Din Ticareti Yapanlar


İstanbul’dan Gönen’ e Bakış



Yüklə 0,51 Mb.
səhifə2/11
tarix07.01.2019
ölçüsü0,51 Mb.
#91761
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

İstanbul’dan Gönen’ e Bakış

Altı ve Yedi Eylül Salı günü İstanbul daydım. Yeni kamera almak, Mustafa Sabu ile program çekmek, Mutlular firmasına ait hizmetleri ve yatırımları yerinde görmek için İstanbul’a gittik.

  Gezdim, tozdum hiçbir şey alamadan geri döndüm. Ancak şu karara vardım ve bu kararımda benim için en önemli kar oldu. İstanbul çok güzel bir şehir ve bir o kadar da asla yaşam ve ikamet  tercihi yapılmaması gereken bir yer. Otobüsler, trenler in - bin 2 TL. Otel pansiyon 50 TL. Tuvaletler 1 TL. Adım attığın yer para, her yer insan kaynıyor. Oturmaya, dinlenmeye, nefes almaya yer yok adeta.

İki günde sıkıldım ve kendimi hemen Gönen’e attım. İstanbul dan Gönen öyle güzel gözüküyor ki sormayın. İki günde Gönen’i özledim. Gönen gerçekten İstanbul ile kıyaslandığında öyle güzel yaşanacak şehir ki sormayın. İstanbul’a göre her şey bedava. Tertemiz, havadar, sakin, doğal bir yer. İçinde yaşadığımız şehrin kıymetini iyi bilelim. Boşuna demiyorlar Gönen emekli şehri diye. İstanbul’dan birçok kişi Gönen’e yerleşmiş. İstanbul beyefendilerini, hanımefendilerini tanıdım.  Oturdukları şehre güzellik ve asalet katıyorlar. Keşke herkes aynı olsa.

Mutlularla ilgili İstanbul izlenimlerimi aktarmadan geçemem. Adamlar İstanbul’un en güzel yerine yedi dönümlük bir yere hayvan çiftliği kurmuşlar. İçi hayvan dolu, bakıcıları, bakıcı evi, modern üniteleri her şey süper.  Yine istanbulun kuru gıda haline Toptan Et Satış Deposu ve merkezi açmışlar. Ana caddenin kenarında otobüsle geçerken Mutlular Gönen yazısını gören Gönenliler çok seviniyorlarmış. Yüzün üzerinde kasaba et sesvisi yapıyorlar. Daha doğrusu kasaplar haftada iki gün Gönenden bu depoya gelen etleri kapışıyorlar. Gönen eti İstanbul da çok tutuluyormuş. İşte Gönen böyle sevilir ve böyle hizmet edilir. Depolarda ve oradaki işletmelerde çalışanların çoğu Gönenli. Adam hem Gönendeki Gönenlilere hem de İstanbul’da ki Gönenlilere iş ve ekmek veriyor. Darısı diğer iş adamlarımızın başına.

Gönenin değerini bilmeliyiz, seveceksek hizmet yaparak sevmeliyiz. Yani içinde yaşadığımız topraklar için bedel ödemeliyiz. Maaş alarak veya rant sağlayarak Gönen sevilmez.

Gönen postasının ekibinde değişiklik olmuş. Yeni ekibe görevlerinde üstün başarılar diliyorum. Burak Demirelli kardeşim yıllardır gazeteyi iyi şekilde yürütüyor. Yeni dönemde daha fazla görev ve sorumluluk verilmiş. Üstesinden geleceğine inanıyorum. Çünkü kendisini 8 yıldır takip ediyorum. İlk yıllarında birlikte de çalışmamız nasip oldu. Bütün ekibe başarılar diliyorum. Bizde elimizden geldiğince yardımcı olmaya devam edeceğiz.

  

Birbirimizin Kuyusunu  Kazmak Yerine Yardımlaşsak  ve Yarışsak

    Günümüzdeki şu toplumun haline bakın. Herkes birbirinin aleyhine konuşuyor, dedikodusunu yapıyor, hep olumsuz yönlerini anlatıyor.

   Adamın biri fabrika kurmuş, 100 kişiye iş ve ekmek veriyor, kahvedeki cahil  durmadan adamı kötülüyor, açık arıyor, karalıyor, yerden yere vuruyor. Dinledim dinledim, sonunda sıkıldım ve adamı bozdum. Ne diyorsun sen be dedim. Sen ne iş yaparsın, toplumdaki yerin ne, ne üretirsin, üretimin, eserin, hizmetin, çalışman, toplumdaki yerin ne. Boş adam tabiiki, kendine yük, çevresine yük, topluma yük, leylek gibi lak lak ediyor.

Hani derler ya zenginin malı fakirin çenesini yorar.

 Birisi iş yapıyor, diğeri arkasından dedikodu üretiyor. Bu tür kişiler içimizde çok.

Yardımlaşmak yok, yarışmak yok, çalışmak yok.

Çıkarcı, menfaatçi, egoist bir toplum olmuşuz.

Kendimiz için yaşıyoruz ve kendimiz için çalışıyoruz.

Bir filozofa sormuşlar, Müslüman kimdir diye. Başkaları için yaşayandır demiş.

Evet herkes başkaları için yaşarsa nasıl güzel ve huzurlu bir toplum olur düşünün.

Ama herkes önce ben derse ne olur, anarşi çıkar.

Biz Müslümanlar olarak- yardımlaşmak ve yarışmak zorundayız.

Eğer birini beğenmiyorsak, ondan daha iyisini yapmak zorundayız.

Eğer yapamıyorsak, onu geçemiyorsak, ona yardımcı olmak zorundayız.

Kaçışımız veya başka şık yok.

Ya yardımlaşlaşacağız, ya da  yarışacağız.

Fesatçılık, dedikodu, takoz olma, bozgunculuk Müslümanın kitabında yok.,

Müslümanlar ya yardımlaşmak, ya da yarışmak mecburiyetindedirler.

Yardımlaşmak ve yarışmak. Gerçek müminler birbirleriyle (hayırlı işlerde) yardımlaşırlar ve yarışırlar (birbirlerini geçerler)

          Müminler arasında birbirleri ile  yardımlaşmak ve yarışmak esastır. Hayırlı işlerde ya birbirleriyle yarışırlar, en iyisini, güzelini, en kalitelisini  yaparak birbirini geçerler, ya da  bu yarışma işini yapamıyorlarsa, birbirlerine yardım ederek, destek olarak başarmasını  ve en iyi olmasını sağlarlar.

      Bu ikisinin dışında hasetçilik, fesatçılık, engelleme, köstek olma ve ayak oyunları yapmazlar. Bu tür özellikler kâfirlere, münafıklara, müşriklere, cahillere ve hainlere  has özelliklerdir.

          Mâide 2: “İyilik etmek ve fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın, günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın...” 

          Bakara 148: “ Her ümmetin doğruluğu bir kıblesi vardır. Öyleyse ey müminler, hayırlı işlerde diğerlerini geçin...”

          Şûra 39: “ O kimselerdir ki, kendi haklarına tecavüz vaki olduğu zaman, onlar yardımlaşırlar.”

          Tevbe 71: ”Erkek ve dişi bütün müminler, birbirlerinin yardımcılarıdır. İyiliği emrederler, fenalıktan alıkoyarlar, namazı gereği üzere kılarlar, zekâtı verirler, Allah’a ve Resulüne itaat ederler.”

İşte ilahi buyruklar bunlar. Karar sizin.

Günde On Tane Yalancı İle  Randevüleşmek

Çok tuttuğum bir söz var. Söz namustur, sözünde durmayan namussuzdur diye. Bu sözü çok sık söylerim, ama faydasını göremedim hiç. Toplum dibinden , kökünden bozulmuş. İnanın günde on tane sahtekarla sözleyişyorum, inanın hiç birinin sözünü tuttuğuna rastlayamadım. Yahu toplum bu kadar mı bozulur, kafayı yiyecem. Sokak serserisi de, berduşu da, hacısı da, hocası da sözünde duran, sadık kalan kalmamış.

Bir esnaf, hem de kamyonları var,  20 gün içinde, 10 defa söz verdi, onunuda tutmadı. Müslümanın kulpu sözüdür, özüdür. Ne kulp kalmış, ne söz ne de öz kalmış. Müslümanlık içi boş kabuktan ibaret kalmış.

