*************************************************
Alınteri
Galatasaray maçından proletaryanın sınıf mücadelesi için dersler ya da dağıtmanın bu kadarı!..
Türk takımlarının işi bugün göründüğü kadar kolay olmayacaktır.
Ayrıca, hangi alanda ve konuda olursa olsun, başarıyı baştan çantada keklik görmek, zararlı bir yaklaşımdır. Bu bir insanı, bir takımı veya bir sınıfı rehavete sürükler. Önündeki güçlükleri, tehlikeleri ve rakibini küçümsemeye götürür ki, bunun sonu genellikle hüsran olur. Uzağa gitmeye de gerek yok. Manchester ve Ajax, rakiplerini küçümsediler, fark atacaklarını düşünerek sahaya çıktıkları için ilk maçlarda ummadıkları sonuçlarla karşılaşmadılar mı? (...)
G.Saray’ın başarısında, sınıf mücadelesi alanında da akıldan çıkarılmaması gereken bir ders yatıyor aslında. Durumun ümitsiz göründüğü anlarda bile, ellerini kaldırıp hemen teslim olmayacaksın. Korku ve paniğe kapılmayacak, kendi taktiğini yaşama geçirmek için canını dişine takacaksın. Herkesin hezimet beklediği bir sırada erken pes etme hatasını işlemedikleri için, Galatasaraylı futbolcular, bozguna doğru gidişi tersine çevirebildiler. Zaten rakibini küçümseyerek sahaya çıkma hatasını işleyen İngilizler, bir de erken iki gol atınca iyice rehavete kapıldılar. Arif’in şık golü, maçın dönüm noktası oldu. Bu gol, bu kez İngilizleri paniğe sürüklerken, moral bozukluğu içindeki G.Saraylı futbolcuları da ateşleyen bir fünye işlevini gördü. Özellikle özelleştirme saldırısına karşı tepki dolu fakat tutuk bir bekleyiş içinde olan işçi hareketinin de böyle sarsıcı öncü bir çıkışa ihtiyacı yok mu bugün?
(Zafer Sarhoşluğu başlıklı yazıdan, Sayı: 1, 31 Ekim ’93)
Dostları ilə paylaş: |