Cuma günüde 06.00 da Türkiyem TV de eski adıyla Özlem TV de yayınlanacak. Katılamayanların kaçırmamalarını tavsiye ederim.



Mehmet Karatan Seçilebilirmi  !

Seçimler yaklaşıyor, çok az bir zaman kaldı. Balıkesir 8 vekil çıkaracak.  Şanslı üç parti var. Şu anda Ak Partinin 5, CHP nin 2, MHP nin 1 vekili var. Bu tablo değişir mi bilemem. Ama partililere göre değişiyor. MHP 4, CHP 5, Ak Parti 6 vekil alacak mış.  Ne etti toplam 15 vekil. Tabiî ki kimsenin dediği olmayacak. Halkın dediği olacak. Ben bu sefer tahminde bulunmuyorum, çünkü bundan önceki tahminlerimin tamamında çuvalladım, iddialarımı kaybettim.  Halkın ne yapacağı belli olmaz. CHP den Ahmet Akın kardeşimi tanırım iyi insandır, kazanamasa bile Gönen için bir değerdir. Mehmet Karatan ağabeyimi de tanıyorum, her ne kadar az selam verdiği söylense de iyi, hoş, güvenilir insandır. Neticede Gönenli biridir, Gönen’de ikamet eden birisi, en azından bazıları gibi yurt dışına yabancı dil eğitimi için kaçıp gitmesi mümkün olmayan birisidir.

Dileğim, duam odur ki Mehmet Karatan’ın kesinlikle seçilebilmesi. Ben bölgeci değilim ama halkın vekili olacaksa, kim Gönenli ise, Gönenli olarak onu tercih ederim ve seçerim. Partisine, purtusuna bakmam. Geçen dönemde MHP de seçilebilecek bir yere girebilen Tuncay Görgün’e oyumu verdim. MHP ye oy vermeyi hiç düşünmezdim ama verdim. Şimdi de aynı bir durum söz konusu. Ak partili olmayanların da Mehmet Karatan için oy vermelerini şahsen tavsiye ederim.  Gönen halkı böyle siyaseti falan bir kenara bırakıp ortak menfaatler üzerinde ittifak yapabilse ne kadar iyi olacak. Ama nerede o birliktelik ve sağ duyu anlayışı. Aşırı partizanlık hiç iyi bir şey değildir. Orta yollu bir seçmen olmayı arzu ederim.

 Mehmet abiye, adaylık sürecinde bayağı yanlışlar yapıldığını biliyorum. O yanlışları, o kişiler sürekli yapa geldiler zaten. Hani yanlış ata oynamak derler ya,  defalarca yanlış ata oynayanlar oldu şu Gönende. Kimseyi dinlemeyenler, burunlarının dikine gidenler, kendilerini bir makamda gördüklerinde haşa alçak dağları ben yarattım edasına bürünenleri gördük biz şu küçücük şehirde.

Seçimler gelip çattı. Neredeyse galibi, mağlubu belli olan bir seçim olacak. Ülkemiz için hayırlı olur inşallah. Topluma bir tek çivi çakmayanlar da, fitne ve fesattan başka bir şey üretmeyenler de çalışıyorlar kazanmak için harıl harıl maşallah. Ne diyelim Rabbim her şeyin hayırlısını nasip etsin.

 Bir Gönenli olarak, Gönenli bir vekil adayına ben açıkça destek veriyorum arkadaş. Kim ne derse desin. Onu tanımamış birisi olsaydım bile, yine verirdim. Çünkü ben diğer vekilleri bayramdan bayrama bile göremiyordum Gönen’de. Hiç olmazsa Mehmet ağabeyin yeri yurdu belli. En azından buraya geldiğinde gider derdinizi anlatırsınız.

 Her şeyin hayırlısı olması dileğiyle. Sürçü lisan eylediysek affola.

 

 



 

Sezai Turna’yı ve Metin Erbay’ı ve Ertan Soylu’yu Kutluyorum

Geçen akşam işim düştü Gönen Öğretmen evine gittim. İçeri girdim, resepsiyonu bulamadım,  gözlerim kamaştı şaşırdım kaldım. Durup şöyle etrafa iyiden iyiye baktım. Allah Allah dedim, ne zaman değişti buralar. Demek ki uzun süredir gelmemişim, gelmeyeli, görmeyeli çok şeyler değişmiş burada dedim. Nihayet resepsiyonu buldum ve görevlinin yanına gittim. Dedim nedir burası böyle değişmiş. Kim dedim sizin müdürünüz, o mu yaptı burayı dedim. Altı Eylül İlk Öğretimin eski müdürü Sezai Turna dedi.  Vay be dedim helal osun Sezai Turnaya. Daha önce de bir öğrenci velisi çok met etmişti kendisini, şöyle çalışkan, böyle çalışkan, şunu yapıyor, bunu yapıyor demişti de çok etkilenmemiştim doğrusu. Öğretmen evinde yaptıklarını dünya gözüyle görünce gerçekten çok etkilendim.

