16 9. Konuklar, «Karın Sara nerede?» diye sordular. İbrahim, «Çadırda» diye yanıtladı.
10. RAB, «Gelecek yıl bu zamanda kesinlikle yanına döneceğim» dedi, «O zaman karın Saranın bir oğlu olacak.» Sara RABbin arkasında, çadırın girişinde durmuş, dinliyordu.
11. İbrahimle Sara kocamışlardı, yaşları hayli ileriydi. Sara âdetten kesilmişti.
12. İçin için gülerek, «Bu yaştan sonra bu sevinci tadabilir miyim?» diye düşündü, «Üstelik efendim de yaşlı.»
13. RAB İbrahime sordu: «Sara niçin, ‹Bu yaştan sonra gerçekten çocuk sahibi mi olacağım?› diyerek güldü?
14. RAB için olanaksız bir şey var mı? Belirlenen vakitte, gelecek yıl bu zaman yanına döndüğümde Saranın bir oğlu olacak.»
15. Sara korktu, «Gülmedim» diyerek yalan söyledi. RAB, «Hayır, güldün» dedi.
(Tekvin 18:9-15)
17 15. Tanrı, «Karın Saraya gelince, ona artık Saray demeyeceksin» dedi, «Bundan böyle onun adı Sara olacak.
16. Onu kutsayacak, ondan sana bir oğul vereceğim. Onu kutsayacağım, ulusların anası olacak. Halkların kralları onun soyundan çıkacak.»
17. İbrahim yüzüstü yere kapandı ve güldü. İçinden, «Yüz yaşında bir adam çocuk sahibi olabilir mi?» dedi, «Doksan yaşındaki Sara doğurabilir mi?»
18. Sonra Tanrıya, «Keşke İsmaili mirasçım kabul etseydin!» dedi.
19. Tanrı, «Hayır. Ama karın Sara sana bir oğul doğuracak, adını İshakfç koyacaksın» dedi, «Onunla ve soyuyla antlaşmamı sonsuza dek sürdüreceğim.
20. İsmaile gelince, seni işittim. Onu kutsayacak, verimli kılacak, soyunu alabildiğine çoğaltacağım. On iki beyin babası olacak. Soyunu büyük bir ulus yapacağım.
21. Ancak antlaşmamı gelecek yıl bu zaman Saranın doğuracağı oğlun İshakla sürdüreceğim.»
22. Tanrı İbrahimle konuşmasını bitirince ondan ayrılıp yukarıya çekildi.
(Tekvin 17:15-22)
18 Yakmalık sunu için yardığı odunları oğlu İshaka yükledi. Ateşi ve bıçağı kendisi aldı. Birlikte giderlerken İshak İbrahime, «Baba!» dedi. İbrahim, «Evet, oğlum!» diye yanıtladı. İshak, «Ateşle odun burada, ama yakmalık sunu kuzusu nerede?» diye sordu.
İbrahim, «Oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak» dedi. İkisi birlikte yürümeye devam ettiler.
Tanrının kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. Oğlu İshakı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı.
Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı.
Ama RABbin meleği göklerden, «İbrahim, İbrahim!» diye seslendi. İbrahim, «İşte buradayım!» diye karşılık verdi.
Melek, «Çocuğa dokunma» dedi, «Ona hiçbir şey yapma. Şimdi Tanrıdan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin.»
İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu.
19 M:s 50 yılında ölen FİLO’ya göre pagan kültüründe insan kurban etmek yaygın bir adet idi. Yahudileri de etkilemiştir bu. Tanrı insanları bundan alıkoymak için İshak’ın bu kurbanlık olayını anlatmakta!
