Dinlerarasi diyalog tuzağI ve Dinde reform


TERÖRDEN KURTULMANIN YOLU



Yüklə 1,16 Mb.
səhifə60/67
tarix21.12.2017
ölçüsü1,16 Mb.
#35568
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   67

TERÖRDEN KURTULMANIN YOLU


Bir TV haber yorum programında spiker Diyanetin bir üst düzey yöneticisine soruyor: “İstanbul'’daki terör olaylarına ne diyorsunuz, İslamiyetle dolaylı veya doğrudan bir ilgisi var mı? Bu terör olaylarını düzenleyenler Müslüman oldukları için soruyorum.” Diyanet görevlisi mealen şöyle cevap veriyor.

Bu tür terör olaylarına karışanlar, orijinal İslamı temsil eden kimseler değildir. Her inançta, her dinde olduğu gibi, İslam dininde de, orta yoldan ayrılan, ana caddeden sapan akımlar eskiden de vardı, bugün de var. Bunlar gerçek İslamı temsil etmedikleri için, bu olayları İslam ile irtibatlandırmak çok yanlış olur, İslama saygısızlık olur. Çünkü dinimiz, huzuru tesis için teröre, anarşiye mani olmak için geldi. Ondört asırdan beri de, orta yolda olan, müslümanlar bu tür olaylara karışmamışlar, bulundukları düzen, sistem ne olursa olsun, isyan etmemişler kanunlara, kurallara uymuşlardır. “

Spiker araya girip soruyor: “Hocam siz daha iyi bilirsiniz de, bu vasıflarını, sınırlarını çizdiğiniz Müslüman tanımına bildiğim kadarı ile, “Ehli sünnet” deniyor. Anlattıklarınızdan benim anladığım gerçek İslamı Ehli sünnet inancında olan müslümanlar temsil ediyor. Bunların da terörle uzaktan yakından ilgileri olmamıştır. Bu düşünceme katılıyor musunuz?” Konuşmacı şöyle cevap veriyor: “Ben, yanlış anlaşılmasın, mezhepçilik yapıyor denilmesin diye bu tabiri kullanmak istemedim. Şu bir gerçek ki bu inançta olanlar bu tür olaylara hiçbir zaman katılmamışlardır.”

Evet, hem konuşmacının hem de spikerin tespitleri yerinde ve doğru bir yaklaşımdır. Tarihi bir gerçeğin ifadesidir. Ancak konuşmacı resmi görevinden dolayı, “Ehli sünnet” tabirini bir türlü ağzına alamadı. Halbuki doğrular her zaman açıkca ifade edilebilmeli. Böyle yapılamazsa, doğruyla, yanlış; sapla saman birbirine karışır. Halkımızın doğruları bilmek hakkıdır. Doğrular açıkca ifade edilmezse, işte birileri böyle çıkar, din adına akıl almaz vahşetler sergiler. Bunun faturasını da, bir kişiyi öldürmek bütün insanları öldürmek gibidir, bir insanı yaşatmak bütün insanları yaşatmak gibi yüce değerleri kendine gaye edinen dinimize çıkartırlar.

Aynı haber yorumda, spiker yine sivri bir soru soruyor: “Dikkatlice gözlemlediğimizde, İslami terör adı ile ortaya çıkan, El Kaide ve bununla bağlantılı olan örgütlerin beslendiği, ortaya çıkartıldığı ortam, Ehli sünnet ile ilgisi olmayan, Selefi, Vehhabi inancı. Bunlar, Osmanlılar zamanında, Kutsal topraklara yerleşebilmek için kadın çocuk, genç ihtiyar demeden binlerce Ehli sünnet Müslümanı katlettiler. Şimdi de Arabistan’dan çıkıp, diğer ülkelerde aynı vahşeti sergiliyorlar. Bu ve buna benzer sapık, kan dökücü akımları ortaya çıkartan, besleyip yönlendiren İngilizler olduğuna göre, bu terör olaylarının, bu olaylarda can veren masum kimselerin kanının dökülmesine sebep İngilizler değil midir? Bunu niçin açıkca ifade edemiyoruz.”

Konuşmacı, Selefiliğin orta yoldan ayrılmış, İslamla ilgisi olmayan bir akım olduğunu ifade etmekle beraber, çekinmiş olacak ki, işi daha ileri götüremedi.

Ehli sünnetin bu özelliği sadece bizce değil; Amerikalılarca da, İngilizlerce de malum. Teröre karşı olanlar bütün İslam aleminde Ehli sünnetin yayılmasına destek verseler, bu ülkelere Ehli sünnet hakim olsa, buralarda terör anarşi diye bir şey kalmaz. Fakat terörün olmasını mı olmamasını mı istiyorlar bu açık değil.

Gerek 11 Eylül olayları, gerekçe daha sonraki terör olayları sıradan bir vakıa olmadığı gibi hiçbir İslam ülkesinin üstesinden gelebileceği basitlikte değildir. Arkalarında büyük devletler olmadan yapılabilecek eylemler değildir. Bunlar, kendi menfaatleri doğrultusunda bunlara destek vermektedirler. Bunlara destek verilmese, Ehli sünnete destek sağlansa törör diye bir şey kalmaz.


IX. Bölüm

YIKICI AKIMLARDAN KORUNMANIN YOLU

USUL (METOT) HATASI


Ondört asırdır dimdik ayakta duran İslam dini son yıllarda niçin sarsıntı geçiriyor? Türk toplumunda “Misyonerler” kendilerine nasıl taraftar bulabiliyorlar? On asırlık Müslüman Türk çocukları nasıl “Hıristiyan” olabiliyor?

Her Müslümanın bu sorunun cevabını doğru bir şekilde tespit etmesi lazımdır. Bu yapılmadığı müddetçe yapılanlar “Havanda su dövmek” ten öteye geçmez. Demek ki dini öğrenmede, öğretmede önemli bir metot hatasına düştük.

Usul, metod yanlış olursa netice de yanlış olur. Çünkü, usul, esasa tesir eder. Bunun için bu konu önemli! Biliyorsunuz her devletin bir anayasası vardır. Bu anayasalar kısa ve özdür. Bu anayasaya dayalı olarak kanunlar, kanunlara dayalı olarak, tüzükler, yönetmelikler... hazırlanır. Bir kimsenin çıkıp, anayasadan başka kanun, nizam tanımam demesi ne kadar yanlış ise bir Müslümanın: "Ben fıkıh kitaplarına uymam, Kur'an'la amel ederim" demesi de o kadar yanlıştır. Nasıl ki, Anayasada bütün hükümler, bütün cezalar bildirilmeyip Anayasa, kanunlara havale edilmişse dini hükümler de böyle havale edilmiştir.

Kur'an-ı kerimi hadis-i şerifler, hadis-i şerifleri de mezheb imamları açıklamıştır. Nasıl ki, kanunlar, anayasanın gösterdiği istikamette hazırlanıyorsa, mezhepler de, fıkıh kitapları da Kur'an-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin bildirdiği istikamette teşekkül ettirilmiştir.

Kur'an-ı kerimi herkes kolayca anlasa idi, Peygambere ihtiyaç kalmazdı. Hadis-i şerifler, Kur'an-ı kerimin açıklaması mahiyetindedir. Hakiki âlimler de, hadis-i şerifleri açıklamışlar ve fıkıh kitapları ortaya çıkmıştır.

Büyük âlim Muhammed Hadimi hazretleri bu gerçeği şöyle ifade eder:



"Dindeki dört delil, müctehid âlimler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür. Çünkü biz, ayetten ve hadisten hüküm çıkaramayız. Bunun için, mezhebimizin bir hükmü, ayet ve hadise uymuyor gibi göründüğünde, mezhebimizin hükmüne uyulur. Başka bir ayet veya hadisle değişmiş olabilir o hüküm. Bunları da ancak müctehid âlimler anlar. Bunun için dinimizi tefsir ve hadisten değil, âlimlerin kitaplarından öğrenmemiz gerekir."

İslâma, Kur'an'a uymak, tefsir okumakla değil, ancak fıkıh kitabına uymakla olur. Bir kimse, Kur'an-ı kerimden, tefsirden anladığına uyarsa, İslâma uymuş olmaz. Kur'an-ı kerimde her hüküm var ise de, bunları doğru olarak Resulullah efendimiz açıklamıştır. Resulullaha uymak farzdır. Kur'an-ı kerimde, "De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana tabi olun!", "Ona tabi olun ki, doğru yolu bulasınız." buyuruluyor.



İmam-ı Rabbanî hazretleri buyurdu ki:

"Cenab-ı Hak, Kur'an-ı kerimde, Muhammed aleyhisselama itaat etmenin, kendisine itaat etmek olduğunu bildiriyor. O hâlde, Onun Resulüne itaat edilmedikçe, O'na itaat edilmiş olmaz."

Hadis-i şerifler olmasaydı, namazların kaç rekat olduğu ve nasıl kılınacağı, zekât hesabı, orucun, haccın farzları, hukuk bilgileri bilinemezdi. Yani hiçbir kimse, bunları Kur'an-ı kerimden çıkaramazdı. Şu hâlde Kur'an-ı kerimi anlamak için, onun açıklaması olan hadis-i şeriflere ihtiyaç vardır. Hadis-i şerifleri de anlamak için âlimlere ihtiyaç vardır. Bu bakımdan Peygamber efendimiz, İslâma, Kur'an'a tabi olmak isteyenin âlimlere tabi olmasını emrediyor. "Âlimlere tabi olun!" buyuruyor. Allahü teâlâ da, âlimlere uymayı emrediyor, "Âlimlere sorun!" buyuruyor.

Şu hâlde, Kur'an'dan, hadisten ve bunların tercümelerinden din öğrenmek mümkün olmaz. Her Müslüman dinini Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından, ilmihallerden öğrenmelidir!

Eğer herkes Kur'an-ı kerimden hüküm çıkarabilseydi, hadis-i şeriflere, Eshab-ı kirama ve âlimlere ihtiyaç kalmazdı. Onun için Allahü teâlâ da, Peygamber efendimiz de âlimlere uymamızı emrediyor.

Abdülgani Nablüsi hazretleri: "Kur'an-ı kerimin manasını öğrenmek isteyen, hakiki İslam âlimlerinin kelam, fıkıh ve ahlâk kitaplarını okumalıdır!" buyuruyor.

Netice olarak; ondört asırdır İslamiyet bize bu yolla ulaşmıştır; bizden sonra da devam etmesi için bu yolu takip etmekten başka çaremiz yoktur!



Yüklə 1,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   67




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin