Divan Edebiyatında Hediye Rıza OĞRAŞ
DİVAN EDEBİYATINDA HEDİYE
Rıza OĞRAŞ
ÖZET
Türk kültüründe hediye alma ve verme geleneği, insanlarımızı birbirine bağlayan güzel hasletlerden biridir. Maddî veya manevî değerleri itibariyle her kesimden insanımızın hediye alma ve verme alışkanlığının edebiyatımıza da yansıdığını ve hediye kavramının yeni anlamlarla kullanıldığını görebilmekteyiz. Bazen yaşanılan çevre ve zaman, bazen de kişilerin doğuşlarından gelen özelliklerin, hediyenin yeni anlamlar kazanmasında etkili olduğunu anlıyoruz.
Divan şiirinde bazen pîşkeş, armağan, hedâya, atâ, caba, tuhfe şeklinde geçen hediye, şiirlere yansıdığı kadarıyla kullanıldığı anlamlar ve belirttiği âdetler bakımından ince bir ruhun ve zevkin ürünüdür. Divan şairlerinin hediye anlayışları da yaşadıkları çağa ve kişisel özelliklerine göre farklılıklar göstermektedir. Divanların taranması sonucunda hediye kelimesinin kazandığı zengin anlamlar tespit edilmiş ve hediyenin Divan şiirindeki yeri ve önemi hakkında bir değerlendirme yapılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Divan edebiyatı, hediye, âdet, şiir.
GIFT İN THE DİVAN LİTERATURE
ABSTRACT
The tradition of giving and receiving gifts is one of the good virtues tying our people together. We can see that the habit of giving and receiving gits from all falks of life reflects itself in our literature and that the concept of gifts is used with new meanings. We understand that gifts sometimes gain meaning in realtion to the environment and time as well as with birth.
In the Divan poetry the word gift -is used as “pîşkeş, armağan, hedâya, atâ, caba, tuhfe” (synonyms for gift)- is the product of a delicate taste and a kind soul as it reflects to the poems. The understanding of gift of the Divan poets differs according to the age in which they live and according to their personal features. The rich meanings of gift are identified as a result of surveying the Divan and an evaluation was made about the place and importance of gift in the Divan poetry.
Keywords: Divan poetry, gift, tradition, poem.
GİRİŞ
Türk kültürünü zenginleştiren unsurlardan biri, insan ilişkilerini güçlendiren güzel âdetlerdir. Türk insanını birbirine bağlayan güzel hasletlerden olan hediye alma ve verme geleneği, maddî veya manevî değer olarak edebiyatımıza yansımış ve yeni anlamlarla kullanılmıştır. Bazen yaşanılan çevre ve zaman, kültür özellikleri, bazen de kişilerin doğuşlarından gelen özellikler, hediyenin yeni anlamlar kazanmasında etkili olmuştur. Divan şairlerinin hediye anlayışları da yaşadıkları çağa ve kişisel özelliklerine göre farklılıklar göstermiştir.
Hediyeleşmenin dinî temeli de: “Her biriniz dost ve ehibbânıza hediye verin. Zira tehâdîde muhabbet artar” şeklindeki hadise dayanmaktadır. Hadiste geçen tehâdî, hediyeleşme anlamındadır.
HEDİYENİN ANLAMLARI
Divan şiirinde bazen pîşkeş, armağan, hedâya, atâ, caba, tuhfe şeklinde geçen hediye, şiirlere yansıdığı kadarıyla kullanıldığı anlamlar ve belirttiği adetler bakımından ince bir ruhun ve zevkin ürünüdür. Manzum sözlüklerde farklı şekillerdeki kullanımları belirtilmektedir:
Armagan oldı hediyye ittihâf
Sehm ü tîr ok kın niyâm oldı gılâf
Manzûme-i Keskin, 360
Hediyenin anlamdaşı olan tuhfe kelimesinin manzum sözlükler için yaygın şekilde kullanıldığı görülmektedir. Tuhfe denilmesinin sebebi, manzum sözlüklerin dil öğrenmede kolaylık sağlamasından dolayıdır. Genellikle yetişme çağındaki çocuklar için yazılmışlardır. Sözlüklerin yazılma sebepleri anlatılırken bu husus belirtilmiştir. Tuhfe adıyla geçen ve Farsça-Türkçe hazırlanmış bazı sözlükler şöyle sıralanabilir:
-
Tuhfetü’l-Hâfız (Hâfız Abdullah, Ruscuklu-1771)
-
Tuhfe-i Remzî (Ahmet Remzi Akyürek – Eser H. 1344 / M. 1926’da İstanbul’da basıldı. 48 s.)
-
Tuhfe-i Âsım ( H. 1213 / M. 1798’de yazıldı, H. 1254 / M. 1838’de basıldı. 70 s.)
-
Tuhfe-i Vehbî (İstanbul H.1132/M.1719)
-
Tuhfe-i Lâmi’î (Öl. H.938/M.1532)
-
Tuhfe-i Şâhidî (Şâhidî İbrâhim Dede, H.875/m.1470- H.957/M.1550)
-
Tuhfe-i Hüsâmî -Hüsâm b. Hasan. (Altun, 2002: VII).
Hediye kelimesini;
1. Kazandığı gerçek veya mecazî anlamlar, 2. Belirttiği âdetler olmak üzere iki grupta inceleyebiliriz:
-
Gerçek veya Mecazî Anlamlar
-
Hediye.
-
Güzel kumaş gibi taze şiirin zamanın söz ehline hediye edilmesi.
Metâ'-ı şi'r-i ter-i hoş-kumâşdur Sâkıb
Suhanverân-ı zamâna hediyye Bender'den
Sâkıb, G.473/9
-
Şiiri dua okuna bağlayarak meleklere hediye olarak göndermek.
Yarar bu şi’rümi tîr-i du’âya baglayuban
Hediye diyü idersem meleklere irsâl
Mesîhî, K. 9/37
-
Sevgiliye hediye olarak dünya değil can hediye etmek bile hakir olur.
Dünyâ nedür ki yâre anı tuhfe ilteler
Ma’şûka cân hediyye iletmek hakîr ola
Ahmedî, G.39/2
-
Hediye ve hidâyet kelimeleri aynı kökten türediği için iştikak yapılarak kullanılmışlardır. Sevgilinin aşkı, hidayetten hediye oldu. Gönülden sevgisi cana armağandır.
Hidâyetden hediyye oldı 'ışkı
Gönülden hubbı câna armağandur
Aynî, G.197/4
-
Kalbin hediye için narin olduğu kabul edilmiştir.
Cân hüsrevün cemâline şîrîn degül midür
Yürek hediyye yolına nârîn degül midür
K.Burhaneddin, G 741/1
-
Peykân hediye etmek.
Bulmazdı cân u dilden okun mevki'-i kabûl
Ger kılmasa hediyye-i peykânı müşterek
Hâletî, G.457457/2
-
Kazanın şairin düşüncesinin bikrine her gece altından bir örtü hediye etmesi.
Encüm değil felekde kazâ bikr-i fikrime
Her şeb hediyye bir tutuk-ı zer-nişân verir
Nedîm, K.3/60
-
Çam sakızı çoban armağanı atasözüne ve Hz. Süleyman’a bir karıncanın gücü yettiği kadar hediye götürmesine işaret.
Pây-i melahı hediyye kılmak
Ger 'ayb ise mûrdan hünerdür
Nev’î, G.18/2
-
Sevgilinin la’l gibi dudağını hediye etmesi.
Senün bu müjdene dedüm gözümle yüzümi görgil
Hediyye la'l zer verdi bulunan yog u varından
Ömer, MN. XCIX/3
-
Sevgilinin ayağının tozuna inci gibi gözyaşlarını hediye etmek.
Ayagun tozına dürler nisâr eder gözüm her dem
Hediyye oldur bu insândan bilürem sen de bilürsin
Ömer, MN. CII/2
-
Hediyenin armağan anlamında kullanıldığı manzum sözlükte belirtilmektedir.
Armagan oldı hediyye ittihâf
Sehm ü tîr ok kın niyâm oldı gılâf
Manzûme-i Keskin, 360
-
Sevgilinin yanağının ışığını aya hediye göndermesinden dolayı baktıkça gözüm nurlanır, gönlüm açılır.
Gözüm pür-nûr olur bakdıkca gönlüm açılur gûyâ
Hediyye pertev-i şems-i ruhundan aya göndermiş
Nigârî, G.325/7
-
Sevgilinin ayak tozunun âşıklara sürme olarak hediye edilmesi.
'Uşşâkına hediyye-i kuhl-i cilâ yeter
Hacdan ayagı tozı ile geldigi bu sâl
Neylî, G.112/4
-
Dua hediye etmek.
Yâ Rab hediyye olsun o şems-i hidâyete
Ben kulunun dilinden elinden gelen du'â
Yahya Bey, TB.6/7
(Ya Rab! Ben kulunun dilinden ve elinden gelen dua o hidayet güneşi gibi olan sevgiliye hediye oldun.)
-
Pîşkeş çekmek, pişkeş vermek.
-
Süslemek.
Çekmek içün pîşkeş sana ruh-ı gül-gûnına
Zeyn ider efsâr-ı ‘anber kâkül-i müşkîn-i dôst
Cafer Çelebi, K.13/41
(Anber efsuncusu, senin gül renkli yanağına pişkeş çekmek için dostun misk kokulu kâkülünü süsler.)
-
Kıyafet.
Çekmek içün pîşkeş kapunda geydürdi nesîm
Nergise zerrîn külâh u lâleye la‘lîn kabâ
Nigârî, K.18/15
(Rüzgâr, kapında pişkeş çekmek için nergise altın külâh ve lâleye la’l taşı gibi kırmızı ve değerli elbise giydirdi.)
-
Can almak.
Kaşun rükn-i cemâl iken niçün cân pîşkeş alur
Anı bilmez mi kim şâhun yasagı var hedâyâdan
Cafer Çelebi, K.22/35
(Kaşın güzellik unsurlarından biri iken niçin canı hediye olarak alır, şahın hediyeden yana yasağı olduğunu bilmez mi?)
-
Altın kadeh
Pîşkeş virmek içün şâh-ı reyâhîne alur
Zer-ger-i nâmiyeden sîm kadehler nergis
Bâkî, K.28/15
(Nergis, reyhanların şahına hediye vermek için kendinden olma kuyumcudan altın kadehler alır.)
-
Armağan.
-
Sevgilinin ayak tozunu güzel koku için hediye etmek.
Rıdvân cihâna gelseyidi hâk-i râhunı
İltürdi tîb idinmek içün hûra ârmâğan
Cafer Çelebi, K.5/93
(Rıdvan adlı melek cihana gelseydi, yolunun toprağını güzel koku elde etmeleri için hûrilere armağan olarak iletirdi.)
-
Şiir armağan etmek, sıkça görülen âdetlerdendir. Şiir yazma sebebi olarak gösterilir ve yeni anlamlar içeren şiirler, söz ehline armağan edilir.
Safha-i gerdûna yazdım Zihniyâ eş'ârımı
Kudsiyâna armağan etdim bu nazm-ı tâzeden
Zihnî, G.242/5
Şimdi benim o nâdire-pîrâ-yı rûzigâr
Erbâb-ı tab'a sözlerimi armağân verir
Hâzık, K.3/14
Bezm-i visâl-i dil-bere Hâzık vesîledir
Destimde defter-i sühanım armağân gibi
Hâzık, G.203/9
Nev-âmeddir diyâr-ı aşkdan tab'-ı sühan-perver
Bu çend-ebyâtı Hâzık ehl-i nazma armağânıdur
Hâzık, G.79/7
-
Şiirlerde yer alan nüktelerin armağan olarak sunulduğu da görülür.
'Arûs-ı tab'ımı tahsîn ederdi görse Hakânî
Nikâtım armağândır Nef'î-i mu'ciz-beyân üzre
Nef’î, K.12/48
-
Sabâ rüzgârının sevgilinin ayak tozunu âşığın gözlerine derman için armağan olarak getirmesi istenir.
Sabâdan isterem ki ayagı tozın
Getüre gözlerüm-çün armaganı
Ahmedî, G. 674/3
Hayâlî ol şeh-i hüsnün ayağı tozundan
Sabâ eliyle sana armağanı gelmedi mi
Hayâlî, G.86/5
Zülfinden ey sabâ bize bir bûy-ı mû getür
Çînden gelenlerün çûn olur armaganı müşk
Nizâmî, G.66/2
Nice mergûb olmasun bâd-ı sabâ her yirde kim
Armagân içün elinde ayagun topragı var
Emrî, G.113/3
Yil yiler bi-ser ü pâ gerd-i rehün almag-içün
Armagân kühl iledür dîde-i 'uşşâka meger
Çâker, G.20/3
Hâk-i rehün sabâ yili âşıka armagan ider
Hak bu ki ayagun tozı tuhfe-i rûzgârdur
Bâkî, G.88/4
-
Sevgilinin ayak tozunu Aynî’nin gözü için armağan olarak alıp gelmesi. Ayn, göz anlamında da kullanılır.
Gözünçün armağan iy Aynî yârün
Ayağında gubârın aldı geldi
Aynî, G.464/7
-
Sevgilinin sabâ rüzgârıyla zülfünün kokusunu göndermesi.
Sabâ-yı kûyını gönderdi ben bîmâr-ı hicrâna
Zülf-i anber-âgînin 'atâyâsıyla mahcûbuz
Zihnî, G.137/2
-
Dudağın hurmasının âşıklara armağan edilmesi.
Ey âsitânı Ka'besine 'azm iden yiter
'Uşşâka armagan lebi hurmâsı Ahmedün
Ahmed Paşa, G.63/2
-
Gönlün âşıkâne gayb âleminin armağanı olması.
Rûzgârın perverişle hâsılı `unsur degil
`Âşıkâne `âlem-i gayb armagânıdır gönül
Kâinâtun gizli sırrı âşikârâdur ana
Kıymetin bil âlem-i gayb armağanıdır gönül
Hayâlî, G.265/5
-
Düşüncenin gayb âleminin armağanı olması.
Armağân-ı gayb imiş Zihnî gibi endîşemiz
Tâze ma'ni dem-be-dem hâtırdadır ezber gibi
Zihnî, K.16/38
-
Gayb âleminin armağanı olan şiirin dünyadaki nâdir eserlerin değerini biçenlere yâdigâr olması.
Hâzık olsun nâdire-sencân-ı dehre yâdigâr
Bu gazel kim âlem-i gayb armağânîdir bana
Hâzık, G.4/7
-
Gönül aynasını sevgiliye armağan etmek.
Kendi gibi Hayâlî güzel kendi aksidir
Mir'ât-ı dil nigâra yeter armağanımız
Hayâlî, G.199/5
-
Gönlün faziletli insanlara armağan olması.
Armağân-ı kudsdür erbâb-ı fazl u dânişe
Ehl-i tab'ın dem-be-dem hâtır-nişânıdır gönül
Zihnî, G.221/2
-
Kalemin gerçeklerle dolarak muteber gazelleri şaire armağan vermesi.
Dolmakda vâridât-ı hakîkat ile devât
Ben almasam da zûr ile ol armağân verir
Ben kaldığım zamân o zemîn gösterir geçer
Bir böyle mu'teber gazel-i dâstân verir
Damad Mahmûd, Mukaddeme VI/24
-
Geçen ömrü kabir ehlinin armağanı etmek.
Mürur-i ömri senâ-yi Resûl ile geçirem
Ölende edem anı armağan-i ehl-i kubur
Fuzûlî, K.2/34
-
Âşığın sevgiliye armağan olması.
Dost dâyim gönderür çün armağanı dosta
Dostdan geldüm sana ben armağanem ya kimem
Aynî, K.55/76
-
Goncanın sabâ rüzgârını hükümdara armağan göndermesi.
Elçi düzdü sabâyı gönderdi
Husrev-i Rûma armağân gonca
Hayâlî, K.41/8
-
Kirpiklerin sevgilinin tozunu birbirine armağan olarak vermesi.
Girse gubâr-ı hâk-i derin dest-i çeşmime
Müjgânlarım biribirine armağân verir
Hâzık, K.3/3, G.63/5
-
Âşığın sevgili için armağan araması.
Bî-çâre cüst-cû-yı tefârîk-ı cân eder
Âşık o şûha vermek içün armağân arar
Hâzık, G.96/6
-
Göndermek.
-
Nergis göndermek.
Rişte-i nazm-ı dür-efşânum ile deste idüb
Gönderür bezm-i dil-âvîzüne Ca‘fer nergis
Cafer Çelebi, K.28/71
(Cafer, inci saçan şiirinin ipi ile nergis bağlayıp güzel meclisine gönderir.)
-
Gül göndermek.
Bâd eliyle gönderür cânâ sana her yaz gül
Cafer Çelebi, K.32/12
(Ey sevgili! Rüzgâr, her yaz eliyle sana gül gönderir.)
-
Ayağının tozunu armağan olarak göndermek.
Kudûmından benüm olurdı Âhî gözlerüm aydın
İzi tozını gönderse habîbüm armağan içün
Âhî, G.89/6
-
Şükrâneler vermek
Lebünden nezr-i Hızrı vir gözüm yaşını geçdükçe
Virür şükrâneler çünkim geçen deryâ-yı‘ummânı
Cafer Çelebi, G.210/3
(Gözüm yaşını geçtikçe dudağından Hızır’ın sadakasını ver. Çünkü büyük denizi geçenler şükrâneler verir.)
-
Tuhfe kelimesinin de hediyenin eş anlamlısı olarak kullanıldığı görülmektedir.
-
Hayır dua.
Hired didi ki kulun pâdişâhına lâyık
Du‘â-yı hayrdan özge dahi ne tuhfesi var
Cafer Çelebi, K.30/37
-
Sevgilinin yoluna canı hediye vermek.
Cân virmeden özge yoluna cümle halâyık
Bir tuhfe arayup bulımazlar sana lâyık
İshâk, G.134/1
Ayaguna tuhfe ide-y-düm cânum olmasa-y-dı ayb
Tuhfe itmek ol azîze bir metâı ki ola hâr
Ahmedî, K.25/72
-
Şairin kendini hediye edilmiş fenere benzetmesi.
Gice karaguda çıkmaklık olursa
Kendüm gibi bir tuhfe musanna' fenerüm yok
Tırsî, G.CIX/5
-
Atâ kılmak.
-
Bûse hediye etmek
Buse cerr itmek diler Zātī lebünden ey sanem
Ger ‘atâ kılsan demidür lûtf u ihsânun bana
Zâtî, G.52/5
-
Gözün hastaya sıhhat hediye etmesi
Tur ey hasta gönül ölme devası derdünün geldi
Yine ol çeşmi bîmâra ‘atâ kıldı Hudâ sıhhat
Zâtî, G. 86/2
-
Sevgilinin yan bakışını âşığa hediye etmesi.
Ey lâle-ruh o nişter-i gamzen atiyyesi
Sînemde dilde dâg bana mûcib-i şeref
Haşmet, Kıt’a 3/1
-
Bahşetmek.
-
Dudağın hayat vermesi.
Ger olmayaydı cânlara la’lün hayât-bahş
İderdi cümle cân u cihânı fenâ gözün
Ahmedî, G.361/5
Tîğ-i gamla cism-i âşık çâk çâk olmak gerek
Yâdına ol la'l-i cân bahşın helâk olmak gerek
Hayâlî, G.257/1
-
Can şiiri bahşının ölüye hayat vermesi.
Nazm-ı cân bahşı Hayâlî mürdeye verir hayât
Geceler ihyâ eden ârif deminden cân akar
Hayâlî, G.128/5
Hediyenin anlamdaşı olan bahş kelimesinin redif olarak kullanıldığı şiirlere de rastlanmaktadır. Amrî’nin
Az u çok bir bûse virse kılma cânân ile bahş
Kim gedâya lâyık olmaz ehl-i ihsân ile bahş
matla’lı 8. gazelinde sevgilinin âşığına ilgi göstermesi hakkında ince anlamlar yer almaktadır.
-
İhsan etmek.
-
Âşığın ihsan çocuğu olması.
Katre gibi göklere agup yire çalma beni
Ey sehâb-ı lutf çün perverde-i ihsânunam
Mesîhî, G. 158/4
-
Sevgiliden ihsan dileme.
Seyl-i eşküm çevreni almışdur ey serv-i revân
Lutf u ihsân it ki yollarunı sâ'il bağladı
Mesîhî, G. 268/9
-
Sevgilinin ihsanının bol olması.
Bezm-i ihsânun simâtına sipihr öykünmesün
Sofrasında çün otuz günde yinür bir kurs-ı nân
Mesîhî, K. 5/29
Mümtelî olmag ile ni’met ü ihsânundan
Az kaldı ki felek gözini kör ide buhâr
Mesîhî, K. 5/39
Hüsn lutfün güllerin bir katre suya saymaya
Hâk-i pâyî şemmesi ger Şeyhî'ye ihsân ola
Şeyhî, G.156/9
-
Kavuşmayı ihsan kılmak.
Oruç tutup kılurın Hakka efgân
Ki anun `îd-i vaslın kıla ihsân
Mesîhî, Şehrengiz-i Edirne, 170
-
Aşk mülkünü ihsan kılmak.
Olmışam dirsem revâ sultân-ı mülk-i saltanat
Mülk-i derd-i ‘ışkın itdi bana ihsan Bâyezîd
Zâtî, G. 115/3
-
Zinet, sofra.
Lutf u ihsânun ‘arûs-ı mülküne zînet yeter
Sofra-ı ihsân içinde şemse besdür kurs-ı nân
Mesîhî, K. 5/32
-
Hediye İle İlgili Adetler
-
Deniz geçince hediye vermek.
Lebünden nezr-i Hızrı vir gözüm yaşını geçdükçe
Virür şükrâneler çünkim geçen deryâ-yı‘ummânı
Cafer Çelebi, G.210/3
(Gözüm yaşını geçtikçe dudağından Hızır’ın sadakasını ver. Çünkü büyük denizi geçenler şükrâneler verir.)
-
Padişahın emriyle yazılan kitabın hediye edilmesi.
........... meger bir gün ser-mi'mârân-ı Pâdişâh-ı kâm-rân Sinân bin 'Abdülmennân pîr-i nâ-tüvân olup sahîfe-i rûzgârda nâm u nişânı kalup du'â-i hayr ile yâd olmasına bâ'is olmak içün bu hakîr-i şikeste-zamîr, fütâde-i bî-dest-gîr Sâ'î-i dâ'îden hasb-i hâllerin nazm u nesr tahrir ü takrîr murâd edindiler. Bi-hasebi'l-makdûr beyân u 'ayân edüp 'izz ü huzûr-ı müstevcibü'l-hubûrlarına şikeste-beste bir tuhfe ile erdüm. Ve bu risâle-i münîfe Tezkiretü'l-Bünyân deyü ad verdüm. (Tezkiretü’l-bünyân)
-
Getirilen müjde için hediye vermek.
Gelürse bana mektubun saçarlar başına saçı
Şirâr-ı nâr-ı âhumla gözümün yaşı sîm-ü-zer
G. 408/2
Virdi safâ haberlerini 'id ile bahâr
Nakd-i kararı anlara virsek nola nüvîd
G. 121/8
-
Değerli misafirlere hediye verme.
Ziyâfetgâh-ı rahmetdir baş üzre oldu ikrâmı
Hele Allahu ekber kimse almış yok bu meydânı
Hediyye bahş olur mihmân-ı 'âlî-kadre 'âdetdir
Tecellî-zâr-ı fazl u 'âtıfetdendir bu ihsânı
Zihnî, K.?/85-86
Cihâna geldügüm sâ'atde virdüm cânı cânâna
Anunçün 'âdet olmışdur müsâfir armagân virmek
Âlî, G.303/2
-
Devlet adamlarına gönderilen hediyelerle birlikte şiir sunulması.
Şâm kazâsından `avdetinde şeyhü'l-İslâma takdîm-i hedâyâ eyledikde bu kıt`ayı `arz eylemişdir
Lutf u ihsân u kerem seyyid-i mün`im işidir
Cürm ü taksîr ve güneh bende-i nâ-kâm işidir
Yok tefârîk-i Haleb kim anı kılsun ithâf
Kâdî-i Şâm hedâyâsı dahi Şâm işidir
Es’ad, BSE, N 82 / S 24b.
BABÜ’I-VÜZERÂYA EDRİNE'DEN GÜL-ÂB HEDİYESİYLE İRSÂL OLUNMIŞDUR.
Ben mûr-ı nâ-tüvânun ider tuhfesin kabûl
Ol âsaf-ı hüner-ver-i sultân-ı Cem-cenâb
Mahsûl-i gül-şen-i kerem ü lutfıdur tamâm
Ben haste-i gamun eline her giren gül-âb
ŞEM'DÂN HEDİYYESİNİ MUTAZAMMINDIR
Ey pertev-i ser-tâc-ı çerâgân-ı 'inâyet
Şem'-i harem-i lutfuna pervâne-hücûmuz
Budur garazım 'arz-ı şem'dân ile ez-dil
Her hidmetine ya'ni şem'dân ile mûmuz
Haşmet, Mukattaât.11
-
Şiir armağan etmek.
Yine bu nesc-i nev-tarhumla kâlâ-ı bahâriyyem
Tarâvet virdi rûh-ı Gülşenî'ye armagan oldı
Lebîb, K.14/5
Sâhib-i Mevlidün ceddi Şeyh Mahmûd-ı Hamîdî bu beyti hediyye göndermişdür :
Velâyet gösterüp halka suya seccade salmışsın
Yakasın Rumilinün dest-i takvâ ile almışsın
Yahya Bey, s.3
Âlî, taşrada geçen on sekiz yıldan sonra 1593 yazında doğduğu yere döner. Dönüşünü kutlamak ve arkadaşlarına bir armağan sunmak isteğiyle divanlarından 100 gazelini seçerek Sadef-i Sad-Güher'i meydana getirir.
Lîk ihvâna armaganum yok
Bezl içün Genc-i Şâygân'um yok
Vâkıa turfe armagandur bu
Tuhfe bir Genc-i Şâygân'dur bu (Aksoyak, 33-34)
-
Padişaha eser hediye etmek.
Toludur şem'ile meşhed musaffâ
Müzeyyendür ser-â-ser nakş-ı zîbâ
Anun-çündür bana işbu 'atiyye
Kim idem şâh eşigine hediyye
Ahmed Rıdvan, Hüsrev ü Şîrîn, 168-169
-
Caba dağıtmak: Bir kişi kahvehanede bir dostuna kahve ısmarladığında kahveci: “Ücret istemez, cabadır” diyerek kahveyi o kişiye verirdi. Herkese ısmarlanırsa, “Falan kişi caba dağıttı” denilirdi. Cabanın sadece pişmiş kahve hediye etmek anlamında kullanıldığı da belirtilmektedir.
SONUÇ
Divan şiirinde pîşkeş, armağan, caba, hedâya, atâ, tuhfe, ihsan gibi çeşitli şekillerde karşımıza çıkan hediye ve hediyeleşme adeti, Türk insanının birbirleriyle ilişkilerinde sevgiyi ve dostluğu arttırma çabasının sonucu olarak görülmektedir. “Çam sakızı çoban armağanı” hediyelerden başlayarak insanın en değerli varlığı olan canının bile hediye edildiği görülmekte ve hediye kelimesinin zengin anlamlar kazanmasının temelinde bu sevgi ve dostluk yatmaktadır.
Divanların taranması sonucunda hediye ile ilgili gerçek veya mecazî olarak şu anlamlar tespit edilmiştir:
-
Şiiri hediye etmek.
-
Şiiri meleklere hediye olarak göndermek.
-
Sevgiliye canı hediye etmek.
-
Kalbin hediye için narin olması.
-
Peykân hediye etmek.
-
Kazanın şairin düşüncesinin bikrine her gece altından bir örtü hediye etmesi.
-
Çam sakızı çoban armağanı atasözüne ve Hz. Süleyman’a bir karıncanın gücü yettiği kadar hediye götürmesine işaret.
-
Sevgilin la’l gibi dudağını hediye etmesi.
-
Sevgilinin ayağının tozuna âşığın inci gibi gözyaşlarını hediye etmek.
-
Sevgilinin yanağının ışığını aya hediye göndermek.
-
Sevgilinin ayak tozunun âşıklara sürme olarak hediye edilmesi.
-
Dua hediye etmek.
-
Süslemek.
-
Kıyafet.
-
Can almak.
-
Altın kadeh
-
Sevgilinin ayak tozunu güzel koku için hediye etmek.
-
Şiir armağan etmek.
-
Sabâ rüzgârının sevgilinin ayak tozunu armağan etmesi.
-
Sevgilinin ayak tozunu armağan olarak alıp gelmesi.
-
Sevgilinin sabâ rüzgârıyla zülfünün kokusunu göndermesi.
-
Gönlün gayb âleminin armağanı olması.
-
Düşüncenin gayb âleminin armağanı olması.
-
Şiirin gayb âleminin armağanı olması.
-
Gönül aynasını sevgiliye armağan etmek.
-
Gönlün faziletli insanlara armağan olması.
-
Kalemin gerçeklerle dolarak muteber gazelleri şaire armağan vermesi.
-
Geçen ömrü kabir ehlinin armağanı etmek.
-
Âşığın sevgiliye armağan olması.
-
Goncanın sabâ rüzgârını hükümdara armağan göndermesi.
-
Kirpiklerin sevgilinin tozunu birbirine armağan olarak vermesi.
-
Âşığın sevgili için armağan araması.
-
Nergis göndermek.
-
Gül göndermek.
-
Ayağının tozunu armağan olarak göndermek.
-
Hayır dua
-
Şairin kendini hediye edilmiş fenere benzetmesi.
-
Bûse hediye etmek
-
Gözün hastaya sıhhat hediye etmesi
-
Sevgilinin yan bakışını âşığa hediye etmesi.
-
Dudağın hayat vermesi.
-
Can şiiri bahşının ölüye hayat vermesi.
-
Âşığın ihsan çocuğu olması.
-
Sevgiliden ihsan dileme.
-
Sevgilinin ihsanının bol olması.
-
Kavuşmayı ihsan kılmak.
-
Zinet, sofra.
-
Aşk mülkünü ihsan kılmak.
Hediyenin veriliş sebep ve yerleri bakımından Türk kültüründe mevcut olan bazı âdetler de bulunmaktadır:
-
Deniz geçince hediye vermek.
-
Padişahın emriyle yazılan kitabın hediye edilmesi.
-
Getirilen müjde için hediye vermek.
-
Değerli misafirlere hediye verme.
-
Devlet adamlarına gönderilen hediyelerle birlikte şiir sunulması.
-
Şiir armağan etmek.
-
Padişaha eser hediye etmek.
-
Caba dağıtmak
Türk kültüründe hediyenin kullanıldığı anlamları göstermesi açısından Divan şiirinden tespit edilen örnekler, insana verilen değeri ve insan ilişkilerdeki engin hoşgörüyü belirtmesi açısından önemlidir. Ayrıca şiirlere yansıyan hediye verme ile ilgili âdetler de bu duyguların Türk kültüründe yerleşmiş olduğunu gösteren ipuçlarıdır. Divan edebiyatı, sosyalleşmenin bir sonucu olan hediyeleşme âdetini şiirlerde zengin anlamlarla işlediği için sosyal hayattan kopuk olmamış; bilakis toplumun merkezindeki yerini korumuştur denilebilir.
KAYNAKÇA
Akdoğan, Yaşar. (1979) “Ahmedî Dîvânı ve dil hususiyetleri: gramer, sentaks, sözlük.” Doktora Tezi. İstanbul Üniversitesi, İstanbul.
Akkuş, Metin (1993) Nef‘î Divanı , Ankara: Akçağ Yay.
Aksoyak, İsmail Hakkı (1999) “Gelibolulu Âlî ve Divanlarının Tenkitli Metni”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Gazi Ü. S.B.E., Ankara.
Altun, Kudret (2002) Tuhfe-i Kusûrî, Kayseri.
Arı, Ahmet. (1994) “Sakıp Mustafa Dede: hayatı, eserleri, edebî kişiliği ve Dîvânı'nın tenkitli metni.” Yayımlanmamış Doktora Tezi. Selçuk Üniversitesi, Konya.
Arslan, Mehmet, Aksoyak, İsmail Hakkı (1994) Haşmet külliyatı: Divan, Senedü'ş-şu‘arâ, Vilâdet-nâme (Sur-nâme), İntisabü'l-mülk (Hab-nâme). Sivas: Dilek Matbaası.
Ayan, Hüseyin (1990) Nesîmî Divanı, Ankara: Akçağ Yay.
Aynur, Hatice (1999) 15. yy. Şairi Çâkeri ve Divânı. İstanbul: Scala Yayıncılık.
Bilgin, Azmi (2004) Nigârî Dîvânı, İstanbul.
Canpolat, Mustafa, (1982) Ömer bim Mezîd Mecmûatü’n-nezâir, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Çavuşoğlu, Mehmet (1977) Yahya Bey Divanı (Tenkitli Basım ), İstanbul: Istanbul Edebiyat Fakültesi Matbaası.
________, Mehmet (1979) Amrî Divanı (Tenkitli Basım ), İstanbul: Istanbul Edebiyat Fakültesi Matbaası.
________, Mehmet (1981) Hayretî Divan, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları: 2868.
________, Mehmet, Tanyeri, M.Ali (1990) Üsküplü İshak Çelebi Divanı (Tenkitli Basım), İstanbul: Mimar Sinan Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi.
Erdem, Sadık (1988) Sâî Çelebi Tezkiretü’l-bünyân, İstanbul, 1988.
__________ (2005) Neylî ve Dîvân’ı, Ankara: Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu.
Ergin, Muharrem (1981) Kadı Burhaneddin Divanı, İstanbul.
Erünsal, İsmail (1983) The Life and Works of Tacizade Cafer Çelebi With a Critical Edition of His Divan. İstanbul: Istanbul Edebiyat Fakültesi Matbaası.
Gölpınarlı, Abdülbaki (2005) Nedim Divanı, İstanbul: İnkılâp Kitabevi.
Güfta, Hüseyin. “Hazık Mehmed Efendi'nin Hayatı, Edebî Şahsiyeti, Eserleri ve Divanı'nın Tenkitli Metni.” Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Atatürk Üniversitesi, 1992.
İsen, Mustafa, Kurnaz, Cemal (1990) Şeyhî Divanı. Ankara: Akçağ Yayınevi.
Kadıoğlu, İdris. “Lebib-i Âmidî: Hayatı, Edebi kişiliği, Eserleri ve Divanının Tenkidli Metni.” Yayımlanmamış Doktora Tezi. Dicle Üniversitesi, 2003.
Kaya, Bayram Ali (2003) The Divan of Azmi-zade Haleti Introduction and Facsimile Edition, Azmi-zâde Haleti Divanı. Harvard: The Department of Near Eastern Languages Harvard University.
Kılıç, Atabey (1994) Ahmed Neylî Divanı, Ege Üniversitesi, S.B.E., Yayımlanmamış Doktora Tezi, İzmir.
____, Atabey (2001) Mustafa bin Osman Keskin: Manzume-i Keskin, inceleme-metin-sözlük-tıpkıbasım. Kayseri: Laçin Yayınevi.
Küçük Sabahattin (1994) Bâkî. Dîvân: tenkitli basım. Ankara: Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu.
Kürkçüoğlu, M.Akif, “Mahmud Nedim Paşa Divanı İnceleme, Transkripsiyonlu Metin, Sözlük”, Sakarya Üniversitesi S.B.E. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Sakarya, 2004.
Macit, Muhsin (2001) Zihnî Divanı. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
Mengi, Mine (1995) Mesîhî Divanı. Ankara.
Mermer, Ahmet (1991) Mezâkî Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divan’ının Tenkidli Metni. Ankara: Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu.
______, Ahmet (1997) Karamanlı Aynî ve Dîvânı. Ankara: Akçağ.
Oğraş, Rıza, (1995) Esad Mehmed Efendi’nin Hayatı, Edebî Kişiliği ve Şâhidü’l-Müverrihîn Adlı Eserinin Edisyon Kritiği, Trakya Üniversitesi S.B.E. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Edirne.
Onay, Ahmet Talat (1992) Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar. (Haz.: Cemal Kurnaz), Ankara: TDV Yayınları.
Pala, İskender (1989) Ansiklopedik Dîvân Şiiri Sözlüğü. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları: 1018.
Saraç, Yekta (2002) Emrî Divanı. İstanbul.
Sungur, Necati (1994). Âhî Dîvânı, Ankara: Milli Kütüphane Basimevi.
Tarlan, Ali Nihat (1992) Hayâlî Bey Divânı. Ankara: Akçağ Yayınevi.
_____, Ali Nihat (1992). Ahmet Paşa Divanı. Ankara: Akçağ Yayınevi.
_____, Ali Nihat (1992). Zâtî Divan, İstanbul: Istanbul Edebiyat Fakültesi Matbaası.
Tavukçu, Orhan Kemal (2000) Ahmed Rıdvan, Hüsrev ü Şirin (İnceleme-Metin), Erzurum.
Tulum, Mertol, Tanyeri, Ali (1977), Nev’î Divanı, İstanbul.
Yılmaz, Kadriye (2001) “İbrahim Tırsî Divanı İnceleme-Tenkitli Metin-Sözlük”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta.
M ehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi
Dostları ilə paylaş: |