2029. Bir gün Yakup çorba pişirirken Esav avdan geldi. Aç ve bitkindi.
30. Yakupa, «Lütfen şu kızıl çorbadan biraz ver de içeyim. Aç ve bitkinim» dedi. Bu nedenle ona Edom adı da verildi.
31. Yakup, «Önce sen ilk oğulluk hakkını bana ver» diye karşılık verdi.
32. Esav, «Baksana, açlıktan ölmek üzereyim» dedi, «İlk oğulluk hakkının bana ne yararı var?»
33. Yakup, «Önce ant iç» dedi. Esav ant içerek ilk oğulluk hakkını Yakupa sattı.
34. Yakup Esav'a ekmekle mercimek çorbası verdi. Esav yiyip içtikten sonra kalkıp gitti. Böylece Esav ilk oğulluk hakkını küçümsemiş oldu. (tekvin 29-34)
216. Rebeka oğlu Yakupa şöyle dedi: «Dinle, babanın ağabeyin Esava söylediklerini duydum.
7. Baban ona, ‹Bana bir hayvan avla getir› dedi, ‹Lezzetli bir yemek yap, yiyeyim. Ölmeden önce seni RABbin huzurunda kutsayayım.›
12. «Ya babam bana dokunursa? O zaman kendisini aldattığımı anlar. Kutsama yerine üzerime lanet getirmiş olurum.»
13. Annesi, «Sana gelecek lanet bana gelsin, oğlum» dedi, «Sen beni dinle, git oğlakları getir.»
14. Yakup gidip oğlakları annesine getirdi. Annesi babasının sevdiği lezzetli bir yemek yaptı.
15. Büyük oğlu Esavın en güzel giysileri o anda evdeydi. Rebeka onları küçük oğlu Yakupa giydirdi.
16. Ellerinin üstünü, ensesinin kılsız yerini oğlak derisiyle kapladı.
17. Yaptığı güzel yemekle ekmeği Yakupun eline verdi.
18. Yakup babasının yanına varıp, «Baba!» diye seslendi. Babası, «Evet, kimsin sen?» dedi.
19. Yakup, «Ben ilk oğlun Esavım» diye karşılık verdi, «Söylediğini yaptım. Lütfen kalk, otur da getirdiğim av etini ye. Öyle ki, beni kutsayabilesin.»
İshak, «Nasıl böyle çabucak buldun, oğlum?» dedi. Yakup, «Tanrın RAB bana yardım etti» diye yanıtladı.
İshak, «Yaklaş, oğlum» dedi, «Sana dokunayım, gerçekten oğlum Esav mısın, değil misin anlayayım.»
Yakup babasına yaklaştı. Babası ona dokunarak, «Ses Yakupun sesi, ama eller Esavın elleri» dedi.
Onu tanıyamadı. Çünkü Yakupun elleri ağabeyi Esavın elleri gibi kıllıydı. İshak onu kutsamak üzereyken,
bir daha sordu: «Sen gerçekten oğlum Esav mısın?» Yakup, «Evet!» diye yanıtladı.
İshak, «Oğlum, av etini getir yiyeyim de seni kutsayayım» dedi. Yakup önce yemeği, sonra şarabı getirdi. İshak yedi, içti.
«Yaklaş da beni öp, oğlum» dedi.
Yakup yaklaşıp babasını öptü. Babası onun giysilerini kokladı ve kendisini kutsayarak şöyle dedi: «İşte oğlumun kokusuSanki RABbin kutsadığı kırların kokusu.
Tanrı sana göklerin çiyindenVe yerin verimli topraklarındanBol buğday ve yeni şarap versin.
Halklar sana kulluk etsin,Uluslar boyun eğsin.Kardeşlerine egemen ol,Kardeşlerin sana boyun eğsin.Sana lanet edenlere lanet olsun,Seni kutsayanlar kutsansın.»
İshak Yakupu kutsadıktan ve Yakup babasının yanından ayrıldıktan hemen sonra kardeşi Esav avdan döndü.
Esav da lezzetli bir yemek yaparak babasına götürdü. Ona, «Baba, kalk, getirdiğim av etini ye» dedi, «Öyle ki, beni kutsayabilesin.»
Babası, «Sen kimsin?» diye sordu. Esav, «Ben ilk oğlun Esavım» diye karşılık verdi.
İshakı bir titreme sardı. Tir tir titreyerek, «Öyleyse daha önce avlanıp bana yemek getiren kimdi?» diye sordu, «Sen gelmeden önce yemeğimi yiyip onu kutsadım. Artık o kutsanmış oldu.»
Esav babasının anlattıklarını duyunca, acı acı haykırdı. «Beni de kutsa, baba, beni de!» dedi.
İshak, «Kardeşin gelip beni kandırdı» diye karşılık verdi, «Senin yerine o kutsandı.»
Esav, «Ona boşuna mı Yakup diyorlar?» dedi, «İki kezdir beni aldatıyor. Önce ilk oğulluk hakkımı aldı. Şimdi de benim yerime o kutsandı.» Sonra, «Kutsamak için bana bir hak ayırmadın mı?» diye sordu.
İshak, «Onu sana egemen kıldım» diye yanıtladı, «Bütün kardeşlerini onun hizmetine verdim. Onu buğday ve yeni şarapla besledim. Senin için ne yapabilirim ki, oğlum?»
Esav, «Sen yalnız bir kişiyi mi kutsayabilirsin baba?» dedi, «Beni de kutsa, baba, beni de!» Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Babası şöyle yanıtladı: «Göklerin çiyinden,Zengin topraklardanUzak yaşayacaksın.
Kılıcınla yaşayacak,Kardeşine hizmet edeceksin.Ama özgür olmak isteyince,Onun boyunduruğunu kırıp atacaksın.»
Babası Yakupu kutsadığı için Esav kardeşi Yakupa kin bağladı. «Nasıl olsa babamın ölümü yaklaştı» diye düşünüyordu, «O zaman kardeşim Yakupu öldürürüm.»
Büyük oğlu Esavın ne düşündüğü Rebekaya bildirilince Rebeka küçük oğlu Yakupu çağırttı. «Bak, ağabeyin Esav seni öldürmeyi düşünerek kendini avutuyor» dedi,
«Beni dinle, oğlum. Hemen Harrana, kardeşim Lavanın yanına kaç.
Ağabeyinin öfkesi dinip sana kızgınlığı geçinceye, ona yaptığını unutuncaya kadar orada kal. Birini gönderir, seni getirtirim. Niçin bir günde ikinizden de yoksun kalayım?»
Sonra İshak'a, «Bu Hititli kadınlar yüzünden canımdan bezdim» dedi, «Eğer Yakup da bu ülkenin kızlarıyla, Hitit kızlarıyla evlenirse, nasıl yaşarım?»
22 1-Tüm sular kana döner ve tüm balıkları öldürür.
2-Mısır ı kurbağalar istila eder.
3-Tüm insan ve hayvanları bit/pireler kaplar.
4-Büyük böcek yığınları insanlara saldırır.
5-Çiftlik hayvanlarda salgın hastalıklar başlar ve vahşi hayvanlar saldırır.
6-insanlarda Tedavi edilemeyen/durdurulamayan çıbanlar çıkar.
7-Yıldırımlar iner, dolu ve alev yağar.
8-çekirge sürüleri saldırır.
9-Üç gün boyunca zifiri karanlık oluşur.
10-Tüm mısırlı ailelerin 'ilk' çocukları ölür
korkan firavun, İsrailoğullarının ne isterlerse yanlarına alıp gitmeleri emrini verdi. Firavunun fikir değiştereceğine inanan İsrailoğulları hiç beklemeden Musa önderliğinde emrin verildiği gece Mısır'dan çıkmak için yola koyuldular. En nihayetinde firavun ordularıyla peşlerine düştü.
23 YAVNE AKADEMİSİNİN BAŞARILARI:
Adeta yeni bir Yadudilik inşa ediyorlar, mabedsiz, kurbansız ve sinagog ağırlıklı bir Yahudilik
Rabbinik yakın zamanda Mesih’in geleceğini ve biblikal dönemdeki tüm ahkamlarla Yahudi şeriatının oluşacağını ve mesihin gelene kadar hazırlık döneminde olduklarını iddia ederek kendilerini tanımlıyorlar
Eski Ahit kanonu düzenlediler (kutsal kitapların listesi 3 kitap: Tora, ketuviim ve neviim). Hangi kitap kutsal, hangisi değil buna göre ölçülmüştür. Bir çok yazılı eser var, hepsi vahiy mahsülü değil
Günlük ibadetlerin düzenlenmesi
Eski mabed ibadetinin sinagoglara uygulanması: Mabeddeki ibadetleri alıp sınagog’a uyguladılar. Şekli, formatı eski mabedin döngüsüne göre
Mişna, Tosefta ve Talmudların yazıya geçirimesi: Sözlü tora, tannaim uleması tarafından, kaybolacak korkusundan yazıya geçiriliyorçYEHUDA HA NASİsan hedrin başı 200 yılında yazıya geçiriyor
24 Bir rivayete göre 70 kişi ayrı ayır tercüme yapmak ister, ertesi gün bu birbirinden ahbersiz 70 kişide aynı tercümeyi getirir- mucizevî şekilde!
25 Büyük İskender’in ölümünden sonra hükümdarlığa gelen (MÖ. 175) Suriye genel valisi Antiyohus Epiphanes, Büyük Mabed’i (Bet ha-Mikdaş) şirk mabedi haline getirmiş; Yahudileri Yunan ilâhlarına tapmaya zorlamış ve onlara zulümler yapmıştı.
İslam tarihçilerinden Bîrûnî, Antiyohus’un (Bîrûnî Ahşitînus der), bu bayramın kutlanmasına yol açan zulmü ile ilgili şu bilgileri verir:
Rivayete göre Antiyohus, evlenen Yahudi kızların ilk gecesini (gerdek) kendileriyle geçirme zorunluluğu getirmişti. Yatak odasından dışarıya biri sağda diğeri solda iki zil uzatan Antiyohus, zillerden birini çaldığında kendisine bir Yahudi kızı getirilir; cinsel isteği sönmezse diğer zili çalar, bu sefer bir başka bakire getirilirdi.
Bîrûnî Antiohus’un yine böyle bir gece de öldürüldüğünü de nakleder.
Tek kızı ve sekiz oğlu olan bir Yahudi, kızını bir dindaşına verir. Ancak gerdek için kızı önce Antiyohus’a göndermesi gereken bu Yahudi, ona, kızını değil, kız giysileri giydirdiği silahla mücehhez en küçük oğlunu gönderir.
Kahraman çocuk köşke varınca yatakta bekleyen Antiohus’un üzerine atılarak başını keser ve kaleden aşağıya fırlatır.
Bu olayla başlayan ayaklanma ile kendilerine yapılan zulme karşı duran Yahudiler, üç yıl süren bir mücadeleden sonra (MÖ. 165-163) Kislev ayının 25’inde Kohen Matityahu’nun oğlu Yahuda Makkabi komutasında Kudüs’ü tekrar ele geçirerek Mabed’i putlardan arındırmışlardır.
26 muhtemelen Kur’an’da bunlardan bahsedilir: فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِأَيْدِيهِمْ ثُمَّ يَقُولُونَ هَذَا مِنْ عِندِ اللّهِ لِيَشْتَرُواْ بِهِ ثَمَناً قَلِيلاً فَوَيْلٌ لَّهُم مِّمَّا كَتَبَتْ أَيْدِيهِمْ وَوَيْلٌ لَّهُمْ مِّمَّا يَكْسِبُونَVay o kimselere ki, elleriyle Kitab’ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için, “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların hâline! (bakara 9)
28 Neden bu yazmaları saklıyorlar: Muhtemelen 66 isyanından sonra Romalılar geleceklerini öğrenir öğrenmez elindeki Kutsal Kitap çalışmalarını yerin altına gömerek saklamışlardır
29 Sözlü Tevrat = Sünnet (yani nasıl Sünnet Kur’an’ı anlamaya yardımcı oluyorsa Sözlü Tevrat da Tora’yı ve ahkâmları hayata uygulamayı kolaylaştırıyor!