   Bakın sözün ne kadar önemli olduğunu anlatan ayeti kerimeyi yazıyorum. Siz de okuyabilirisniz. İnternete girip " Mevzular ve Ayetler" yazdığınızda doğrudan Kadir Demircan diye birisinin kitabı çıkacak. Orada ne konular işlenmiş, ele alınmış. Özellikle din görevlilerinin yararlanacağı o kadar önemli mevzular varki.

    Sözünde durmak,  yapılan anlaşmaya sonuna kadar sadık kalmak.

            Söz Müslüman için namustur, şahsiyettir, ahlâktır,  söz çok önemlidir. Söz Müslüman’ın kulpudur. Müslüman verdiği sözden asla caymaz, sözünün eridir, söz senettir.

            Maide 1: ”Ey iman edenler ! Allah ve insanlar arasında verdiğiniz söz ve yaptığınız bağlantıları yerine getirin”.

            İsrâ 34: ”Bir de ahdi (yapılan sözleşmeyi) yerine getirin. Çünkü verdiği sözden cayan (kıyamet günü) sorumludur”.

 Ayeti, ilahi buyruğu duydunuz. Sözünü tutmayan kıyamet gününde hesabını verecek.

Ya söz vermeyeceksiniz, yada verdiğiniz sözü hiç kıvırmadan, adam gibi, insan gibi, müslüman gibi tutacaksınız.

Ben sözünde durmayan, sözünü yerine getirmeyen adamlara inanın kızmasınlar ama  adam bile diyemem.

Kulpsuz kazan olurmu olmaz, sözünün eri olmnayan adam olurmu olmaz.

Artık bende kibarlığı bir kenara bıraktım, sözünü yerine getirmeyen kimseye açık açık yüüzne söylüyorum, niye sözünü tutmadın, gevşek davrandın diye. İster kızsın, ister kızmasın hiç farketmez.

Her gün adam zannedip filanca yerde buluşalım, şu işi yapalım dediğimiz  üç beş kişi sözünde durmayarak bütün planımı, işlerimi alt üst edip, zamanımı çalıyor, beni perişan ediyor İnanıyoruz işte insanlara, herkesi kendimiz gibi zannediyorz.

Ne mutlu sözünde duran sadık müslümanlara.

Yazıklar olsun söz verip de mazeretsiz veya saçma sapan mazeretler uydurarak sözlerinin üzerine yatanlkara;

Alalhın  selamı, rahmeti ve bereketi sözlerine sadık kalan müminlerin üzerine olsun...

 Gönen Fotografları Yeni  Albümü

    Başkasını bilemem ama ben Gönen’i çok seviyorum. Hem de karşılıksız olarak, bedel ödeyerek seviyorum.

    Kimileri Gönen’i dünyalık çıkar ve menfaatleri için seviyordur. Gönen’i sevdiğim için 2001 yılında Ankara da Başbakanlık da memurdum, hem de çok iyi bir görevde, basın danışmanlığı ve yönetmenlik gibi üst düzey müstakil, bağımsız, teknik memurluk gibi bir görevdi.



Bakan ve genel müdür ile uçağa biner Türkiye’yi tur atardık. İşime karışan olmazdı.  Çok rahattım, ancak  bu kadar rahata rağmen hep kafamda Gönen’de yaşamak vardı. Dağlarında, taşlarında, ağaç tepelerinde olacaktım. Anız tarlası içindeki gölgede yatacak, çeşmelerinden su içecektim. Ankara beni sıkıyordu. Ve sonunda gemileri yaktım, beni kimse tutamaz dedim ve soluğu Balıkesir de, Gönen İlçe Tarım Müdürlüğünde aldım.

    Şu güne kadar da hiç Gönen’e geldiğim için pişman olmadım. Gönen de olduğum süre içinde bile iç ve dış yerlerden, değişik kurumlar için  5-6  defa müdürlük, idarecilik görevleri teklifleri aldımsa da basit memurluktan ve tabiî ki özgürlükten vazgeçmedim. Özgürlük benim karakterimdir diyorum. Bol bol Gönenin dağlarında, köylerinde gezdim, fotograf, kamera çektim, toplum ile, Gönen ile, Türkiye ve Dünya ile paylaştım.



Fotografı çok seviyorum ve 30 yılın üzerinde bir zaman oldu fotograf çekiyorum.

Son olarak yayında olan ve 22 dosyadan oluşan Gönen Fotografları albümünü güncelleyip yeniledim. Bu iş tam iki günümü aldı ama Gönen için feda olsun.

Gönen için bu kadar çalışıyorsun da kime yaranıyorsun diyen salak bir arkadaşım var. Ona diyorum ki her şeyi kendim için, Allah rızası için yapıyorum.  Alırsam değil, verirsem mutlu oluyorum. İki günümü birbirine eşit tutmamak için çabalıyorum ki imtihan dünyasında değil miyiz. Kim zerre kadar bir iyilik yaparsa karşılığını görür, kim de zerre kadar bir kötülük yaparsa karşılığını görür ilahi buyruğunun farkında değilliyiz.

   Her neyse, uzatmayayım, Göneni çok sevdiğim için yeni Gönen albümünü www.kesiftv.net sitesine yükledim. Herkesin bu albümü ziyaret etmesini, içinde yaşadığı şehri tanımasını tavsiye ederim.



Şehir Köpekleri Özgür

Şehir Köpekleri Belgeseli Çekeceğim

Son günlerde herkesin dikkatini çeken bir mesele var. Şehir köpekleri. Şehrin içinde, mahallelerde, başıboş onlarca köpek sürüsüne rastlıyoruz.

Sizin mahallenizi bilemem ama bizim mahalle olan Reşadiye Mahallesi ve Çiçekkent dolaylarında sürüler halinde irili ufaklı köpekler cirit atıyorlar. Köpeklere kimse karışmıyor, seyahat özgürlükleri var.  Başka yerlerde olsa şehrin belediyesi müsaade etmez, sahipsiz başıboş köpeklere. Bizim şehrin belediyesi o kadar hoşgörülü ki sormayın.

Sadece bizim evin önünde zaman zaman 10-15 civarında köpek oluyor. Niye öyle oluyor diye merak ettiğimde her gün evin önünde yatan ve bazı komşularımızın da acıyarak ekmek verdiği siyah köpek meğer dişiymiş. Ondan sık sık ziyaretçileri oluyormuş.  

 Ezanlar okunmaya başlayınca şehrin bütün yanından kora halinde ulumalar ezan seslerini neredeyse bastırıyor. Sanırım köylerden, vatandaşlar koyuna, eve, haneye bakmayan işe yaramaz köpeklerini çuvala, arabanın bagajına koyup getirip şehrin kenarına atıyor.

 Onlar da malum canlı oldukları için şehre giriyorlar, çöpleri karıştırıyorlar, çöpleri yerle bir edip içinde rızk arıyorlar.

Neticede insanları korkutan, sürüler halinde dolaşarak şehirde tehlike saçan, ezan olduğunda kora halinde topluca uluyan, çöp kutularından çöpleri çıkarıp dağıtarak çevreyi kirleten köpekler şehrimize hiç de modern bir şehir görüntüsü vermiyorlar.

Site yöneticisini aradım bunlara çözüm bulun diye, o da bu sorunun çözümü belediye dedi. Peki gitmedin mi dedim, gittim, onlarca defa aradım ve bizzat gittim, hatta tartışma bile yaptım dedi. Sonra ne oldu hiç bir şey. Sanırım bu sorun belediyeyi de aşıyor. Belediye kendini sorumlu görüp bu işi çözmüyorsa veya çözemiyorsa ne yapmak lazım.

Bilmiyorum ama bu köpekler artık üremeye, çoğalmaya bile başladılar. Evinde köpek bakan, eline alıp dolaştıran yüzlerce insan var. Acaba diyorum onlar bunları da alıp baksalar, şehre iyilik yapmış olmazlar mı.

Bu köpekler yarın kuduz olup insanlara saldırmaya başlarlarsa, bu konuda haberler duymaya başlarsanız şaşırmayın.

Asıl suç vatandaşların aslında, işe yaramayan köpekleri niye bu şehrin başına bela ediyorsun. Ne yapacaksan kendin yap. Belediye mutlaka bu sorunu kökten çözmeli. Şehre köpek bırakanlara iyi bir ceza yazılmaya başlanırsa bakın o zaman köpek bırakan olur mu.

Yahu köpekler Reşadiye mahallesinde kimseyi uyutmuyor, sabaha kadar havlıyorlar.  Vatandaşların yani bizim elimizden bir şey gelmiyor. Buradan sesleniyorum bu köpeklere belediye bir çözüm bulsun.