 Adam neredeyse her yeri adam etmiş. Birinci sınıf otel gibi olmuş.  Dışarısı, içerisi, katlar, odalar her yer şahane, pırıl pırıl. Burada anlatamam. Anlamak isteyen gidip görmeniz lazım. Eline, yüreğine sağlık Sezai Turna. Seni gerçekten kutluyorum, tebrik ediyorum, gözlerinden öpüyorum. Allah başarılarını daim etsin. İşte Gönenli ve İmam hatipli olma farkı bu olsa gerek. At ölür meydan kalır, yiğit ölür şanı kalır derler. Yiğitler ölmez, yaşarlar. Bir koltuğu işgal edip, hiç bir şey yapmayarak topluma yük olanlar da lanet ve nefretle anılırlar. Allah hepimizi hayır ve dua ile anılanlardan eylesin.

Yakinen biliyorum, tanıyorum ve şahidim ki Metin Erbay’da aynı şekilde yıllarca Gönen İmam Hatip Lisesini adam etmeye çalıştı. Arı gibi didindi, çalıştı durdu. Şimdi başka okula ayrıldı, geçen hayırlı olsuna gittim orada da paçaları sıvamış okulu adam etmeye çalışıyor.

Yaptığını Allah için yaparsan başarılı olursun. Her ikisinin de elinde avucunda paraları yok, ama iyi bir iletişim becerisi, organizasyon yönetimi ve işletmecilik taktiği ile aşk ve heyecanlarını da katarak hedefe kilitlenmeyle başarıyorlar.  Hiç olmayacakmış gibi duran işler Allah’ın da yardımıyla başarılıyor bunu gördüm.

Bir söz var iş bilenin, kılıç kuşananın diye. Öyle insanlar tanıyorum ki, halkın karşısına geçip nutuk atarak, biz paranın yönetimini biliyoruz, bakın neler yapacağız deyip yönetime geldikten sonra altlarına önce makam arabası alıp, sonra kendilerine özel köşk yaptıklarına şahit olduk.  Varsın onlar köşklerinde huzur içinde oturadursunlar, makam arabalarından halkın içine inemesinler. Sezai Turna, Metin Erbay ve son iki yıl içinde yaptıkları icraatlarla üreticinin, köylünün gönlünde taht kuran ve üstelik Gönen’li de olmayan İlçe Tarım Müdürü Ertan Soylu’yu da bu halk bağrına çoktan bastı bile.

Şuradan açıkça söylüyorum. Elindeki kıt imkânlarla Öğretmen evini adam edebilmeyi beceren, daha önce de görev yaptığı okullarda birçok hayırlı işler başaran, iş, hizmet aşkı ve heyecanı yüklü bu adama hazinenin desteği altındaki Gönen’i teslim etseniz neler yapmaz acaba. Benim öğretmen evinin son halini tanıyamadığım gibi siz de Gönen’in son halini tanıyamaz olabilirsiniz.

Valla buradan açıkça söylüyorum.  Ainası iştir insanın lafa bakılmaz denir. Bir söz daha vardır, bu güne kadar yaptıklarım, bundan sonra yapacaklarımın teminatıdır denir. Hayatında bir başarısı olmamış, insan içine çıkmamış, gün yüzü görmemiş insanları denemektense, Sezai Turna ve Metin Erbay gibi hizmet ve eserleriyle ortada olan insanlara fırsat verilmesini isterim. Ve şahsi fikrimi söyleyeyim, katılan katılır, katılmayan katılmaz ama önümüzdeki dönem ben bu adamlardan birini belediye başkanı, diğerini de kaplıca müdürü olarak görmek isterim arkadaş. Halkımız da artık, kendisine hizmet yapacak kişileri belirlemede aktif rol almalı.

Allah her üç arkadaşın da işlerini başarılı, enerjilerini daim kılsın. Diğer arkadaşlar da bu kişileri örnek alırlarsa ne ala. Almazlar sa da kendileri bilir. Ama görüyorsunuz yeryüzünde kullarda kulların şahitleridir, bu şahitlik ebedi alemde de devam edecektir. Biz de daha önceden bu iki arkadaşa GönTAM Gönen Üstün Hizmet Ödülü Komisyonu tarafından takdir sertifikası vermiştik. Şimdi de Sezai Turnaya vermeyi kararlaştırdık.

Önemli Not: Gönen’de çekimleri yapılan ve birbirinden güzel çarpıcı konu ve dosyaların işlendiği Keşif programı eski adıyla Özlem TV yeni adıyla Türkiyem TV ekranlarında Pazartesi günü saat 20.30 da tekrarı da Perşembe günü 15.15 de yayınlanmaktadır.  Halkımızın izlemesi, tavsiye ve önerileri bizim ve Gönenin yararına olacaktır. Halkımızdan bazıları bizden hatırlamak ve kaçırmamak için program saatlerini belediyeden anons ettirmemizi istemektedirler. Belediye yetkilileri bu anonsun özele girdiğini belirterek yazılı ve sözlü taleplerimizi defalarca geri çevirmişlerdir. Durumun bu şekilde bilinmesini isteriz.



Yüklə 0,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin