3-ATATÜRK’ÜN DİN ÖĞRETİMİ- EĞİTİMİ KONUSUNDAKİ EMRİ:Din dersi görmek Bizzat Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Emrini yerine getirmektir bundan dolayı Din bilgisi dersi görmeliyiz..Atatürk:"Türk Milleti dindar olmalıdır,Daha dindar olmalıdır;Yani bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır gerçeğe nasıl inanıyorsam dinime de öyle inanıyorum ,Dinin öğretileceği en güzel yerler de mekteplerdir"diyerek Dinin okullarda okutulması gerektiğini vurgulamıştır. ***O halde din eğitimi ve öğretiminin yapılmasına karşı çıkmak Atatürk ün bu konudaki tavsiyesine karşı çıkmaktır..
“Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur”(M.KEMAL ATATÜRK)
4-DİNİN BİRLEŞTİRİCİLİĞİ:“BU TOPRAKLARDA İSLAM’A RAĞMEN, BİR BİRLEŞME,BAŞARI GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR Mİ? “
Çanakkale savaşında bu topraklar için,Kürdün,Türk ün,Laz ın aynı vatan ve değerler için ŞEHİT olmaları bunun en güzel kanıtıdır.–Din,Toplumda birlik ve beraberliği sağlar pekiştirir.Oruçta,Camide,bayramlarda,..herkes aynı anda ve birlikte hareket eder.Din davetlere,cenazelere,camilere,düğünlere ve toplumun ortak faaliyetlerine katılmayı tavsiye eder;İnsanları kutsal değerler etrafında birleştirir.Herkes Allahu ekber emriyle birlikte oruç açar.Din,Vatan savunmasına şehitlik emriyle herkesi koşturur. Bu toprakların çimentosu dindir;Dolayısıyla siz dini göz ardı ederek, kafir bile olamazsınız. Değil Müslüman, ateist bile olamazsınız. Bir kişinin ateist olması için, inkar ettiği şeyi bilmesi lazım. Bir şeyi inkar etmek durup dururken olmaz. Bir şey olması lazım ki onu inkar etmesi lazım. Görüyorsunuz, mantık kendi içinde tutarsız. Bu topraklarda İslam devre dışı bırakılarak toplumsal birleşme de istenilen başarı yakalanabilir mi?İslam önemsenmeden toplum da gerçekleştirilmek istenilen bir değişim mümkün mü?İslam karşıtı bir fikir,grup,örgüt,düşünce başarılı olabilir mi?Bir kardeşlik yaşatılabilir mi?Birleşme-kaynaşma için:Türkler Kürtleri;Kürtler Türkleri kardeş bilmeli.!Birbirleri arasında kargaşa çıkarılmamasına ve kargaşa kaynaklarının kurutulmasın a dikkat edilmelidir.Fitne fesad önlenmelidir. Bin yıldır olduğu gibi Geliniz bu ülkedeki lazıyla,Çerkeziyle,Kürdüyle,Türküyle hep beraber kardeşçe yaşayalım.Bu ülke hepimize yeter. … Bir insan İslam ı sevmese ,Müslüman olmasa da İslam ın yetiştirmek istediği :doğru,güvenilir,dürüst,çalışkan,araştırmacı,sorgulayıcı,vatanını seven,saygılı,askerine polisine silah çekmeyen insanlar yetiştirilmesine destek verir(Fıtrat).O halde böyle insanlar yetiştirilirse ,herkes mutlu olur ,toplum huzurlu ve güvenilir olarak daha dünya da CENNETİN ÖN PROVASINI YAŞAR.
5- “CUMHURİYETİN DAYANDIĞI İLKELER VE DİN:Din öğretimi Atatürk’ün deyimiyle Cumhuriyetin üzerine kurulduğu temel değerlerin öğretimidir.Atatürk”Cumhuriyet fazilettir”derken bu faziletleri içinde barındıran dinin erdemlerinin öğretilmesini kastetmiştir Çünkü Din ve Ahlak öğretimi ve erdemleri(Faziletli-güzel davranışları konu edinerek,faziletli,ahlaklı cesur,dürüst,saygılı …insanlar yetiştirmek amacındadır..)O halde Din eğitimi ve öğretimi Faziletin öğretimi yani Cumhuriyetin temel değerlerinin ve amacının öğretimidir…5-Din toplumda iyi güzel erdemli ,davranışların yaygınlaşmasını sağlar.Yardımlaşma,adaletli olma kul hakkı yememe,hoş görülü olma ,sevgi ve saygı besleme,affedici olmayı,Güzel ve temiz giyinme vs yi ..öğütler.Hırsızlık ,tefecilik,adam öldürme,Rüşvet,haksız kazanç,dedikodu,gıybet,intikam,kin,yalan,nefret gibi duyguları yasaklar.
Medya dan dinin önemine ait bir örnek:
Dindar insanlar mı olmalı, yoksa vahşi inançsız katiller mi?
Samimi dindardan, içinde Allah aşkı olan insandan kimseye zarar gelmez, aksine iyi bir toplumun oluşmasına vesile olur. Yozlaşan, yıkılan, dejenere olan bir gençlik yetişiyor.Gençleri dinden soğutarak, boşlukta bırakıyoruz. Onlar da uyuşturucuya, sapkın düşüncelere(satanizm)ve sapıklığa dadanıyorlar. İrtica tellallarını ayakta alkışlıyorum, iyi yapıyorsunuz. Dinden, imandan milleti soğutmaya devam e-din, bu katiller(Benzin istasyonundaki pompacıları öldürenler), sapıklar sizin eseriniz. Gazete manşetlerinde 2 katilin işledikleri cinayetleri okuyunca ürperdim, irkildim. hiç sebepsiz, zevk için adam katline yeni şahit olduk. 2 genç, tanımadıkları 7 kişiyi hunharca 60 .saat içinde tek tek öldürmüştü. 18 suçtan sabıkalı, 2 yaratık. "Zevk için öldürdüm" diyebilecek kadar zavallı ve alçak. (Mehmet Ali Ilıcak )Bugün, 25.10.2006
6- İYİ VATANDAŞLIK-DİNSEL İHSAN:İslam dinin de varolan İhsan:Allah’ın her yerde insanı gördüğü/görüldüğü düşüncesi, İnsanı her yerde kuşatır ve kanun polisin olmadığı yerde de onu kontrol ederek kötülüklerden uzaklaştırarak ;O nu iyi,doğru güzel davranışlara sevkeder…
Erdemli,Ahlaklı,dürüst,kendine güvenen,Allah beni görüyor düşüncesiyle davranışlarını kontrol altında tutabilen(=İHSAN),toplumda huzur ve barışa taraf olan ,evrensel insanlık değerlerini kuşanmış,bilgili kültürlü,bilgisini insanların yararına kullanabilen,insan sevgisiyle dolu,bütün insanları bir ailenin üyeleri olarak gören,okulunda ve fiziki sosyal çevresinde kullandıklarının hesabını vereceği düşüncesiyle doğru kullanabilen insanlar yetiştirmek için Din dersi görüyoruz.
Dinin yasakladığı şeyler yapılmadığında toplumda güven huzur ortamı oluşur.Eğer dinin Emrettiği insanlık değerleri yapılırsa mutlu,huzurlu,güvenli bir toplum ortaya çıkar.Böyle bir toplumda yaşamak ta zevk haline gelir,bu toplumda güven,dayanışma kaynaşma vardır.Bu toplumda;Cinayet,kapkaç,taciz,yalan,iftira minimumdur.Bu anlatılanların ve anlatılamayanların özetini peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve selem şu şekilde özetlemiştir:”Müslüman ol kurtul”buyurmuştur.(İyi,eğitimli,İhsan sahibi,Müslüman olun,bilgili,bilgisini insanlık için kullanabilen,İslam’ın kurallarına uyan Müslüman olun,hem dünya hem Ahret te mutlu bir hayat yaşayın kurtulun)"demiştir…
Burada anlatılanlar bir ütopya değil bizzat hayatın kendisi olup;Tarihte tecrübe ve yaşantılarla kanıtlanmış gerçeklerdir…Tarihte dini öğretileri önemseyerek yaşamış toplumlarda görülmüş,ahlaki ve insani olgunluklar bunun kanıtıdır…Toplumsal dayanışmanın ve kaynaşmanın çimentosu olan zekat,sadaka(Sadaka taşları,zekat verecek kimse bulamadığı için ağaç dallarına asılan külçe altınların birkaç ay orada kalması,zekat verecek kimsenin bulunamadığından,zekat ve sadakaların Hıristiyan ülkelere gönderilmiş olması,askıda ekmek,askıda yemek,veresiye defterlerinin meçhul insanlarca kapatılması,kuş sarayları yapımı,300 yılda sadece 20 tane boşanmanın olması…)
İhsan:Hz Ömer bir gün çarşıda gezerken,bir evden bir ses duyar,”Kızım Süte biraz su karıştır da,biraz daha fazla para alalım” Kızı-“Anne Devlet başkanı halife Ömer’in sütlere su karıştırılmasını yasakladığını bilmiyor musun? Cevabına Annesi—Kızım,Ömer şimdi uyuyordur,nereden bilecek/görecek sen süte su karıştır!Şeklinde cevap verir…Kızın söylediği cümle ise çok enfestir ve bizlerin hayatımızı devam ettirirken rehberlik edecek cinstendir…Bu sözünden/İhsanından/Allah inancından ve O na uygun davranmasından dolayı bu kızı Hz Ömer oğluna gelin olarak almış ve bu hanım bir devlet başkanına(Ömer b.Abdil aziz) anne olmuş ve o devlet başkanının zamanında devlet altın çağını yaşamıştır…
--“Anne Ömer görmüyor uyuyor olabilir ama Allah ta mı görmüyor ,uyuyor”der…
-Bu konu şöyle özetlenebilir:"Ey Gönül! Bir günahı işler iken, onun küçüklüğüne değil onu yasaklayanın büyüklüğüne dikkat kesil...!"
-Bursa Hakimi olan Aziz Mahmud Hüdayi,(Hocasının)sevgisinin kazanır…Hocasının kendisini fazla sevdiğini fark eden diğer öğrencilerde kıskançlık ortaya çıkar,bunu fark eden hocası,öğrencilerine okkalı bir ders vermek ve Aziz Mahmut Hüdayi’yi neden sevdiğini göstermek için bir uygulama yapar:
--“Evlatlarım hepiniz bir bıçak ve bir tavuk alınız ve kimsenin görmediği bir yerde kesiniz ve geliniz”der…Tavukları kimsenin görmediği yerlerde kesip gelenler hocasının huzurunda yerlerini almaya başlarlar sırasıyla…Sonra,Aziz Mahmut Hüdayi ise,elinde tavuk ve bıçak aldığı gibi geri gelmiş ve gülüşmeler olmuştur…Hocası-“Evladım herkes ne güzel tavukları söylediğim gibi kesmiş ve gelmiş ,sen neden kesemedin?”diye sormuş…Aziz Mahmut Hüdayi nin verdiği enfes cevap bizlere yaşam felsefesi öğretmektedir...
---“Hocam beni kimsenin görmediği bir yer bulamadığımdan tavuğu kesemedim”
O halde,İslam, İnsanın Hayatının her anını “Allah beni görüyor düşüncesiyle hareket ederek hayatını ibadete çevirir(=İhsan).Böylece bu insan dünya ve ahrette hep güzellikler soluklar ve etrafına ondan güzel kokular yayılır.(Müslümanın tanımı ve Allah ın O insanın gören gözü,işiten kulağı,tutan eli,yürüyen ayağı olması sonucunda bu insandan ne gibi davranışların çıkacağını bize söyler)
Günümüzden örnekler: “Taksici,İçinde 2800 dolar bulunan cüzdanı sahibine teslim etti?” ( 10 Eylül 2007 20:35 Milliyet) “Yusuf baştan aşağı iffet olduktan sonra,Züleyha baştan aşağı afet olsa ne yazar... “(N.F.K) . 7- 8-İNANMA İHTİYACININ TATMİNİ:İnsanlığın var oluşundan beri bir varlığa inanma olgusu var olmuştur.Eğer insanlar doğru değer yargısı ve inançla donatılmazsa bunun yerini Töreler,satanizm,türbelere çabut bağlama,falcıya büyücüye gitme,gibi yanlış inançlar alacaktır;Çünkü İnsanın doğasında/genetiğinde/yapısında ”İNANMA İHTİYACI VARDIR VE İNANÇ ALANI BOŞLUK KABUL ETMEZ” Nitekim insanlar belli zamanlarda bu duygularını bastırdıklarını zannederek inanmadıklarını söyleseler dahi(Ateizm s17)bu duyguları daha sonra ortaya çıkmaktadır..”İnanmadığını söyleyen insanlar bile başları dara düştüğünde/sıkıntılarında/çaresizliklerinde/ölüm korkusunda/hastalık gibi durumlarında Allah’a yalvarıyorlar,en hazini de İnanmadıklarını söyledikleri varlığın koyduğunu söylediği ve öyle olan Evrende/Dünya ki evren yasalarına ve külli kaderine uygun yaşıyorlar…En zor geleni de İnanmadıklarını söyledikleri varlığın kollarına zorunlu olarak kendilerini teslim etmeleridir.”(Ateizm) O halde İnsanın doğasında,İnsanın ruhsal yapısında bulunan İnanma ihtiyacının doğru ve yeterli karşılanması için din bilgisi dersinin Öğrenilmesi gereklidir. Peygamber efendimiz s.a.v. bu konuda `”Her doğan çocuk İslam fıtratı üzerine(İslam dinindeki güzellikleri kabul etme eğilimiyle)doğar,sonradan bu temiz yapısından ayrıldığında veya baksa eğitimlerle baksa düşüncelerde yetişir.”s13 Yani İslam dininin öğretirleriyle yeni doğmuş çocuğun zihinsel yapısı/doğası aynı paralelliktedir,Sonradan edinilen eğitim ve yönlendirmeler,doğrulardan kopuş,negatif etkilenmeler,insanları tertemiz olan bu doğalarından uzaklaştırır ve insan dine inanmamaya başlar… Alman düşünür Ludwig Büchner, "manevî boşlukları doldurulmamış, beslenmemiş milletlerin, hangi maddi düzeyde olursa olsun, bir gün çökeceğini anlatıyor ve ispatlıyordu. Tarihten, zaferlerden, büyük adamlardan mahrum milletler, maddî imkânları geniş olsa da, ciddî bir sallantıya dayanamazlar, çöküp giderler.” diyordu. . 9 ERDEMLERİN YERLEŞTİRİLMESİNDE DİN:.Din,Milli ve manevi değerlerini bilen,insanlık sevgisiyle dolu,düşünmeyi öğütleyen,bir sistemdir. Din insanı düşünmeye sevk eder. İnsan biyolojik bir yapıya sahiptir;beslenmesi, korunması, sağlık şartları, kültürel, toplumsal, tarihî çevresi de insan olmasının bir gereğidir. Aynı zamanda insan bir gelişim çizgisine, bir de sürekli değişime sahiptir; Korkuları, sevgileri, heyecanları, nefret ve istekleri, inançları, değer yargıları, tutumları vardır.Din bunlar ile ilgili ölçüyü/dengeyi belirleyerek ,İnsani yersiz kuruntulardan kurtarır,sevinçte ve üzüntüde dengeli olmasını öğütler.Din,ölüm korkusu,felaketler,deprem(Tedbirini aldığı halde bu afetlerde ölenler ,İslam inancında menfi olaylardan dolayı hükmi şehit sayılırlar) gibi durumlarda insana teselli verir,rahatlatır ..NEDEN Ölüm GÜZELDİR?Sorusunun cevabını en iyi din verir..
10- KURUNTULAR VE DİN:Din insanı gereksiz ve yersiz kuruntulardan kurtarır..Titizlik Hastalığı,karanlıkta bir şey olmadığı halde insanın kuruntularının bir şeyler üretmesi, gibi.Kader inancı insanın gelecek korkusunu yenmesinde,işten atılma korkusunu yenmesinde yardımcı olur.
11-DİN ÖĞRETİMİN TERKEDİLMESİNİN SONUÇLARI:Din öğretiminin, terk edilmesi hayatta büyük zararlara yol açmayacak önemsiz bir şey midir.(Ölümler-felaketler,başarısızlıklar.,kapkaçın artması,kötülüklerin zayıflardan başlaması,Cevre kirlenmesi) vs….(MEB Klvz Ktp) Bunu M.Kemal Atatürk ”DİNSİZ MİLLETLERİN DEVAMINA İMKAN YOKTUR”Şeklinde ifade etmiştir…Çünkü Din toplumlardaki kötülükleri minimize ederek;Onları iyi ve doğru-yararlı şeylere kanalize eder.Eğer toplumda,Rüşvet,adam kayırma,adaletten ayrılma,zayıfı ezme,tefecilik,namusa saldırı,iffet titizliği,çetecilik,kumar,içki,uyuşturucu,israf,güvensizlik duyguları yayılırsa,O toplumun ayakta durması mümkün değildir ve Atamızın kastettiği de bu olsa gerektir.Çünkü M.Kemal Atatürk ün yetiştiği kültür de Müslümanların yaşadığı ve bildiği kültürdür ve O kültür atamızı da yetiştirmiş ve Türk Milletine önder yapmıştır… Toplumda ki kötülükleri yapma da dini duyarlılığın azalmasının önemli etkisi vardır.O halde Dinsizlerin ve ateistlerin-din karşıtlarının da güvenli,huzurlu bir hayatta yaşamalarında dinin etkisi büyüktür.Çünkü dini duyarlılık azaldıkça,kötülüklerde artma olmaktadır.Dini duyarlılıktan dolayı dükkanların önlerindeki satılan şeylere insanlar dokunmamaktadırlar... O halde kültürümüzü etkileyen dinin toplumsal huzurumuzda ve güvenli bir hayatta yaşamamızda önemli etkisi vardır..
12- -KAREKTER OLUŞTURMA DA DİN:Fizik,Müzik,matematik,insana makam kazandırır, Din ise, insana Kişilik ve karakter kazandırır.Bundan dolayı Peygamberimiz İslam da üstün erdemlerden birisinin de “haksızlık durumunda gerçeğin söylenmesi “olduğunu söylemiştir.”Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır”.Toplumda karakteri kötü insanların bilgi ve zenginlikleri pek önemsenmez.
“Hayat, imkanlarla değil, kişilikle yaşanır. Mutluluğu getirecek olan da, imkanların çokluğu değil, kişiliğin kalitesidir.”
--Sadece eğitim-bilgilendirme ideal insan yetiştirmede yetersiz kalmaktadır...İntihar eden mesleğinin zirvesinde olan bilim adamları,gene bilimsel açıdan mesleğinin zirvesinde bulunanların yanlışlara düşebilmesi;bize bilimin ve bilim adamının hak din tarafından desteklenmesi gerektiğini vurgular.. ***Bizler evlatlarımızın anne baba hakkını gözeten dindar mühendis,dindar doktor olmaları için çabalamıyorsak;sonuçta bu yönde karşılık alamayız. –İnsan doğarken 1 ile doğar,sonradan kazandığı her erdem bu “1”in arkasına “0” koymaktır…Bu sıfılar:Yardımsever olma,çalışkan olma,bilgili olma,saygılı olma,sanatçı olma…vs şeklinde devam eder,ancak bu sıfırların başındaki “1”i kaldırdığınızda diğer “0”lar anlamlarını yitirirler.İşte bu BİR ,DİNDİR…Diğer bilimler insana makam kazandırırken ,DİN,Ona karakter kazandırır,karakter ve ahlak olmadığında diğerlerinin de anlamı kalmaz…Kimse,ahlaksız ve karaktersiz doktoru,avukatı,hakimi sevmez… 13-HURAFE VE SAPMIŞLIĞA KARŞI DİN:En bilgilisinden en cahiline kadar herkeste hurafelerin(Kahve falı,iki bayram arası evliliğin kötü görülmesi,büyücü ve falcılara gitmek,Mum yakmak,dilek ağacı,13 sayısı,at nalı,nazar boncuğu,gece tırnak kesme,ruh-cin çağırma,gece sakız çiğnememe,ayna kırılması…) belirtisi görülebilmektedir.Bu hurafeleri,kanun yasaklayamamaktadır.İşte insanların sağlıklı ve doğru bilgiye ulaşmalarında,hurafelerden uzaklaşmalarında dinin etkisi göz ardı edilemez. 14-TOPLUMA-KAMUYA HİZMET(ALLAH RIZASI İÇİN İŞ YAPMA)Din,Allah rızası için iş yapma ile, Allah adına iş yapma,İnsanlardan karşılık beklemeden Sadece Allah rızası için insanlara ve topluma yararlı olma konusunda insanı motive eder.Şehitlik,Çeşme yaptırma,esirleri özgürlüğe kavuşturma,yol ,köprü ,misafirhane han hamam ,okul,yurt,yapma gibi…Bundan dolayı İnsana ve topluma dini değer eğitimi şarttır…Topluma hizmet etme din dilinde Allah a hizmet etme anlamına gelmektedir.
15 .İNSANIN ŞARTLARININ DEĞİŞMESİNDE DEĞER YARGILARINI KORUMA:İslam,İnsanın değişirken,gelişirken ve öğrenirken,zenginleşirken insanlık değerlerini korumasını sağlar;Çünkü Müslüman her zaman,her yerde ve her makam da Allah ın kendisini gördüğünü ve yaptıklarının hesabını soracağını bilir(İHSAN) O na göre davranır.(Bu şekilde İslami eğitim almış kişiler sahip oldukları Zenginliği ve teknolojiyi İnsanlığın zararına değil de her zaman insanlığın yararına kullanırlar.Tarihte hüküm sürmüş ve dünya hakimiyeti sağlamış devletlere ve yaptıklarına bir göz attığımızda bu anlatılanlar daha iyi anlaşılacaktır..,(İstanbul’un fethi ,Mekke’nin Fethi)
. --- Padişahın veziri ve bir yamalı elbiseleri hikayesi:”Padişahın çok sevdiği veziri her gün gün ortası bir odaya girer çıkarmış.Başarısını kıskanan diğer vezirler,devlet malını sakladığını padişaha söylerlermiş.Buna çoğu kez inanmayan padişah bir gün Vezirinin girdiği odasına bakınca…..!
. -- Örnek:Dindar insan zengin olduğunda da dini değerlerinden ayrılmaz ve yeni hayatını dini değerleri ölçeğinde yanlışlara kaymadan sürdürür,gene ailesine ve çocuklarına bağlı bir hayat sürdürür. Örneğin,ABD nin keşfi ve sonrasında dünya nın hali,Sanayi devrimi ve sömürgeler,Sömürge topraklarında ki insan hakları ihlalleri ile Dünya ya adalet,yardım,iyilik götüren Müslüman Türk Devletlerinin güçlü olduğu zamandaki tarihi süreç karşılaştırıldığında bu anlatılanlar daha iyi kavranacaktır. *** İman,dinin başlangıcı iyilik amacıdır.Din iki temele dayanır:Allah ı bir tutmak ve hayra ulaşmaktır..İstanbul'un fethi sırasında Fatih'in gemileri karadan yürütmek zorunda kalmasının temel gerekçesinin, aslında bugüne kadar yazılıp çizilen tüm konulardan farklı olduğunu biliyor muydunuz? İki dakika vaktiniz varsa cevabı hazır... Osmanlı’daki adalet, insan hakları ve medeniyet konusuna vurgu yaparken çok çarpıcı bir örnek verdi ve o güne kadar duymadığım tarihi bir anekdotun altını çizdi.
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethi sırasında gemileri karadan yürütmek zorunda kalmasının temel nedeninin, Haliç’e çekilen zincir nedeniyle gemilerini buraya sokamamaktan ve başta Cenevizliler olmak üzere Avrupa’dan gelen yardımların Haliç’e girmesini engelleyememekten değil, tarihin o güne kadar gördüğü en büyük topları imal ederek surları onlarla döven Fatih’e, kullanılan toplar nedeniyle dönemin şeyhülislamın yaptığı bir itirazdan kaynaklandığını söyledi.
Sayın Kaplan’ın anlattığına göre, Şeyhülislam’ın itiraz nedeni, bu muazzam topların ateşlenmesi sırasında kimi topların surları aşarak, kale içindeki Bizans halkına zarar verme ihtimaliymiş. Şeyhul islam bunun şer’an sakıncalı olduğunu ve savaşta bile olunsa sivil halka zarar verilmesinin İslam’a aykırı olduğunu beyan edince, Fatih alternatif planlar yapmak ve savaşın daha kısa sürede bitirilmesini sağlayacak strateji geliştirmek zorunda kalmış. Müslüman Türklerde ki bu kontrolcü sebebiyle Kazıklı voyvodalar,Giyotinler ve diğer işkence aletleri,sel ,deprem gibi durumlarda dükkanların yağmalanması olaylarına rastlanılmamıştır.
16.ÇEVRE DUYARLILIĞI VE DİN ,Çevrenin bize Tertemiz olarak Allah ın bir emaneti olduğunu kirletmeden ve en az zararla kullanmamız gerektiğini yaptığımız ve attığımız/kirlettiğimiz her şeyden sorumlu olacağımızı ve bunun cezasını dünya ve ahrette çekeceğimizi söyleyerek temiz bir çevre de yaşamamıza katkı sağlar.Ayette “Allah göğü ve evreni düzenledi ve her noktasına kuyumcu terazisinden daha hassas dengeler koydu,Sakın dengeyi bozmayın”( Rahman suresi 7,8.ayetler.) ve ”O, gün size verilen her nimetten ve her şeyden hesaba çekileceksiniz”(Tekasür8) `ayeti ile insanı tutum ve davranışlarında dikkatli olmaya hesap verebilir olmaya çağırır.Bu da İnsanı çevre konusunda daha dikkatli olmaya sevk eden önemli etken olmaktadır.İşte bundan dolayı Dini bilgilenme ve eğitim şart olmaktadır.Çünkü Sadece Emniyet güçleriyle çevre kirlenmesi önlenememektedir.
17 .ADALETİN SAĞLANMASI VE DİN:Din adaleti ve adaletli olmayı emreder,Adalet:Her zaman ve her yerde doğru olan ne ise O nu yapmak,her şey gerektiği yerine koymaktır.”Kesinlikle Allah adaleti, iyiliği ,akrabaya yardım etmeyi emreder,çirkin işleri fenalık ve azgınlığı yasaklar. O düşünüp tutmanız ve uygulamanız için size öğüt veriyor.”(Nahl90)Ktps14..Kültürümüzde adalet denince “Devlet işlerinde devletin mumunu,özel işinde kendi mumunu yakan,Hz Ömer akla gelmektedir.” Bunu günümüze nasıl aktarabiliriz?
18 -ANNE BABAYA SAYGI VE DİN:Din toplumsal bütünleşmeyi ve kaynaşmayı,dayanışmayı emreder.”Allah a ibadet edin ve O na hiç bir şeyi ortak koşmayın,Ana babaya ,akrabaya,yeminlere,yoksullara,yolda kalmışlara yakin komsuya,uzak komsuya,yolcuya ,emriniz altında çalışanlara iyi davranın.Allah kendini beğenen ve daima övünüp duranları sevmez.”Nisa suresi36 ktp s14
19.İMANIN TOPLUMA YANSIMASI:İslam ‘ın güzellikleri uyulduğunda ortaya çıkar:Adı Müslüman olduğu yada dini bildiği halde ;Bu insanlardan her zaman İslam dinine uygun davranışlar çıkmayabilir. İyinin ne olduğunu bilen insanın da her zaman iyiyi yapmadığı, inancın bireyleri teşvik edici yönünün olduğu bilinmektedir.İnsanlara yalnızca güzel sözler söylemek, konferanslar vermek, öğütlerde, tavsiyelerde bulunmak, örnek insan ve örnek durumlar anlatmak yetmemektedir.Önemli olan insanların bu değerleri özümsemesi ve Davranışlarına yansıtabilmesi ve böyle biir eğitim almalarıdır...Dolayısıyla Müslümanlığın güzelliği, Dini bilgilerini hayatında uyguladığında ,ortaya çıkar.(Ramazanlarda yapılan yardımlar,doğruluk, dürüstlük, insan sevgisi, çalışma, yardımseverlik, cana ve mala saygı gibi değerler.
Örnek,bir mühendis abimiz, “Üsküdar da aracıyla manevra yaparken,sahibi yanında olmayan bir araca hafifçe çarptığında aracın sileceğine –Aracınıza ben çarptım sizi bulamadım zararınızı karşılamaya hazırım ,telefonum bu notta yazılıdır” notunu iliştirdiğini anlatmıştı.(İhsan-salih amel) Mağdur insan ise,”Sizin gibiler kaldı mı?Sizinle tanışmak isterim”şeklinde mukabele etmiş! . . Eğer İnsanlar dinlerini gerektiği şekilde öğrenememişler ise onlardan ortaya çıkan davranışların sebebinin de öğrenemedikleri/bilemedikleri din olması mümkün değildir. Ayrıca bu şekilde ki görüntülerden hareketle ,Dini ve İslamı yargılamak yanlıştır..İşte bu noktada hiç kimse=Peygamber/Kuran/İslam değildir.Bizim öğretmenimiz bu insanlar değil,peygamberdir.Eğer Din konusunda Onları Rehber/Öğretmen edinmiyorsak ve sorumluluktan kaçmıyorsak;doğrusunu öğrenip öğretme cesaretini göstermeliyiz!!! Örnek:Peygamberimizin torunları Hasan ve Hüseyin in yanlış abdest alan kişiye doğru abdest almayı öğretmeleri örneğinde olduğu gibi…Bir adamın yanlış abdest aldığını gören Hz Hasan İle Hüzeyin,---”Amca bize bir bakar mısın Hasan mı yoksa ben mi yanlış abdest alıyoruz!demişler ve sonunda adam—“Ben yanlış abdest alıyormuşum”diyerek hatasını anlamış ve hata nazikçe düzeltilmiştir.
20 DAVRANIŞ MERKEZİNİ KORUMA Din ,Doğru değer yargılarını korur.Davranışların merkezi,olan düşüncelerimizi yanlışa kaymaktan korur...Çünkü davranışlar zihinde tasarlandıktan sonra eyleme dönüşür.Dolayısıyla eğer kaynak temiz olursa musluklardan temiz sular akar.
"Yusuf baştan aşağı iffet olduktan sonra... Züleyha baştan aşağı afet olsa ne yazar..." (N.F.K)
Din Doğru düşünmeyi ve istikamet üzere kalmayı sağlar…
. Eğer çağın yapısı bozulmuş, gayri ahlâkî kavramlarla düşünülmeye başlanmışsa, o vakit yanlışlar insanlara doğru gelmeye başlar.Din bu noktada insanların doğru düşüncede kalmasını sağlar.”Yanlışın doğru kabul edildiği yerde doğru standarttan sapma dır”anlayışına İslam hep karşı çıkar.Bundan dolayı yanlışın yanlış olarak kalması,zihinlerde doğru kabul edilmemesi,kural kanun veya normal bir şey haline gelmemesi için”Kötülüğü önce elinle önle,buna gücün yetmezse dilinle önle buna da gücün yetmezse içinden tepki göster işte bu da imanın en zayıfıdır”denilerek yanlışın yanlış olduğu bilincini canlı tutmak için en son kötülüğe içinden tepki göster demektedir.Bir doktor bir Polis bir Öğretmen veya İhale ile iş yapan bir Müteahhit bu kaymalar konusunda hep dikkatli olur.
. İslam İnancında “Bir insanın iyi bir şeyi düşünmesi sevap iken ,düşündüğü kötülükten vazgeçmesi de sevaptır..” -Niyetler ne kadar kötüyse akıllı olmanın sonucu o kadar kötü olur!Davranışların temeli niyetler ise o halde,düşünce ve niyetleri nasıl düzelteceğiz,nasıl hep doğru ve güzel kalmasını sağlayacağız;Kötülüğe kaymasını önleyeceğiz?Bu sadece Üniversite ile mi olacak?
21 -GÜVENLİ TOPLUM DİN:Din,Din bilginleri,Din öğreticileri Güvenlik kuvvetlerinin destekçileri ve yardımcılarıdırlar.Çünkü,Din kimsenin görmediği yerde insanı kontrol eder kötülük yapmasını önler,herkesin başına tek tek polis dikmek ve kötülükleri önlemek mümkün olmadığından insanlara güzel bir dini eğitim/Öğretim verilmeli sonra suç işleyenlere gerekli kanuni ceza verilmelidir..Bu anlamda Din eğitimcileriyle ile Kanun,polis ,hakimlerin,güvenlik kuvvetlerinin amaçları aynı olup Din öğreticileri bu güçlerin yardımcılarıdırlar;Çünkü,İslam dini ve öğreticileri ile güvenlik kuvvetleri :Toplumda huzuru,güveni sağlamaya çalışırlar .İşte bundan dolayı din bilginleri/öğreticileri,hakim ve emniyet güçlerinin yardımcılarıdır.Ama bir farkla ki,Din suçu ortaya çıkmadan daha düşünce aşamasında ;Polisler ise suç ortaya çıktıktan sonra müdahale ederler.Nitekim Suç oranlarında Dindar ve dinine bağlı insanların suç ve cinayetlerde çok arkalarda olduklarını istatistiklerden öğrenmekteyiz..
. Bugün Manavından kasabına,pastanesinden,hastanesine kadar toplumda varolan negatif başkalaşım insanımızın ve toplumunuzun aleyhine sonuçlanmaktadır”Ne yazık ki bu negatif sonuçlardan toplumun her kesimi payını almaktadır.Neredeyse bu tür yanlışlıklar olağan hale gelmiştir.Her gün görsel ve yazılı basında bunun kıvrak zeka örneklerini görmekteyiz.Medya dan Örnek:Bazı otellere sağlık ekipleriyle yaptığımız baskınlarda müşterilere dana diye yedirilen etler domuz eti çıktı diyor M.Ali Önel.(Objektif programı)12.Eylül.2007 18:00:01 Y.ŞAFAK (MEB Öğrt din kül rehber ktp s28)
. İslam inancında Dünya/şehirler/İnsanlar, bir ailenin bireyleridir. Eğer İman o büyük aile fertlerine hükmetmezse, güzel ahlâkın esasları olan ihlâs, samimiyet, fazilet,diğer gamlık, fedakârlık, Allah rızası, sevap kazanma yerine düşmanlık, menfaat, sahtekârlık,kendini düşünen, yapmacıklık, riya, rüşvet, aldatmak gibi haller meydan alır. Görünür âsâyiş ve insaniyet altında anarşistlik ve vahşet manaları ortaya çıkabilir.; o şehir hayatı zehirlenir. Çocuklar haylazlığa, gençler sarhoşluğa, güçlüler zulme, ihtiyarlar ağlamaya başlarlar.(Anne babalara ne gibi kötülükler yapıldığını basından okumaktayız..)
Dini terbiyesi olmazsa, Müslümanların idare edilmesi için sıkıyönetim veya her istediklerini rüşvet vererek yaptıran insanlar türeyebilir ve bunlar kanunlarla durdurulamayabilir sonrasında ezilen haksızlığa uğrayan insanlar ortaya çıkabilir…. Biz Müslümanlar, hem idareye, hem âsâyişe(Güvenliğe), hem vatan ve milletin mutluluğuna çalışıyoruz. Karşımızdakiler dinsiz anarşist ve millet-vatan düşmanlarıdırlar..( şu haklar, 517)
Dostları ilə paylaş: |