3. Şimdiki yaşamınızla bu imgelemede gördüğünüz yaşamı kıyaslayın. Bir kalem kâğıt alın ve yaşamınızda o imgelemenizde ve kolajımızda gördüğünüz geleceğe uymayan her şeyi yazın. Sonra hayal ettiğiniz geleceği yaratmak için yaptığınız her şeyi yazın. Eğer geleceğinizi yaratmak için gerekli adımlan atmıyorsanız, bunu, bu gerçeği kabul ederek ve bir eylem plânı yaparak değiştirebilirsiniz. Buradaki en önemli şey kendinize gerçeği söylemektir. Hayatınızda bulunan ve arzu ettiğiniz geleceğe uymayan şeyleri yazmalısınız, sonra onları ortadan kaldırmak için bir plân yapmaya başlayabilirsiniz.
Sonsöz
Bir kez daha, tüm bunların yapmaya değer olup olmadığını, bunun yeniden bütünlüğe dönmek, düşüncelerinizi umutsuzluktan aydınlanmaya doğru değiştirmek için harcadığınız zaman ve enerjiye değip değmediği üzerinde düşünürüz.
Siz bilincinizin yüzeyinin altında yatan şeyin sadece incelenmemiş düşünceler ve duygular olduğunu hissettiğinizde, acınız şifa bulabilir.
Siz bastırdığınız tüm yanlarınızın yüzeye çıkmalarına izin verdiğinizde rahat bir nefes alabilirsiniz. Tekrar rahat nefes alıp verebilirsiniz. Siz incinmeye açıklığınızı ve insanlığınızı gizleyen maskeyi çıkarıp attığınızda gerçek benliğinizle yüz yüze geleceksiniz.
Sizin en derin düzeyde "yeterli" olduğunuzu keşfetmeniz için sizi uzun ve derin bir süreçten geçirdim. Hepimizin eşit yaratıldığımız ve her şeyin tamamen dengede olduğu holografik evrenin dünyasını araştırdık. Evrenin bize tüm sahiplenmediğimiz veçhelerimizi cömertçe geri yansıttığı şaşırtıcı projeksiyon dünyasını keşfettik. Bizim sadece en çok nefret ettiğimiz tüm niteliklere sahip olduğumuzu görmeyi değil, bu olumsuz özelliklerin olumlu armağanlara sahip olduklarını görmeyi de öğrendik. Onlar bize kalbimizin gitmeyi istediği bir yere, şefkatin hâkim olduğu bir yere doğru yol göstermek üzere oradalar. En çok korktuğumuz ve nefret ettiğimiz şeyi sahiplenip benimseyerek kendimizi yeniden dengeye kavuşturabiliriz. Deepak Chopra'nın dediği gibi, "Yargılamama zihin sessizliği yaratır." Sessiz bir zihin; en büyük hayrımızın sözcüklerini, Ruhtan gelen sözcükleri işitecek şekilde açıktır.
Hepimiz şatomuzu temizleme fırsatına sahibiz. Her odanın kapısını açma fırsatına. Her bir odaya girip onun parlaklığını ve güzelliğini örten tozu temizleyebiliriz. Her bir odanın pırıl pırıl parlamak için farklı bir şeye ihtiyacı olduğunu görebiliriz. Bazı odalarımızın sevgiye ve kabullenilmeye ihtiyacı vardır. Bazılarının düzeltilmeye, iyileştirilmeye ihtiyacı vardır. Diğerleri sadece dikkatimizi isterler. Her bir oda her neye ihtiyaç duyarsa duysun, biz onu verebileceğimizi biliriz. Eğer biz tüm büyüklüğümüz içinde yaşamak istiyorsak, muhteşem benliğimizin tüm veçhelerinin ayakta durup saygı görmesine izin vermek zorundayız. Yanlış algılar baloncuğumuzdan çıkmalı ve yeni bir berraklık dalgası içinde durmalıyız. Bireyler olarak, bizler içsel bilincimizi insanlığımızın her parçasını içerecek şekilde genişletmeliyiz. Eğer siz kendinizi küçük bir ev olarak görmüşseniz, şimdi tüm bir şatoyu barındırmak için gerekli içsel alanı yaratmak zorundasınız.
Siz gerçekten iç huzuru istiyor musunuz? Eğer istiyorsanız, o sizindir. Teslim olun. Kavgayı bırakın. Savunmayı bırakın. Öyleymiş gibi davranmayı bırakın. Yadsımayı bırakın. Kendinize yalan söylemeyi bırakın. Savunmalarınızı, duvarlarınızı, sizi kuşatan kafesi kabul ve itiraf edin. Mükemmel olmaya uğraşmayın, çünkü bizi bu duvarları inşa etmeye götüren şey bu mükemmellik arzusudur. Bütünlüğe kavuşmak için ve ışık ile karanlığın eşit bir biçimde yaşaması için uğraşın. Nasıl her şey bir aydınlık bir de karanlık yana sahipse, her kişi de bunlara sahiptir, çünkü insan olmak demek bunların hepsi olmak demektir.
Siddha Yoga Vakfı'nın lideri olan Guru Mayi tarafından anlatılan güzel bir öykü biliyorum. Zengin bir ülkenin kralı habercilerinden birini çağırır. Haberci geldiğinde, Kral ona, gidip tüm dünyada en kötü şeyi arayıp bulmasını ve onu kendisine getirmesini ister. Haberci gider ve günler sonra eli boş döner. Şaşıran Kral, "Ne keşfettin? Ben hiçbir şey görmüyorum," der. Haberci, "İşte burada Kralım," der ve dilini dışarı çıkarır. Daha da çok şaşıran Kral, genç adamdan bunu açıklamasını ister. Haberci der ki: "Benim dilim dünyadaki en kötü şeydir. Dilim çok korkunç şeyler yapabilir. Dilim kötü konuşur ve yalanlar söyler. Ben kendimi dilime kaptırabilirim ki bu sonuçta beni yorup hasta eder ve ben başka insanları incitecek şeyler söyleyebilirim. Benim dilim dünyadaki en kötü şeydir." Bu açıklamadan hoşnut kalan Kral sonra haberciye, gidip ona tüm dünyadaki en iyi şeyi bulmasını emreder.
Haberci hemen gider ve yine günler sonra eli boş döner. "O nerede?" diye bağırır Kral. Yine, haberci dilini dışarı çıkarır. "Göster bana," der Kral, "Bu nasıl olabilir?" Haberci şöyle karşılık verir: "Benim dilim dünyadaki en iyi şeydir, dilim bir sevgi habercisidir. Sadece dilimle ben şiirin karşı konulmaz güzelliğini ifade edebilirim. Dilim benim ağız tadımın rafineleşmesini sağlar ve beni bedenimi besleyecek yiyecekleri seçmeye yönlendirir. Dilim dünyadaki en iyi şeydir, çünkü o benim Tanrı'nın adını söylememi sağlar." Kral bu yanıttan çok tatmin olmuş bir biçimde haberciyi baş danışmanı olarak atar.
Hepimiz her şeyi siyah ve beyaz olarak görme eğilimine sahibiz, ama her şeyde iyi ve kötü, karanlık ve ışık vardır. Bunu herhangi bir yerde yadsımak, her yerde yadsımaktır. Tanrı olmayan hiçbir şey yoktur, ve biz bunu kendimizde görebildiğimizde onu herkeste görebiliriz.
Bizim en derin özlemimiz huzur, sevgi ve uyum özlemidir. Hayatımız kısa ve değerli bir yolculuktur ve görevimiz kendi özgün armağanlarımızı ifade etmektir. Kendi bireyselliğimizi ifade etmek tanrısallığımıza yeniden sahip çıkmaktır.
En değerli olan şeyi gözden kaçırmak kolaydır. Sevginizi ya da bağışlamanızı esirgemeyin. Şefkatinizi ya da inayetinizi gizlemeyin. En önemli ilişkimiz kendimizle, gölgemiz de dahil olmak üzere tüm benliğimizle olan ilişkimizdir. Tüm iyi ilişkilerin sürekli olduklarını hatırlamak önemlidir. Biz sürekli gelişmek ve yolumuza çıkan engelleri aşmak zorundayız. İyi ilişkiler bizim olduğumuzu sandığımız şeyden daha fazlası olmamız için bize meydan okurlar. Onlar bizi esnekleşmeye, kalbimizi genişletmeye zorlarlar. Biz gölge benliğimizle yakın bir ilişki içine girmeliyiz. O bizim kutsal bir parçamızdır. Sizin sadece kendinizi görme, kendinizi sevme ve kalbinizi açma sürecinde kalmaya kararlı olmanız gerekir. Tanrısallığınızı takdir edin, o zaman yaşam armağanını da takdir edeceksiniz. Ve bu hal içinde siz insan olmanın harikulade, gizemli deneyimine dalmaya başlayacaksınız.
Debbie Ford danışmanlık, öğretmenlik ve öğretim üyeliği yaptığı La Jolla, California'daki Chopra Esenlik Merkezi'nde karanlık-yan ile ilgili seminerler vermektedir. O ayrıca ülkenin her yanında gölge-süreci seminerleri vermektedir. O, oğlu Beau ile La Jolla'da yaşamaktadır. Debbie Ford'a direkt olarak ulaşmak için aşağıdaki adrese ya da telefona başvurabilirsiniz:
P.O. Box 8064
La Jolla, CA 92038
(619) 699-8999
e-mail: www.fordsisters.com
- Gülten Atlı Sayfa /
Dostları ilə paylaş: |