 İki hafta bekleyeceğim, bir çözüm olmazsa kameramı elime alıp  “Şehir Köpekleri “ belgeseli diye televizyon programı çekip, Pazartesi günleri 22.30, Perşembe 15.15 de Türkiyem TV de yayınlanan Keşif programında yayınlayacağım. Aslında benim için iyi olur, program açığım giderilmiş ve iyi bir izleyici kitlesi de yakalamış olurum.

Televizyon programını seyretmeyenler bakınız o zaman nasıl seyredecekler.  İnanın izleyici rekorları kıracak bir program olur.



 Teröristler Cehenneme

Ramazan gününde, rahmet ayında şu PKK denen hain, kâfir terörist sürüsünün masum insanları katledişi yüreğimizi dağladı.

 Otuz yıldır döktükleri kan ile yetinmediler, cehenneme gitmeye doymadılar. Ülkenin enerjisini tüketmeye, insanımızı sömürmeye bıkmadılar.

Lanetlilerin lanetlenmişi bu alçaklar sürüsüne insan demeye bin şahit lazım. Baksanıza bu terörün bitmemsi için içimizdeki hainler neler yapmışlar neler. Alçaklığın bitmesi onların işine gelmiyormuş meğer.

Terör uzantısı siyasi münafıklara bakın. Gençleri eğitip, ikna edip dağa çıkarıyorlarmış. Boyunlarına kravat takıp adamız diye televizyonlarda ahkâm kesiyorlar.

İmansız paslı yürek sinede bir yüktür diyor şair. Şu imansız, insafsız, hayvanlardan da aşağılık olan yaratıklara bakın.

Ey rabbim  biliyorum sen bize imtihan için bunları veriyorsun. Bu hainler akletmeyen bir topluluk, içimizdeki cahiller ve cehennemlikler yüzünden bizlere gazap etme. Şu hainleri kahreyle.

Otuz yıllık bu azap bitsin artık. Şu ordumuz ve hükümetimiz niye topyekûn bu hainleri silip süpürmüyorlar. İşte son fırsat. Bıçak kemiğe kaçıncı defa dayanıyor. Bu dayanma işi son olmalı. Bu hainler Iraktaki inlerinde teker teker imha edilinceye, bir tek terörist kalmayıncaya kadar bu mücadele sürmeli.  Amerika, mamarika takılmamalı artık. Bu iş bitirilmeli. Düne kadar Amerika beslemiyor mudu PKK yı. Hale gizli kapaklı beslediğinden kimin şüphesi var.

Bu iş artık bitirilmeli.  Destekçileri, uzantıları darbecilikten, ergenekondan, çetecilikten içeri alınmışken bu iş bitirilmeli. Artık analar, babalar,  eşler, çocuklar, ağabeyler, amcalar ağlamamalı. Artık ocaklara ateş düşmemeli. Şu CHP ye bakın sözde hükümete destek veriyor, bir taraftan da muhalefet yapıyor, eleştiriyor. Acı günde acılı konuşulmaz, herkes tek yumruk olmalı ve bu işin sonunu getirmeli.

Ben bu sefer  inanıyorum. Çeteler bitirildi, Ergenekon ve derin devlet bitirilme noktasında, derin yapılar ve bağlantılar tasfiye edildi en zor iş PKK da. Şimdi de bu PKK ve terör belasına son verilecek.  Zor ve acılı bir süreç, zor bir ameliyat olacak ama ne pahasına olursa olsun bu mesele ülke gündemini işgal etmekten kaldırılmalı.

Büyük devlet olma yolunda emin adımlar atıyoruz.  Tek başına iktidarın başarılarını görüyoruz. Koalisyon olsaydı ne kadar kötü olacakmış.  Hain yapılar çok uğraştı bir koalisyon çıksın diye ama Allahın ve halkın dediği oldu. İnşallah hainler bundan sonra hüsrana uğramaya devem edecekler.

GÖNENDEKİ RAMAZAN İFTARLARI

Ramazan içinde her yıl şehirde bazı kurumlar  ve şirketler toplu ramazan yemekleri veriyor.

Beni de acizane adam yerine koyup davet edenler oldu ve tabiî ki.  Sünnet gereği davete icabet ettik.

En büyük toplu iftar ramazanın ilk haftasında Ak Partinin yemeği oldu.

Bizim hanım Ak Parti üyesi olduğu için cep mesajıyla davet geldi, biz de sivil toplum kuruluşu adına  Servet Bıyık adına davet edildik ve davete icabet ettik.

Pazar yerindeki iftar çok kalabalıktı, bana göre 1500-2000,  yerel bir gazeteye göre 4.000 civarında kişi katıldı. İftarda kalabalık olduğu için pek kaynaşma olmadı, birazda curcuna yaşandı bazıları da aç bile kalmışlar. Ama her şeye rağmen güzel geçti, birçok aile farklı bir ortamda iftar yaparak değişiklik  yaşadı.

Çarşamba günü akşamı da  Yıldız otelde Gönen Belediyesi ve Belediye başkanının iftarına katıldık. Maşallah bütün sivil toplum  kuruluşları davet edilmiş ve katılmışlar. Belediye meclis üyeleri Ak Partilisi, CHP lisi, Demokrat Partilisiyle hepsi protokolde ev sahibi olarak  birlik ve beraberlik içinde, ramazanın ruhuna uygun olarak bizi karşıladılar.

İlçem adına iyi  bir gelişme. İnsanların bir araya gelmelerini sağlayan ortamların ve fırsatların oluşturulması çok güzel.

Cuma günü de Hayra ve İlme Hizmet Vakfının daveti var. İnşallah oraya da icabet ederiz.

Yıldız oteldeki davette Gönen Postasından kimseyi göremedim, merak edip sordum siz niye yoktunuz diye. Çağrılmamışlar, sanırım unuttular, karışıklığa geldi. Yoksa Gönenin  en eski ve köklü 33 yıllık gazetesi niye davet edilmesin ki. Belediye başkanı da sadece Ak partililerin ve kendisine oy verenlerin değil,   parti rozetini çıkarmış haliyle  ayrım yapmaksızın herkesin belediye başkanı değil mi. Adam tutup da özel olarak daveti bildiren, haber veren  belediye elemanlarına filanca gazeteleri veya kişileri  aramayın, gelmesinler  diyecek hali yok ya. Varsa bir kusur ekip elemanlarınındır diye düşünüyorum.

 Toplu iftar yemekleri Çiçekkent te bizim apartmandaki komşularla da  yapıldı. Hep bir araya geldik, kapının önüne oturakları koyup herkes evinden aldığını getirdi . Birlikte güzel bir iftar yaptık. Komşular olarak birbirimizle daha iyi kaynaştık, yakınlaştık. Gece  yirmi dörde kadar derin sohbetler yaptık. Çok güzel oldu. Daha sonda birde baktık ki karşıdaki apartman sakinleri de aynısını yapıyorlar. Mutlu olduk tabiî ki.

Bunlar güzel şeyler. İnşallah daha iyileri olur. Ramazan bu anlamda çok bereketli ve  rahmet içinde geçiyor.



Gönen Ziyaretlerim

Çetin Plastik, Cesur Tekstil, Balcı Köyü Muhtarı Turhan İnce

İş dünyasını ve ilçemizde olup bitenleri daha yakından tanımak için Cumartesi günü üç yere ziyaretim oldu.

İlk ziyaretim Gönen Devlet Hastanesinin altında- Balya yolu üzerindeki Çetin Plastik, yani Şükrü Çetin oldu. Şükrü abiyi 28 yıl önceden tanıyorum, elektrik işiyle uğraşırdı. Sonradan elektrik tesisatı döşemesinde kullanılan kabloların imalatına başlamış. Şimdilerde maşallah işleri iyice geliştirerek sulama borularının üretimine de geçmiş. 

 Küçük, mütevazi, derme çatma iş yerindeki makinelerinde durmadan sulama boruları üretimi yapıyor. Bunun yanında çiftçinin, köylünün, üreticinin ihtiyacı olan birçok cihaz, makine ve malzemelerinde pazarlamasını yapıyor. Son olarak Gönen Tarım fuarına çıkınca işleri iyice artmış. Fuara çıkmadan önce güzel bir internet sitesi yaptırmış, ürünlerini tanıtan broşür bastırmış. Herkese söylerim ama dinletemem. Reklâm yapın, site, broşür, kartvizit, etiket ve çeşitli reklâm türlerini tavsiye ederim ancak şu bizim Gönen esnafına dinletemezdim.  Bizi bilen biliyor tarzından saçma yapan basmakalıp sözlerle cevap alırdım. İnternet sitesi olmayan binlerce iş sahibi var. Küçük olmayı seviyorlar, gelişip güçlenmeye, değişmeye, birkaç kişiye daha fazla iş vermeye karşı insanlarla dolu Gönen maalesef.

Şükrü bey maşallah yaptığı reklâm ve tanıtım ataklarından iyi sonuç almış. Siparişleri yetiştiremiyoruz diyor. Daha iyi hizmet verebilmek için fabrikasının bir bölümünü tarım markete dönüştürecekmiş, çarşıya da irtibat ve pazarlama için büro açacakmış. İmalatı da başka yere kaydıracakmış. İyi gidiyor Şükrü Bey.  Gönen adına sevindim.  Ben isterim ki sayın belediye başkanımız ve kaymakamımız da ilçemizdeki küçük büyük ayrım yapmadan her türlü üretim ve imalat yerlerini gezsinler, tanışsınlar çok faydalı olur. Moral ve motivasyon desteği olur.

Çetin Plastikten Sonra eski adı Beneks Tekstil olan yerde faaliyet gösteren Cesur Tekstile uğradık. Randevusuz gitmiştik, buna rağmen İşletme sahibi Hasan Konak bizi kabul etti ve yarım saate yakın sohbet ettik.

Hasan bey koskocaman fabrikanın bir bölümünü kullanıyor, bir bölümünde de başka bir tekstil firması varmış.

Maşallah harıl harıl atölye çalışıyor. Daha önce Gönen Karşıyaka da faaliyet gösteriyormuş. Kendisi Trabzonlu.  Emekliyim gider yatarım diyor ama çalışmak, topluma faydalı olmak daha güzel diyor. Devlete vergi veriyorum, insanlara iş ekmek veriyorum böylesi beni daha mutlu ediyor diyor.

Hasan bey Gönen’de işçi bulamamaktan yakınıyor. Gönende işsizlik yok diyor. Kapı kapı vasıflı vasıfsız işçi arattırıyoruz ama bulamıyoruz diyor. Ben de katılıyorum Hasan beyin düşüncesine. Gönen insanı ne hikmetse çalışmayı pek sevmiyor. Buradan sesleniyorum, Cesur Tekstile 30-40 civarlarında vasıflı- vasıfsız işçi aranıyormuş. Duyanlar duymayanlara iletsinler.

İşte Hasan beyin fabrikasının telefonu 0266.7621191-05322669533.  Hasan beye yerel gazetelerin fabrikaya gelip gelmediğini sordum, gelmiyormuş. Özellikle Gönen Postası için şehir dışında da tanıtım ve abone çalışması yapılması lazım. İnşallah o da olur.

Daha sonra aracımızla Balcı Köyüne gittik.  Balcı köyüne gitmemizin sebebi Türkiyem TV de Keşif programı için program çekimi yapmak.  İlginç olan orada bir muhtar var.  Turhan İnce adam tam 6 dönemdir kesintisiz muhtar seçiliyor ve tam 28 yıldır, 1984 yılından beri köy muhtarlığı yapıyor. Bu bir rekor. Gönende, bölgede ve Türkiye de bir rekor. Kendisini tarlada işlerinin başında bulduk.  Köy meydanında çekim yaptık, konuştuk sohbet ettik. Maşallah adam seviliyor köyünde. Artık bu son diyor, bir daha aday olmayacağım, bu kadar yeter diyor, arkadan köylüler devam devam diyor.

Başarıyla, sabırla, sevilerek 28 yıl üst üste seçilebilmek, halkın teveccühüne mazhar olabilmek her babayiğidin işi olmasa gerek. Turhan İnce abiyi biz de tebrik ediyoruz, kutluyoruz ve herkesin örnek almasını arzu ediyoruz. Sordum kendisine seçimlerde kaç kişiydiniz, rakibin varmıydı diye. Her dönemde rakibi çıkmış, sadece son dönem hariç. İşte demokrasi ve başarı bu olsa gerek.

Gönen Gezilerimize Devam Ediyoruz. Bizi izlemeye devam edin.

Gönen Zirayetleri ve Televizyonculuk

Cumartesi gününden itibaren tam gün Gönen ziyaretlerine başladık.

Gönen Tanıtım Araştırma Bilgi ve Rehberlik Merkezi Derneği hizmeti ve Televizyon Programına “İş Dünyası” dosyası oluşturma ve program çekme amacı ve gayesiyle geziyoruz.  Okuyucularım ve izleyicilerim biliyorlar ki Türkiyem TV nin Marmara temsilcisiyiz ve Keşif Programı adıyla çok başarılı bir televizyon programı yapıyoruz. Bize kişisel  fesatlığı olanların cep telefonlarına program bilgi maili göndermeme rağmen izlemediklerini de biliyorum. Güneş balçıkla sıvanmaz, onlar izlemese de elhamdülillah program haftalık bir asil, 3 kere de tekrar yayınıyla Türkiye ve Dünya genelinde tahminen 20 milyon, Gönen ve köylerinde de 15 bin kişi tarafından izlenmeye başlandı. Bu çok iyi bir rakam. Her geçen gün de izleyici oranları yükseliyor. Kim ne derse desin televizyon programcılığı çok zevkli, çok etkili ve bir o kadar da çok zor ve stresli ve maliyetli bir iş. Haftanın yedi günü yetmediği gibi geceleri de bu işe ayırmak zorunda kalıyorum. Gönen içinde program için destek arayışlarımız devam ediyor. Vatandaşlar normal bakışla programlardan para aldığımızı düşünüyorlar. Bunu defalarca söylemiştim yine söyleyeyim TRT dışında hiçbir kanal ücret almadan program yayınlamaz. Varsa yayınlayan söylesinler Keşif Programını onlara çekelim.

Gönen’de şu güne kadar da İbrahim Mutlu ve Mehmet Karatan dışında kimseden bir destek görmüş değiliz.  Gönende zenginlerimiz hep kendine zenginler maalesef. Sosyal sorumluluk ve hayır hasenat duyguları gelişmemiş. Her şeye dünyalık ve birersel menfaatler doğrultusunda bakılıyor. Böyle de olunca toplumun ortak menfaatleri karşılanamıyor. Bir çeşme boyama hayır kampanyası başlattık kimseden tık çıkmadı biz de bıraktık. Ortada başarılı bir dernek olan GönTAM var, hiçbir üyesi yakasına yapışılmayınca aidat ödemiyor. Yıllık toplanan aidatlar iki aylık kira bedeli bile olmuyor. Bize destek olması gerekenlerden destek yok. Bazı yerel gazetelere kaplıcalardan büyük desteklerin verildiği söyleniyor, aslı var mı yok mu bilemem. Yerel siyah beyaz gazetede kaplıcanın reklâmının kime ne faydası olur onu siz düşünün. Ben ulusal bir kanal olan Türkiyem TV de Keşif programı ile Türkiye’de ve dünyanın 67 ülkesinde yayın yapıyorum. Hangi reklâm etkili olur. Gönende yayınlanan mı, dünyada yayınlanan mı?  Karar sizin.

Konuşulacak, tartışılacak çok şeylerimiz var. Ama biz yolumuza devam ediyoruz.

Bundan sonra her gün Gönen ve civarında karış karış iş yerlerimizi ve sanayi tesislerimizi gezmeye, tanımaya, tanışmaya devam edeceğim. Gezdiğim, gördüğüm, duyduğum her şeyi buradan sizinle paylaşacağım. Bu köşeyi bundan sonra iyi takip etmenizi tavsiye ediyorum.

İşletmeler, sanayi tesisleri bu gazeteye abone olurlarsa çok şeyler kazanacaklarını ve kazandıracaklarını bilmelerini isterim.

Yarınki  yazımda ilk ziyaret gezilerimi ve izlenimlerimi paylaşacağım.

Çetin Plastik, Cesur Giyim ve Balcı Köyü Muhtarı konuğum olacak. Diğer konu ve konuklarım  ve çarpıcı tespitlerim için bu köşeyi kaçırmamanızı ve Türkiyem TV programlarını mutlaka izlemenizi öneririm.

Televizyon kanalını bulamayanlar için yukarıda frekansları verilmiştir. Veya cihazınızın Menüsüne girip- Otomatik Arama bölümüne basarsanız cihaz yeni eklenen kanalları kendiliğinden buluyor ve en sona atıyor. Bunu da başaramazsanız Cihazınızı aldığınız yere götürerek yeni yükleme yaptırabilirsiniz.



Yüklə 0,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin