77-BİR NASİHAT
Adamın biri ısrarla Resulü Ekrem’den kendisine nasihat etmesini istiyordu. Resulü Ekrem ona şöyle buyurdu:
-Söylediklerimi yapacak mısın?
-Evet Ya Resulallah…
-Söylediklerimi yapacak mısın?
-Evet Ya Resul Allah…
-Söylediklerimi yapacak mısın?
-Evet Ya Resulallah…
Resulü Ekrem, üç defa adamdan söz alıp, konunun önemini belirttikten sonra şöyle devam etti:
-Bir iş yapmak istediğin zaman, o işin sonunu düşün. Eğer sonu doğru ise onu yap. Eğer sonu yanlış ise kararından vazgeç. 87
78-ANİ KARAR
Kervancı Seffan’ın , deve kervanını sattığını ve Hac yolculuğu için başka bir kervana ihtiyacı olduğunu duyan Harun Reşit, çok şaşırmıştı. Kendi kendine şöyle düşündü: “ Hac yolculuğunda eşyalarımızı taşıma konusunda anlaşmalarına rağmen, Seffan’ın bütün develeri satması normal değil. Develerin satılmasının bizimle bir ilgisinin bulunması uzak bir ihtimal değildir.”
Hemen Sefanı, çağırtarak ona şöyle dedi:
-Develerin hepsini sattığını duydum.
-Evet Ey müminlerin emiri…
-Neden?...
-Artık yaşlandım. Çalışamıyorum. Çocuklarım da bu işle ilgilenmiyorlar. Ben de en iyisinin develeri satmak olduğunu düşündüm.
-Doğru söyle neden sattın?
-Size söylediğim sebepten dolayı…
-Ama ben biliyorum neden sattığını. Mutlaka Musa B. Cafer(as), seninle aramızda yaptığımız anlaşmayı duymuş ve bunu sana yasaklamıştır. Develeri satmanı o sana emretti. Ani kararının sebebi de budur.
Harun, çok öfkelenmiş bir şekilde konuşmasına devam etti:
-Saffan! Eğer eski dostluğumuz olmasaydı başını bedeninden ayırırdım.
Harun, doğru tahmin etmişti. Seffan, her ne kadar halifeye yakınlığıyla bilinse de, Ehlibeytin ihlaslı taraftarlarından biriydi. Seffan, halifeyle Hac yolculuğu için anlaşma yaptıktan sonra, bir gün Musa B. Cafer ile karşılaştığında imam Ona şöyle dedi:
-Seffan! Her şeyin güzel, bir şey dışında.
-Nedir o iyi olmayan şey, Ey Resulullah’ın oğlu?
-Develerini bu adama kiraya vermişsin.
-Ey Resulullah’ın oğlu! Ben haram bir yolculuk için develerimi kiraya vermedim. Harun Hacca gidecek. Artı ben kendim onunla gitmeyeceğim, hizmetçilerim onunla gidecek.
-Seffan! Sana bir şey soracağım.
-Buyurun Ey Resulullah’ın oğlu!
-Sen develerini ona kiraya vererek bir ücret alacaksın. O develeri götürecek ve sen alacaklı olacaksın değil mi?
-Evet Ey Resulullah’ın oğlu!
-Öyleyse en azından Harun’un senin paranı geri getireceği kadar bir ömrü
olmasını istemiyor musun?
-Evet Ey Resulullah’ın oğlu!
-Kim zalimlerin hayatta kalmasını isterse, onlardan sayılır ve kim zalimlerden olursa ateşe gidecektir.
Bu konuşmadan sonra Sefan, her ne kadar bu işin canına mal olabileceğini düşünse de develerini hemen satmaya karar verdi. 88
79-BEREKETLİ PARA
Ali B.Ebu Talip(as), Resulü Ekrem(s.) tarafından pazara gidip bir gömlek almakla görevlendirildi. Hz. Ali, pazara giderek on iki dirheme bir gömlek alıp getirdi. Resulü Ekrem(s.) sordu:
-Bunu kaça aldın?
-On iki dirheme…
-Bundan daha ucuz bir gömlek istiyorum. Satıcı geri alır mı?
-Bilemiyorum Ya Resulallah…
-Git bak, eğer alırsa geri ver.
Hz.Ali(as), gömleği alıp, pazara geri döndü ve satıcıya şöyle buyurdu:
-Allah’ın Resulü, daha ucuz bir gömlek istiyor. Bunu alıp, paramızı geri verir misin?
Satıcı teklifi kabul etti ve Hz.Ali (as) parayı alarak peygamberin yanına geri geldi. Sonra Resulü Ekrem (s.a.a) ve Ali(as) beraber pazara doğru yola koyuldular. Yolda küçük bir kızın ağladığını gören peygamberimiz, ona yaklaşarak,:
-Neden ağlıyorsun? Diye sordu.
Küçük kız :
-Ev halkı bana dört dirhem verip alış veriş için pazara gönderdiler. Nasıl olduysa paraları kaybettim. Şimdi eve dönmeğe cesaret edemiyorum, diye cevap verdi.
Resulü Ekrem(s.a.a), on iki dirhemin dört dirhemini o küçük hizmetçi kıza vererek şöyle buyurdu:
-Alış verişini yap ve evine dön.
Sonra pazara giderek dört dirheme bir gömlek alıp giydi. Pazardan dönerken üzerinde elbisesi olmayan birini gördü. Hemen yeni aldığı gömleği çıkarıp ona giydirdi. Sonra tekrar pazara geri dönüp, dört dirheme başka bir gömlek daha alıp giydi. Yine evine doğru yürümeğe başladı. Yolda yine aynı küçük kızı, tedirgin bir halde oturmuş olarak gördü.
-Neden evine gitmedin? Diye sordu.
Küçük kız:
-Ya Resulallah! Dedi. Çok geciktiğim için beni dövmelerinden korkuyorum.
-Gel beraber gidelim. Evinizi bana göster. Seni dövmemeleri için aracılık ederim.
Resulü Ekrem(s.a.a), küçük hizmetçiyle beraber yola koyuldu. Eve yaklaştıklarında küçük kız:
-İşte bu ev, dedi.
Resulü Ekrem(s.), kapının önünde yüksek sesle:
-Ey ev halkı! Selamun aleykum , dedi.
Cevap alamayınca, ikinci kez selam verdi. Yine cevap gelmeyince, üçüncü kez selam verdi. Bu sefer:
-Esselamu aleyke Ya Resulallah! Ve rehmetullahi ve berekatuh, diye cevap verdiler. Resulü Ekrem(s.), evdekilere şöyle buyurdu:
-Birinci defada niye cevap vermediniz? Sesimi mi duymadınız?
-Sesinizi duyduk ve sizi tanıdık.
-Öyleyse neden cevap vermekte geciktiniz?
-Ya Resulallah! Senin selamını tekrar tekrar duymayı seviyoruz. Senin selamın bizim evimiz için bereket ve selamettir.
-Sizin bu Küçük hizmetçiniz geç kaldı. Buraya sizden onu cezalandırmamanızı ricaya geldim.
-Ya Resuallah! Sizin değerli adımlarınız hürmetine hemen şimdi bu küçük hizmetçiyi azat ediyoruz.
-Allah’a şükür! On iki dirhem ne kadar da bereketliydi. İki çıplağı giydirdi ve bir köleyi azat etti.89
80-PAHALILIK
Medine’ de buğdayın ve ekmeğin fiyatı gün be gün artıyordu. Tedirginlik ve korku sarmıştı halkı. Senelik azığını hazırlamamış olanlar, hazırlık telaşındalar idi . Hazırlığını yapmış olanlar da, onları korumaya çalışıyordu. Bu arada halkın fakir kesimi ise, yiyeceğini günlük olarak alıyordu pazardan. İmam Sadık(as), evinin harcamalarından sorumlu olan Muteb’e sordu:
-Bu yıl evimizde buğday var mı?
-Evet Ey Resulullah’ın oğlu! Bize aylarca yetecek miktarda buğdayımız var.
-Onları pazara götür ve insanlara sat.
-Ey Resulullah’ın oğlu! Medine’de buğday sıkıntısı var. Eğer bunları satarsak bir daha buğday satın alamayabiliriz.
-Dediğimi yap ve hepsini halka sat.
Muteb, imamın emrine itaat ederek buğdayları pazara götürüp sattı ve durumu imama bildirdi. İmam(as) ona:
-Bundan sonra evimin ekmeğini pazardan günlük alacaksın, dedi. Halı hazırda halkın tükettiği ekmek ile benim ekmeğim arasında bir fark olmamalı. Bundan sonra benim evimin ekmeği, yarı buğday, yarı arpa ile yapılacak. Allah’a hamt olsun, sene sonuna kadar en güzel şekilde evimi buğdayla geçindirebilirim ama bunu yapmayacağım ki, Allah’ın razı olacağı bir yaşam dengesi kurmaya dikkat etmiş olayım.90
Dostları ilə paylaş: |